Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Günler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
ADNAN DİNÇER’LE F U T B O L eposta:adnandincer@hotmail.com NEYMİŞ ABDÜLKADİR YÜCELMAN eposta: ayucelman@cumhuriyet.com.tr DÜNYA DÖNÜYOR! uğulu gözlerimde canlanan hayallerin oynaştığı kıpırtılarla kulağıma gelen nağmelerde “Dünya durmadan dönüyor” diyor merhum Fecri Ebcioğlu... Sanki yeniden bir buluşma yaşıyorum. Onun bize bıraktığı bu şarkıda birlikte olduğumuz bir Beşiktaş şampiyonluk anısı var kutladığım. Davetli gittiğim bir günde Beşiktaşlı gençlere verilen eğitim emeğimizin getirdiği şampiyonluğu kutlamış ve beni taraftarı olduğu kulübe mutlaka kazandırmak istediğinden bahsetmişti. Anlamlı bulmuştu Beşiktaş’ın başarısını! Sonra aradan yıllar geçti ve dünya durmadan döndü... Her dönüşünde ömrümüzden bir yaprak misali koparılan günleri çalsa da hiç şikayetçi olmadık. O günün çocukları, bu günün kendi çocuklarının elinden tutup İnönü Stadı’nın futbol tarihine kayıt oldular. Sevindiler, üzüldüler ama bu mabede çok saygılı bir bağ ile tutundular. Şimdi farklı jenerasyonların buluştuğu bir mutluluk ve sevinç çığlıkları içinde Beşiktaş bayramını kutluyorlar. 19 yıl sonra gelen iki kupayı ve 6 yıl önce beklenmeyen biçimde kaybedilen büyük başarının kaosa dönüştürüldüğü şampiyonluklarını kutluyorlar. İnsan öğütme canavarı ülkemizin dişlileri arasından kendini yeniden hayata ulaştıran Mustafa Denizli ve öğrencilerinin tüm ülkeyi siyah beyaz anlamına taşıdığı günü kutluyorlar. Haklarıdır, helâl olsun! Baba Hakkılar’dan Süleyman Sebalar’a,Baba Recepler’e, Ali İhsanlar’a, Şenol, Birollar’dan, Nazmiler’e, Ziya, Fuat, Fikretler’den Sametlere, Rızalar’dan, Ali, Metin, Feyyazlar’a, Sergenler’den İ.Üzülmez, Tayfurlar’a, Paunoviçler’den, Noumalar’a, Bobolar’a, Toramanlar’a, G.Zanlar’a, Yusuflar’a, Nobreler’e, Holoskolar’a, Necmi, Varol, Sabriler’den adları sayılamayacak kadar çok olan ve 12 yıl önce sakat diye alınmayan Rüştüler’e kadar uzanan bir Karakartal öyküsüdür bu durmadan dönen fani dünyada... Beşiktaş her şampiyonluğunda yeni bir unutulmaz kazıyor tarihine. Çok öncelerde neredeyse Ulusal Takım’ın tamamı olma başarısını gösteren Beşiktaşlı gençler daha sonra devrim olan içinde bulunduğumuz arkadaşlarımla Serpil Hamdi Tüzün yönetiminde Türk futbol tarihine altın başarılar getiren gençler ile yenilmez oldu. Endüstriyel futbolun baskısı ile değişen dünya karşısında bocalayan Beşiktaş, Lucescu ile doğruyu bulurken sır olan bir darbe ile yıkılmış ve 6 yıl beklemek zorunda kalarak bir çok acelecilik sonucunda yapılan hataların önüne geçerken deneyim ve tecrübenin olgun meyvası halini aldı. B Beşiktaş Şampiyon; Neden Kızıyorsunuz! 903’ten değil 2003’ten bu yana bir kez daha şampiyon olmuş Beşiktaş. Neden bu kadar kızgınsınız. Epostam Fenerbahçeli ve Galatasaraylı kızgınlarla dolmuş bu sabah. Vay efendim, Beşiktaş’ın şampiyon olacağı daha sezon başında belliymiş, Fenerbahçe, Galatasaray bu yıl şampiyonluğu Beşiktaş’a hediye etmişlermiş... Federasyon ve hakemler de bu işi başından beri ayarlamışlar da... İnsanoğlu kızınca ağzına geleni söyler ama biraz da haddini bilmek gerek. Çünkü gülünç oluyorsunuz, söylediğiniz şeyleri kulaklarınız duymuyor. Medyamız da helal olsun yangına körükle gitmedi değil. Akmerkezde buluşmalar, yemekler kahvaltılar falan filan... Falan filan ama eloğlunun ağzı torba değil ki büzesin. Bu görüşmeleri türlü şekilde yoruımlayan kalemler şimdi Beşiktaş’ın şampiyonluğunu balçıkla mı sıvayacaklar. Beşiktaş şampiyon oldu. Tebrik edersin, hatta kutlama telgrafı çekersin, kulübe bir çiçek gönderirsin. Ama nerdeeee? Böyle düşünen bir toplum olsaydık bugün dünyanın gözünde bir hiç duruma düşer miydik? Neyse siyasetin günü değil, biz futbola dönelim. Fenerbahçe ile Galatasaray bu sezon değil Beşiktaş’ı, Sıvas ve Trabzonspor’u bile geçemedi. Avrupa treninin son vagonuna zar zor yetiştiler. Bir sezonda dokuzar 1 yenilgi alan Fenerbahçe ve Galatasaray’ın, Beşiktaş’ın kazandığı şampiyonluğuna bir diyeceği omaz, olmamalı. Beşiktaş için şimdi kimbilir neler yazılacak, söylenecek. Bana göre her şey iki sözcükle bitmiştir: BEŞİKTAŞ ŞAMPİYON. Kartal uçmuş doruklara konmuştur. Başkan Yıldırım Demirören Siyah Beyazlı camianın en çok sevinen Beşiktaşlı’sıdır kuşkusuz. O bunu haketmiştir. Eleştirilere kulak vermemiş yoluna devam etmiş; sonunda başarıyı yakalamıştır. Mustafa Denizli ise kariyerine bir çarpı daha koymuştur. Derval’in yardımcısı olarak şampiyonlukla kucaklaşan Denizli daha sonra tek başına geldiği Fenerbahçe’de ve şimdi de Beşiktaş’ta tek adam olmuştur. Hele İbrahim Toraman ile kavga edip kaptanlığı alınan İbrahim Üzülmez’e Denizlispor maçında kaptanlık bandını vermesi onun insani ilişkilerde de tartışılmaz olduğunun ifadesidir. Beşiktaş’ın şampiyonluğunda Denizli’nin birleştirici yanı ile takımda birliktelik oluşturması en büyük etken olmuştur. Çünkü insanları yönetmek futbolun teknik direktörlüğünden daha önemlidir. Ve işte Denizli’nin futbolcuları onunla birlikte başarıyı kucaklamışlardır. Başarı hepsinindir, başarı camianındır. Kutluyorum... Tükenmez’den Terim kitabı Neden bir Fatih Terim kitabı? Fatih Terim her yönüyle renkli bir insan. Bir gazeteci için müthiş bir kaynak. Futbol uygulamaları, basınla ilişkileri, televizyondaki görüntüleri salt benim değil, tüm dünyanın ilgisini üzerinde toplamıştır. 2008 Avrupa Futbol Şampiyonası’nda İsviçreli yayıncı kuruluş Fatih Terim’e bir kamera tahsis etmiştir. Böylesi bir haber ve yorum kaynağından etkilenerek yazdığım gazete yazılarının biraraya getirilmesi bir Fatih Terim kitabının ortaya çıkmasına neden oldu. Kitabın ilginç yanı, Fatih Terim’in geçtiği evreleri de somut bir biçimde ortaya koymasıdır. Yani, benimle tanışmak isteğinden, gazetecileri tehdit edecek boyutlara varan bir sürecin baş aktörü. Bu aktörün geçtiği yolları gazete sayfalarından kurtarıp, meraklılarının eli altında bulunan bir kaynak haline getirmek gerekirdi diye düşünüyorum. Yaptığım da budur. Kitabın adı ilginç. Nasıl verdiniz bu adı? Kitabın adı üzerine epey düşündüm. Zaten kitabın içindeki yazılardan birinin başlığı da buna çok benzer. Aslında bu adı İtalyanlar verdi. Fatih Hoca Milan’da çalıştığı sırada İtalyan gazetelerinde “İmparator mu çavuş mu? şeklinde tartışmalar oldu. Yinede kitabın adını verirken çok zorlandığımı, çoğu insanın bu isimden olumsuzluk çıkartacağını uzun uzun düşündüğümü itiraf etmeliyim. Fatih Hoca‘yı çok iyi tanıyan, kendisiyle tanışmama neden olan Avukat Kaşif Töre DİPTEN ZAFERE GİDEN YOL Denizli göreve gelirken doğruyu işaret eden bir teknik adam düşüncesi ile köşemden ve Beşiktaş TV’den destekledim. Ara transferde alınan Ernst ve Yusuf’un isabetli katkıları takımın birlik bareberlik içinde toparlanmasına neden oldu. Beşiktaş bir çok ilkleri de kazandı. Uzun süreden bu yana derbi kazanamayan kadro Fortis Türkiye Kupası’nı F.Bahçe’yi yenerek alırken G.Saray ve daha sonra da son karşılaşmasını Denizli deplasmanında kazanarak yıllarca önce kaybedilen rövanşı da kazanmasını bildi. Beşiktaş bu tarihi başarıyı gerçekleştirirken Denizli de üç büyüklerde şampiyonluk kazanan birlik oldu. Ayrıca Beşiktaş’a şampiyonluk kazandıran ilk Türk teknik adam unvanını elde etti. Sıvasspor, Trabzonspor ve Beşiktaş onlar için şampiyonluk adayı ve ilk üçü alan kulüpler olamazdı. Ama oldu. Ayrıca ilk yarı sonucunda altıncılığa gerileyen kadronun şampiyon olacağını ifade eden bir kaç yorumcudan birisiyken, hayal gördüğümü söyleyenlerin de rüyadan gerçeğe dönüşen başarıyı tahminleri de havada kaldı! Şimdi Beşiktaşlılar büyük mutlulukla bayramlarını kutlasınlar. Yıldırım Demirören yönetimi suskunluğun daha gerçekçi olduğunu ve takımın sahada konuşmasının akıtılan sevinç gözyaşlarına haklılık getireceğini yaşadılar. Ama artık Beşiktaş, Avrupa gerçeğiyle karşı karşıya yeni bir dönemin başlangıcını görmek istiyor. Bu da sabır emek ve birlik beraberlik gerektiriyor. Futboldaki başarı gerçeği kurumsal yapı saygısı ve otoriteye sahip çıkmaktır. Gereksiz hayal yapılara gerek yoktur. Futbolu teknik direktör yönetir ve sahiplenilirse kendi ülkemizden bunu çözebileceğimiz bir kez daha kanıtlanmıştır. Şimdi Beşiktaş bayramını kutluyorum. Bu gerçek, “Yeni bir yolun başı demektir” diyorum. Çünkü geri dönülmez bir gerçekte giderken dünyanın döndüğünü bir kez daha hatırlatır ve değişmeyen tek gerçeğin ‘değişim’ olduğunu hatırlatarak başarılarının devamını diliyorum. Tabii o muhteşem Beşiktaş taraftarının da hakkını teslim edip teşekkür ederek.. Ağanoğlu’na sordum. O da ‘askeri rütbelerle aşağılama olmaz’ deyince kitabın adı şekillenmiş oldu. Kitabı okuduğumuzda Fatih Terim’e ağır sayılabilecek eleştiriler yönelttiğinizi görüyoruz? Fatih Terim sıradan eleştirilere bile büyük tepki gösterirken bu yazılar karşısında tutumu ne oldu? Fatih Terim kime nasıl davranacağını çok iyi bilir. Bugüne kadar yazdıklarıma ilişkin direkt olarak hiçbir tepkisini görmedim. Sizin ağır dediğiniz yazılardan sonra karşılaştığımızda çoğunlukla samimi sohbetler ettik. Kitap çıktıktan sonra kendisiyle hiç karşılaşmadım. Alınacağını düşünebilirim, ama bana gücense bile gönül koyacağını tahmin etmiyorum. Kitapta da belirttiğim gibi, çoğu gazeteci Terim’in yanına randevuyla gider. Ben ise bugüne kadar kapısını çalmadan içeri girebilecek bir ilişki içinde oldum. Bundan sonra da böyle olacak. 15