02 Haziran 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

ADNAN DİNÇER’LE F U T B O L eposta:[email protected] N E Y M İ Ş ABDÜLKADİR YÜCELMAN YAPRAK DÖKÜMÜ! B u satırları yazarken Futbol Federasyonu Başkanı Hasan Doğan’ın ölüm haberini TV’den duydum. Bu fani dünyada iki türlü ölüm var. Birisi vakit ve saat gelince bedenimizi terk edecek ruhumuzla vedalaşacağımız anı hissederek son nefesimizi vermek. Bir başka şekli de beklenmeyen anda ölümle yüzleşmek!.. Sonuçta aynı işleme tabi tutulsak da eskilerin ‘eceli kaza’ ve ‘eceli müsemma’ dediği vakit saat gelince ölmekle ölüme neden olmak arasındaki farkı ortaya koymak anlamını taşıyan bu söylemlerin pek önemsenmediği bir süreçteyiz adeta. Burnumuzun dibinde masum insanların, kadın ve çocukların acımasızca öldürüldüğü bir savaşı yaşarken öte yanda bayram tatiline giderken trafikte telef olan insanlarımız, Tuzla’daki ölümlere üzülmemek olası değil. Hepimizin böyle acıyla dolu paylaşımları vardır. Toprağa giden değerlerimizin bir bölümü kendi yakınımızda olur veya her gün bir şehit haberi alıp nasıl yıkılıyorsak bazen bir mutluluğun arkasından ölümü aklıma getirmediğimiz anlarda da kendisine alıştığımız, topluma mal olmuş kişilerin ölümleriyle de sarsılırız. Avrupa Şampiyonası’ndan sonra futbolumuz önemli çınarlarını kaybetti. Kimisi iki satırla, bazıları da uzun uzun konuşuldu. En son Hasan Doğan’ın kaybı futbol dünyasını sarstı. Çünkü önemli beklentilerimiz vardı ve Euro 2008’de aldığımız sonuçların başındaki görevli olarak aramızdan aniden ayrılması sürpriz oldu. Futbolun başındaki kişi olarak kendisiyle sadece bir kez şampiyonaya gitmeden önce birkaç konuyla ilgili görüşmem oldu. Birincisi ulusal takımımıza Turkuaz Beyaz forma yerine klâsik Ay Yıldızlı formamızı giydirmesi ricam, diğeri de yabancı sayısının azaltılmasıyla futboldaki temel eğitime önem verilmesinin gereği ve ortalıkta dolaşan belgesiz menajerlerin futbolumuzu kirletmesi sonucu Türk genci ve teknik adamlarının önünün kapanmasına karşı önlem alması için tavsiyede bulunmam. Bu konuda çok olumlu bir yaklaşım göstermesi benim umudum olmuştu. Kendisine alışıyor ve beklentilere çare bulacağı umudunu taşırken ani bir kalp kriziyle vefat etti. Herhangi bir sağlık sorunu olmadığını söyleyenler, Fatih Terim’le yediği yemekten sonra girdiği hamam çıkışı fenalaşarak ölmesine şaşırdı. Keşke o hamama tok karnına girmeseydi!.. Vakit saat geldi diyenler bunun da bir ecel nedeni olduğunu unutmamalıdır. Özellikle spor adamları!.. Erkan Kural hocamız da Avrupa Şampiyonası maçını izledikten sonra aynı şekilde kalp krizi sonucu yaşama veda ederken hepimizi üzdü. Yıllarca futbolumuza emek veren bir kişiydi. Ama pek konuşulmadı!.. Yıllarca Vefa ve Ankaragücü’nde kalecilik yapan ve son olarak da kaleci antrenörlüğü mesleğinde rahatsızlanarak tedaviye alınan Baskın arkadaşımız da geçen hafta aramızdan ayrıldı. Bize ve futbolumuza bilimsel olarak büyük Star Olmak ya da Olamamak “Star’larla hayatın her alanında karşılaşıyoruz, kimi