17 Haziran 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

C U F U K SPOR FAIR PLAY TEMMUZ SALI T A N I Ş A N B izden yaşça büyük olanlarımız anlatır: “Eskiden bütün maçlar Mithatpaşa Stadı’nda (İnönü Stadı) oynanırdı. Beşiktaşlısı, G.Saraylısı, F.Bahçelisi maçları beraber izlerdi. Tribünlerden tek küfür dahi duyamazdınız. Tabii ki zaman zaman kendini bilmez birkaç kişi çıkardı ama onları hemen sustururduk. İnsanlar stada en şık kıyafetleriyle ve yanlarında eşleri, çocuklarıyla gelirdi.” O zamanlarda fair play olgusu bugün olduğu kadar gündeme gelmiyordu. Çünkü zaten futbolcusu, yöneticisi, başkanı, medyası sporun adil bir şekilde oynanmasına olanak tanıyordu. Düşünsenize; F.Bahçeli Rıdvan Dilmen ve G.Saraylı Tanju Çolak aynı evi paylaşıyordu, aynı bardaktan su içiyordu. Ancak şu anda böyle bir olayın meydana gelmesi imkânsıza yakın. O günler elbette geride kaldı... Futbol endüstriyelleşti... Futbol pastası hiç olmadığı kadar büyüdü. Küreselleşme eski ismiyle emperyalizm bir darbe de futbola indirdi aslında... Her konumda para ve “başarı yolunda her yol mübahtır” mantığı güden bu vahşi sistem, bütün değerleri altüst etmeye devam ediyor. Çoğu spor yazarının dilinden düşürmediği Simon Kuper’in artık bir başyapıt olarak kabul edilen kitabının başlığı olan cümle de bunu çok iyi tanımlıyor aslında: ‘Futbol asla sadece futbol değildir.’ L Ü T F E N ! FAIRPLAY NE DEDİLER T EBEDİ DOSTLUĞA NE OLDU? Fair play de bu değişimden nasibini aldı elbette... Takımlar arasında yavaş yavaş artan rekabet duyguları, oyunun öneminden çok ‘skor bazlı’ bir görüşe yol açtı. Çok gerilere gitmeye yok. Geçen sezona bakalım... Ligin son haftalarında Ali Sami Yen’de 2 ezeli ekip karşı karşıya geldi. Bu mücadeleden önce ‘G.Saray, şampiyon F.Bahçe’yi alkışlamalı’ tartışmaları yapıldı. Biz de gazetemiz sütunlarında fair play’in önemini belirttik ve bu ‘alkış’ olayına destek verdik. Ancak beklenen gün geldi ve hiç istemediğimiz sahnelere tanık olduk. Stat dışında başlayan taşkınlıklar büyüdü ve saha içinde ‘su savaşına’ dönüştü. Tek taraflı olan bu savaşta hemen hemen her F.Bahçeli futbolcuya en az 1 pet şişe isabet etti. Sonuç: Sarı Kırmızılılar 5 maç seyircisiz oynama cezası aldı ve olaylardan sonra yakalan taraftarlar 3 aydan bu yana cezaevinde. Oysa, G.Saraylı taraftarlar ‘ezeli rakipleri, ebedi dostları’ F.Bahçe’nin haklı şampiyonluğunu kutlasa ne olurdu? E ogay Bayatlı (Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi Başkanı): Türkiye ligleri sıcak bir havada ve sıcak bir ortamda başlayacak. Uzun bir ayrılıktan sonra yürekleri futbol sevgisi ile dolu taraftarlar futbolcularla buluşacak. Yeni bir lig başlıyor. Dileriz bu lig Fair Play içinde, futbolcuların kasıttan uzak dürüst hareketleri ile hakamlerin sağlıklı kararları ile geçer. Seyirci ise hem kendi takımını, hem rakibi hem de hakemleri alkışlar. Rüya görüyorum sanmayın, kesinlikle rüya değil bu. Futbolseverlerin sonunda en doğruyu bulacağına inanıyorum. Futbolda elbette rekabet var, zaman zaman sertçe yapılan müdehaleler var. Zaten bunlar oyunun kuralları. Seyirci elbette heyecanlanacak, elbette takımının kazanmasını isteyecek; bu kazancın dürüst, düzgün, Fair Play içinde olmasını dilerim amaçlayacak. Çünkü sporun özü bu. Futbol camiasının tümüne başarılı, mutlu, centilmence bir lig maratonu dilerim.Bunu ülke olarak bekliyoruz. Bizi utandırmayacaklarına inanıyorum. rdoğan Arıpınar (Türkiye Fair Play Konseyi Başkanı Avrupa Fair Play Birliği 2.Başkanı Dünya Fair Play Konseyi Üyesi): Ülkemizin en fazla ilgi gören futbol sporunun 2007/2008 dönemi başlarken; tüm koşullar içinde kaliteli ve sportmence bir lig izlemeyi arzu ediyoruz. Yunus Emre’den, Mevlana’dan, Hacı Bektaş’a kadar batılıların anlatımı ile Fair Play’in doğduğu bu topraklarda; efendiliğin, centilmenliğin ve dostluğun ön planda olmasını diliyoruz. Bunu yanlız sahada yer alan futbolcular için değil, yöneticilerden ve tribünleri dolduran seyircilerden de bekliyoruz.Hedefe varmak için bu üç topluluğun elele yürümesi şarttır. Dönemin ülke futboluna mutluluk getirmesini dilerim’ ? SEBA’NIN ÖRNEK TAVRI Bu elbette G.Saray taraftarıyla sınırlı bir olay değil. Sadece yakın tarihten ve gündemde olan bir örnek verdik. İşte bu noktada Beşiktaş’ın efsanevi başkanı Süleyman Seba’nın benzer bir durumda verdiği tepki geldi aklımıza... Beşiktaş, Türkiye Kupası finalinde Trabzonspor’u yenmiştir. 2 takım da aynı uçakta İstanbul’a dönmektedir. Beşiktaşlılar kupayı şampanya patlatarak ve tezahüratlarla kutlamak üzereyken Seba bunu durdurur ve “Uçakta Trabzonsporlu kardeşlerimiz var. Onlar orada üzülürken biz sevinemeyiz. Bu bize yakışmaz” der. Bu konuşmadan sonra Siyah Beyazlılar sanki Türkiye Kupası’nı kaybetmiş gibi sessiz sakin dönerler İstanbul’a... Siz sahalarımızda bu 2 örnekten hangisini görmek istersiniz? Evet, yeni sezon öncesi Cumhuriyet Spor Eki, ‘fair play’ çağrısını yineliyor. İster F.Bahçeli olun ister G.saraylı, Beşiktaş ya da Trabzonlu, lütfen fair play çizgisinden ayrılmayın. A H YÖNETİCİ Mİ TARAFTAR MI? İş sadece taraftarlarla bitmiyor. Özellikle takımların yöneticileri ve başkanları verdikleri demeçlerde cümleleri birkaç kez düşündükten sonra sarf etmeli. Zira kulüpleri yöneten bu kişilerden en çok etkilenen kesim yine taraftarlar oluyor. Medyanın karşısına geçip diğer takımları aşağılayıcı, hakarete varan açıklamalarda bulunmak Türk futbolunu hiçbir yere taşımaz. Aksine geriletir... Özellikle de kaybedilen maçlardan sonra hakemler hakkında akıl almaz sözler duyuyoruz. Hakemin de bir insan olduğunu ve onların da hata yapabileceklerini unutup taraftarlarını kışkırtan idareciler 2 gün sonrasını düşünmüyor. Yönetici değil de taraftar gibi davranıyorlar. Sözümüz hepsi için geçerli değil elbette... Konuyla ilgili görüşlerini aldığımız kulüplerin yöneticileri oldukça olumlu açıklamalarda bulundu. Bu da yeni sezon öncesi fair play adına umutlarımızın artmasına neden oluyor. Gelelim futbolculara... İşte fair play’in kaybolmasında en az suçlular olan futbolun işçileri, formasını giydikleri takıma emeklerini saha içinde döküyor. Bazen rakip futbolcuya sert girebiliyorlar bazen de hakeme itirazın dozunu kaçırabiliyorlar. Ancak bunlar sadece saha içinde kalıyor. Dışarıda ise o gün didiştiği futbolcu arkadaşıyla yine sarmaş dolaş olmasını biliyorlar. Çuvaldızı