Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
N E Y M İ Ş ABDÜLKADİR YÜCELMAN ADNAN DİNÇER’LE FUTBOL ÖĞRENİYORUM Eposta:adnandincer?hotmail.com Spor Yoluyla Kapadokya S porun en önemli tanıtım aracı olduğu, Kapadokya’da yapılan Avrupa Dağ Bisiskleti Şampiyonası’yla bir kez daha vurgulandı. Geçen hafta 2 gün Avrupa Şampiyonası’na katılan 26 Avrupa ülkesinin kızlı erkekli 317 pedalı çok zorlu, ama o denli de doğa harikası Kapadokya’nın inanılmaz görüntüleri arasında yarıştı. 10 Avrupa ülkesinden 25 gazetecinin gazetelerine neler yazdıklarını bilemeyiz ama TRT 3, iki gün boyunca canlı yayınla havadan karadan Kapadokya’yı dünyaya tanıttı. Volkanik kalıntıların izlerini taşıyan daracık ve inişli yokuşlu parkurda bir de puan kazanmanın getirdiği sürat her an bir tehlike yaşatabilirdi ama neyse ki böyle bir talihsizlik olmadı. Sadece bisikletseverler değil , ekran başındaki milyonlarca izleyici sporun, dostluğun, sınır tanımayan arkadaşlığın tanığı oldu. 7.1 km.’lik parkurda 3 ambulans, 16 sağlık görevlisi ve 100 de gönüllü ekibin görev aldığı yarışlar boyunca milyonlarca insan evlerinde, cafelerde Kapadokya’nın, doğanın olağanüstü güzelliğini gördü. Bu ülkemiz adına son yıllarda yapılan en güzel ve en anlamlı tanıtımlardan birisi olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Kapadokya, ülkemizde kültür turizminin en önemli yörelerinin başında gelir. Yılda 1 milyon turistin geldiği Kapadokya, dünyanın en yaygın spor kanalı Eurosport’un bugünlerde yayınlayacağı 26 dakikalık özet yayınla dünya köşelerine dek uzayacak. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın yapamadığını sporcular yapacak. Spor aracılığıyla Afrika’nın en ücra köşeleri Galatasaray’ı tanıdı, Gana’da Appiah’ın Sarı Lacivertli forması kapışılır oldu. İlhan Mansız sevgisi Uzakdoğu’dan Türkiye’ye turlar düzenletti. Son yıllarda yapılan astronomik transferler belki Türk futbolunun gelişmesine katlı sağlamadı ama dünya medyası Türkiye’ye gelen futbolcuların peşinde koştu. Son örnekte de görüyoruz ki Fenerbahçe’ye gelen Roberto Carlos, Süper Lig boyunca yerli ve yabancı medyayı meşgul edecek. Bir anlamda sporun sınırlarını aşıp ekonomide yoğunlaşması sonuçta paraya dönüşün bir ifadesidir. Kapadokya’daki bir bisiklet yarışının sonucu elbette ki sporumuz açısından da önemlidir ama TV’lerde saatlerce havadan ve karadan çekilmiş görüntüleri izleyen yabancıların dünyasında mutlaka büyük ilgi topladığı asla tartışılmaz. Geç ama doğru proje GRASSROOTS U EFA tarafından yaşama geçirilen Grassroots projesi geç de olsa ülkemizde yaşama konulmuştur. Kısaca mahalle ve sokak futbolu diye yorumlayabileceğimiz bu eğitimin en önemli yanı yeteneklerin özendirilerek eğitime yönlendirilmesidir. Geç de olsa UEFA tarafından kabul edilen taleplerimiz sonucu temmuzda bu doğrultuda Riva ve daha sonra da Ankara’da “miniminikler turnuvası” yapıldı. Kök ya da temel futbol olarak isimlendirilen bu projede kadın ve erkek ayrımı yapılmadan herkesin futbolla ilgilenmesine olanak sağlanıyor. Asıl amaç profesyonel dışı her türlü futbol etkinliklerine cinsiyet ayrımı yapılmadan ilgi alanı oluşturmak olan bu organizasyona 16. ülke olarak katılımımız önemlidir. Burada yaş önem taşımaz. Futbola ilgi duyan insan sayısını arttırarak tabana yaymak felsefesinin önde geldiği bir çalışmadır Grassroots projesi... 17 Nisan 2007’de kabul edilen çalışmalarda ARPEG eğitim departmanı ve Gündüz Tekin Onay hocanın büyük emeği vardır. Bu gelişmeler sonucu Futbol Federasyonu, geçen haftalarda futbolumuza büyük bir dinamizm kazandıracak projeyi işleme koydu. Türkiye’nin birçok kentinden gelen çocukların oluşturduğu geleceğin yıldızları olması muhtemel çocuklarımız Van’da Gevaş Futbol Köyü’nde antrenörler tarafından eğitime alınmıştır. Bilimsel eğitimin en küçük yaşta başlatılması anlamı taşıyan bu projenin davetine yıllarını gençlere adamış bir futbol adamı olarak davet edilmesek de (!) kimselere kırgın değilim. Ülkem adına yapılan her doğruyu alkışlarken yanlışları da kimselere yatırım yapmadan, çekinmeden söylemeye devam edecek yüreklilikteyim. Gündüz hoca ve Futbol Federasyonu çok doğru bir proje gerçekleştirmiştir. Önemli olan bunun ciddi şekilde sürdürülmesidir. Futbol