Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
C H SPOR HALTER Nurcan Taylan. MAYIS SALI BAKINCA Şampiyonluk SERDAR KIZIK NURCAN TAYLAN 1 er sezon şampiyonluğu hedefleyen bir takımın başkanı “Şampiyonlumuz gasp edildi” diyorsa en azından bir futbolsever olarak bu savı değerlendirmeli, tartışmalıyız. Bu sezon şampiyonluğa ulaşan takımın yöneticileri ve taraftarları açısından da bu sav önemlidir. Ne düşünebiliriz? Önce Demirören’in kulübün resmi yayın organındaki değerlendirmelerinden satır başları: “Bir sezon verilen mücadele, sahada akıtılan ter, çalınan acımasız düdüklerle yok edildi, emekler hiçe sayıldı... Kulübümüz üzerinde oynanan oyunlarla, haftalar önce kazanılacak şampiyonluk adeta gasp edilerek elimizden alındı... Beşiktaşımızın ligin en çok hakem hatası yaşayan takımı olduğu, rakiplerimizin bile itiraf etmek zorunda kaldıkları bir gerçek olarak 20072008 sezonuna damgasını vurdu... Bu, üzerimize oynanan ilk oyun, bu elimizden alınan ilk şampiyonluk değil... Hepimiz asıl şampiyonun Beşiktaş olduğunu biliyoruz...” Demirören bu saptamalarında haklı mı haksız mı? Bir gerçeği mi dile getiriyor, yoksa taraftarına mazeret mi üretiyor? Beşiktaş bana göre transfer politikaları ve teknik direktör seçiminden başlayarak başarılı bir sezon geçirmedi. Yönetim, kararlı bir irade sergileyemedi. Ancak taraflı tarafsız bir çok futbolseverin kabul ettiği gibi bir dizi hakem kararlarıyla haksızlığa uğradı ve puanlar kaybetti. Eşit rekabet koşullarının temel olarak belirleyici olduğu sporda taraflı tarafsız kim olursa olsun, Beşiktaş’ın uğradığı haksızlıkları görmezden gelmek, kabul etmek ve onaylamak mümkün değil.. Ama Demirören’in açıklamasında bir nokta var ki çok daha önemli. Diyor ki Demirören: “Bu haksızlıklara karşı duruşumuz ve mücadelemiz sonsuza kadar sürecek. Hedefimiz her zaman lekesiz, şerefini onurla taşıyacağımız şampiyonluklar olacak. Bu mücadelemizde gücümüzü, ilkelerinden asla vazgeçemeyeceğimiz Beşiktaşlılık duruşundan alacağız.” Çok haklı Demirören. Beşiktaşlı lekesiz ve şerefini onurla taşıyacağı şampiyonluk ister. “Ne olursa olsun şampiyonluk olsun” anlayışı, Beşiktaş’ın ilkeleriyle asla bağdaşmaz... ??? Gelelim önemli bir başka konuya. İzmir, hentbol süper liginde şampiyonluğu elde etti. Zaten futbol dışında diğer alanları görmezden gelen İstanbul medyası İzmir’in bu alanda yaşadığı ilk şampiyonluğu yok saydı. İstanbul böyle bir tutum sergiledi de İzmir ne yaptı? Bu büyük başarıyı kentliye doğru dürüst anlatamadı bile. Ancak bu başarı tek başına bile büyük anlam taşıyor. Diğer takımların bünyelerinde üç dört yabancı oyuncu yer alırken belediyespor yerli sporcularıyla bu sonucu elde etti. İzmir Büyükşehir Belediyesi Başkanı Aziz Kocaoğlu’nun yaklaşımları da bu başarıda önemli bir yer tutuyor. Yöneticileri, çalıştırıcıları ve sporcularıyla bu başarıyı kutluyor, yürekten alkışlıyoruz... 1 yaşında haltere başlayan Taylan, aktif spor yaşantısının yanında Beden Eğitimi ve Spor Öğretmenliği de yapıyor. Sporcu, 6 Avrupa, 2 dünya rekoru kırdı. Taylan ayrıca 2004 yılında Atina Olimpiyatları’nda 48 kiloda dünya ve olimpiyat rekoru kırarak altın madalya kazandı. HALIL MUTLU 1 0 yaşında Bulgaristan’dan ayrılıp, Türkiye’ye gelen Mutlu, Ankara’da eşi ve iki çocuğu ile yaşamını sürdürüyor. Halen üniversite eğitimine devam eden sporcunun, 3 Olimpiyat, 5 dünya, 9 Avrupa Şampiyonluğu bulunuyor. Muhteşem ikili S E V İ L A R I N A N B aşarıdan başarıya koşmak, rakipleri podyumdan silmek halterci Nurcan Taylan ile Halil Mutlu’nun en bilinen özelliği. Ulusça, her şampiyonanın ardından madalya bekledik onlardan. Podyumdaki duruşları, centilmen tavırlarıyla diğer sporcuların da örnek aldığı bu iki değer, geçtiğimiz haftalarda İtalya’nın Lignano kentinde yapılan Avrupa Şampiyonası’nda bekleneni yaptı. Lignano’da birincilik alan Taylan ve Mutlu ile birlikte, Pekin’e 4 sporcumuz daha gidecek. 2004 Atina Olimpiyatları’nda altın madalya alarak, adını ‘İlk Bayan Olimpiyat Şampiyonu’ unvanıyla Türk spor tarihine yazdıran Nurcan Taylan, Pekin’de çıkacağı podyumda da devleşmek istiyor. Podyumun ‘Cep Herkülü’ Halil Mutlu ise daha önce 3 kez yaşadığı Olimpiyat şampiyonluğunu tekrarlamak ve unutulmaz sporcular arasına girmeyi hedefliyor. Şampiyonlar sorularımızı içtenlikle yanıtladı. 2008 Avrupa Halter Şampiyonası’nda birincilik aldınız. Podyumda nasıl bir hava hakimdi? Nurcan Taylan: Öncelikle şampiyonanın zor olduğunu söyleyemem. Podyumda gayet rahattım. Tabii daha iyi sonuç da alabilirdim. Birinciliğin yanında Lignano’da ‘Avrupa’nın En İyi Bayan Sporcusu’ da seçildim. Ülkemize layık olmak için podyumda elimden geleni yaptım, yapmaya da devam edeceğim. Yarışmanın ilk günü aldığım birincilik ile İstiklal Marşı’nı tüm Avrupa’ya dinlettim. Bunu yaşatmak bile çok güzeldi. Halil Mutlu Avrupa Şampiyonası için neler söyleyecek... Halil Mutlu: Avrupa şampiyonasına günler kala benim heyecanım başladı. Zaten bu heyecanım yarışmaya kötü başlayıp kötü bitirmeme de neden oldu. Yine de 1 altın, 1 gümüş madalya aldım. Ama daha iyi olabilirdi. Pekin’de de Türk haltercilerin adını duyabilecek miyiz? N.T: Halter de güreş gibi Türk sporunda ilk akla gelen branşlardan. Benim gibi diğer halterci arkadaşlarım da bu sporun gelişmesi için çalışıyor. Bireysel hedefim 2004’te yakaladığım başarıyı bu yıl Pekin’de de tekrarlamak. Pekin’deki olimpiyatlarda zirveye oturan Türk sporcu olmayı çok istiyorum. H.M: Benim gibi diğer halterci arkadaşlarımın da hedefi aynı; şampiyonluk... Halter, Türk sporu için her zaman lokomotif branş görevini üstlendi. Tabii bu başarılara imza atmak bizim için kolay değil. Çünkü bizim gibi rakiplerimiz de yıllardır Olimpiyatlara hazırlanıyor. Pekin’de 4. şampiyonluğumu alıp, spor tarihine adımı yazdırmayı istiyorum. Çalışma programınızın yoğunluğu dikkat çekiyor... N.T: Antrenman ve çalışmalarımın tümü şampiyonluk alma yönünde. Çok yoğun bir tempoda çalışıyorum. Zaten hedefte başarı varsa böyle olması gerekiyor. Zor olan işi kolay yapmanız gerekir. Bunun yanında en çekindiğim nokta ise yoğun antrenman programının sakatlanmama neden olma ihtimali. H.M: Antrenman programının yoğunluğundan daha çok programlı çalışmaya özen gösteriyoruz. Benim için önemli olan da Nurcan gibi sakatlık yaşamamak. Şu an iyiyim, tam kapasite çalışıyorum. Öte yandan antrenmanlarımda da normal yaşantımda da sürekli Pekin Olimpiyatları’nı düşünüyorum. Aslında uzun zamandır yani 2004 yılından beri bu böyle. Zaman azaldıkça da heyecanım katlanarak artıyor. Halil Mutlu. 4