politikada kimi iş dünyasında. Kızıyoruz, seviyoruz, eleştiriyoruz onları. Star olmak, star kalmak, starla yaşamak, starları yönetmek kolay değil” diye başlıyor kitabına M.Yücel Atış. Atış, işletme eğitimi görmüş, yüksek lisansını insan kaynakları alanında ‘ücret ve ödül’ teziyle yapmış ‘rekabet yönetimi’ ve‘sıfır işçilik’ konularında iki doktora tezi hazırlamış, birçok holdingin uzman yöneticisi olarak görev yapmış bir işletme uzmanı. Çevresinde star olan, star geçinen, starlıkta tutunamayıp tepetaklak düşen niceleriyle karşılaşmış ve çeşitli deneyimlerle dolu Atış, bilgi dağarcığındakileri toplumun en azından önemli bir bölümüyle paylaşmak istemiş, bir kitap yazmış; Star kimdir; kimler star olabilir? Gerçekten de deneyimli bir yöneticinin gözüyle ‘Star’lığın ne olup olmadığını titizlikle işleyen bir kitabın, bir kesitini okurlarımla paylaşmak istedim. Bir de günümüzde star olmak için TV kuyruklarına giren, her türlü kılığa bürünenleri gören yazar, hem eleştirici hem uyarıcı nitelik taşıyan kitabının adını çok dikkatle seçmiş ‘Starlarla yaşamak, onlarla da onlarsız da olmuyor’ Günümüzdeki olayları hele son Avrupa Futbol Şampiyonası sonrasında ortaya çıkan değerlendirmeleri de dikkate alarak Yücel Atış’ın kitabından seçtiklerimi birlikte okuyalım. ? “Starlar her alanda ve yaşamın her yerinde olabilir, sadece sahnede ve sahada değil.” ?“Starlar her şeye maydonoz olurlar ama her şey de onlara bir şeyler öğretir.” ? “Starlar zorlanmaz, istediği zaman ve gerektiği kadar çalışır.” ? “Starlar verdiğiniz işi değil istediği işi yapar, eğer o iş starlığına katkı sağlayacaksa ne olduğu önemli değildir, küçük, büyük, pis, paralı ya da bedava, önemli olan starlığına yapacağı katkıdır.” ? “Starlar ilişkisel yönetimi sever. Benim ne işime yarar veya ileride yarayabilir düşüncesi içindedir.” ? “Starlar tek yönlü değildir. Yeteneklerinin farkındadırlar. Star, yazarlık da yapar, TV programı da, spora da el atar, politikaya da... Barış elçiliğine de soyunur. Her taşın altından çıkar. Bu onun gıdasıdır.” ? “Starlar unutmaz, iyiliği de kötülüğü de unutmaz. Kin tutar, intikamcıdır, günü gelince öcünü alır.” ? “Starlar genellikle duygusaldır. Ruh hallerinde inişler çıkışlar olur, dün nasıldı, bugün neden böyle davranıyor sorusu onlar içindir.” ? “Starlar fark edilmeyi severler. Fark edilmek için ellerinden geleni yaparlar, herkes gülüyorsa somurtur, fark edilmek için her şey yaparlar.” ? “Starların gelişi de gidişi de olaylı olur. Bir futbol takımındaysa gelişi de gidişi de olaylı olur. Çünkü olmak zorundadır.” ? “Starlar eleştiriyi sevmezler. Kendilerine yönelik eleştirilerin sahiplerini düşman listesine yazarlar.” ? “Starlar risk almayı sever. Çünkü riskler, içinde büyük fırsatlar taşır. Fırsatlar varsa starlar orada olmalıdır, kimsenin deneyemeyeceği şeyleri denemek vitrine çıkmalarını sağlar, sonuç onlar için ikinci sırada kalır.” ? “Starlar cezalandırılmayı sevmezler, çünkü starlar kendi cezalarını kendileri verirler.” ? “Starlar ukâladır. Bu ukâlalık bilgiden de gelir deneyimden de .Ve bunu bile bile yaparlar.” ? “Starlar yaratıcıdır.” ? “Starlar hızlı düşünür, çabuk karar verir, onun için vardırlar.” ? “Starlar kararlarını çabuk değiştirirler ama onlar değiştirirler, başkası değil.” ? “Starların beyinleri 24 saat çalışır. Birlikte çalıştıkları kişilerin de 24 saat hazır olmalarını isterler. Tembel, uyuşuk takım istemezler.” ? “Starlar gündem oluşturur ve kurgu ustasıdırlar.” ? “Starlar egoları açısından keşfedilmeyi severler.” ? “Starlar kendilerini pazarlamayı çok iyi bilir, çünkü starlığın bir pazarlama işi olduğunun bilincindedirler.” ? “Starlar bulundukları yerde ikinci bir starı kabul etmezler.” ? “Starlar öğretmeyi sever.” ? “Starlar şüpheci ve kurnazdır.” ? “Starlar keşke demez, hataları da kazanç hanesine yazdığı için pişmanlık duymaz.” ? “Starlar yaptıkları, bazen de yapamadıklarını iyi pazarlar, çünkü işin sırrını keşfetmişlerdir.” ? “Starlar başarısızlıklarını genelde dış etkenlere bağlar.” ? “Starlar ben merkezcidir. Önce kendilerini düşünür, kendilerini ikinci sıraya koymazlar.” ? “Starlardan rol çalınmaz, rolleri o dağıtır.” ? “Starların düşmanı çoktur ama düşmanlar çoğaldıkça star bunu problem haline getirmez. Aksine sevinir, çünkü günü gelince onları kullanacaktır.” ? “Starlar şanslıdır, Tanrı ile araları iyidir.” Kitabın boyutları çok daha fazla ama benim yerim kısıtlı. Starları yaşam boyu inceleyen Yücel Atış’ın incelemesini okuduğunuzda günümüzün siyaset, ekonomi ve spor starları bir film şeridi gibi gözünüzün önünden geçecektir kuşkusuz. Hem keyif alacaksınız hem de starlığın maske altını göreceksiniz. Okuduktan sonra kendimce şunu düşündüm: “Starlık hacıyatmazlık mı yoksa?..” hizmetler veren Eskişehir efsanesinin yaratıcısı Abdullah Gegiç de geçen hafta futbol dünyamızdan ebedi dünyasına göç etti. Aynı zamanda ulusal takım ve Beşiktaş’ta teknik direktörlük yapan bu değerli futbol adamı, çeşitli altyapı eğitimi ve bilimsel çalışmalarıyla futbolumuza önemli eserler bırakmıştır. Sonuç olarak hepimizin yaşamımızda yaptıklarımızın, bu dünya için önemli emeklerimizin sonucunu ve ortaya konulan katkılarını yaşarken dahi önemsemeyen bir duyarsızlık içinde olduğumuz şu günlerde vefasızlıkla genç jenerasyona kötü örnek olarak hatırlanacak sonların sayfamda yer alması beni çok yaralasa da bu bize yakışmayan gerçektir. Yaşarken öldürdüğümüz birçok değer varken öldüğünde arkasından çok özel konuşmanın ve ‘ah... vah...’ çekmenin biraz uygar davranış olmadığına inanan kişi olarak hiç olmazsa onları yaşatabilecek ve gelecek kuşaklara hatırlatacak simgesel eserlerine sahip çıkmalıyız . Sonuçta nasılsa bir şekilde gideceğiz süreç dolduğunda. Ne demişler, “Hayat hoş ve de boştur!..” Bizler kalanlar olarak gidenlerin eserlerine sahip çıkıp kalan boşlukları sonuna dek doldurmaya çalışmalıyız. Birbirimizi yemenin zamanı değil... Çünkü tek gerçek bu dünyada ooğmak ve ölmek arasında yaptığımız güzel işlerdir. 15
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle