Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
C SPOR FUTBOL 2 EYLU¨L 2008 SALI BAKINCA çArşı’nın Yeniden Merhabası... S ER D AR KIZIK Biliyorduk çArşı’nın feshedilemeyeceğini, kapatılamayacağını. Dünya futbolunun en renkli, en aykırı, en çılgın, en aklı başında taraftar grubunu bitirmeye kimsenin gücünün yetmeyeceğini biliyorduk. Bu nedenle fesih kararının ardından 04.06.2008’de bu köşede “Neden” deyip şu soruları yöneltmiştik: “Çarşı’nın ‘A’sına mı dayanamadı artık birileri, fazla mı geldi? Beşiktaş tribünlerinin muhalif ve ‘karşı’ söylemi ve kimliği, kulübü ve ülkeyi yönettiğini sananların çok mu canını sıkıyor? Tribünlerde yer yer kullanılan ‘halkçı’ ve ‘sol’ söylemler, semboller, güncel politik konulara ilişkin tavırlar kimleri ürküttü? Savaşa, ırkçılığa, gericiliğe, karanlığa, yağmaya, talana, yoksulluğa, nükleere, her türden haksızlığa, sömürüye karşı çıkmakla kantarın topuzunu mu kaçırdı çArşı? Atatürk’ü, laikliği, özgürlüğü, ülkenin bölünmez bütünlüğünü, temiz toplumu, çevreyi ve doğayı savunması, insanlığın ortak sorunlarına işaret etmesi, hatta çözüm önermesi rahatsızlık mı verdi? Cumhuriyet mitinglerinde ‘çArşı bayrakları’nın açılması mı can sıktı? Tribünlerdeki o inanılmaz coşku ve tempoyla söyledikleri şarkıları, sloganları, pankartları ve mizah anlayışları mı sorun yarattı? Artık sesinin kesilmesi mi gerekiyordu? Çalarak, çırparak, alavere ve üçkâğıtla değil, bileğinin hakkıyla, adam gibi şampiyonluklar istemesi, zafer için her yolu geçerli sayanları çok mu ürküttü? Sorarım size, çArşı diğer birçok taraftar grubu gibi etliye sütlüye karışmadan, 23 marş, 35 sloganla durumu idare ediyor olsaydı başına bunlar gelir miydi?” Yazımızı şöyle noktalamıştık: “çArşı ne kapatılır ne feshedilebilir. Çünkü bir kimliktir o. Üstüne kurulmaya çalışılan plazalar, dev alışveriş merkezleri o ruhu ve kimliği ezemez. Yöneticiler, ağabeyler bir süre, belirli bir zamanda çArşı’da dükkân işletir. Kimileri kazanır kimileri kaybeder kimileri de değişik gerekçelerle ya da yorulduklarından bir gün çekip gider. Ama çArşı her gün yaşar...” Haklı çıktık. Şimdi tam da belirttiğimiz gibi çArşı yeniden açıldı. Futbolun o olağanüstü rengi yine aramızda. Yeniden ‘merhaba’ derken çArşı kamuoyuna şöyle sesleniyor: “...Çarşı markasının Beşiktaş’ın önüne geçtiği iddiası bizleri hem güldürdü hem de düşündürdü. Beşiktaş’sız Çarşı ya da Çarşı’sız bir Beşiktaş olamazdı ki. Hepimiz Beşiktaş sevdalısıydık. Beşiktaşlıydık. Hiçbir değer ve markanın siyah beyaz bir aşk hikâyesinin önüne geçmesine öncelikle biz izin vermezdik.” Şimdi çArşı dosta düşmana ilan ediyor: “Yeni dönemde Çarşı grubu olarak yeniden tribünlerde olacağız. Tribünlerde olacağız zira Beşiktaş haberlerini sadece kaos, dedikodu, sorun ve husumet üzerinden kurgulayan basına karşı ‘Forza Beşiktaş’ diyeceğiz. Tribünleri terk etmeyeceğiz, zira birlik ve bütünlüğümüze sahip çıkmak için bütün hüsnüniyetimizle Beşiktaş camiasının emrinde olacağız. Beşiktaş duruşu giderek yozlaştırılan bir değere dönüştü. Oysa bizler Beşiktaş duruşunun ahlaklı, fair play’e dayanan, tevazuyla biçimlenen, alçakgönüllülükle örülen, ‘şerefli ikincilikleriyle’ onur duyan bir değerlerin temsilcisiyiz. İşte bu doğrultuda Çarşı tribünlerinde yeniden olgun, vakur ve birbirine saygılı Beşiktaş kardeşliğini savunan bir Çarşı tribünüyle burada olacağız. Çarşı bu ülkenin ortak değerlerine saygılı, Türkiye’nin gerçek profilini yansıtan bir tribün geleneğinin ismidir. Futbolun sadece futbol olmadığını bilecek kadar ülkemizin sorunlarıyla ilgili, tribüne hiçbir biçimde siyaseti sokmayacak kadar da duyarlı ve kararlı olmaya devam edeceğiz. Biz bütün güç odaklarına mesafeli, endüstriyelleşen futbol mantığına karşı son barikatız. Beşiktaşlılık bizler için babamızdan kalan miras değil, evlatlarımıza olan borcumuzdur... O borcumuzu ödemek için ‘yeniden’ diyoruz. Biz tribünlerin asi sesiyiz.” Biliyorduk, çArşı asla kapatılamazdı... BAROS Galatasaray gole doyacak VOLKAN AĞIR .Saray, Kewell ve Meira’dan sonra dünyaca ünlü Çek yıldız Milan Baros’u da renklerine bağlayarak ses getirdi. Daha 27 yaşında olan Baros, kariyeri başarılarla dolu bir futbolcu. Çek Cumhuriyeti Ulusal Takımı’nın da önemli oyuncularından olan Baros, ülkesinde ‘Ostrava’nın Maradona’sı’ lakabıyla anılıyor. Çek Cumhuriyeti’nin Vigantice bölgesinde 28 Ekim 1981’de dünyaya geldi Milan Baros... Roman kökenli futbolcu, 1998’de futbol hayatına Banik Ostarava’da (Çek Cum.) başladı. Formasını 3.5 yıl giydiği bu takımda 76 maçta 23 gol atan Baros, 2001’de 5 milyon 300 bin Avro karşılığında Liverpool’a transfer oldu. 5 numaralı formayı sırtına geçiren Milan Baros, 200203 sezonunda 12 gol kaydetti. 200304 sezonunda ise Blackburn Rovers’la deplasmanda yapılan maçta ayak bileği kırılınca yeşil sahalardan 6 ay uzak kaldı. Portekiz’de düzenlenen Euro 2004, Milan Baros için adeta yeniden doğuş oldu. Geçirdiği ağır sakatlığa karşın ulusal formayla yeniden vitrine çıkan Baros, şampiyonada 5 gol atarak ‘altın ayakkabı’ ödülünü aldı. Bir sonraki sezon Michael Owen ve Emile Heskey’nin satılıp Djibril Cisse de ağır bir sakatlık geçirince, Rafael Benitez’in en önemli kozu haline geldi ve sezonu 13 golle noktaladı. 2005’te İstanbul’daki Şampiyonlar Ligi finalinde maçın başlama vuruşunu Harry Kewell’la yapan Baros, kupanın kazanılmasında da önemli rol oynadı. Takımda huzursuz olduğu İngiliz basını tarafından sıkça dile getirilen Milan Baros, 2005’in Ağustos’unda Aston Villa’ya transfer oldu. Bu takımdaki ilk sezonunda 25 lig maçında 8 gol atan Milan Baros; FA Cup’ta 3, Lig Kupası’nda da 1 gol kaydetti. Aston Villa’da 10 numaralı formayı giyen Baros, beklenileni veremeyince taraftarlarca ‘istenmeyen adam’ ilan edildi. 200506 sezonuna ‘mutsuz’ giren Çek yıldız, ocak ayı transfer döneminde bir ara Beşiktaş forması da giyen Norveçli yıldız John Carew’le takas edilerek O.Lyon’a geçti. Baros, Aston Villa kariyerini 51 maçtaki 14 golle tamamladı. Milan Baros, O.Lyon’da oynadığı futboldan çok karıştığı ‘skandal’larla anıldı. O.Lyon’un Rennes’le 18 Nisan 2007’de yaptığı maçta Kamerun doğumlu Stephene Mbia’ya ‘ırkçı’ davranışlarda bulunmakla suçlanan Baros, uzun süre Fransız basınının gündemini işgal etti. Hız tutkusu da olan Çek futbolcu, Ferrari F430’la Fransa’da hız limiti 130 km. olan otobanda 271 km.’yle (hız rekoru)polis radarına yakalandı. Fransız polisince gözaltına alınan Milan Baros, taksiyle Lyon’a geri gönderilirken arabasına ve ehliyetine de el konuldu. Baros, 27 Ocak 2008’de ‘sansasyonel’ O.Lyon kariyerine Premier Lig ekiplerinden Portsmouth’a kiralanarak ara verdi. Sezon sonuna dek Portsmouth formasıyla 16 maça çıkan Milan Baros, hiç gol atamamasına karşın bu takımın Nijeryalı oyuncusu Nwankwo Kanu‘yla iyi bir ikili olmuştu. Sonuçta da 2008 İngiltere Federasyon Kupası (FA Cup), bu ikilinin katkısıyla Portsmouth’a geldi. Çek oyuncunun oynadığı takımlarda 15 golü geçememiş olması akıllarda soru işaretleri yaratabilir. Ancak Baros daha 27 yaşında ve G.Saray’da uzun yıllar forma giyebilecek bir yıldız. Hızıyla rahatlıkla adam geçebiliyor ve savaşan bir yapısı var. G 15 NUMARANIN SIRRI Baros, Liverpool’da 5, Aston Villa’d a 10, Olympic Lyon’da 7, Portsmuth’ta da 9 numaralı formayı giymişti. Galatasaray’da, gol kralı olduğu Eur o 2004’te giydiği 15 numarayla mücadele edecek Baros, Kewell gib i forma numarasının uğuruna inanıyor. BAROS’UN KARNESİ SEZON 1998–2001 2002–2005 2005–2007 2007–2008 2008 MAÇ TAKIM 76 Baník Ostrava 68 Liverpool 51 Aston Villa 24 O.Lyon Portsmouth (kiralık) 16 64 Ulusal Takım GOL (23) (19) (14) (7) (0) (31) 4