22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

BIR ZAMANLAR NÜVİT TOKDEMİR Futbolun ’keyif’ ustalarından: Orhan Erkmen Futbolun keyif için oynandığı, bugünkü para sisteminin, tribün terörünün yaşanmadığı, futbolcular arasında sevgi ve saygının yanısıra dostlukarkadaşlığın önde olduğu 1950’li yıllar ne de güzelmiş!.. Çocuklarının futbolla iç içeliğini gören aileler de ortak olurlarmış bu sevince. Bir piknik alanı gibi donanırmış futbol sahalarının çevresi. Maçlar büyük bir heyecanla oynanır, saha içinde rekabeti yaşayan genç futbolcular daha sonra kol kola, omuz omuza dolaşmaya çıkarmış. Hafta içinde okul sıralarında sürermiş birliktelikleri. Karşıyaka Asım Lig’lerini yaşayan ve kendisi de buradan yetişen bir kişi olan Orhan Erkmen’le söyleşirken insan ister istemez geçmişle bugün arasında gelip gidiyor... Geçmişin o sıkıntılı günlerinde insanlar toprak sahalarda özveriyle ve içtenlikle futbol oynarken; bugün aldıkları trilyonlara varan paranın yanı sıra her türlü lükse sahip futbolcuların saha içinde birbirlerinin gırtlağına sarılması karşısında şaşkınlığınızı gizleyemez oluyorsunuz. Üstelik o zor koşullara karşın geçmişin futbol ustalarının büyük çoğunluğunun da yüksek öğrenim gördüğünü unutmamak gerekiyor. Belli bir eğitim almış, genel kültürü olan bu ustalar karşısında elbette bugün bir kitap okumayı bile düşünmeyenleri kıyaslamak doğru olmaz. O zaman ustaları tanımak daha doğrusudur bizim için. İşte size Orhan Erkmen... PUPA YELKEN İ stanbul Boğazı’nda muhteşem görüntülere sahne olan bir haftasonunu geride bıraktık. Uluslararası Yelken Federasyonu’nun (ISAF) takviminde yer alan ilk ve tek yarış olan Shop&Miles Cup’ın ilk etabı CaddebostanAdalar ve Boğaz turlarıyla sona ererken Gümüş Kupa’nın sahibi Komet takımı oldu. Türkiye’nin yanısıra Fransa, Yunanistan, Bulgaristan ve İtalya’dan gelen 70’e yakın teknenin mücadelesi İstanbullulara güzel bir haftasonu yaşattı. Havanın güzel olmasıyla sahillere akın edenler, yelkenlerin kıyasıya yarışını büyük bir keyifle takip etti. Yarışların boğaz etabında Yelken Federasyonu Yönetim Kurulu üyesi Taner Halaçoğlu’nun ‘Delight’ adlı teknesine konuk olduk. Kendisiyle yarış öncesi boğaz turunda güzel bir söyleşi gerçekleştirdik. “Çocukluğumdan beri deniz sevgisiyle yaşıyorum. Küçük yaşta başlayan bu ilgimi daha sonra yelken yarışlarında pekiştirerek yaptığım işten keyif almaya başladım” diyordu. Son olarak Shop&Miles yarışlarıyla ilgili görüşlerini belirten Halaçoğlu, “Katılımın artmasıyla gelecek yıllarda çok daha güzel organizasyonlar olur. Herşeye rağmen yelkencilerin bütün yıl beklediği bu yarışı kazanmak istiyoruz” dedi. RODOS’TAN KARŞIYAKA’YA... 1933’te Rodos’ta doğan Erkmen, Karşıyaka’ya 5 yaşında gelir. Okul yaşamını da bu çok sevdiği ilçede sürdürürken Asım Lig’lerinin de izleyicisi olur. Bu izlence onu oynamaya da yöneltir ve 1953’te o bildik ligden Karşıyaka’ya bir yıldız daha gelir. Erkmen 1953’te KSK’de oynamaya başladığında takım arkadaşları kaleciler Mehmet ve Erdoğan, Suat, Erdoğan Heper, Özcan, Ramazan, Erol Özışıkçılar, Cevat Gök, Gökhan Nil, Harun, Kemal ve Ergun’dur. Teknik direktörleri ise oynadıkları 3 yıl içinde önce KSK’nin unutulmaz futbol adamlarından, birçok yıldızı yetiştiren İbrahim Tusder ve daha sonra ise Macar Szekelli olur. Erkmen KSK’de oynadığı futbolla göz doldururken 1954’te Altay’dan Coskun, İzmirspor’dan Metin Oktay ve Necdet’le birlikte Genç Ulusal Takımı’na seçilir. 1956’da ulusal takıma bu kez Coskun ve Ödemişli olarak bilinen, KSK’de de oynayan Sebahattin’le birlikte gider. Bu kendisi için büyük mutluluktur. Çünkü ulusal olmakla birlikte dışarıdan transfer teklifleri de gelmeye başlamıştır. Ulusal takım kampında G.Saray’la görüşüp anlaşmaya varmasına karşın KSK yönetimi bu transfere karşı çıkar ve F.Bahçe’ye gitmesini ister. Erkmen bu isteğe direnemez, SarıLacivertli takımla 195657 sezonunda sözleşme imzalar. Transfer bedeli 9 bin liradır. Bunun 6 bin lirasını kulüp, 3 bin lirasını Erkmen alır. Bu noktada Erkmen şunları söylüyor: “O dönem kulübe kalan bu 6 bin lira 6ı aylık bütçeyi karşılıyordu. Bugün takımın yıllık bütçesi 12 milyar lira olduğuna göre o gün aldığımız paranın değeri ortaya çıkıyor. Şimdi futbolculuk bir meslek. Biz o zaman hem okuyup hem futbol oynuyorduk ve bu kadar büyük parayı ancak büyük takımlara gidersek alıyorduk.” F.BAHÇE VE KARAGÜMRÜK GÜNLERİ Orhan Erkmen 1956’da F.Bahçe’ye geldiğinde çok güzel günler geçirir. Ev arkadaşları Basri Dirimlili ve kaleci Şükrü Ersoy’dur. Ersoy’la pekişen dostlukları onları bugüne dek ayrılmaz bir parçaya dönüştürmüştür. SarıLacivertlilerde önce Molnar, daha sonra ise KSK’den tanıştığı Szekelli’yle çalışır. Takım arkadaşları ise Şükrü Ersoy, Basri Dirimlili, Naci Erdem, Lefter Küçükonyandinis, Can Bartu, Şeref Has, Necmi, Avni Kalkavan, Şirzat, Niyazi, Nedim, Turhan, Seracettin, Selahattin Torkal’dır. Bu saydığımız takım 195758 sezonunda Milli Lig’de 5 kupanın sahibi olurken yenilmezliğini korur. O günlerden bir anı daha: “Milli Lig’de de deplasmanlarımız vardı. Düşünebiliyor musunuz, haftada 5 maç oynuyorduk ve toprak sahalarda dikişli toplarla... Bir sezonda 50 maç yapıyorduk. Şimdiki futbolcular maç yoğunluğundan şikayet ediyor. Olacak şey mi?” F.Bahçe’deki başarılı sürecin ardından Orhan Erkmen, 195859 sezonunda Ulusal Lig’in kurulmasıyla yeni bir oluşumun içine giren Karagümrük’e transfer olur. O günü de “O sezon büyük parayı rahmetli Kadri Aytaç yine Karagümrük’ten 50 bin lira olarak aldı. Bana 30 bin lira verdiler ve Bağdat Caddesi’nden bir ev aldım. Çok büyük olaydı benim için” diye anlatıyor Erkmen. Büyük tranferler yapan Karagümrük’te o sezon Tamer, Kadri Aytaç, Orhan, Gökçen, Nihat, Kadri, Fahrettin, Tarık, Baba Recep, Turhan, Aydın Yelken oynamaktadır. Sezon başlar ve güzel maçlar oynarlar. F.Bahçe, Beşiktaş ve G.Saray’ı yenmelerine karşın şampiyon olamazlar ve ligi üçüncü tamamlarlar. Orhan Erkmen de sezonun yıldız kralı seçilir. Karşıyaka’da oynadığı yıllarda ‘Huni Ohan’ lakabıyla anılan Erkmen’e bunun ne anlama geldiğini sorduğumuzda yanıtı, “O yıllar herkesin bir lakabı vardı. Mahalle arasında arkadaşlar şakalaşırken birbirlerine böyle isimler takarlardı. Bana da bir komşumuz takmış bu ismi ve öyle kaldı. Ama ne anlama geldiğini yıllarca çözemedim” oluyor. Futbolu 1963’te bırakan Erkmen, daha sonra antrenörlük yapmayı seçmemesinin kendi yapısından kaynaklandığını vurguluyor. Çünki futbol bir ‘‘keyif’ işidir. 3 yıl Yeşilköy Havaalanı Müdürlüğü yaptıktan sonra Pirelli Ege Bölge Müdürlüğü görevinden emekli oluyor. Bugün çok sevdiği Karşıyaka’da eski sporcu ve yönetici dostlarıyla birlikte olmaktan mutluluk duyarak yaşıyor.. KANATLANDILAR! İstanbul Maçka’da düzenlenen 1. Red Bull Soapbox Race, İstanbullulara keyifli bir gün yaşattı. Sıcak havaya karşın Maçka Yokuşu’nu dolduran, 7’den 70’e on binlerce seyirci hayranlıkla ev yapımı, sürüş makinelerini ve takımların eğlenceli performanslarını izlediler. 14
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle