22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

C SPOR ALTERNATIF 26 MAYIS 2009 SALI ALİ KOÇ: ASIL İŞİMİZ ŞİMDİ BAŞLIYOR enerbahçe Yönetim Kurulu Üyesi Ali Koç, Sarı Lacivertli kulüpte geride kalan seçim sürecinin ardından girilen yeni dönemde beyaz bir sayfa açacaklarını söyledi. İşlerinin şimdi başladığını belirten Koç, “Asıl işimiz şimdi başlıyor. Verdiğimiz sözlerin arkasında durmak ve kendimize biçtiğimiz hedeflere ulaşmak için gerekli girişimleri ve yatırımları yapacağız” dedi. F Örnek bir kongre yaşadıklarını ifade eden Ali Koç, “Hepinize teşekkür ediyorum. Yakınen kongreyi takip ettiniz. Genelde F.Bahçe söz konusu olduğunda bardağı yarı boş gören medya ile bu hafta çok verimli bir çalışmamız oldu. Bu defa bardak yarı doluydu. Yeni yönetim kurulumuz F.Bahçe’ye hayırlı olsun. Önemli olan F.Bahçe’ye yakışan, diğer kulüplere de örnek olabilecek bir kongre süreci yaşamamızdır. Sonucunda herkes birbirini kucakladı. F.Bahçe tarihinin en yüksek katılımlı seçimini çok olumlu duygularla tamamladık. Başta Şadan Kalkavan ve ekibi olmak üzere, kongreye katıldıkları için, rekabet ve renk kattıkları için, F.Bahçe’ye yakışan bir kongreyle sonuçlanmasında katkıları olduğu için herbirine ayrı ayrı teşekkür ediyorum. Kongreye katılan herkese de teşekkür ediyorum” diye konuştu. 5 kupalı takım Gazetenin kapısında bir otobüs durdu, önce Mustafa Balbay için gelen Cumhuriyet okurlarından bir grup sandık. İçinden boy boy çocuklar çıktı, ellerinde kupalar. Cumhuriyet gazetesine gelmişler seviçlerini paylaşmak için. Başlarında Atatürk’ün öğretmenlerinden Semra Demirel. Semra öğretmeni 20’den fazla yıldır tanırım. Kendini çocuklara adamış, spor sevgisi ile yoğrulmuş bir idealist. Yıllarca emek vermiş ve profesyonel basketbolcu olmuş nice gençlerin dışında son olarak da UPS Haluk Ündeğer ilköğretim okulunun yıldız takımının başında tam gün mesai yapıyor.. İdealist olmak yaşamını çocuklara ve geleceğin sporcularına adamak NEYMİŞ ABDÜLKADİR YÜCELMAN çocuklara sormaya başladım: “Şu 5 kupanın hikayesini bir anlatın bakalım?” Anlattılar, heyecandan dilleri dolana dolana. Sezon başında FMV Işık Spor Kulübü’nün düzenlediği 20 takımın da katıldığı basketbol turnuvasında şampiyon olmuşlar. Kupa 1 böyle gelmiş. İkinci kupayı İstanbul Milli Eğitim Müdürlüğü’nün düzenlediği İlkokullar Basketbol Şampiyonası’nda hiç yenilmeden şampiyon olarak almışlar. Denizli’de yapılan Türkiye Şampiyonası finallerinde yenilgi almadan yine şampiyonlukla kucaklaşmışlar. Finallerde Adana Bilfen Koleji ile eşleşen UPS Haluk Ündeğer ilköğretim okulu yıldız basketbolcuları, rakibini 7536 yenerek Türkiye şampiyonu olmuşlar. Gazeteden ayrılırken son bir soru sormaya kalktım kupa zenginlerine. “Peki siz hiç yenilgi görmediniz mi? ”Semra öğretmene sarıldılar. Onlar Semra öğretmenlerini yaşam boyunca hiç unutmayacaklar. Aynen ABD’den her İstanbul’a gelişinde Semra öğretmenini arayan Hidayet Türkoğlu gibi... güzel de acaba bunu kaç kişi başarıyordur.. Ama Semra öğretmen emeğinin karşılğını alıyor. UPS Haluk Ündeğer ilköğretim okulunun küçük erkek takımı ellerinde 5 kupa ile karşıma geçti. Fatih Erdoğdu fotoğraf çekecek ama ellerini yüzlerine kapadılar olmaz dediler, “Semra Öğretmen de gelsin”. Sonunda Semra öğretmeni de yanlarına alarak poz verdiler. “Semra öğretmensiz olmaz mı” dediğimde “olmaz” yanıtını aldım. Yani o olmazsa bir şey olmazmış. Başarının sırrı burada galiba diye düşündüm o an, başarıya gitmenin tek yolu birliktelikti. Aynı amaç için çalışmak, bir yerlere varmak. Ne güzel.. Neyse, kafamdan hızla geçen düşünceleri bir yana bırakıp İşte İçi Dışı Bir F.Bahçeli Funda Hanım Konuşma metni gürültü patırdıya gelmesin, ilginç sözleri arada kaynamasın, kaybolmasın diye konuşma metnini istedim. Gördüğünü söyleyen, düşüncelerini apaçık ifade eden, içi dışı bir ve tarafsız olduğuna gönülden inandığım Funda Pala, Fenerbahçe Genel Kurulu’nda kürsüye çıkmış ve soyadı gibi palasını çekmiş. Bir öyle bir böyle vurmuş da vurmuş. Gazeteler ve televizyonlar şimdi ondan söz ediyorlar. Neler demiş Funda hanım özetleyelim: “70 milyonun önünde F.Bahçe Başkanı’na hakaret etmeye hiçbirimizin hakkı yoktur” “Fatih Terim eğer F.Bahçe teknik direktörü olursa Fenerbahçeliliğimi askıya alırım” “Her kongre öncesi turnaklarımızı yiyerek acaba sayın Yıldırım aday olacak mı diye beklemeyelim” “Tek dileğim bundan sonraki seçimde ellerinde projelerle dinamik genç ekiplerin aday olmasıdır” “Benim listem yok, sadece konuşmaya ve düşüncelerimi anlatmaya adayım” Daha güzeli de şu: “F.Bahçe kulübünde kırmızı çizgiler vardır. (Atatürkçü çizgilerden söz ediyor) O çizgiler asla ve asla geçilmemeli” demiş. (helal olsun) Gerçekten çok beğendim bu konuşmayı. Herkes bu konuşmadan kendisine bir ders çıkarmalıdır. Yansız, özgün, öz, anlamlı ve de laf salatası değil, kısa ve açık. Funda Sibel Pala hanımın konuşması sadece F.Bahçe için değil genelde kulüplere de bir ders,hatta uyarı olmalıdır. Anlayana tabi. Dağcılığın duayeni Bozkurt hocayı kaybettik Yıl 1960, Cumhuriyet’in kapısından aradılar, “Bir bey geldi, dağcılıkla ilgili sizi görmek istiyormuş” “Buyursun” dedim. İri yarı bir adam bekliyordum doğrusu. Eh dağcı deyince öyle olması gerekirmiş gibi. Oysa ben boyda zarif nahif birisi. Kendisini tanıttı, “Mesleğim doktorluk, dağ sporu hobim.” Almanya’da doktorluk yapıyormuş, zaman zaman dağcılarla dağa çıkıyormuş. Bana kaya çıkışı yapan bir dağcı fotoğrafı gösterdi. Hayran kaldım. Spor sayfamız yarım sayfa.. Ben hayran kaldığım o dik fotoğrafı sağ köşeye boydan boya yerleştirdim. Ertesi gün Genel Yayın müdürüm Cevat Fehmi Başkut’tan fırça yiyeceğimi bile bile. Gerçekten de öyle olmuştu. Dedi ki “Yarım sayfa sporun yarısına fotoğraf koymuşsun,iyi halt etmişsin” Herhangi bir şey söylemem mümkün değildi tabi. Gazete önündeydi, güldü ve “İyi fotoğraf... Hakkını vermişsin” dedi. Bana dağcılık sporunu sevdiren, heyecanlandıran Dr. Bozkurt Ergör “Dağcılık Kulübü kuracağız, sen de olacaksın” deyince “Ben dağlara çıkamam” demiştim. “Olsun biz dağlarda oluruz,sen de kurucu olursun” demişti. O yıl “Türk Dağcılık Kulübü”nü kurduk. Dr. Bozkurt Ergör ile başlayan harekette Türkiye’nin birçok dağına çok sayıda genç dağcımız doruklara bayrağımızı dikti. Dr. Bozkurt görmek istediği şeyi görmüş, arzusu yerine gelmişti. Daha sonra köşesine çekildi. Önceki gün bu köşeyi yazarken eski dağcılarımızdan Sönmez Targan telefon etti. “Başınız sağolsun, Bozkurt hocamızı yitirdik” dedi. 82 yaşındaydı ve Türk dağcılığına birçok eser bıraktı. Onunla birlikte çıktığımız yolda o hep doruklarda gezdi, birçok genç onun izinden geçti. Tanrının rahmeti üzerinde olsun sevgili hocam. 6
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle