Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
C Çaykur Rize, Saffet Susiç’le iyi bir çıkış yakaladı. U F U K SPOR FUTBOL EYLÜL SALI SPOR POLİTİKASI Sorunlar HİKMET ÇETİNKAYA Türk futbolunda sorunlar nelerdir? Elbet pek çok sorunu var Türk futbolunun!.. Önce siyasetin futbolumuzdan ya da sporun öteki dallarından elini çekmesi gerekiyor. Bunun yanı sıra eğitim eksikliği var. Bir de kimlik sorunu... Duygusal bir toplumuz. Futbolcular profesyonel değil. Oysa futbol onların meslekleri. Arif Kızılyalın, “Futbolumuzun sistemi yok” derken neler söylüyordu: “Türk futbolcusunun, grup türü mücadelelerdeki en büyük sorunu motivasyon. Büyük maçlara kafaca çok iyi hazırlanan ve genelde de istediği sonuçları alan ulusal takım futbolcuları, özellikle 3’er gün arayla oynanan ve görece daha kolay gibi gözüken 90 dakikalara motive olamıyorlar. Yarısına yakını yurtdışında oynadığı ve profesyonel mentörlerle çalıştıkları halde bu sorunu aşamayan futbolcularımız, 2002 Dünya Kupası Finalleri’nden beri kolay gibi gözüken rakiplere barajda elenmiş ve önce 2004 Portekiz Avrupa Şampiyonası finallerinde, ardından da 2006 Almanya Dünya Kupası’nda yer alamamıştı. Keza kulüp takımlarının Avrupa ve ligdeki performansları da farklı değil. Önce istikrarsızlık, sonra da sistem, Türk futbolu içindeki en büyük iki sorun olarak dikkat çekiyor.” Futbolumuzun sorunlarıyla ilgili olarak Ersun Yanal’ın ise görüşü şöyle: “Futbol aşırı stresle oynanan bir oyun. Aslında Türk futbolunda pek çok açıdan sorun var. Güvenlik ve konfor açısından iyi yerlere gitmiyoruz. Statların durumu iyi değil, haksız rekabet ortaya çıkıyor. Bunu önleyecek organizasyon yok. Halbuki Türk futbolunda adaleti dağıtacak daha kaliteli yönetim çalışması yapılması gerekir. Şiddet unsuru ve güvenlik sorunu çok önemli. Futbolcular Derneği daha aktif olmak zorunda... Üstelik Anadolu ve İstanbul takımları arasındaki fark da giderek büyüyor. Elimizdeki bu kıymetli ürünü, futbolu daha iyi noktalara getirmek için güvenlikten stat içi hizmete, futbolcusundan yöneticisine, medyaya kadar herkese çok büyük işler düşüyor.” Rıdvan Dilmen: “Türk futbolunda yaşanan sıkıntılar için medyaya ve yöneticilere büyük iş düşüyor. Sağlıklı programlar yapılırsa, pozitif olaylar gösterilirse çok daha iyiye gideriz. Çünkü gençler çok çabuk etkileniyor bu tip şeylerden. Aslında Futbol Federasyonu iyi şeyler yapıyor. Gayretliler, ancak onlar da özellikle ceza sisteminde tutarlı ve adil değiller. Anadolu takımlarıyla İstanbul takımları arasında eşit karar alamadıkları zamanlar oluyor. Bu da futbola olumsuz yansıyor.” Basketbolda “12 Dev Adam”a ne oldu? Ahmet Kurt anlatıyor: “Kızma Turgay! Tablo karanlık. Yılda 500 bin dolarlık uzun vadeli kontratlar mide bulandırır. Senin ülkenin yetiştirdiği koçlar (Erman Kunter, Murat Didin) bu paraların yarısına, Tanjevic’in kapısından giremediği ülkelerde (Fransa, Almanya) koçluk yaparken, sen Tanjevic’e çift kaymaklı ekmek kadayıfı yediriyorsun. Kulis yapıp Aydın Örs’ün yerine onu getirttin. Bizimkiler boşta otururken sen ona çift iş bulup, çift maaş ödettiriyorsun. Sonra... Adın ‘hanutçu’ya çıkınca bozuluyorsun... Örs yıllık 150 bin dolara çalışıyordu. Takımı şampiyon yapmıştı. Yanıtla bakalım Turgay: Fenerbahçe Ülker’den kaç para alacak Tanjevic? Ve.. Örs’ten farklı olarak, kuş mu konduracak Fener’e? Söyle Turgay: Gerçekten inanarak mı yapıştın Tanjevic’in kuyruğuna. Basketbolu bilirsin sen. Görmüyor musun yapıştığın o kuyruğun kısa kaldığını? Olmadı, olmayacak... Bu oyuncular gidecek, ulusal takıma başka yıldızlar gelecek. Onları da oynatamayacak sevgili Bogdan... (Bilirsin, insan olarak çok severim onu.) Eski alışkanlığıyla yeni bir Japonya mucizesi peşinde koşacak Tanjevic ve 2010 filminin sonu bundan farklı olmayacak...” Önümüzdeki hafta buluşmak üzere... Yeni harman RİZE T A N I Ş A N K aradeniz futbolunun lokomotif takımlarından Çaykur Rize, bu sezon yeniden yapılanıyor. Hem yönetim hem de takım neredeyse tamamen yenilendi. Bunun yanı sıra RedBull’la sponsorluk anlaşması yaptılar. Ve de belki Türkiye’deki en iyi tesislerden birine sahip olacaklar. Geçen hafta F.Bahçe’yle berabere kalan Ç. Rizespor’un Başkanı Abdülkadir Çakır’la hem Rize’deki bu değişimi hem de Türk futbolunu konuştuk. Çaykur Rizespor hem takım hem de yönetim olarak yenilendi... ABDÜLKADİR ÇAKIR: Genç bir kadro kurduk. 12 tane yeni transfer yaptık. Baktığınız zaman bir kolej takımı havasını yakaladığımızı söyleyebilirim. Bu yılki hedefimizi ilk 10 takım arasında yer almak olarak belirledik. Bu hedefe de çok rahat ulaşacağımıza inanıyoruz. Geçmiş dönemlerde yaşanan başarısızlıkları hiç konuşmuyoruz. Taraftarlarımıza bu sezon kötü günler yaşatmayacağız. Genç bir yönetime sahipsiniz. Sizce yönetimsel olarak tecrübe eksikliği yaşar mısınız? A.Ç.: Yönetimde tecrübeli arkadaşlarımız, ağabeylerimiz de bulunuyor. Çaykur Genel Müdürü, Rize Ticaret Odası Başkanı var. Bunların hepsi de tecrübeli isimler. Futbol Şube Sorumlumuz Yılmaz Zehiroğlu, 10 yıldan bu yana Çaykur Rizespor’da görev yapıyor. Onun için tecrübe konusunda sıkıntı yaşayacağımızı sanmıyorum. Birçok yeni futbolcunuz var. Uyum süreci konusunda problem yaşayacağınızdan korkmadınız mı? A.Ç.: Takımlarında forma giyen futbolcuları almaya dikkat ettik. Gökhan Gök, Emre Toraman, Ergün Teber gibi futbolcuları Kayseri’den aldık. Takımlarında banko oynuyorlardı. Hazırlık kampı da çok iyi geçti. Samet Aybaba’nın takımdan ayrılmasının ardından Saffet Susiç gibi Türk futbolunu çok iyi tanıyan bir teknik direktörü getirdik. Ne kadar isabetli bir karar aldığımızı da Fenerbahçe maçındaki futbolumuzla gördük. Samet Hoca’nın ayrılmasından sonra Saffet Su siç’le anlaştınız. Neden Susiç? A.Ç.: Saffet Susiç Türkiye’yi ve Türk futbolunu yakından tanıyor. Bunun yanı sıra daha önce Rizespor’da görev yaptı. Yani takıma ve şehre çabuk uyum sağlayacağını düşündük. Gelir gelmez de ilk galibiyetimizi aldık. Fenerbahçe beraberliğinden sonra da takımın kendine güveni geldi. Susiç de Samet Aybaba gibi gençlere güveniyor. Bu çok önemli bir artı bizim için. Karadeniz’de futbola olan ilgiyi herkes biliyor. Acaba bu potansiyeli tam olarak kullanabiliyor musunuz? A.Ç.: Ben altyapıya çok önem veriyorum. Karadeniz insanının fizik yapısında, ayak bileklerinde futbola olan yatkınlık var. Zaten bölgemizden birçok futbolcu çıkıyor. Ancak şu ana kadar altyapıya yeteri kadar önem verilmedi. Yeni tesisler ve stat yapacağız. Yeni tesislerimiz en geç ocak ayına kadar hazır hale gelecek. Türkiye’nin en iyi 34 spor kompleksinden biri olacak. Bu tesise 8 milyon Dolar harcadık. Cengiz Ailesi bunun öncüsü oldu. 18 ay sonra yeni stadımızı kullanacağız. 3 büyükler ve Anadolu takımları arasındaki ekonomik fark giderek artıyor. Bu ara kapanabilir mi? A.Ç.: Biz şu anda 4 büyüklerle bu konuda yarışamayız. Ama biz kendi bütçemizde açık vermemeye çalışıyoruz. Birkaç tane sponsorumuz var. UEFA kriterlerine uymaya dikkat ediyoruz. Karadeniz’de Samsunspor, Orduspor, Giresunspor, Rizespor çok iyi zamanlar yaşarken Trabzonspor şampiyonluğa ulaştı. Şu anda Karadeniz takımları pek başarılı değil. Biz öyle çok büyük hayaller peşinde koşmuyoruz. 2 yıl sonra şampiyon olacağız diye de bir iddiamız yok. Ama gerçekçi olmak gerekirse 2 yıl içinde ilk 5 takım arasında yer almak istiyoruz. Geçen sezon Türkiye Futbol Federasyonu ile Çaykur Rizespor arasında problem olduğu söylendi... A.Ç.: Federasyonla biz takım olarak uyum içindeyiz. Hiçbir sorunumuz yok. Özellikle bizim için de bazı şeyler ürettiler. Sonuçta federasyon seçimle iş başına geldi. Başkanı da Haluk Ulusoy... Ona karşı bizim hiçbir şekilde tavrımız ve sürtüşmemiz olamaz. Onun da bize karşı tavırlı bir yaklaşımı yok. Ayrıca ben bu yıl hakemlerle ilgili hiçbir açıklama yapmayacağım. Ç.Rize Başkanı Abdülkadir Çakır. 5 ‘ ‘ Kulübü kurumsallaştırmaya çalışıyoruz. Ocak ayında yeni tesislerimize geçtikten sonra kurum haline geleceğiz. Yani bir zengin başkan veya yönetim para verir mantığı değil, şirket gibi geliri olan bir kulüp olacağız. Kendi adıma konuşmam gerekirse paralı başkan değil, yönetecek başkan olacağım.