01 Haziran 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

C K SPOR FUTBOL TEMMUZ SALI Carlos’un rakibi yok Mustafa Denizli: Fenerbahçe Roberto Carlos’u aldı ama Rüştü, Tuncay, Ümit Özat, Mehmet Yozgatlı’yı kaybetti. Yabancı kararı çıkmazsa ne olacak? Eğer yabancı kararı çıkmazsa Fenerbahçe güç kaybına uğramıştır. Başkan başka transfer yapar mı yapmaz mı onu bilemiyorum. Bu şartlarda sınırsız yabancı çıkmaz, çıkamaz. Galatasaray’ı, Fenerbahçe’yi, milli takımı çalıştırdınız. Geriye bir tek Beşiktaş kaldı. Beşiktaş’ı çalıştırmak ister misiniz? Bir gün o karenin kalan boşluğu tamamlanabilir. Nasıl Beşiktaşlı oldunuz? Bütün yaşamını Akaretler’de Beşiktaşlılarla geçirmiş Emin ağabeyimiz vardı. O aşıladı bize... Bizi toplardı; Baba Hakkı’yı, Baba Recep’i, Süleyman Seba’yı anlatırdı. Ballandıra ballandıra, hissederek anlatırdı... Oradan kaldı. İzmir mi İstanbul mu? İzmirlilerin İzmir tutkusu hiç bitmez. Benim Çeşme tutkum bitmez. Çeşme mi İstanbul mu derseniz Çeşme derim. İzmir bana göre yaşam damarlarından birini kaybetti. Futbol İzmir’in açan bir çiçeğiydi. Çıkardığı büyük futbolcularla, köklü kulüpleriyle Türkiye’nin ve futbolun bir rengiydi. 10 Kasım doğumlusunuz. İsminiz Atatürk’ten mi geliyor ? Benim ismim Işık olacakmış. Ama 10 Kasım’da doğunca annem babam Mustafa olsun demişler. İyi ki de öyle olmuş. Özel yaşamında ne yapar Denizli? Okurum genellikle... Siyasi, tarihi anlatan kitaplar okurum. Yakın dönemde çıkan entresan kitaplar var. Onları da okuyorum. Okuyamadıklarımı da sinemadan takip etmeye çalışıyorum. Teknik direktörün bir takıma katkısı nedir? Uygulamalara bakarsanız teknik direktöre yüzde 100 pay verilir. Şaka bir yana o rakamı hiç kimse söyleyemez. Gün gelir 100’e yaklaşır o pay, gün gelir yüzde 5 çizgisine düşer... Futbolcu olmak mı daha zor teknik direktör mü? Birinde kendini yönetensin, diğerinde de başkalarını yöneten... Fotoğraf:FATİH ERDOĞDU endi döneminizin en iyi soluymuşsunuz. Şimdi de dünyanın en iyi sol ayağı Roberto Carlos geldi. Nasıl buluyorsunuz bu transferi? Roberto Carlos benim 10 yıldır Avrupa’ya geldiği günden beri beğendiğim bir oyuncu. Kişi olarak çok sempatik buluyorum, saha içi davranışlarını falan. Bu tip yıldızları Türkiye’ye futbol yaşamlarının sonunda getirme fırsatı buluyoruz maalesef ama yine de çok şeyler öğretecektir. Son 10 yılın kendi alanında dünya üzerinde rakibi olmayan futbolcusu. Derwall’den bahsederken de söyledik. Roberto Carlos geldiği an “Ben Türkiye’de oynamak istemem” diyen futbolcu sayısını otomatikman yarı yarıya düşürür. Futbolculuğuyla da çok önemli bir transfer. Davranış şekliyle de... Rakiplerine olan saygısıyla yumuşak yaklaşımları olan bir futbolcu. Hemen onun ardından Lincoln’ün Galatasaray’a transferinde Roberto Carlos’un rolü vardır. Bunlar önemli isimler. Ama Galatasaray kaç Lincoln alabilir? Fenerbahçe kaç Roberto Carlos alabilir? Sorun bu. Sınırsız olsa ne olacak? Zaten altı Roberto Carlos’un ya da Lincoln’ün olsa sınırsız yabancıya gerek kalmayacak. Niye tartışılan yıldızlarla dolduruyorlar yabancı kontenjanlarını? Bugün Fenerbahçe’de Alex olmasa, Deivid olmasa, gerideki stoperleri olmasa kim ne der, bunlar eksiklik midir? DERWALL HER ŞEYDİ T U Ğ B A H A C I B AY R A M O Ğ L U T ürk futbolu hedef yükselten çok önemli bir ismini yitirdi. Derwall’i bu büyük ustanın yanında pişen, onu iyi gözlemleyen ve aldıklarını Türk futboluna başarıyla aktaran Mustafa Denizli’ye sorduk. Aslında sadece Derwall’i değil, son haftaların tartışmalı konularını da konuştuk. İşte Denizli’’nin Derwall’den İran’a, siyasetten futbola görüşleri... Türk futbolunda çığır açan çok önemli bir ismi kaybettik. Sizde emeği çoktu. Derwall nasıl bir insandı? Ondan bahsetmek hem çok kolay hem çok zor. “O herşeydi” diyebilirsiniz. Mükemmellik, hoşgörü, tartışma, sevecenlik, kısacası her şey vardı. Zaman zaman fikir uyuşmazlığı da yaşıyorduk. O çapta bir insanla mesleğin başındaki insanın uyum sağlaması, ortak noktada buluşması, o insanın büyüklüğü, olaylara bakışı, senin çalışma hırsını en üst düzeye çekiyor. Dünyada bu konumlarda olup böyle bir ikiliyi yakalayan olmadı. Dünyanın üst düzeyde teknik direktörlük yapan biriyle bu işe yeni başlayan bir teknik adamın birlikteliğinden neler ortaya çıktı. Buradaki ağırlık noktası Derwall karar verici. Ama buna seni ortak ediyor. Bunu alenen çıkıp ortaya koymuyor ama bunu yaşıyorsunuz. Hayranlığınız artıyor. Bildiklerini çok rahat aktaran biri miydi? Hayır, önemli olan almak... Yemek yemesinden yürümesine dek birçok şeyi almaya çalıştım. Hele böyle kitap diye bakarsak Derwall’i nasıl okuduğun önemli. Ben üç yıl boyunca gece gündüz bu kitabı okumaya çalıştım, iyi okuduğumu düşünüyorum. O da aynı kanıdaydı ki ayrılırken büyük bir ismin yurtiçi ve yurtdışından aranmaması gerektiğini söyleyip boşalttığı yere tek aday olarak beni gösterdi. Ustaçırak ilişkisinden ustalığa geçecek biri yetişmiştir. Bunu açıkça ifade etmese de “Mustafa Denizli ile Galatasaray devam etmelidir” demesi önemli. Tarihi başarıların başlangıcı diyebiliriz. Çünkü onun ardından Türk futbolunda bir çığır açıldı... Derwall’in buraya gelişi bir milat olarak kabul edilir. Çünkü dünya futbolunun yüzü, bir anda olmayan bir ülkenin futboluna döndü. Ondan sonra Türk takımları dünyanın bütün antrenörlerine teklif yapabilirdi. Jupp Derwall burada çalıştı. Onun çalıştığı yerde hiçbir antrenör “Ben Türkiye’ye gelmiyorum” diyemez. Siz bir şeyler aldınız. Peki sizden bir şey almak isteyen hocalar oldu mu? Derwall bana gel al demedi. Benim işim gözlemdi. Hem saha içinde, hem de saha dışında bir devi gözlemlemekti. Ondan kendime uygun şeyleri almaktı. Önemli olan birinci adamın rolü değil, ikinci adamın rolüdür. İkinci eğer birinci adam olmak isterse bu gözlemi birinci üzerinden çok iyi yapması lazım. Zaman zaman yardıma ihtiyacı varsa da bunu sorup konuşması lazım. Hiçbir birinci, ikinciye “Gel ben seni yetiştireyim” demez. Neden İran’ı tercih ettiniz? Futbolun gelişmiş olduğu bir ülke değildi... İran futbolun gelişimi olarak baktığım bir ülke değildi. Kültürüyle, yaşamıyla baktığım bir yerdi. Bütün hayatını batıda geçirmiş bir insanın o kültürün içinde olması, futbolun dışında kazanımları sağlaması için gerekliydi. Nerede nerede mutlu olduğum önemliydi. Mutluluğu insan batıda bulur diye bir kaide yok. Bütün dünyayı gezmiş görmüş bir insanım, cazip geldi. Pers kültürünü yakından tanıma adına cazipti. Futbolun batısı doğusu yoktur. Ne kattı size İran? Ben onlara ne katarım diye düşündüm. Hâlâ yapılan anketler İran halkının benim dönüşümü çok istediğini gösteriyor. 2 gün önce İran’dan ajanslar, gazeteler aradı. “Ne diyorsunuz” diye soruyorlar ama “Dönmeyeceğim” dedim. Demek ki benim amacım orada başarıya ulaşmış. Derwall buraya gelerek Türk futboluna ivme verdi. Siz de Derwall gibi doğuya giderek futbolu daha sönük bir ülkeye katkıda bulundunuz. Yani onun misyonunu siz de İran’da mı sürdürmüş oldunuz? Özellikle İran’da bu kıyaslama çok yapıldı. Onun geli şiyle benim İran’daki sürecim aşağı yukarı aynı. 2 komşu ülkenin birbirlerine çok uzak olan kültürlerini, bakış açılarını önemli ölçüde değiştirdim. İran devlet adamlarının beni çok farklı yere koyduğunu biliyorum. Batıda yapacağım bir çalışma benim için bu kadar cazip olmazdı. Çok kapalı bir ülke İran’ı nasıl tanımlarsınız? Kara çarşafların ülkesi değil tabii ki. Daha farklılar. Dışarıya gösterilen İran’la yaşanılan arasında çok fark var. Türkiye eğer bazı şeyleri örnek almak isterse, oradan da alabileceği şeyler var. Nasıl batıdan aldıysa... Kaldi ki Türkiye, İran halkının idol ülkesi. Türkiye’yi çok seviyorlar. EFSANENİN ARDINDAN Yazuz Kocaömer: Jupp Derwall Galatasaray’a kırgın öldü. Şimdi Galatasaray’ın uçak kaldırıp Almanya’daki cenazeye gidilmesini doğru bulmuyorum. Ama takdir Galatasaray başkanınındır. Türkiye’de insaların değeri hep öldükten sonra anlaşılıyor. Derwall’in kızı 1 buçuk yıldır Türkiye’de yaşıyor. Galatasaray Kulübü, Derwall’in kızını ve torunları bir maça çağıramaz mıydı? Kalbindeki Galatasaray ve Türkiye sevgisi hiç bitmedi. Cüneyt Tanman: Onunla birlikte çok iyi bir dönem yaşadık. İlk geldiği zaman kendisiyle aramızda bir sorun olmuştu. Sezon başında beni kadroya almamıştı. Takımında Eskişehir’de maçı vardı. Ali Uras’a gidip ayrılmak istediğimi söyledim. Başkan, Derwall gelene kadar beklememi söyledi. Eskişehirspor’a 30 kaybettik ondan sonra formayı aldım bir daha da çıkarmadım. Semih Yuvakuran: Türk futboluna çok önemli katkıları oldu. Galatasaray’ı çalıştırdığı dönemde büyük başarılar kazandık. Sırf Almanya’nın değil dünyanın en iyi teknik direktörlerinden biriydi. İnsan olarak da kendisini çok severdim. Raşit Çetiner: Ölüm haberine son derece üzüldüm. Hem Türk futbolunun hem de Galatasaray’ın başarılarında büyük pay sahibiydi. Bize çabuk oynamayı, yapmak istediklerimizi daha hızlı yapmayı öğretti. Ben karakter olarak çok hırslı birisiyim. Bir maçtan önce ayağım çok ağrıyordu. Bana gelip “bence ayağın ağrımıyor, korkuyorsun” dedi. Ben de o hırsla çıkıp ağrıma karşın mücadele ettim. UYGUN ORTAM OLURSA DÖNERİM Mustafa Denizli’nin şimdiki hedefi ne? İnsanların hedeflerini ortaya koyması için ortamlar da önemlidir. Türkiye’nin geldiği bu noktada bu kadar çirkinliğin, düzensizliğin olduğu bir ortamda o çalışma şevkini kaybediyorsunuz. Ara vereyim ya da gideyim, bu ortam içinde olmayayım diye düşüyorsunuz. Şu anda kendi aklımda bu düşüncemi gerçekleştirdim. İki üç yıl bu ortamın dışında kaldım. Belki çalışacağım uygun ortam bulursam dönerim, yoksa dönmeyi düşünmüyorum. SİYASET BANA UYMAZ Siyaseti düşünüyor musunuz? Siyaseti tabii ki takip ediyorum. Siyaset biraz evvel bahsettiğim futbol ortamından farklı değil ki? Futbol Federasyonu başkanlığı, spor bakanlığı gibi görevleri dünyada hep spordan gelen önemli isimler yapıyor. Bizde pek göremiyoruz. Siyaset arenası bana göre değil. Türk futbolunda sürekli seçim tartışması yaşanması konusunda ne düşünüyorsunuz? Futbolun gideceği yer bu olmamalı. Ne amaçla, kimler tarafından federasyon değiştirilmek isteniyor? Profile baktığınız zaman görüyorsunuz olayın ne olduğunu. Siyasete girmememin ana nedeni şu; 20 yaşında bir takımın kaptanı oldum. Benim mesleğim yönetmek. Halbuki siyasete girdiğim andan itibaren yönetilen olacağım. Ben hayatım boyunca tam tersini yapmışım, hep yöneten olmuşum. YABANCI SINIRI KALKMAMALI Son günlerin tartışmalı konusu yabancı sayısının sınırsız olması... Sizce sınırsız yabancı kararı alınmalı mı? Türk futboluna ne götürür ne getirir? De ki sınırsız, bunu kim kullanacak? Fenerbahçe sınırsız Roberto Carlos transfer edebilir mi? Birçok sıradan yabancı var. Bu sıradanlığı bir kez değiştirsinler, güçleri yetiyor mu? 6 yabancıyı istenen çizgide kullanan takım var mı? Niye isterler? Bunun bir nedeni olmalı. 8 9
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle