Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
C SPOR VOLEYBOL U F U K T A N I Ş A N OCAK SALI VOLEYBOLUN GENÇ YILDIZLARI C umhuriyet okurları tarafından ‘Yılın Takımı’ seçilen Yıldız Voleybol Takımı geçen yıl Meksika’da dünya ikincisi olma başarısı yakaladı. Biz de hem antrenörleri Mehmet Bedestenlioğlu hem de oyuncularıyla güzel bir sohbet gerçekleştirdik. Genç yaşlarına karşın oldukça aklı başında voleybolcularımızın. Aslında Türkiye’de görmeye alıştığımız sporcu profilinden de biraz farklılar. Her fırsatta eğitim ve sporun beraber gitmesi gerektiğini savunuyorlar. Başlarındaki Mehmet Hoca da gençlere güvenen bir isim... Ama hiçbiri başarıyı tek başlarına sahiplenmiyor. Takım olmanın gerekliliğini her fırsatta dile getiren bu genç kadro, yılın takımı olmayı fazlasıyla hak etti. Türkiye’de maalesef gençlere güven yok denecek kadar az. Ama siz çok genç oyuncularla büyük bir başarı yakaladınız... MEHMET BEDESTENLİOĞLU: Ben her zaman genç oyunculara güvendim. Çok şey başarabileceklerine inandım. Antrenörlük yaşantım boyunca da hep gençlerle çalıştım. Gençlerin kendilerine inanmaları gerekiyor. Dünya ikincisi olan kadroda oynayan voleybolcularımız çok farklı takımlardan değiller. 4 tanesi Vakıfbank Güneş Sigorta, 9 tanesi de Eczacıbaşı’nda forma giyiyor. Avrupa’da uygulanan bazı sistemleri ülkemize getirmeliyiz. Mesela onların yıldız milli takımları 2. veya 3. ligde oynuyor. Biz geçen yıl başlayan çalışma dönemine kulüp takımı gibi davrandık. Federasyon üyeleri son derece ilgiliydi. Büyük bir başarıdan sonra oyuncularınızın şımaracağı korkusu yaşadınız mı? M.B.: Hayır... Hatta onlara daha fazla önem verilmesi gerektiğini düşünüyorum. Çalışmaya devam edecekler. Zaten disiplini iki yönden ele almak gerekiyor: oyun içi disiplingenel disiplin. Ben yatma veya kalkma saatine karışan bir hoca değilim. Onlar her şeyin bilincinde. Kaçta yatıp kaçta kalkacaklarını bile kendileri ayarlıyor. Takım olmanın belirli gereklilikleri vardır. Buna uymayanlar tempoya ayak uyduramaz. Temsil ettiklerine karşı sorumluluklarını çok iyi bildikleri için hiç bir sorun yaşamıyoruz. Yalnız saha içinde zaman zaman taktik disiplinden koptuğumuz MEHMET BEDESTENLİOĞLU 12 zamanlar oluyor. Bu da Türkiye’deki altyapı sorunundan kaynaklanıyor. Belki burada 12 hatayı telafi edebiliyorsunuz ancak Dünya Şampiyonası’nda bu size pahalıya mal olabiliyor. Bu dikkat dağılmasını da aşacağız. Türkiye’de voleybol size göre ne durumda? M.B.: Voleybol kulüplerinin çoğu kamu kuruluşlarından oluşuyor. Çoğu belediye veya üniversite takımı... Kendi konularında tekel oldukları için pek fazla reklama ihtiyaç duymuyorlar. Çok fazla çaba sarf etmiyorlar. Özel sektördeki kulüpler ise çok az ama daha fazla çaba sarf ediyorlar. Biz dünya üçüncüsü olduk. Bunu federasyon biliyor, voleybol camiası biliyor ancak halk bilmiyor. Türkiye’nin en başarılı spor olduğu voleybolun halka duyurulması gerekir. Bunun için de halka ilişkiler şirketleriyle anlaşılabilir. Türkiye’ye büyük bir başarı getirdiniz. Bunu hikâyesini bir de sizlerden dinleyelim... MELİS GÜRKAYNAK: Yaklaşık 2 buçuk aylık bir kamp dönemi geçirdik. Hedefimizi koyarak yola çıktık. Yapılmayanı yapmak istiyorduk. Karadeniz Oyunları’nda şampiyon olduk. Daha sonra Sırbistan’da üçüncü olduk ama asıl hedef Dünya Şampiyonası’ydı. Meksika’da gerçekten iyi bir başarıya imza attık. BÜŞRA CANSU: İşimize bilinçli başlıdak. Bir araya geldiğimizde bir hedefimiz vardı. Böyle devam ettik ve takım olmanın farkına vardık. Bunun yanı sıra arka arkaya turnuva oymamamız ve çok çalışmamız hedefimize daha çabuk ulaşmamızı sağladı. Aslında olayın özü takım olmamızdan kaynaklanıyor. SERPİL ERSARI: Başarımızın en önemli sırrı istekli oluşumuzdu bana göre. Birbirimizi iyi tanıyoruz. Amacımızını bilincinde davrandık. Bütün kurallara uyduk ve takım olduk. Başarı da geldi... ASUMAN KARAKOYUN: Çok fazla turnuva oynadığımız için çok fazla antrenman yapamadık. Yapsak bile bunlar ağır idmanlar değildi. Arkadaşlarımın bütün söylediklerine katılıyorum. Ayrıca bence en büyük etken de çok fazla maç oynamış olmamızdı.