Federasyonu eliyle yapılan bu girişim, geleceğin gençlerini en küçük yaşta doğru eğitime yönelteceğinden gelecekte çağdaş futbolun uzağında kalan yetişmiş profesyonelliğimiz de gelişmiş olacaktır. Kazanma ve kaybetme olgusunun centilmenliğini de geliştirecek bu projede sabırlı ve ciddi olmamız gerekmektedir. Paranın gücüyle eğitimin ters orantıya itildiği ihmalin önüne geçmesi adına “GRASSROOTS” projesi gelecek kuşakların kurtuluşu olabilir. En küçük yaşta Türk olmanın gücünü ve mutluluğunu yaşaması, Atatürk gençliği olma çağdaşlığını tüm dünyaya kanıtlaması adına amaçlanmış bu proje asla sekteye uğratılmamalıdır. Ayrıca bu projede gelecek kuşaklara doğru eğitim verecek eğitimciler seçilerek özel sahiplenmeler öne alınmalıdır. Ülkemizin en büyük sorunu olan ahpap çavuş ilişkileri ve adam kayırma zihniyetinin yerine idealist futbol eğitimcileri, kompleksten uzak liderler ülkemizin yerini tayin edecek ve futboldaki kirlilikten de kurtulmuş başarılar getireceklerdir. Geçmişten bugüne birkaç fedakâr teknik adam ve idarecinin aklındaki ülke sevgisiyle bugünleri yakalayan görevlilerin de geldikleri yerlerdeki emeği geçenleri unutmamaları en önemli dileğimdir PAF LİGİ’NDE DOĞRU ADIM: Bu sezon Futbol Federasyonu bir doğru karara imza atmıştır. Ancak tamamı olmasa da Süper Lig maçları öncesi PAF takımları da aynı stattat oynayacaktır. Belli sayıda şimdilik 89 karşılaşma olarak konuşulan bu maçlarda genç futbolcuları görmek ve onları değerlendirmek gerçeğini yakalamış olacağız. Süper Lig’de geçmiş yıllarda yapılan bu uygulama, Türk futbolunun gelişmesindeki en önemli etkendir. Ne var ki yabancı futbolcu hayranlığı ve zeminlerin bozulduğu gerekçesini öne alan batıl düşünce sonucu kulüpler gençleri gözlerden uzak tesislere göndererek hızlı kalkınmaya dur demiştir. Bu sezon yeniden sayılı da olsa oynanacak PAF Ligi’nin gençleri kendilerini medya, profesyonel takım yönetici ve teknik adamlarının dışında tribündeki gerçek futbol taraftarlarına da kanıtlayacaktır. Her alanda gelecek rantı düşünenler futbol eğitimi gelince kısa yolu ve hazırcılığı tercih ettiklerinden ya yurtdışı gençlerini veya yabancı futbolcu sayısının çokluğunu öne sürerken kendi gençlerimize ve eğitimlerine haksızlık yapmışlardır. İşte daha şimdiden Beşiktaş’ta Batuhan, Can ve Aydın gibi gençleri konuşmaları tesadüf değildir. Bu gerçeklerden yola çıkılırsa kendimizi aydınlık futbol geleceğinde buluruz. Yoksa çok para, yıldız futbolcu ve yetersiz yabancı teknik adam seçimi sığınılacak liman olamaz. Bu anlamda kulüplerimize ve gençlerimize çok önemli kanıtlanacak başarılı olma zorunluluğu gelmiştir. Kıymetini bilmeli ve kendimizi ispat etmeliyiz. Bu adım doğrudur. Futbolseverlere ve gençlere başarılı bir sezon dileriz... 10 Bin Dolarlık Saatçik K ol saatinin yaşamımızda önemli bir yeri vardır. Sabahın erken saatlerinden gece yarılarına dek gözümüz üzerindedir ve kendimizi ona göre programlarız , ona göre uygun adım yaşamaya çalışırız. Saatin markası da önemli değildir, yeter ki düzgün çalışsın. O nedenle de sistemli insanlara ‘’saat gibi adam’’ deriz. Kol saatinin çeşitleri vardır; fosforlusu, saniyelisi, kayışlısı, zincirlisi, kronometrelisi, takvimlisi, yuvarlağı, 4 köşelisi ,su geçirmezi... Daha bitmedi, 5 liralık Çin malından bin 2 bin YTL’lik altın kaplamalısına dek herkesin kesesine göre (dibi delik ya da şişkin) kol saatleri de var. Kol saatinin mizahımızda da yeri var. Kimi insanlar kolundaki saati zamanı öğrenmek için kimisi de tepki olarak kolunu uzatarak kullanır. Gayet önemli bir sosyal görev yapan kol saatlerinin siyasette yer kapması kim ne derse desin seçim havasına renk getirdi. Meğer Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın kolundaki saat 10 bin dolarcık mutevazı bir saatmiş. Bu markanın 350 bin dolarlığı da varmış ama Başbakanımız mutevazıdır (!) ya... Peki Başbakan’ın kolundaki saat herkesin kolundaki saatten farklı mı? 1 saat, 5 saat, 10 saat öncesini mi gösteriyor yoksa fal mı bakıyor? Belki özelleştirilecek köşede kalmış ne varsa isimlerini sıralıyordur ya da Süper Lig’de bu sezon kimin şampiyon olacağını söylüyordur. Her neyse ben 20.45’i göstermeyen saate saat demem arkadaş... SPORUN VE SPORCUNUN YANINDA 14