25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

C SPOR KARTA FUTBOL 2 HAZIRAN 2009 SALI << PENÇ B 4 TELLO L’IN HOLO SKO SPOR POLİTİKASI Tatil... HİKMET ÇETİNKAYA YU SU F BOBO ESİ eşiktaş şampiyonluğa ulaşırken dört isim vardı ki kuşkusuz bu başarıda büyük rol oynadı. Kariyerlerinde şampiyonluk hasretleriyle yanıp tutuşan Yusuf Şimşek, Rodrigo Tello, Filip Holosko ve Da Silva Bobo Beşiktaş’la birlikte altın bir sezon geçirdiler ve sezonu ‘duble’yle bitirdiler. Sezon ortasında Trabzonspor’un elinden alınan Yusuf Şimşek’in verdiği katkı Siyah Beyazlılara çok önemli bir güç kattı. Kritik maçlarda kendisine has çalımlarla attığı goller, adeta bir çilingir gibi şampiyonluk kapısını açtı. Özellikle Eskişehir deplasmanında, bir öğlen mücadelesinde, sol çizgiden topu alıp üst üste attığı çalımların ardından gelen gol, Beşiktaş’ı çok rahatlatıyordu. Hemen ardından G.Saray ile İnönü’de oynanan karşılaşmada Beşiktaş çok iyi bir futbol oynayamasa da takımının ikinci golünü atıyordu Yusuf ve şampiyonluğun ilk adımına öncülük ediyordu. Oldukça eleştirilen Yusuf yaşın önemli olmadığını tüm futbol ailesine kanıtlıyordu. Şilili Rodrigo Tello bir sol bek olarak gelmişti Sporting Lizbon’dan Beşiktaş’a... Ancak onu keşfetmek biraz zaman aldı. Sol açık, savunma, ön libero derken Mustafa Denizli onu serbest oynatmaya karar verdi. Bir nevi Delgado’nun görevini üstleniyordu Şilili... Bu da ona özlediği özgürlüğü getiriyordu. Tello, hem serbest atışları hem uzaktan vuruşları hem de asistleriyle takımının en etkili isimlerinden biriydi 20082009 sezonunda. Manisaspor’dan geldiği zaman Holosko için, “Pahalı, aldığı paraya, verilen oyunculara değmez” deniliyordu. Ancak o da tıpkı diğer takım arkadaşları gibi yanılttı futbol camiasını... Slovak oyuncu zaman zaman sağ kanatta, zaman zamansa ikinci forvet gibi oynadı ve takımının en önemli silahı oldu. Kim onun kafasıyla attığı çalımları unutabilir. Holosko, Denizlispor maçında attığı golle takımının hücumdaki en güçlü isimlerinden biri olduğunu kanıtlayarak noktayı koydu bu sezona... Ve Bobo... O, oldukça geç açıldı bu sezon... İstenilen performansı bir türlü sergileyemedi. Ancak Nobre’nin sakatlanmasının ardından sorumluluğu almayı bildi. Takımının hücumunda yükü omuzmarına aldı. Attığı gollerle Mustafa Denizli’yi rahatlattı ve şampiyonlukta büyük rol oynadı. Rüştü. RÜŞTÜ’ DE N D E N İ Z L İ ’ Y E Beşiktaş’ın şampiyonluğundaki en büyük pay sahiplerinden biri de kuşkusuz ki deneyimli file bekçisi Rüştü Reçber... Mustafa Denizli ile 2001 yılında Fenerbahçe’de şampiyonluk yaşadıktan sonra aynı başarıyı 2009’da Beşiktaş’ta yinelemenin güzel bir tesadüf olduğuna dikkat çeken Rüştü, Cumhuriyet’e yaptığı açıklamada, “Sonuçta hem Türkiye Kupası’nı kazandık, hem de lig şampiyonu olduk. Emeği geçen herkese teşekkür ediyorum. Özellikle de sayın başkanımıza; çok büyük Beşiktaşlı kendisi... Keza yönetimdeki büyüklerimiz de öyle. Ve elbette teknik direktörümüz Mustafa Denizli’ye; aslan payı onun diyebilirim” şeklinde konuştu. Spor Dergi yaz tatiline giriyor... Yeniden Spor Dergi’de buluşur muyuz bilmiyorum... Siz yazımı okuduğunuz gün Turkcell Süper Lig’in şampiyonu çifte zaferini kutluyor olacak... Günlerden cumartesi ve ben yazımı yazmak için masanın başına oturdum. Arif Kızılyalın kaptanlığındaki Cumhuriyet Spor Eki pek çok başarılı işe imza attı. Genç bir kadro çıkarıyordu dergiyi... Hepsi, geleceğin önemli spor yazarları olacaklar, bunu söyleyebilirim. Futboldan basketbola, yüzmeden tenise değin çok sayıda spor dalı dergide yer aldı. Çok güzel yorumlar ve haberler çıktı... Basketbolda Ahmet Kurt... Bize basketbolu öğretti ve sevdirdi... Yılların deneyimli spor yazarı ve yöneticisi Abdülkadir Yücelman’ın güzel yazıları. Ben Yücelman’ın öteden beri yazılarını ilgiyle okurum. Adnan Dinçer, futbolu bilimsel olarak yorumluyordu. İlginç yazılar yazıyordu. Türk futbolunun önde gelen adlarından olan Adnan, futbolu anlattı bize. Üstelik öğretti de. Metin Tükenmez de yıllar sonra yeniden yuvaya dönmüştü. Geçen hafta önemli bir konuya değinmişti Tükenmez: “Futbol ve yaşama politik müdahale!” Harika bir yazıydı... Her salı günü okurlar da Spor Eki’ni bekliyorlardı... ??? Serdar Kızık ve Nüvit Tokdemir İzmir’den yazıyorlardı. Serdar, kıvrak kalemiyle sporun her dalından yazılar yazdı. Nüvit Tokdemir, “Bir zamanlar” adlı köşesinde unutulmaya yüz tutmuş sporcularımızın öyküsünü anlattı okura. Alev Anakök’le fileyi öğrendik... Cumhuriyet Spor Eki’nden ayrılmak hüzünlendirdi beni... Sıcak bir mayıs akşamında bu satırları yazarken yılların ne çabuk geçtiğini bir kez daha anlıyorum. Yaşamı çoğaltmak, yaşamı güzelleştirmek o denli zor değil! Yaşamın sayfalarını okurum çoğu zaman... O sayfalar anılarla yüklüdür. Spor Eki de yaşamın sayfaları arasında kaldı. Sanki eski bir sevgili gibi... Can İşbakan’ın yazısını okurken dalıp gittim... Sami Gürel yazımı bekliyor... Ersin Öztekin haber veriyor: “Maçların sonuçlarını bekleyecek misin abi?” Hayır, beklemeyeceğim... Nasıl olsa bu yazım, salı günü yayımlanacak Spor Dergi’de... Evet, ayrılıyoruz... Umudum, yeniden buluşmak! Ekonomik krizde yeniden buluşabilir miyiz? İyi haftalar demiyorum... Güneşli, umut dolu bir yaz diliyorum... Barış için, kardeşlik için, sevgi için! Hoşçakalın!.. 5
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle