Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
St. Tropez: Bir imparatorlı lmanlar, 1944 ağustosunda hıç bir neden yokken Saint Tropez'yi dinamitlerken, belki de günUn bırindc bu küçük balıkçı limanının kendı modası ve kurallarıyla imparatorluğunu ılan edeceğini biliyorlardı. Amerikan ritmlerinin eseceği, ttalyan gevşeklığını ve savaş sonrası zevkleri barındıran bu küçük limanın Almanların yeni sistemlerinin tersine kendi düzenini ilan edeceğini anlamış gibi, 15 ağustos 1944'te Almanlar hiç bir askeri gerekçe göstermeden limanı bombaladılar. lşte Saint Tropez devri bu patlamayla başladı. Küçük bir balıkçı köyü, yarattığı moda ve kurallanyla tüm dünyayı istila ediyor ve Saint Tropez kültürüyle, belkı de yalnız kafalarda ve bedenlerde hüküm süren sanatın doğduğu, yeni bir medeniyetin oluşabileceği tek yerde, Akdeniz'de ticaret ve savaş imparatorluklarından sonra yeni bir ımparatorluk kuruyor, Saint Tropez'de "Akdenlz tmparatorluğıT'nu ılan ediyordu. 1944 ağustosunun 15'ınde Almanların saldırısından sonra eskı han, Sencguıer Pastanesi, Sube Oteli yerle bır oldu ve ortalıkta sadece Büyük Bronz Kurbağa kaldı: Suffren Hâkunının heykeli. Kırmızı kiremitleriyle, Latin yelkenli balıkçı tekneleriyle, karmaşa, barış ve yasam sevınci kokan bu küçük kasaba, yenilmiş ışgalcıleri lehdit ederken, bir yandan da insanlara yeni bir medeniyet sunmaya doğru gıdiyordu. 8 SİY/ A "tlkel Tropez insanı" Almanların saldırısından sonra kendisini bır kazazede kent ilan eden Saint Tropez, soygun ve spekülasyonu engellemek içın buraya yabancıların pazar kurmasını yasakladı. Böylelikle Saint Tropez, kahve işleten, pasta yapan eski ailelere ve otuz yıldır ıpek kadın pantalonu stilistlığı yapan Vachan kardeşlere kaldı. Saint Tropczlıler, yıkılmış evlerını tamır ettiler, ama ikinci bır kat çıkamadılar ve böylelikle burası dar binalar mimarısının korkunçluğundan uzak kaldı Nüfusu da değışmedı, 1940 öncesi nüfusu oluşturan başlıca iki unsur vardı Biri, " H o m o tropezianus primilifus" diye anılan balıkçılar, dukkân sahıbi tuccarlar ve sanatçılar yanı eskı Tropezliler. tkincısı ıse, Montparnasse'dan, Palaıs Royal'dan, Nıce'den gelen yazlıkçılar. Ha, bır de buraya geçen yüzyılın sonunda ycrleşen rcssamlardan Paul Signae'nın çağrısıyla gelen ünlü feminist gazetccıler Colette, Andre Raııssin, Pagnol, Charles Valin ve I#onPaul Fargue'ı görmek mümkün. O zamanlar Saint Tropez'ye gelenler, burayı turıstik broşürlerden seçmiyorlardı kı HINCA HINÇPLAJ "Kıyılar proleterler yok, Saint Tropez İmparatorluğu vok. sacası. Ve bu küçük kasaba, Tropezyen Imparatorluğunun temel karakteristiğıni kulanarak yavaş yavaş tırmanmaya başladı. Nasıl yaptığına gelınce.. Reklam için para saçmak yerıne, bırakın buraya gelen unlüler, sanatçılar anlatsın, ressamlar çızsın Saint Tropez'yi Günün birinde New York Beledıye Başkanı, Saint Tropez Escale'ın patronu Felix'e, "Reklam için butçeniıden ne kadar ayırıyorsunıu?" dıyc sorunca aldığı cevap, "Tek kuru^ bile ayırmıyoruz" oldu. 1946'dan ıtıbaren Homo Tropezianus büyüdü ve çoğaldı. 7 nolu karayolu Parıs'e, Vintımılle Flore'a, Fabou'yu da Escale'e bağlayırKJ Madame Barbier ve Mado, buradaki ıkı patron; her anlamda tum ıfadele rını kaybetmiş varoluşçuları bir anne gıbı bağırlarına bastılar Saint GermaındesPres'deki kahvelerin dıp köşelerınde oturmaktan sararmış suratlarla gelenlcrc, savaşın bitip bıtmedığınden pek haberdar olmayan bu ıkı kadın, büyük fıncanlarda kahveler sunup, kızarmış sardalyalar ikram ederek onlara savaş mültecilerine yaptıkları tüm Iİ4RDO1 Saint Tropez efsanesinin ba$ki$isi.. Iturada "doğdıı", landı. Plaj duvarlan yıkdınca buradan gitri. bıırada "buyudıı", yaş ss r~\fl ^ * ^ X Y' r ,<^> •r?^^