17 Haziran 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

C Sezon Şampiyon 1959 195960 196061 196162 196263 196364 196465 196566 196667 196768 196869 196970 197071 197172 197273 197374 197475 197576 197677 197778 197879 197980 198081 198182 198283 198384 198485 198586 198687 198788 198889 198990 199091 199192 199293 199394 199495 199596 199697 199798 199899 199900 200001 200102 200203 200304 200405 200506 F.Bahçe Beşiktaş F.Bahçe G.Saray G.Saray F.Bahçe F.Bahçe Beşiktaş Beşiktaş F.Bahçe G.Saray F.Bahçe G.Saray G.Saray G.Saray F.Bahçe F.Bahçe Trabzon Trabzon F.Bahçe Trabzon Trabzon Trabzon Beşiktaş F.Bahçe Trabzon F.Bahçe Beşiktaş G.Saray G.Saray F.Bahçe Beşiktaş Beşiktaş Beşiktaş G.Saray G.Saray Beşiktaş F.Bahçe G.Saray G.Saray G.Saray G.Saray F.Bahçe G.Saray Beşiktaş F.Bahçe F.Bahçe G.Saray SPOR FUTBOL AĞUSTOS SALI TOP 50. KEZ SANTRADA B İ R B A K I Ş TA L İ G Teknik Direktör Ignace MOLNAR Andreas KUTIK Laszlo SZEKELLY Gündüz KILIÇ Gündüz KILIÇ Miroslav KOKOTOVİC Oscar HOLD Lubita SPAJIC Lubita SPAJIC Ignace MOLNAR Tomislav KALEPEROVIC Trian LONESCU Brian BIRCH Brian BIRCH Brian BIRCH Waldir Pereria DIDI Waldir Pereria DIDI A. Suat ÖZYAZICI A. Suat ÖZYAZICI Tomislav KALEPEROVIC Öskan SÜMER A. Suat ÖZYAZICI Öskan SÜMER Dorde MILIC Branko STANKOVIC A. Suat ÖZYAZICI Todor VESELINOVIC Branko STANKOVIC Jupp DERWALL S Gol Kralı Metin OKTAY Metin OKTAY Metin OKTAY Fİkri ELMA Metin OKTAY Güven ÖNÜT Metin OKTAY Ertan ADATEPE Ertan ADATEPE Fevzi ZEMZEM Metin OKTAY Fethi HEPER Ogün ALTIPARMAK Fethi HEPER Osman ARPACIOĞLU Cemil TURAN Ömer KANER Cemil TURAN A. Osman RENKLİBOY Necmi PEREKLİ Cemil TURAN Ömer UMDU Mustafa DENİZLİ Bahtiyar YORULMAZ Bora ÖZTÜRK Selçuk YULA Selçuk YULA Tarık HOSIC Aykut YİĞİT Tanju ÇOLAK Tanju ÇOLAK Takım Gol 11 33 36 21 38 19 17 20 18 19 17 13 16 20 16 14 14 17 18 17 15 12 15 16 19 16 20 33 25 39 29 28 31 25 27 22 27 25 38 32 19 30 23 21 24 25 31 25 G.Saray G.Saray G.Saray A. Demirspor G.Saray Beşiktaş G.Saray Ankaragücü Ankaragücü Göztepe G.Saray Eskişehir F.Bahçe Eskişehir F.Bahçe F.Bahçe Eskişehir F.Bahçe Ankaragücü Trabzon F.Bahçe Adanaspor Altay Bursaspor Adanaspor F.Bahçe F.Bahçe G.Saray Sakaryaspor Samsunspor Samsunspor G.Saray F.Bahçe Beşiktaş G.Saray F.Bahçe F.Bahçe F.Bahçe F.Bahçe Trabzon G.Saray G.Saray G.Saray Samsunspor Bursaspor Beşiktaş G.Saray Bursaspor Konyaspor Trabzon Kayserispor Jupp DERWALL M. Denizli Tanju ÇOLAK Todor VESELINOVIC Gordon MILNE Gordon MILNE Gordon MILNE Karl Heinz FELDKAMP Reiner HOLLMAN Christoph DAUM C. Alberto PARREIRA Fatih TERİM Fatih TERİM Fatih TERİM Fatih TERİM Mustafa DENİZLİ Mircae LUCESCU Mircea LUCESCU Christoph DAUM Christoph DAUM Eric GERETS Aykut KOCAMAN Feyyaz UÇAR Tanju ÇOLAK Aykut KOCAMAN Tanju ÇOLAK Bülent UYGUN Aykut KOCAMAN Şota ARVELADZE Hakan ŞÜKÜR Hakan ŞÜKÜR Hakan ŞÜKÜR Serkan AYKUT Okan YILMAZ İlhan MANSIZ Arif ERDEM Okan YILMAZ Zafer BİRYOL Fatih TEKKE Gökhan ÜNAL 200607 F.Bahçe Arthur Zico Alex De Souza Fenerbahçe 19 ıcaklar, transfer çalışmaları, daha sezon başlamadan yöneticilerle yaşanan atışmalar, hazırlık maçları derken Süper Lig heyecanı ufukta görüldü. Cuma günü santra noktasına konacak top ve hakemin ilk düdüğüyle Süper Lig’de 50. sezon başlayacak. Yarım asrı deviren ligimiz, iyisiyle kötüsüyle hafta sonlarının vazgeçilmezi oldu. İlk olarak 1959’da yarım sezon üzerinden yapılan ligde başlarda İstanbul, Ankara ve İzmir takımlarının üstünlüğü göze çarpıyordu. Zaman içinde çok şey değişti. Anadolu futbolu, 60’lı yılların sonunda kurulan ekiplerle üst liglere doğru tırmanışa geçti. 197576 sezonunda Trabzonspor şampiyon olarak 3 büyüklerin hegemonyasına son veren ilk takım oldu. Ancak bu yükselişin gerisi gelmedi. 80’li yıllarla birlikte düşüşe geçen Anadolu futbolu, 50 yaşına basan Süper Lig’de 9 takımla temsil ediliyor. Şampiyonluk yarışı ise yine 3 büyükler arasında yaşanacak. Yine de Trabzonspor’un az da olsa şansı var. Bu sezon Süper Lig’in yeni takımları G.Birliği OFTAŞ, İstanbul Büyükşehir Belediye ve Kasımpaşa, daha sezon başlamadan çok konuşuldu. 3 takımın hedefi de bu yıl düşme potasından uzak durmak... Peki üst sıraları kimler zorlayabilir? Son 2 sezondur Kayserispor, teknik direktörünü kaybetse de kadrosunu korudu. G.Birliği ise yeni teknik direktörü Fuat Çapa’yla iddialı bir kadro kurdu. Ancak şampiyonluk yarışının dışındaki takımların öncelikli hedefi düşme hattından uzak kalmak... Sezona Inter Toto’daki “hayal kırıklığı”yla giren Trabzonspor’un şampiyon olması sürpriz olur. Son şampiyon Fenerebahçe, unvanını korumaya çalışacak. Ancak Galatasaray ve Beşiktaş’ta önemli değişiklikler oldu ve zirve yarışını sonuna dek zorlayacaklar. 3 büyüklerin şampiyonluğunu etkileyecek bir başka nokta da Avrupa kupalarında gösterecekleri başarı... Avrupa’da alınacak iyi sonuçlar takımların moral motivasyonunu arttıracağı gibi yoğun maç trafiği de ligde beklenmedik kötü sonuçlara yol açabilir. Süper Lig’de yabancı ve yerli teknik direktörler arasındaki çekişmede son yıllarda üstünlüğü ele geçiren yerli hocalar 200708 sezonuna 153 önde başlıyor. 2. kez Galatasaray’da görev alan Karl Heinz Feldkamp, Fenerbahçe Teknik Direktörü Zico ve daha önce Beşiktaş ve Trabzonspor’u çalıştıran, bu sezon da Ankaragücü’nün başına geçen Hans Peter Briegel, Süper Lig’in yabancı teknik direktörleri... Kaleciler arasında ise daha dengeli bir mücadele söz konusu... Ancak uzun bir aradan sonra ilk kez 3 büyükler kalelerini Türk eldivenlere emanet ediyor. Fenerbahçe’nin kalesinde Serdar, Volkan, Beşiktaş’ta Rüştü, Hakan Arıkan ve Galatasaray’da da Aykut’la Orkun arasında kaleyi kapmak için büyük bir rekabet yaşanıyor. Artık futbol yorumcularının görüşleri olmaktan çıkan ve gündelik konuşmaların içinde yer edinen, “Süper Lig’de kaliteli futbol oynanmıyor” tartışmasında bu sezon Lincoln ve Roberto Carlos gibi oyuncuların transfer edilmesiyle yeni bir cephe açıldı. Her ne kadar ülkemize gelen yabancı futbolcular beklediklerinden daha çekişmeli bir mücadeleyle karşılaştıklarını itiraf etseler de oynana oyunun kalitesi izleyenleri bir türlü tatmin etmiyor. Bu sezon gelen yıldızlar iyi de kötü de oynasalar çok konuluşacak. Yine de beklentiler diğer sezonlardan farklı değil. Güzel futbol, dolu tribünler, olaysız maçlar, saha içinde kazanılan başarılar ve eşit şartlarda mücadele eden takımlar... Bilinen bir şey bu isteklerimizin bir anda gerçekleşemeyeceği... Ancak umudumuzu kaybetmemize gerek yok. 50 yıllık hafta sonu kaçamağımız yeniden başlıyor... SÜPER LİGE TÜRK ANTRENÖR DAMGASI BAKIŞ / KAAN ARK 3 Obezler ve Diğerleri +1 takımından birinin mutlak şampiyon olması üzerine kurgulanmış bir sezon daha başlıyor. Böyle bir spor organizasyonunun izlenebilirliği, kalitesi, rekabeti, sosyal faydası ve ekonomisi de yarattığı heyecanla paralel olacaktır. Son 25 yıla göre sezon başında takımlarımızın şampiyon olma olasılıklarını şöyle sıralayabiliriz... Fenerbahçe ve Galatasaray yüzde 40’ar, Beşiktaş yüzde 20, diğerleri yüzde 0. Yine son 10 yılın istatistiklerine bakarsak ligimizin puan ortalaması 47 seviyesinde. 3 büyüklerin şampiyonluk rekabetinden oldukça uzak kalan “küçük deste büyük boy” takımlar yine 50 puan çevresinde sıralanacak. Başta 4. büyük Trabzonspor, Kayserispor, Gençlerbirliği, Sıvasspor ve Ankaraspor, önümüzdeki sezon için bu kümenin başlıca takımları... “Küçük deste orta boy” takımlar ise 42’yle 49 puan arasında sıralanması muhtemel Konyaspor, Gaziantepspor ve Ankaragücü... Ç.Rizespor, Bursaspor, Denizlispor ve V.Manisaspor ise Lig (A)’dan gelen takımlarla kümede kalma savaşı verecek gibi gözüküyor. Bu gruptan 40 puan barajını geçenler rahat nefes alacak. Süper Ligimizdeki heyecanı tetikleyecek takımlarımız da gruplarından bir üst seviyeyi zorlayacak olanlar. Biz onlara “lige renk katan takımlar” diyoruz. Beklenenin aksine bir üst grubu zorlayacak takımları gruplarına göre sıralarsak; şampiyonluk için marttaki performansına göre Beşiktaş. İlk 3 sıra için (tabii ki şampiyonluk için değil) Kayserispor ve Trabzonspor... Alt sıralardan ortalara doğru ise G.Birliği OFTAŞ ve Ç.Rizespor makus kaderlerini değiştirip orta sıra takımlığına yükselebilirler gibi görünüyor sezon öncesi. Kimin hangi sıralamayı alacağı önceden tahmin edilebilen bir ligin ekonomisi de o oranda küçük oluyor. Anadolu takımlarının taraftarları şampiyonluk hedef olmadığından tribünleri doldurmuyor. Geçen sezonlarda Sıvasspor 2. Lig’de top koştururken İstanbul’daki maçlarını 30 40 bin kişi izliyordu. Sıvasspor Süper Lig’e çıkınca bu sayı 4 binlere düşmüştü. Bir başka dikkat çeken örnek ise Süper Lig maçlarında 22 bin kişilik stadın yarısını zor dolduran Galatasaray’ın Şampiyonlar Ligi karşılaşmalarını 60 bin kişiye oynaması... Bir futbol liginin ekonomisinin büyüklüğünü etkileyen faktörlerin başında rekabet, heyecan, sahada oynanan futbolun kalitesi ve ülkenin genel ekonomik yapısı geliyor. Ülkemizde 3 büyük kulübe tarihleri boyunca hükümetlerin verdiği siyasi, sosyal ve ekonomik desteklerle büyük takımların küçüklerle arası çok açıldı. Affedilen vergi borçlarından görmezden gelinen vergi kaçaklarına, hibe gibi verilen arazilerden kaçak stat inşaatlarına ve vadesi geldikçe uzatılan devlet bankası kredilerine dek haksız, çarpık ve sonucunda ülke sporunu bitiren yani amacına ulaşmayan desteklerle 3 büyükler bugünlere geldi. Kuruluş amaçları yöre insanının amatör spora teşvik edilmesi olan kulüplerimizin artık ülkenin amatör sporuna veya yeni nesillerin sağlıklı yetişmesine ilişkin hiçbir amacı kalmadı. Hükümetlerin spor politikalarında halka spor yaptırarak vatandaşların yaşam sürelerini ve kalitelerini arttırmak hiç uygulamaya sokulamamışken, bu politikaların uygulama araçlarının başında gelen spor kulüpleri artık ticarethanelere dönüşmüş durumda... Bu kadar semirtilen, sınırsızca desteklenen 3 büyükler kurumsal bir yapıda yönetilemiyor. Sırtını dayadığı devlet ve medya desteğiyle sağlıksız büyüyerek “3 obezler” haline gelmiş durumdalar. Romanya, Bulgaristan, Çek Cumhuriyeti gibi ülkelerde görülebilecek “yaratılmış kitlesel takımlar” modeli ülkemizde de aynen uygulanmış tarih boyu ve halen devam ediyor bu anti demokratik yapı... Oysa gelişmiş futbol ülkelerinin kentlerinde, örneğin Marsilya’da St. Germain taraftarı bulamazsınız veya Manchester’da Arsenal yandaşına rastlayamayacağınız gibi. Roma’da Inter, Torino’da Roma taraftarının sayısal değerinin bir anlam taşımadığı gibi. Futbolun ekonomik yapısı yukarıda da bahsettiğimiz gibi rekabet, heyecan ve sahadaki “güzel oyun”la paralel büyüyor. Bu büyümeyi yaratan da izleyenler, takipçiler, yani taraftarlar... Taraftarlar takımlarıyla ne kadar ilgili ise takımların ve ülke futbolunun ekonomik değerleri de o denli büyüyor. Oysa ülkemizde aynı Yunanistan ve eski Doğu Bloku ülkeleri gibi taraftarlarımızın ilgisi her geçen sezon daha da azalmakta futbola. Stat doluluk oranlarından spor gazetelerinin tirajlarına, lig maçlarının reytinglerine ve forma satış adetlerine bakarak bu erozyonu gözlemleyebilirsiniz. Futbolumuzun sosyal ve ekonomik gelişimi için öncelikle “3 büyüklere” verilen her türlü desteğin normal ve anlaşılabilir sınırlara çekilmesi gerekiyor. Haksız rekabeti önlemek için de mali denetim ve yaptırımların hayata geçmesi lazım. Diğer taraftan Bursa, Eskişehir, İzmir, Adana ve diğer taraftarlık bilinci gelişmiş, taraftar potansiyeli yüksek ve demografik olarak ülke geneline dağılmış illerimizin takımlarına bugüne dek esirgenmiş tüm desteklerin verilmesi gerekmekte... İstanbul’un 5, Ankara’nın 4 takımla temsil edildiği bir ligin sosyal, ekonomik ve sportif açıdan ülkeye bir katkısı olmayacağı açıktır. Ülke futbolumuz bu demografik ve ekonomik dağılımıyla 80 yıl öncesine geri dönmüştür. Bu arada yayın hakları ve bahis gelirleri her geçen yıl daha da artmaktadır. Bunun nedeni ülke futbolumuzun değerinden çok spor endüstrisinin global anlamda yayılımcılığıyla ilgilidir. Eğer biz kendi yerel organizasyonumuzu daha rekabetçi daha demokratik ve daha fazla izlenen bir yapıya dönüştürebilirsek global futbol ekonomisi pastasından daha fazla pay alabilecek konuma gelebiliriz. Aksi halde Türk sporunun lokomotifi olduğu sanılan “3 büyükler” ve onları olduğundan daha büyük zanneden hükümetler ve yine onları olduğundan daha büyük gösteren medyamız sayesinde bu treni de kaçıracağız, treni hep kaçırmış bir milletin sporseverleri olarak... T urkcell Süper Ligi’nin 50. sezonuna Türk çalıştırıcılar damgasını vuruyor. Fenerbahçe, Galatasaray ve Ankaragücü’nün dışındaki takımlarda yerli teknik direktörler görev yapıyor. Zico, Feldkamp ve Brigel’in dışındaki Türk çalıştırıcıların nasıl bir performans göstereceği ise merak konusu. 2 8 9
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle