Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
C SPOR FUTBOL 14 EKIM 2008 SALI OĞUZ ÇETİN N E V Z A T D İ N D A R TERİM’LE ÇALIŞMAK HEM ZOR HEM KOLAY GENÇLEŞEN TAKIM Volkan Demirel 27 Serdar Kulbilge 28 Tolga Zengin 25 Serdar Kurtuluş 21 Sabri Sarıoğlu 24 Servet Çetin 27 Ceyhun Gülselam 21 İbrahim Kaş 22 Hakan Balta 25 Çağlar Birinci 23 Uğur Boral 26 Serkan Balcı 25 Kazım Kazım 22 Aydın Yılmaz 20 Ayhan Akman 31 M. Aurelio 31 Nuri Şahin 20 Caner Erkin 20 Arda Turan 21 Yusuf Şimşek 33 Halil Altıntop 25 Mevlüt Erdinç 21 Batuhan Karadeniz 17 Mehmet Yıldız 27 ORTALAMA: 24,25 İ ki imparatorun bir arada olması sıkıntı yaratır mı? Aslında yaratması gerekir. Çünkü ikisi de çok önemli yollardan geçerek bu noktaya gelmiştir. Fikirler çatışabilir ve bir noktada ayrılık kaçınılmaz olur. Ama Ulusal Futbol Takımı’nın teknik kadrosunda öyle uyumlu bir birliktelik var ki teknik patron yardımcı ilişkisinin gündeme geldiği şu günlerde ‘örnek olarak’ gösterilebilir. Fatih Terim ve Oğuz Çetin ikilisinden söz ediyoruz. Terim’in en güvendiği isimlerden biri de Oğuz Çetin… Çetin, futbolculuğunda kalıcı izler bıraktı. Özellikle 8 yıl formasını giydiği F.Bahçe’de en sevilen isimlerden biri oldu. Futbolu bıraktıktan sonra Sarı Lacivertlilerde teknik direktörlük ve yardımcılık yapan Çetin, G.Birliği ve Diyarbakırspor’da görev aldı. Oğuz Çetin, 3 yıldır da ulusal takımda Terim’in yardımcısı olarak görev yapıyor. Bu deneyimli futbol adamıyla Terim’le çalışmanın zorlukları, yapılan eleştirileri, futboldaki sakatlık furyasını, grubumuzu ve geleceğini konuştuk… Estonya maçı öncesi grubumuzu değerlendirebilir misiniz? OĞUZ ÇETİN: Öncelikli olarak 9 grubun birincileri direkt çıkıyor. 2. sırayı alacak 8 takım ise play off maçları oynayacak (En kötü 2. otomatikman eleniyor). Kuralar ilk çekildiği gün İspanya dışında oynayacağımız her maçta başarılı olmak durumundayız diye düşünüyorduk. Bu düşüncemiz devam ediyor. Çünkü İspanya’yla yapacağımız maçlar lideri belirleyecek. Kayıp olarak Belçika’ya karşı yitirdiğimiz 2 puan var. Bugün Türk futbolunun içinde bulunduğu durum, oyuncularımızın yoğun şekilde sakatlanmış, kadronun bu kadar daralmış olmasına karşın önümüzdeki maçlara çok iyi konsatre olduk. Başarılı olma mecburiyetimiz var. Bosna Hersek’ten sonra Estonya’yı da yenmeliyiz. Rakibimizi izlediniz. Nasıl bir takım bizi bekliyor? OĞUZ ÇETİN: Estonya 3 maçta özellikle savunmasında sıkıntılar yaşayan bir takım olarak dikkat çekti. Hava ve saha şartları bizim için tek sıkıntı. Ancak oyuncu kalitemiz, Bosna maçında geri gelen özgüven bizim avantajımız. Rakipten çok bizim ne yapacağımız önemli. Geçmişten gelen deneyimlerimizden yola çıkarak Estonya’yı hafife almamamız gerektiğinin de bilincindeyiz. Belçika ve Bosna’dan bu denli bir çıkış bekliyor muydunuz? O.Ç: Ülke futbolu olarak Belçika yeni bir yapılanmada ve iyi bir takım kurdular. Bosna Hersek de aynı şekilde genç ve yetenekli bir oyuncu kadrosuna sahip. Zor bir grupta yer alıyoruz ve her maç büyük önem taşıyor. Grupta ilerleyen süreçte sürpriz sonuçlar ortaya çıkabilir. ‘BİZ FUTBOLUN MERKEZİNDEYİZ’ Ulusal takımda 4. yılınız. Kariyeriniz açısından size katkısı ne yönde oldu? O.Ç: 3 yıl önce milli takım bünyesine girmem benim açımdan çok büyük artı oldu. Özellikle Fatih hocayla birlikte olmak ve milli takım bünyesinde bulunmak çok önemli. Sonuçta Türk futbolunun merkezindesiniz. Her türlü gelişmenin içindeyiz. Çok büyük tecrübeler ediniyoruz. Avrupa’da kurslarla ilgili ne biliniyorsa biz de onlarla eş değerdeyiz. 600 saate yakın eğitim aldık. Bunun sonucu kurslarda eğitim verme seviyesine geldik. Hedefi olan kişileriz. Her gün yeni bir şeyler öğreniyoruz. Fatih Terim’le çalışmak dışarıdan zor gözüküyor. Gerçekten de öyle mi? O.Ç: Dışarıdan bakıldığı zaman Fatih Terim kolay bir insan değil. Aslında geldiği noktalara ulaşmak da böyle olmaktan geçiyor. Çok güzel, zor yönleri var. Konuşulanların aksine çok uyumlu çalışıyoruz. Gece yarılarına dek toplantılar yapıyoruz. O bize ‘Ne düşünüyorsunuz’ diye sormadan kendi fikrimizi söylüyoruz. Fikirlerimizde ısrarcı oluyoruz. Son kararı hocamız engin tecrübesiyle veriyor ve biz de destekliyoruz. 35 yıldır futbolun içindeyim ve bu şekilde yapılan eleştirileri hak etmiyoruz. ‘HER BİRİM DESTEK VERMELİ’ Sakatlıklardan yana bir hayli sıkıntılıyız. Bu durum ulusal takıma nasıl yansıyor? O.Ç: Uluslararası seviyede tecrübe çok önemli. Şans bulacak genç oyuncularımızda bu sorun olabilir. Şanssızlıklar yaşadık ve çok önemli sakatlıklar oldu. Ancak genç ve tecrübeli oyuncularımız gereken özveride bulunarak bu eksikliği hissettirmeyecektir. Bu durumdaki bir takımdan çok fazla şey istemeye hakkımız yok. Milli takımın önünde hedefler var ve bunları elde etmek için her türlü mücadelemizi veriyoruz. Bu konuda bir endişemiz yok. İnancımız sürüyor. Ülkemizde eksik olan futbolu oluşturan unsunların koordineli çalışamaması... Futbolcular, antrenörler, kulüpler ve basın bu halkayı oluşturan unsurlar... 4 günlük dilimlerde yaşadığımız istenmeyen olaylar var. Gerçeklerden uzaklaşmadan eleştiriler yapıp takımı motive etmeliyiz. Her birim destek vermeli ve bütünlük sağlanmalı. Bu kadar çok sakatlığın olması bir tesadüf mü? Yoksa yanlış giden bir şeyler mi var? O.Ç: Milli takımı bu işin dışında tutmak lazım. Kulüplerde bu kadar yoğun şekilde sakatlıklar oluyorsa bunu kendi iç bünyelerinde değerlendirmeleri gerekir. Büyük turnuvalardan çıkmış oyuncular yeniden takımlarında antrenmanlara katıldı ve yoğun maç trafiği oldu. Hazırlanma şekilleri, doğru ve yanlış yüklemeler, futbolcuların kendine bakıp bakmaması kulüplerin sorumluluğunda olan şeyler. Bütün bu unsurlar saç ayağını oluşturuyor. Topçu kendine iyi bakabilir ama yanlış yüklemede sakatlanabilir. Hangi şartta olursa olsun biz bu yarışmanın içinde olmalıyız. Bu dönem olumsuzluklar tavana vurdu. Bu durum uluslararası yarışmalara da direkt etki ediyor. Biz milli takım olarak içinde bulunduğu kriz ortamını en aza indiren kurumuz. Ulusal takım aldığı galibiyetlerle 2010 Dünya Kupası Eleme Grubu’nda iddiasını sürdürürken kadrodaki genç isimler dikkat çekiyor. TÜRKİYE’NİN DEĞİŞEN YÜZÜ İ Fatih Terim. şler zora girdiğinde ayakta kalan güçlülerdir. Gerçekten de öyle... 10’un üzerinde sakat futbolcusu olan bir takımın başarısı başka türlü açıklanamaz. 2010 Dünya Kupası Elemeleri’nde yeniden yapılanmaya giden ve kaliteli futbolcuları kadrosunda bulunduran Bosna Hersek’i devirerek moral bulan Ulusal Futbol Takımı’nın ‘gençleşen yüzü’ ise geleceğe dair umutları artırdı. Evet, Bosna Hersek’e karşı ‘ümit takım’ mücadele ediyormuş gibi bir hava vardı. İlk kez ulusal formayı giyen Beşiktaşlı Batuhan Karadeniz, henüz 17 yaşında. Fatih Terim, ona o kadar çok güveniyor ki hiç düşünmeden 11’e koyacak kadar. Batuhan, Hakan Şükür’den sonra uzun boylu santrfor eksikliğini giderecek isim olarak değerlendiriliyor. 1.97 boyundaki futbolcunun en önemli özelliği hava topları. İlk maçında sakatlanması onun adına talihsizlikti. Ancak onun yerine oyuna giren futbolcu da Türk futbolunun uzun vadede çok şey beklediği isimlerden biri. B.Dortmund’da oynayan 20 yaşındaki Nuri Şahin, kendi takımında fazla süre alamıyor. Ama Terim bu futbolcuya güveniyor ve kadroya alıyor. Arda Turan’ı konuşmaya bile gerek yok. Ulusal takım ve G.Saray adına büyük şans. Ay Yıldızlıların lejyonerlerinden biri de İbrahim Kaş. Beşiktaş’tan La Liga’ya transfer olarak dikkatl çeken genç yetenek henüz 22 yaşında. Sochaux’da attığı gollerle yıldızı parlayan Mevlüt Erdinç ise 21 yaşında. Bosna Hersek maçındaki golü galibiyeti getirdi. Ulusal takım teknik heyetinin vazgeçemediği futbolculardan biri. Türkiye, 2010’a doğru emin adımlarla yürürken bir yandan da kadrosunu gençleştiriyor. Fatih Terim, çekinmeden genç yıldızları sahneye çıkarıyor. Onlar da bu güveni boşa çıkartmıyorlar... 8 9