Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
C S E V İ L SPOR VOLEYBOL NİSAN SALI A G U E R O GÖRÜŞ ‘Değer Ağbi’ ALEV ANAKÖK Geçtiğimiz hafta salı günü acı bir haber hızla yayılmaya başladı. Bizlerin ‘Değer Ağbisi’, voleybolu ucundan tutanların, daha doğrusu içinde olmayıp da bilenlerin Değer Eraybar’ı artık aramızda yoktu. Perşembe günü tüm sevenleriyle Teşvikiye Camisi’nde buluşup, G.Saray’da oynadığı dönemlerde hayranlıkla izlediğimiz; voleybol bilgisiyle, neşesiyle, bitmez tükenmez fıkralarıyla, tartışmasız bu branşın en önemli, en renkli ismi ve herkesle bir anısı olan ‘Değer’li ağabeyimizi son yolculuğuna uğurladık. ‘Değer Ağbi’yi birkaç cümleye sığdırmak, kısa bir yazıyla onu anlatmak gerçekten çok zor. Hele benim için daha da zor. Çünkü yaşamımın her anında ona yakın olan bir kişiydim. 1960’lı yılların başında Maltepe’de yazlık sahalarda voleybol oynamaya çalıştığımız, bizden büyüklerin kendi aralarında yaptıkları 3’er, 4’er kişilik maçlarda bir eksik olduğunda “Gel şu köşede dur, top gelince de vur” dedikleri, bazen de yorulduklarında “Bu servisi sen at” diye bize paye verdikleri bir dönemde ‘Değer Ağbi’yi tanıdım. Voleybolu iyi bilen Aral, Birsin, Yağmur, Alp ağabeylerimiz ve Atakan, Hüsnü gibi yaşı bize yakın büyüklerle birlikte bir maç için Pendik’e gittik. Henüz ağabeylerimizin arasında yer alacak kadar iyi olmadığımız için karşılaşma öncesi, Kazım (eski voleybolcu hakem, şu anda Merkez Hakem Komitesi İstanbul Üyesi) ile birbirimize pas atıp smaç vurarak vakit geçiriyorduk ki, yanımıza bizim yaşımızda biri geldi. “Ağabeyim sizi çağırıyor” dedi. Bir suçlu gibi bizimle konuşanın peşine takılıp az ileride arabanın yanında duran 3 4 kişinin yanına gittik. İçlerinden zayıf olanı, sert bir ses tonuyla, “Bir kulüpte oynuyor musunuz?” diye sordu. Biz şaşırmış bir halde ve zor duyulur bir sesle “Hayır” dedik. “O zaman en kısa zamanda arkamızdaki bu eve 6 resim ve nüfus cüzdanlarınızı getirin ve kardeşim Saffet’e verin” dedi. İşte o gün biz Türk voleybolunun tartışmasız en büyük ismi Değer Eraybar ve ‘Baba Oral’ (Oral Yılmaz) ile o gün tanıştık. 10 gün sonra G.Saray Kulübü’nde voleybol antrenmanlarına başladığım zaman başımızda antrenör olarak ‘Değer Ağbi’ vardı. O gün tanıştığımız Saffet de artık takım arkadaşımız ve kaptanımızdı. Voleybolla ilgili ilk ciddi bilgilerimi bu ‘Değer’li ağabeyimizden aldım. O gün Pendik’te başlayan ilişkimiz hiç bitmedi. Her zaman birlikte olduk. Oyunculuk dönemini geride bırakıp antrenörlük yapmaya başladığımda onun bizlere verdiği bilgilerle, antrenman şekilleriyle yola çıktım. Yardımını hiçbir zaman esirgemedi. Sıkıştığımda hep elini uzattı. Bu arada gazeteciliğe başladığım yıllarda da voleyboldaki en büyük kaynağımdı. Ulusal takımı çalıştırdığı dönemlerde röportajlarımın en renkli kişisi daima ‘O’ olurdu. İlişkimiz hiç kesilmedi. Yıllar sonra Arçelik’te o danışman, ben antrenör olarak ilk kez birlikte çalışma şansını da yakaladım. Bilgileriyle bize yön verirken esprileriyle, anlattığı fıkralarla çok keyifli anlar geçirmemizi sağlardı. Kaşar peyniri ekmekten oluşan öğle yemeğini bizimle paylaşmaktan zevk duyardı. Basın toplantılarının, kulüp açılışlarının en son konuşmasını “Şişman kadın çıkmadan opera bitmez” diyerek daima ‘O’ yapar, espriyle karışık yol gösterirdi. Kısıtlı olanaklarına karşın mutlaka küçük hediyeler verirdi. Ameliyat olduğu günlerde ilk takım arkadaşlarımdan Pendikli Haydar ile onu ziyarete gittik. Yine her zamanki gibi neşeli ve hareketli insan karşımızda duruyordu. Sanki hiç ameliyat olmamış gibiydi. Birkaç gün içinde yattığı tüm kattaki doktorlarla, hemşirelerle, hasta ve yakınlarıyla sanki yıllardır berabermiş gibi konuşamamasına karşın dost olmuştu bile... Sonra sık sık evinde ziyaret ettik. Ayağında şortu, başında şapkası güleç yüzüyle salonda dolaşan, işaretlerle, bazen de yazarak bizlerle sohbet eden, internet sitesine yazdığı yazılarını bana okutup fikrimi soran ‘Değer Ağbi’, bu yazıyı yazarken bile sanki karşımda bana muzip muzip gülüp, “Önce sporcum oldun, sonra gazeteci olarak hep peşimdeydin. Aynı kulüpte birlikte çalıştık, her karşılaştığımızda voleybolu masaya yatırdık, bu arada gazetelere son yazımı Cumhuriyet Spor ekinde bana sen yazdırdın, şimdi ise benim için aynı sütuna bir yazı yazmaya çalışıyorsun, gördüğün gibi ilk tanıştığımızdan bu güne kadar benden hiçbir zaman kurtulamadın” dediğini duyar gibiyim. Son kez hastaneye gitmeden 2 gün önce evinde ziyaret ettiğimizde, hastalığın bir hayli ilerlemiş olmasına karşın işaretle, zaman zaman da yazarak o kısacık anlara ne çok şeyler sığdırmıştın... Eh be ‘Değer Ağbi’... Büyüğünden, küçüğüne herkesle bir şey paylaştığın, bizleri bırakıp gitmenin zamanı mıydı? Üstelik bize Beşiktaş Televizyonu’nda Enver Bağlarbaşı ile her hafta yaptığımız voleybol programı ‘Libero’ya katılacağına söz vermiştin. İyi olduğun dönemlerde her davetimizi “Şimdi sırası değil” diye erteledin. Ameliyattan sonra da “İyileşeyim, geleceğim” demiştin. Hani programda, eskileri konuşup nostalji yapacak, voleybolun daha iyiye gitmesi için görüşlerini alacak, deneyimlerini paylaşacaktık... Gerçekten olmadı ‘Değer Ağbi’... Telekom’un 1 numarası T transfer teklifi gelirse kararınız ne olur? T.A: Şu an yorum yapmak ve görüş bildirmek doğru ürk Telekomspor’un smaçörü Taismary Aguero, olmaz. Ama böyle bir teklifin gelme ihtimali var. her zaman en iyi olmaya alışık. Katıldığı uluslararası Kulübümle karşılıklı birbirimizden memnun kaldık. Kesin yarışmalarda en değerli oyuncu ve pasör kararımı sezon sonunda vereceğim. ünvanlarına değer görülen İtalyan voleybolcu, formasını Telekomspor bu sezon şampiyonluk şansını giydiği tüm takımların olmazsa olmazı... Aguero şimdi de yitirdi... sezon başında geldiği Türk Telekomspor için T.A: Bütün dileğim tabii ki takımımın lig tecrübesini konuşturuyor. Sahadaki şampiyonluğuna uzanmasıydı. İyi de bir duruşu, performansı ve ekip uyumuyla sezon geçiriyorduk. Ancak yarı final hemen dikkatleri üzerine çeken 30 serisinde F.Bahçe Acıbadem yaşındaki Aguero, Uluslararası karşısında biraz şanssızlık yaşadık. Voleybol Federasyonu’nun (FIB) İstediğimiz oyun anlayışını tam resmi internet sitesinde de olarak yansıtamadık. Aslında adından söz ettiriyor. Oyuncu, ligdeki konumumuz ve FIB tarafından dünyanın bir yaptığımız yatırımla numaralı voleybolcusu olarak şampiyonluğu hak ediyorduk. gösteriliyor. Telekomspor’a Biz de oyuncular olarak geldiğinde günlerde elimizden geleni yaptık. Ama “Türkiye’ye, ligde fark yaratmak bu sezon mutlu sona için geldim” diyerek dikkatleri ulaşamadık. üzerine çeken oyuncu, sempatik Telekomspor’da en ve uyumlu tavırlarıyla takımının da beğendiğiniz şey nedir? sevilen sporcularından. T.A: Gittiğim bütün takımlarda Türkiye’ye gelişinizi anlatır öncelikle yöneticilerin tavır ve mısınız? davranışlarına dikkat ederim. Buna Taismary Aguero: Geçen sezon çok önem veririm. Telekomspor bu İtalya’nın Navaro takımında bakımdan gerçekten çok iyi oynarken, Türkiye’nin de yakından durumda. Çok şanslıyım. Öncelikle tanıdığı Bahar Mert’le aynı kadroda kulüp yöneticilerimizin hepsi son yer aldık. Sonrasında Bahar’la derece nitelikli insanlar. Yöneticilerimi Kariyerine pasör olarak aramızda güzel bir arkadaşlık gerçekten çok seviyorum. başlayan sporcu, 1993 yılında başladı. Ardından Bahar geçen Nitelikli yöneticilerle çalışmak bir Genç Kızlar Dünya sezonun sonunda Navaro’dan sporcuyu nasıl etkiler? Şampiyonası’nda Küba Ulusal ayrılıp, Telekomspor’un kadrosunda T.A: Sahadaki performansınızın Takımı’yla şampiyonluk yer almaya karar verdi. Bahar yüksek olması için sizi anlayan yaşadı. Aguero son olarak, Türkiye’ye döndükten sonra bana yöneticilerle çalışmanız gerekir. İtalya’nın Navaro takımında “Benimle Telekomspor’da oynamak Yöneticilerin her zaman kulübe ve forma giydi. Oyuncu, İtalyan ister misin?” dedi. Bahar güvendiğim oyunculara yakın olması gerekir. Ulusal Takımı’nın da insanlardan biri olduğu için takımı Ayrıca takımdaki arkadaşlık da beni kadrosunda yer alıyor. biraz araştırdım ve kabul ettim. etkiliyor. Tanımadığınız bir ülkeye Türk voleybolunu nasıl geldiniz... değerlendiriyorsunuz? T.A: Türkiye’ye gelmekle büyük bir maceraya atıldım T.A: Bence voleybola gönül veren ve bizleri örnek alan aslında. Sonrasında bu macera çok güzel bir başarıya insanların çocuklarını küçük yaşlarda bu spora dönüştü. Telekomspor’da olduğum için son derece yönlendirmesi gerekiyor. Altyapı çok önemli. Türk mutluyum. Doğru bir tercih yaptığımı düşünüyorum. oyuncularının yurtdışı deneyiminin artması da gerekiyor. Burada her şey çok güzel ve iyi. Türk voleybolcularının spor kariyerleri için profesyonel Memnun kaldığınız Telekomspor’dan yeniden düşünmeleri gerekiyor. A R I N A N KİMDİR? 12