Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
C SPOR FUTBOL 26 MAYIS 2009 SALI BAKINCA Beşiktaş Dolu Dizgin S ER D AR KIZIK Şampiyonluğun belirlenme olasılığının söz konusu olduğu geçen hafta yüksek gerilimle başladı. Beşiktaş Galatasaray maçı öncesi birbirinden farklı yorumlar. Bana kalırsa Mustafa Denizli’nin damgasını vurduğu şampiyonluk yarışında Beşiktaş daha gergin, Galatasaray rahattı maç öncesi. Öyle ya GS’nin kaybedeceği ne vardı? Beşiktaş kontrollü, GS istekliydi. Öyle bir istek ki, SarıKırmızılılar lig boyu böyle bir çaba gösterseydi şampiyon bile olabilirdi. İlk yarıda Kara Kartalların karombol golü, ikinci yarıda Kewell’in yanıtı, maçın temposunu yükseltti. Hakem Mustafa Kamil Abitoğlu doğrusu kötü bir yönetim gösterdi. GS’nin maçı kazanmasını ister gibiydi. Beşiktaş’ın penaltı verilebilecek iki posizyonuna takdir hakkı diyelim, ya ikili mücadelelerde sürekli Sarı Kırmızılıların lehinde düdük çalması ne olacak? Sabri yine “Sabriliğini” yaptı. Nedir bu futbolcunun derdi? Sarı kart gördüğü pozisyonda yan hakeme salladığı işaret parmağı, Fenerbahçeli Emre’nin kafası attığında “kafa kesme” uyarısına benziyor. Böyle futbolcuları silmeli yeşil sahalardan futbol aşkı adına. Bu arada Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım’ın geçen hafta Emre’yi yücelten demecine değinelim. Böyle bir yanlış değerlendirme yapmasıydı keşke. Bir futbolsever olarak futbol yoksunu Emre’yi övmesini hiç olağan karşılamadım. Keşke Yıldırım o tip futbolculara prim vermeseydi. Bir çok Fenerbahçeli arkadaşım, Emre gibi isimleri takımlarında görmek istemediklerini dile getiriyor. Bir çok Galatasaraylı arkadaşım da Sabri’yi istemiyor. Bu arada şampiyonluk düğümünün son haftaya uzandığı bir süreçte Sivas ve Trabzonspor da kazandı. Bu kıran karına mücadelede Mustafa Denizli’nin stratjisinin altını cizmek istiyorum. Denizli, şu anda Türkiye liglerinin en başarılı, öngörüleri gerçekleşen, akıllı, bilinçli teknik direktörü. Beşiktaş kendisini bu noktaya getiren Denizli’nin hakkını her koşulla teslim etmeli. İyi ki Türkiye liglerinde Denizli gibi birikimli, saygın bir teknik direktörü var.... << Kadıköy’de bir başkadır KUPA COŞKUN GÜLBAHAR U EFA Kupası’nın 38. ve son şampiyonu Werder Bremen’i uzatmalarda bulduğu golle 21 yenen Shakhtar Donetsk olurken Şükrü Saracoğlu Stadı’ndaki final renkli görüntülere sahne oldu. Son finalde beklenenden az sayıda taraftar tribündeki yerini aldı. 2005’te düzenlenen Şampiyonlar Ligi finalinin ardından UEFA Kupası finalinde de yetkililer ve futbolseverlerden tam not alan Türkiye, gelecekte daha güzel organizasyonlara evsahipliği yapabileceğinin sinyallerini verdi. Şükrü Saracoğlu’ndaki geceye gölge düşüren tek olay F.Bahçe ve G.Saray taraftarlarının kavga etmesi oldu. Öyle ya, tuttukları takımın oynadığı maçı izleyen Ukraynalı ve Alman seyirciler arasında hiçbir olumsuzluk yaşanmazken Türk taraftarların böylesi bir finalde birbirine girmesi Avrupa’daki itibarımızı bir kez daha zedeledi. Eğer ülke olarak daha güzel organizasyonlarda boy göstermek istiyorsak öncelikle futbol kültürümüzü geliştirmemiz gerekiyor. Ülkemizde fanatizm önlenemez bir noktaya geldi ve bu Türk futbolu için büyük risk taşıyor. Bizimle ilgisi olmayan bir Avrupa Kupası maçında bile ön plana çıkmayı başaran bu zihniyet, ülkeye zarar vermekte ve geldiğimiz tehlikeli noktayı göstermektedir. Bu kadar güzel bir organizasyonda 35 holigan yüzünden Türkiye’nin imajını zedelemesine izin verilmemelidir. UEFA Başkanı Michael Platini karşılaşmayı izlerken tribünlerde renkli görüntüler vardı. 4