Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
C T SPOR VOLEYBOL OCAK SALI BAYAN BASKETBOL PANORAMA S.SERDAR GÜREL 11 Takımlı TBBL BBL’de ikinci yarı, oynanan 6 karşılaşmayla başladı. Favorilerin zorlanmadan kazandığı bu haftanın en ilginç sonucu ligin alt sıralarından kurtulma mücadelesi veren MigrosBurhaniye Belediyesi karşılaşmasında alındı. Normal süresi 7272 biten maçın uzatma periyodunda gülen taraf konuk takım Burhaniye Belediyesi olurken Körfez ekibi aldığı bu galibiyetle ligde kalma yolunda çekiştiği rakiplerinden bir adım öne geçti. Ligin galibiyetsiz tek takımı Edremit Basketbol İhtisas, Mersin Büyükşehir Belediyesi karşısında da hiç bir varlık gösteremeyerek 59 sayı farkla mağlup oldu. Sahaya 8 kişi çıkan Edremit takımında sadece 6 oyuncunun süre alması dikkat çekiciydi. TBB2L’de 1. ligde mücadele edecek kapasite ve organizasyona sahip takımlar varken Edremit’in bu durumu maalesef TBBL’yi 11 takımlı hale getirmiş durumda. Ligin dibine demir atmış bu ekiplerin, neredeyse yan yana ilçelerden farklı farklı takımlar oluşturup her sene ligde kalma mücadelesi vermeleri yerine, güç birliği yaparak hem oyunculara hak ettikleri şartları sağlayacak hem de ligde nispeten iddialı olacak organizasyonları oluşturmaları çok zor olmasa gerek... Zira bayan basketbolunun hiç bir varlık gösteremeyen, adeta “ligin etkisiz elemanı” konumunda olan ekiplerden ziyade ligden düşse bile mücadele eden, izleyicilere keyifli bir basketbol izleten ve sporcularının haklarını zamanında veren kulüplere ihtiyacı var. ? HAFTANIN TAKIMI: Fenerbahçe ? HAFTANIN KOÇU: Dursun Bilici (Burhaniye Belediyesi) ? HAFTANIN OYUNCUSU: Amisha L. Carter (Burhaniye Belediyesi) (27 sayı, 22 Ribaunt, 1 Asist, 4 Top çalma, 2 Blok) ? HAFTANIN 5’İ: Nilay Yiğit (Beşiktaş Cola Turka), Cappie Pondexter (Fenerbahçe), Sophia Young (Galatasaray), Aslı Kartaltepe (Mersin B.), Amisha L. Carter (Burhaniye B.) Toplu Sonuçlar: Edremit B.Mersin B. : 51110, Migros Burhaniye B. : 8386, Ceyhan B.İstanbul Ü. : 6958, Beşiktaş Cola TurkaBotaş : 8067, Panküp Ted F.Bahçe: 6085, G.SarayÇankaya Ü : 9166. ? 13. HAFTANIN PROGRAMI: GalatasarayPanküp Ted , İstanbul Üniv. Fenerbahçe, Çankaya Üniv.Beşiktaş Cola Turka, Botaş Migros, Burhaniye BEdremit B. , Mersin B. Ceyhan B. email:serdar.efeser?gmail.com BİR GÜN MUTLAKA A L E V A N A K Ö K S poru seven veya ilgilenen herkesi “olimpiyat” kelimesi heyecanlandırır. Çünkü dünyadaki bu en büyük organizasyona katılmak, orada mücadele etmek tüm ülkelerin sporcularının, yöneticilerinin en büyük düşüdür. İşte voleybolumuzda 15 gün önce erkekler, sonra da bayanlar 2008 Pekin Olimpiyatları’na katılabilmenin mücadelesini verdi. Ama istenen sonuca ulaşılamadı. Yani olimpiyatlarda mücadele etme hayali böylece bir başka döneme kaldı. Aslında bu düşün ne kadar zor olduğunu hepimiz biliyorduk. Statü gereği Avrupa’nın en güçlü, en formda 8 takımından yarışından ancak biri bu mutluluğu yaşayacaktı. Bu maratonda şansımız fazla değildi. Ama ne olursa olsun düşünmemize, olimpiyat hayali kurmamıza da bir engel yoktu ki. İşte bu umutla önce İzmir’de erkekler sahneye çıktı. Avrupa 4.’sü Finlandiya ilk rakipti. İyi ve tempolu oyun, başabaş bir mücadeleye yol açarken, nefesleri kesen ilk seti 3432 kazandık. Sonra durduk: 1825. Vitesi yükselttik: 2522. Yeniden durduk: 2225. Hep önde götürdüğümüz kader setini 1211’den 1512 vererek sahadan üzüntüyle ayrıldık. İkinci gün Avrupa 5.’si Almanya karşısında ilk maçın adeta tekrarını yaşadık. İlk seti seyrettik: 2025. Hızlandık: 2517, 2521. Ve yeniden durduk: 1925, 1225... Son gün voleybolunun devlerinden biri olan Sırbistan karşısında 10 öne geçmemize karşın maçı 13 (2522, 2125, 2325, 1525) kaybettik. Böylece erkeklerde “olimpiyat” rüyasını bir başka yıla erteledik. PUAN DURUMU TAKIMLAR O G M A Y Fenerbahçe 12 12 1048 802 Galatasaray 12 10 2 949 766 Mersin B. 12 9 3 1016 845 Panküp TED 12 8 4 938 868 Beşiktaş Cola Turka 12 8 4 897 771 BOTAŞ 12 7 5 946 913 Ceyhan B. 12 7 5 848 857 Çankaya Ü. 12 4 8 861 955 Burhaniye B. 12 3 9 881 1055 İstanbul Ü. 12 2 10 833 915 Migros 12 2 10 913 1013 Edremit 12 12 761 1135 P 24 22 21 20 20 19 19 16 15 14 14 12 B A Y A N L A R SIRA BAYANLARDA 5 gün sonra bu kez bayanların Almanya sınavı vardı. Ne var ki Neslihan’ın hamileliği, Natali’nin yeni doğum yapması, Özlem, Bahar, Çiğdem gibi tecrübelilerin yokluğu, Eda, Gökçen’in sakatlığı, Gülden’in hastalağı nedeniyle gençleştirilmiş bir kadroyla “Filenin Sultanları” umut yolculuğuna çıktı. Ancak eksiklik bu kadarla da kalmadı. Gripten kurtulamayan Aysun ve sakatlığı süren Esra’dan yoksun bir altıyla ev sahibi Almanya’nın karşına çıktık. Oyuna kötü de girdik: 13, 39. Kıpırdanmaya başladık:1115. Ve birden sıçradık: 1615. Keyfimiz yerine gelmişti ki 2020’den sonra frene bastık: 2025. İkinci sette rakibiyle dişediş boğuşan bir ulusal takım vardı ama seti biraz da hakemlerin ev sahibine sıcak basması nedeniyle koparamadık: 2426. 3. sette de 1516’dan sonra oyundan düştük: 1925. Maçı da 30 verdik. Kaybetmemize karşın gençleştirilmiş ekibimizin oyunu gelecek için umut vermişti. Hollanda karşılaşmasının ilk seti soru işaretleriyle başladı: 1625. İkinci setteki değişiklikler işe yaradı. Tempomuz arttı, rakibimizin üstüne çöktük: 2519. 3. sette 78’den sonra bocalamaya başladık: 810, 1216, 1319. Gözde’nin servisleriyle başlayan kıpırdanma, üst üste gelen 7 sayılık sıçrama (2019) seti 2725 getirdi. Ardından 2519’la maçı 31 kazandık. Grubun son karşılaşmasına iyi başladık. Güçlü Polonya’dan nefesleri kesen bir mücadeleden sonra ilk seti kopardık: 2927. Ancak yine devamını getiremedik ve 1625, 2628, 2025 giden setlerle maçı 31 verdik. İşte “olimpiyat” yolunda gerek erkeklerin gerekse bayanların zaman zaman iyi oynamalarına karşın sonunu getiremediği maceraların özeti buydu. Peki, iyi mücadele etmemize karşın neden başarılı olamadık? İşte can alıcı soru bu. Aslında bunu uzun uzun anlatmak gerekiyor. Ancak yerimiz dar olduğu için birkaç maddeyle kısaca özetleyelim: Ben önceliği “devamlılık”a veriyorum. Tüm ülke spor branşlarında olduğu gibi voleybolun da başının en büyük belası bu. Bir maçımız diğerine uymuyor. Bırakın maçları, setler arasında hatta setlerin içinde bile inişli çıkışlı grafikler şaşırtıcı boyutlarda yaşanıyor. Bir bakıyorsunuz işler harika gidiyor, takımın bu performansı sizi alıp yükseklere çıkarıyor, sonra birden frene basıp sanki az önce oynayan bu ekip değilmiş gibi hızla düşüyoruz. Bu da doğal olarak sonuca yansıyor. İkinci sıkıntı fizik ve teknik farklılıklar. Voleybolun temel hareketlerini bazen çok iyi yapıyoruz. Etkili servis atıyoruz, servise karşı iyi manşet alıyoruz, defansı seviyoruz, hücumlarda da rakiplerimizden çok farklı değiliz. Ancak “fizik” yetersizliğimiz ortaya çıkınca işler tersine dönüveriyor. Boy olarak rakiplerden kısayız. Bu bize blok sıkıntısı getiriyor. Hücumlarda file üstüne çıkmak için daha çok efor sarf ediyoruz. Böyle olunca çabuk yoruluyoruz. Servislerimizin hızı ve sertliği azalıyor, ataklarımız yumuşuyor, sonuçta tempoyu kaybedip teslim oluyoruz. Ayrıca psikolojik olarak da her şeyden etkileniyoruz. Çabuk sinirlenip kontrolü kaybediyoruz. İşler iyi gitmediği anlarda yani direncimizin kırıldığı bölümlerde hemen bezginliğe kapılıp teslim bayrağını çekiveriyoruz. Bu arada kulüplerinde forma giymekte zorlanan, yani yabancıların arkasında bekleyen bazı oyunculardan böylesine yüksek platformlarda çok şey beklemenin de bir başka sıkıntımız olduğunu küçük bir not olarak ekleyelim. Umarım bir gün ülke olarak tüm bunların üstesinden geleceğiz ve o zaman olimpiyat rüyamız da mutlaka gerçekleşecek. 11