batırdık, sıra iğneye geldi... Futbol ülkemizin çoğu zaman en önemli gündem maddelerinden biri haline geliyor. Ancak zaman zaman gerek gazetelerde gerekse TV’lerde taraftarları kışkırtan yazılara, yayımlara rastlıyoruz. Futbol programlarında sert tartışmalar olmuyorsa reyting de alamıyorlar. Onu bırakın, yöneticilerin çirkin açıklamaları manşetlere taşınıyor. Hatta bu açıklamaları yapmaları için teşvik ediliyor idareciler. Neden? Çünkü okuyucu bunu istiyor. Biz, ‘Fair Play Büyük Ödülü’ almış bir spor servisi olarak her zaman futbolun bir oyun olduğunu, onu bırakın sporun sadece futbol olmadığını her zaman sütunlarımızda barındırdık, barındırmaya da devam edeceğiz. O nedenle bir kez daha tekrar ediyoruz.: “Lütfen fair play...” Eposta: [email protected]. A S tilla Kınay (Galatasaray Yöneticisi): Tüm dileğim Fair Play’in bu sezon sözde değilde özde uygulanması. Ülkemizde herkes lafını esirgemeden söyler. Ama artık hepimiz dikkatli olmalıyız. Galatasaray’ın aldığı 5 maçlık seyircisiz oynama cezası hakkında tüm spor camiası yorum yaptı. Umarım herkesin söylediği gibi bu ceza milat olur, herkesin eşit şartlarda mücadele ettiği bir lig olur. Fair Play olgusu önce biz yöneticilerden başlamalı. Yöneticiler hakemler, rakipler, federasyonlar hakkında çok fazla konuşmamalı. Medya da sağdulu olmalı. Yöneticinin sesi olan medya, taraftarın yönlenmesinde çok etkili. Taraftarlar tahriklere kapılmamalı. aluk Çubukçu (Vestel Manisaspor Başkanı): 200708 sezonu her şeyden önce Türk futbolu ve sporu adına fairplay dolu olmasını diliyorum. Fair play’in tırmanacağı, patlayacağı bir yıl olmasını bekliyoruz. Çağdaş Türkiye’nin dünyaya açılan pencerelerinden biri olan Türk futbolunu daha iyi tanıtmak adına buna ihtiyacımız var. Türkiye’nin bütün stadlarında hoşgörü ve futbolun sadece bir oyun olduğunu kabul ederek taraftarların 3 skora da kendilerini alıştırmalarını ve bunun olgunluğuna erişmelerini diliyorum. Elbette Türk futbolunu yönetenlerden de eşit ve adil olmalarını istiyoruz. Son olarak da Türkiye’yi Avrupa’da temsil edecek takımların başarılı olmalarını umuyoruz. ykut Ferah (Ç.Rize Dış İlişkiler Sorumlusu ): Neticede federasyon ve hakemler bu işe emek vermiş ve yıllardır bu işin içinde olan insanlar.Onların işlerini kolaylaştırmalıyız. Biz önümüzdeki sezon için kesinlikle hakemler ve federasyon hakkında yorum yapmama kararı aldık. Sadece Başkan ve basın sözcüsü basına yorum yapacak. Örneğin tesisten sorumlu bir yönetici basına açıklama yapamayacak. Önümüzdeki yıl öncelik olarak iyi futbol oynamaya çalışacağız. Bazen iyi oynadığımız halde kaybedebiliriz de. Futbolda bu var. Yeni ve genç bir takımız. Genç futbolcularımızı kontrol altında tutmamız lazım. üleyman Hurma (Kayserispor Genel Menajeri): Ülkemizde anlayış değişmeli. Önce Fair Play’in ne olduğunu öğrenmek gerekli. Türkiye’de yöneticilerin bundan haberi yok. Biz kazanmayı sadece sahada alınan sonuçlara bakarak algılıyoruz. Ama diğer parçaları yani en önemli bölümleri unutuyoruz. Fair Play sporla birlikte bir yaşam biçimidir. Rekabet mutlaka olmalı ama asalet korunmalı. 8 9
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle