25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

C SPOR BASKETBOL OCAK SALI BAKINCA Çıkar Kavgası SERDAR KIZIK Futbolda “yönetim” kavgası tüm çarpıklığıyla sürüyor. Siz ona “çıkar kavgası” deyin. AKP geçen hükümet döneminde futbolda dizginleri ele geçirmek için büyük çaba gösterdi. Kitlelere ulaşma ve onları etkileme amacıyla futbolun yönetimini elde etmek isteyen iktidar çeşitli yöntemler kullandı, ancak başarılı olamadı. Haluk Ulusoy yönetimini devirmek için dönemin spordan sorumlu Devlet Bakanı Mehmet Ali Şahin az mı uğraştı? “Futbolun salt futbol olmadığı” gerçeğinin bir kez daha su üstüne çıktığı çatışmada AKP, istediğine ulaşamadı. Ancak elindeki belediyelerle futboldaki etkisini büyüttü. Başta Ankara olmak üzere İstanbul Büyükşehir Belediye yönetimleri, halkın paralarını profesyonel futbola akıttı. Maliye Bakanı Kemal Unakıtan’ı, Sergen’in Eskişehirspor’a transferini de unutmayalım bu arada. Her ne kadar bugünün spordan sorumlu Devlet Bakanı Murat Başesgioğlu, eski Bakan Şahin gibi aktif olmasa da AKP’nin federasyon yönetimini ele geçirme çabaları sürüyor. 1415 Şubat’ta yapılacak genel kurulda kendine yakın Lütfi Arıboğan ya da bir başka ismin seçilmesi için çalışılıyor. Haluk Ulusoy’a gelince; çok dil döktü ama bir yandan futbolu, diğer yandan siyasi iktidarı idare etmeyi başaramadı!.. Zaman zaman çaresiz kaldı. En son federasyon parasıyla TV’lerde yayımlattığı milli takım tanıtımı filmlerinde kendi reklamını da araya sıkıştırdı. Öte yandan TV yayın hakları konusunda, ikinci bir yayın hakkıyla büyük bir medya grubunu arkasına almaya çalıştı. Ancak geçen haftaki seçimlerde kazanamadı. Şimdi genel kurulun “olağan” şekilde yapılmasından ötürü yargıdan “iptal” bekliyor... Futbolda oyun ve beklentiler çeşit çeşit. Diğer ülkelerin federasyonlarından daha farklı bir yapılanmaya ve yasaya sahip Türk futbolunu kimse rahat bırakmıyor. Neden? Rant büyük, çıkar yüksek çünkü... Öte yandan Avrupa futbolunda da saygın bir yere sahip Şenes Erzik’in federasyon başkanı olması isteniyor. Erzik, futbolda dünya çapında bir isim. İlkeli davranır, bağımsız tavır koyarsa sağlıklı bir listeyle başarılı bir yönetim sergileme olasılığı çok yüksek. Yüksek de benim aklıma bu olasılığa milli takıma Kırmızı Beyaz yerine “Turkuaz” renkli forma “giydiren” Nike firmasının ne diyeceği geldi. “Ne diyebilir ki” demeyin. Bir ülkenin milli takımının formasını değiştiren güç, yabana atılır mı hiç? Eposta: serdarkizik?cumhuriyet.com.tr AYDIN ÖRS: BASKETBOL EVRİM GEÇİRİYOR C A N İ Ş B A K A N B 4 ir basketbol antrenöründen çok daha fazlası Aydın Örs… Her yiğidin harcı değil onun gibi olmak. Hem başarılarınızla sadece Türkiye’yi değil, Avrupa’yı da sarsacaksınız hem de mütevazılığınızla herkesi kendinize hayran bırakacaksınız. Hayır, herkes onun gibi olamaz… Kişiliğine o kadar hayran kalıyorsunuz ki… Düşünün… Çok sevdiği Fenerbahçe’den iyi ya da kötü ayrıldı ama kimse hakkında asla bir eleştiri getirmedi. Emin olun ki bu röportajda da kimseyi suçlamayacak. Yaşananları anlatırken neredeyse 7 ay süren sessizliğini bizimle beraber bozacak. Siz Cumhuriyet okurlarının oylarıyla “yılın antrenörü” seçildi Aydın hocamız… Bunun mutluluğu da yine satırlara yansıyacak. Gazetemizi ziyaret eden ve bizden biri olan “ALTYAPIDA BÜYÜK TEHLİKE VAR” Aydın Örs’le basketbolumuzun yerini ve sorunlarımızı masaya yatırdık. Gazetemizde bir basketbol toplantısı Fenerbahçe Ülker’le şampiyon olduktan sonra gerçekleştirmiştik. Burada yabancı görevinize devam edemediniz. Bu dönemde hayranlığı olduğu kanısına varılmıştı. Siz neler yaşadınız? bu konuda ne düşünüyorsunuz? AYDIN ÖRS: Fenerbahçe’de çok güzel A.Ö: Bir ölçüde katılıyorum. Benim bu günlerim geçti. Lig finalinde Efes Pilsen gibi bir konuda şöyle bir görüşüm var: Türkiye’ye devi 40’la yenip 100. yılımızda şampiyon olduk gelecek yabancı antrenörler belli kriterlere ve tarihe geçtik. Bunu, başkanımız ve yönetim sahip olmalı. Basketbol kamuoyunun bir kurulumuz başta olmak üzere Ülker Grubu, şeyler öğreneceği kariyerli isimler gelirse taraftarımız, idari ve teknik ekibimiz ile bundan hepimiz kârlı çıkarız. Çok oyuncularımızın büyük emeği ve desteğiyle değerli Türk antrenörlerimiz var. başardık. Şampiyonluk da geldikten Onlara da güvenelim, sahip sonra başkanımız benden çıkalım. Böylece rekabet antrenörlüğü bırakıp basketbol ortamı da oluşur. Aynı şey şubesinin başına geçmemi teklif etti. oyuncular için de geçerli. Ben herkesin başarılı olduğu alanda Yabancı oyuncular için çalışması gerektiğini belirterek 3+2 kuralı getirildi bu teşekkür ettim ve görevimden sezon ama takımlarımız ayrıldım. sınırsız olmasını istiyor. Ayrılık sizi üzmedi mi? Buna hazır mıyız? ÖRS FEDERASYON BAŞKANLIĞINI DÜŞÜNMÜYOR. A.Ö: Elbette üzdü. Hepimiz insanız. A.Ö: Diğer Avrupa Ancak ben olaylar karşısında çabuk ülkelerinde sınırlama yok toparlanıp gerçekçi olmaya çalışan biriyim. Profesyonel bir ama milli takımlar oyuncu çıkartıyor. Bu altyapıyla ilgili. kulüpte böyle şeyler olabiliyor ve bunun için çok da üzülmeye Bu alanda güçlü olan takımlarımız gerekli özeni gerek yok. Aslında kendimi şanslı sayıyorum. Çünkü bir gün göstermiyor. Duyduğuma göre bazı kulüplerimiz, “Ben zaten ayrılacaktım. Önemli olan iz bırakmaktı ve bunu istediğim oyuncuyu alıyorum, neden altyapıda oyuncu başardım. Bir Fenerbahçeli olarak bundan gurur duyuyorum. yetiştirme macerasına girip para harcayayım” düşüncesi Antrenörlerin yazgısı bu sanırım... taşıyormuş. Esas tehlike bu. Böyle olunca kaliteli Türk A.Ö: Evet, bu takım sporlarının doğasında var. Çeşitli oyuncular yetişmemeye başladı. Elbette bunda nedenlerle antrenörler gidip geliyor. Duygusal olmamak basketçilerin de payı var. Rekabete girmiyorlar. “Koç gerekir. Her an gidecekmişsin gibi bir köşede bavul hazır bana süre vermiyor, bana güvenmiyor” diye küsmeyip olmalı... çalışmalılar. Biz bu süreçlere yeni geliyoruz. Sizin bu zamana dek sessiz kalmanız basketbola küstüğünüz şeklinde yorumlandı. Buna ne diyorsunuz? ÖNÜMÜZDE ÇOK YOL VAR A.Ö: Böyle bir şey söz konusu bile olamaz. Ben basketbol sayesinde üne kavuştum, kariyer yaptım ve para kazandım. O zaman basketbolumuz bir evrim geçiriyor diyebilir Benim küsme gibi bir lüksüm yok. Efes Pilsen’den ayrıldığım miyiz? zaman da şampiyonluğa oynayan takımlar tekliflerle bana A.Ö: Biz kısa zamanda bir yerlere geldiğimiz için kendimizi gelmişti ama benim yarı sezondan takımların başına müthiş seviyelerde görüyoruz. Evet, iyi bir yerdeyiz ama geç geçmeme gibi bir prensibim var. kaldık. İlk Dünya Şampiyonası’na 2002’de gittik. Ama 9. Ancak teklifler Fenerbahçe’den ayrıldıktan sonra da olunca büyük eleştiriler aldık. Avrupa 2.’si olduk, kendimizi gelmiştir. Özellike Galatasaray Cafe Crown’dan basketbol ekolü zannettik. Daha çok yol var önümüzde. bahsedildi... Oyuncu, antrenör, hakem eğitimi, altyapı, üstyapı, planlama A.Ö: Galatasaray ismi geçtiği için söylüyorum; buradan teklif ve organizasyon konusunda katetmemiz gereken yollar var. aldım. Ama onların başında değerli bir antrenör olduğu için Diğer ülkelerin 20 yıl önce yaşadığı evrimden biz yeni kabul etmedim. Bunlar profesyonellikte olmamalı belki ama geçiyoruz. Aceleci olmamamız gerekiyor. ben Fenerbahçeli olduğumu açıklamış ve bu kulübün 100. yılında şampiyonluk yaşamış biri olarak Galatasaray ve Beşiktaş’ta çalışmanın doğru olacağını düşünmedim. Aydın Örs gibi bir koçun basketboldan uzak kalması düşünülemez. Gelecek sezon için planlarınız nedir? A.Ö: Bilgileri edinmek kolaydır ama tecrübe yıllar geçtikten sonra kazanılır. Ben de deneyim sahibi olduğumu düşünüyorum. Bunu da teknik adamlığıma devam ederek insanlara vermem gerekiyor. Uzun vadeli hedefleri olan bir yapılanma içinde her türlü görev olabilir. Ancak idari görevleri düşünmüyorum. İsminiz Basketbol Federasyonu başkanlığı için geçiyor… A.Ö: Ama benim kesinlikle böyle bir düşüncem yok.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle