Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
C SPOR OLİMPİYAT 22 TEMMUZ 2008 SALI 1976 Montreal Olimpiyat Oyunları’na katılan Türk kafilesinin başkanlığını Talat Akgül yapmıştı. Kafilede Genel Müdür Yardımcıları Fehmi Dinçer, Rıfaattin Şahin, Halter Federasyonu Başkanı Arif Nusret Say, Basketbol Federasyonu Başkanı Osman Solakoğlu, Voleybol Federasyonu Başkanı Vahit Çolakoğlu ve o dönem Boks Federasyonu Başkanı olmasına karşın oyunlara hakem olarak giden Ahmet Cömert de yer aldı. OLİMPİYAT OYUNLARI VE TÜRKİYE A L İ A B A L I 008 yılı spor yönünden oldukça hareketli bir şekilde geçiyor. Canlılık sürüyor; çünkü 2008, ağustos ayındaki yarışmalarla birlikte toplumun dikkatini çekeceğe benziyor. Bu organizasyonların en başında dört yılda bir yapılan Yaz Olimpiyat Oyunları var. Bilindiği gibi Atina’dan sonra Olimpiyat Oyunları’nın Çin Halk Cumhuriyeti’nin başkenti Pekin’de yapılması kararlaştırılmıştı. Pekin’de düzenlenecek oyunların açılışı açıklanan programa göre 8 Ağustos’ta yapılacak. Yaz aylarında düzenlenen Olimpiyat Oyunları’nın en başta gelen özelliği, birçok spor dalını kapsaması ve her geçen gün yeni ülkelerin bu arenada boy göstermesidir. Yaz Olimpiyat Oyunları bu yönüyle beş kıtanın insanlarını bir araya getirerek birçok farklı ırkın birbirleriye kaynaşmasına aracı olmaktadır. Özellikle bir zamanlar; Olimpiyat Oyunları, üstlenen ülke için sorun olurken son zamanlarda Olimpiyat Oyunları’nı organize edebilmek için ülkeler arasında yarış vardır. Çünkü; dünyamızda herhangi bir olayın anında naklen yayınlanmasıyla toplumda izleme ve merak artmıştır. Bu yolla naklen yayınlardan ve diğer çeşitli reklamlardan büyük gelir elde edilmektedir. Böylece Olimpiyat Oyunları’nı üstlenen ülkeler yeni tesisler kazanmakta ve büyük ölçüde tanıtım olanağına kavuşmaktadırlar. Modern olimpiyat oyunlarının ilki 1896 yılında Atina’da başladı. Ancak bazı tarihçilerin yaptıkları araştırmalara göre milattan önce 776 ve milattan sonra 393 yıllarında benzer oyunlar vardır. Bizim üzerinde duracağımız, tarihsel ve sporsal modern Olimpiyat’lardır. Fransız Baron de Coubertin’in başlattığı Olimpiyat Oyunları Pekin’de yapılacak organizasyonla 112. yılını tamamlayacaktır. Kural olarak her dört yılda yapılan oyunlar 1916, 1940 ve 1944 yıllarında Birinci ve İkinci Dünya savaşları nedeniyle düzenlenemedi. 2 Stokholm’de oyunların yapılacağı o tarihlerde kurulan Osmanlı Olimpiyat Cemiyeti’ne bildirilince, Selim Sırrı Tarcan, o tarihlerde yayınlanan İkdam ve Sabah gazetelerine Olimpiyat Oyunları’na katılmak isteyen amatör sporcu gençlere çağrıda bulunur. Bebek’te oturan ve bir gazete bayisinin oğlu olan Vahran Papazyan, her sabah güneş doğmadan, Babıali’ye gelerek oradan aldığı gazeteleri koşarak babasının dükkanına getirir ve oradan da çantasını alıp yine koşarak Bebek sırtlarından Robert Kolej’e giderdi. Vahran Papazyan bu deneyimine güvenerek Selim Sırrı Tarcan’a ilk başvuran kişi oldu. Vahran Papazyan Stokholm’de 1500 metre yarışına katıldı. Yarışın başlamasıyla birlikte öne geçti. Sanki gazeteleri belli yerlere ulaştırmanın aceleciliği ve yarış acemiliğiyle son 100 metreye kadar mücadeleyi önde götürdü. Hatta kendisini yarış parkurunun yanına kadar gelen zamanın İsveç Büyükelçisi Ahmet Bey’in teşvik ettiği de belirtilmektedir. Vahran Papazyan bitime 2530 metre kala, yere düşer ve bayılır. Dereceye giremez. Mıgırdış Mıgıryan ise disk atma yarışmasına katılır. Bu dalda 17 ülkeden 40 atlet vardır. Mıgıryan 32 metre 98 santimlik atışıyla ancak 34. olur. Gülle atma yarışında ise Mıgırdış Mıgıryan 22 kişi arasında 10 metre 63 santimlik derecesiyle 19. olmuştur. O zamanlar sağ ve sol elle atılan gülle yarışması da yapılıyordu. Mıgıryan 10.85 + 8.93 = 19 metre 78’lik derecesiyle 7.’liği kazandı. Mıgıryan bu arada dekatlon yarışmasına da katıldı. Bu yarışmada efsane atlet Kızılderili Jim Thorpe de bulunuyordu. 100 metreyi 13.3’le tamamladı, gülle atmada 11.05 metreye ulaştı, uzun atlamada 5.43 metrelik derece yapmıştı. Toplam puan olarak 478.75 aldı ama sonra sakatlanarak yarıştan çekilmek zorunda kaldı. Vahran Papazyan ve Mıgıryan 1912 Stokholm Olimpiyat Oyunları’nda derece yapamadılar. Ama Türk bayrağını İsveç’te dalgalandırma şerefine ulaşan sporcular oldular. Vahran Papazyan daha sonra Amerika Birleşik Devletleri’ne gitti ve orada vefat etti, Mıgıryan hakkında yeteri kadar bilgi bulunamadı. Ulusal Futbol Takımımız’ın Paris Olimpiyatları’nda Çekoslovakya’yla oynadığı maçın kadrosu. bir süre içinde dünyamızı saran Birinci Dünya Savaşı 4 yıl sürdü. Böylelikle savaş nedeniyle yapılamayan ilk Olimpiyat Oyunu tarihe damga vurdu. 1920 Belçika’nın Anvers şehrinde yeni bir Olimpiyat Oyunu için bir araya gelindi. Anvers’te Türkiye yoktu. Çünkü Almanya ve Avusturya’yla birlikte Türkiye savaş suçlusu sayıldı, ceza olarak bu oyunlara çağırılmadı. 1920 Anvers Olimpiyat Oyunları’nın açılışını Kral Albert yaptı. Oyunlara 29 ülkeden 2 bin 591’i erkek 78’i bayan olmak üzere toplam 2 bin 669 sporcu katıldı. Bu oyunlar çevredeki özel kuruluşların yardımıyla başlatıldı. Yeteri kadar yatacak yer yoktu, sporcular okullarda ve kamplarda barınmak zorunda kaldı. Ülkede kıtlık vardı; ekmek, un ve şeker hâlâ karneyle veriliyordu. Karşılaşmalar da tartışmalı geçti. Anvers Olimpiyat Oyunları’nın akılda kalan iki sporcusu atletizmde 100 metreci Amerikalı Charles Paddock’la 8 yıllık olimpiyat yaşamında 9’u altın olmak üzere toplam 12 madalya kazanan uzun mesafe koşucusu Finli Paaola Nurmi’ydi... doldurmuştu. Paris Olimpiyat Oyunları’nın daveti üzerine Atatürk kabineye Bakanlar Kurulu’na bizzat başkanlık etti. Bu oyunlara olanaklarımızı zorlayarak geniş bir kadroyla katılma kararına ilk imzayı attı. Ekonomik sıkıntıya karşın Türk sporcuların Paris’teki Olimpiyat Oyunları’na katılmalarını gerçekleştirecek miktarda ek ödenek çıkarıldı. Fransızlar, mevsim ve iklim şartlarına göre oyunlar için uzun süreli bir program hazırlamışlardı. Buna göre oyunlar 4 Mayıs’ta başlayıp 27 Temmuz’da bitiyordu. Türk kafilesi de bu programa uyarak gruplar halinde Paris’e gidip geldi. Paris seyahatinin ilginç yönlerinden birisi Olimpiyat Köyü’nde sporcuların kendi aralarında yarışmalarıdır. Bunlardan bir örnek; futbolcularımızdan Kelle İbrahim antrenörümüz İskoçyalı Billy Hunter’la karşılıklı topu yere düşürmeden tam 500 kez kafa pası yaparlar. Bu arada Kelle İbrahim tek başına topu yere düşürmeden 165 defa zıplatır, antrenör Hunter ise 150’de kalır. Bu arada köyde komşu olarak kalan Uruguaylı futbolcular Kelle İbrahim’den kafa vuruşunu öğretmesini rica ederler. Uruguaylı futbolcuların ufaktefek oluşlarına bakarak bizim futbolcular keşke “Uruguay’la oynasak” derler. Ama kurada Çekoslovakya çıkar. 52 yenilerek elenirken Uruguaylılar Olimpiyat’ların futbol şampiyonu olurlar. NURMİ’NİN UNUTULMAZ REKORLARI Türkiye bu olimpiyat oyunlarına atletizm, bisiklet, eskrim, futbol, güreş ve halter dallarında katıldı. Başarılı olamadık ve dolaysıyla madalya alamadık. Paris Olimpiyat Oyunları’nı Devlet Başkanı Gaston Dourmergue açtı; 44 ülke katıldı. Sporcu sayısı ise 136’sı bayan, 2 bin 956’sı erkek olmak üzere toplam 3 bin 92’ye yükselmişti. Paris Olimpiyat’larında bazı ‘ayak oyunları’ dikkati çekmişti. Anvers’te Finlandiya’nın başarısını önlemek için programda değşiklikler yapılmıştı. Buna göre Finlilerin başarılı oldukları atletizmde 1500 ve 5000 metre finalleri aynı güne konulmuştu. Program değişikliğini öğrenen Paalo Nurmi Olimpiyat finallerinden üç hafta önce Helsinki’de 1500 metrede Dünya rekorunu kırmıştı. Bundan 50 dakika sonra 5000 metre yarışına katıldı ve dünya rekoruna sahip oldu. Yani Nurmi formundaydı. Paris’e geldikten sonra, Olimpiyat Oyunları organizasyon komitesine Finli yetkililer bu yarışlarda 30 dakikalık aranın 55 dakika olmasını istediler. İstek kabul edildi. Oyunlar için yapılan Paris’teki Colombes Stadı 60 bin seyirciyle dolmuştu. Herkes Paalo Nurmi’nin yarışını bekliyordu. Nurmi 1500 metre yarışında ilk turu elinde kronometresiyle 58 saniyede geçti. Şimdiye kadar 1500 metre koşusunda ilk tur böylesine hızlı geçilmemişti. Nurmi şampiyonluk ipini göğüsleyip eline eşofmanlarını alarak rahat adımlarla soyunma odasına giderken arkasından gelenlerin çoğunluğu baygınlık geçiriyorlardı. İşte o Nurmi Fransızların ayak oyunlarına karşın 55 dakika sonra 5000 metreyi de birinci olarak bitiriyor, şeref kürsüsüne çıkıyordu. Paris Olimpiyat Oyunları’nın öne çıkardığı bir diğer ünlü sporcu daha sonra Tarzan filminin baş rolündeki yüzmede Johnny Weissmüller’di... 1908 OLİMPİYATINDAKİ İLK TÜRK Türk sporcular Olimpiyat Oyunları’na gecikmeli başladı. 1908 yılında Londra’da düzenlenen Olimpiyat’lara Türkiye adına cimnastikçi olarak Aleko Mulos adında bir sporcu katıldı. Galatasaray Lisesi öğrencisi ve Tatavla Kulübü’nün (Kurtuluş Gençlik Kulübü) sporcusu olan Aleko, Baron De Coubertin’in İstanbul ziyaretinde kendilerine rehberlik ettiği için oyunlara özel davetli olarak katıldı. Aleko yarışmalarda bir varlık gösteremedi ama Olimpiyat’lara katılan ilk Türk oldu. Daha sonra 1912 yılında İsveç’in başkenti Stokholm’de yapılan beşinci Olimpiyat Oyunları’na Mıgırdış Mıgıryan ve Vahran Hepel Papazyan isminde iki atletin katıldığı görülmektedir. Bu iki genç atletin Stokholm Olimpiyat Oyunları’nda yarışmaları da ilginçtir. Her iki sporcu Selim Sırrı Tarcan’dan aldıkları belgeyle gidip 27 ulusun bayraklarının yanında Türk bayrağını da dalgalandırma şerefine ulaşmışlardır. Katılım öyküsüyse şöyle; OYUNLARA SAVAŞ ENGELİ 1912 yılında İsveç’te düzenlenen Stokholm Olimpiyat Oyunları’na 28 ülke katıldı. Katılan sporcu sayısı ise 2 bin 490’ı erkek 57’si bayan olmak üzere toplam 2 bin 547’di... Oyunların açılışını Kral Gustav yaptı. Stokholm her bakımdan bundan önce yapılan oyunlardan farklıydı. Kurallar burada uygulandı. Elektronik aletler ve foto finiş makinesi devredeydi. İsveçliler bu Olimpiyat’lar için yepyeni bir stat yaparken koşu pistini 393 metre olarak saptamışlardı. Programda yer alan yarışmalar gecikmeden zamanında başlatılıp bitirildi. İsveçli cimnastikçi kızların gösterileri büyük beğeni topladı. Bu arada Londra’da Amerikalı ve İngilizlerin atletizmde değişik kurallar koymasından doğan problemleri çözmek için IAAF adındaki Uluslararası Amatör Atletizm Federasyonu burada kuruldu. Stokholm’de yarışmalar 102 spor dalında yapıldı ve 309 madalya dağıtıldı. Stokholm’de oyunlar başarılı geçmişti. Dünya gençliği 1916’da Berlin’de buluşma umudundaydı. 1914’te patlayan ve kısa ATATÜRK’ÜN GENÇ SPORCULARI PARİS’TE 1936 Berlin Olimpiyatları’nda atletizmde 100,200, 4x100 ve uzun atlamada 4 altın madalya kazanan Jesse Owens. Olimpiyat’ların kurcusu Fransız Baron De Coubertin kendi ülkesinde organizasyon yapamamanın moral bozukluğu içindeydi. 1924 yılı için Amsterdam’a verilen oyunları sağlığı kadar servetini de ortaya koyarak uzun uğraşlar sonucu Paris’e aldırdı. Artık Coubertin mutluydu. Daha sonra Türkiye resmen Paris’teki Olimpiyat Oyunları’na çağırıldı. Üstelik bu davet genç bir ülke olan Atatürk’ün Türkiye Cumhuriyeti’ydi. Türkiye büyük savaştan yeni çıkmış, işgale uğramış, sadece şehirler değil köylere kadar yanmış, yıkılmış olmasına karşın var olma savaşını Atatürk sayesinde büyük zaferle sonuçlandırarak yeni bir Cumhuriyet olarak doğmuştu. Ülke henüz yaralarını sarma çabası içindeydi. Cumhuriyet bir yaşını yeni SÜRECEK 8 9