Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
C L SPOR FUTBOL MAYIS SALI Ç İ Z M E’NİN İNADI D E N İ Z Ü L K Ü T E K İ N iverpool’un 80’li yıllardaki golcülerinden John Aldridge. Chelsea’yi penaltılarla eleyip finale yükseldikleri maç sonrası şunları söyledi. “Chelsea, en iyi oyuncuları satın alabilir. Peki Anfield’deki atmosferi nasıl satın alacaklar?” Aslında bu sözler Liverpool’un Atina yolunda kendisinden çok daha iyi kadrolara sahip takımları nasıl geçtiğini çok iyi anlatıyordu. Finaldeki rakipleri Milan geçmiş yıllardaki kalitesinden uzaktı. Ancak birçok takımda olmayan bir kazanma geleneği vardı ve bu özellik onları da finale taşımaya yetmişti. İtalya’daki şike skandalı sonrası bu yılı gözden uzak geçirmek isteyen ve Shevchenko’nun yerini doldurmak için herhangi girişim yapmayan Milan, özellikle sezonun ilk yarısında ne ligde ne de Avrupa’da iddialı bir görüntü çizmedi. AEK’lilerle, Milanlıların da Panathinaikoslularla birbirlerine girmesi emniyet yetkilileri sıkıntıya soktu... “Herkes bittiğimizi, artık eskisi gibi olmadığımızı söyledi. Ama Liverpool hâlâ ülkenin en iyisi!..” Kop’un bu liste başı şarkısı “Campione’nin” sözleri, Liverpool’un bütün sezonunun özetiydi. Rossoneri ise İtalyan Hükümeti’nin statlardaki yeni yasalarını protesto etmek için alışıldık pankartların hiçbirini asmamıştı. Ancak bütün tribünü kaplayan “Sadece sen” yazısıyla Milan’ın arkasındaydı INZAGHI’NİN “SIRT” GOLÜ Liverpool’da maçın başlamasıyla birlikte en çok dikkat çeken, genelde orta sahayla hücüm arasında bağlantı kurmakla görevlendirilen kaptan Gerrard’ın bu kez Kuyt’a çok yakın oynayamasıydı. Milan, ilk yarı boyunca hücumda pek varlık gösteremedi. Ancak hem sağ kanattaki Pennant’ın topla çok oynaması hem de Benitez’in Finnan ve Riise’yi ileri çıkarmayı düşünmemesi yüzünden ilk yarının son dakikasına dek çok önemli bir pozisyon yaşanmadı. Devre biterken kazanılan serbest vuruşta Pirlo’nun şutu İnzaghi’ye çarparak ağlarla buluşunca Milan soyunma odasına önde gitti. İkinci yarıda Benitez, hücumu daha fazla düşünüyordu. Başlama vuruşuyla birlikte Liverpool rakibini yarı sahasına hapsetti, üst üste ataklar yapmaya başladı. Baskıyı arttırmak için Kewell ve Crouch da sahaya sürüldü. Maçın dönüm noktası da bu değişikliklerdi. Sakatlıktan daha yeni dönen Avusturalyalı, sol tarafa beklenen hareketi getiremezken savunmada da takımını eksik bırakıyordu. Crouch’un oyuna girmesiyle orta sahadan da bir kişi eksildi ve takımın ritmi iyice bozuldu. 70. dakikadan sonra Liverpool kendi yarı sahasından çıkamaz hale geldi ve 83. dakikada Kaka’nın pasıyla kaleciyle karşı karşıya kalan Pippo İnzaghi, ikinci golünü kaydetti. Artık Milan zafere çok yakındı ancak 2 yıl öncesini kimse unutmamıştı. 89. dakikada Kuyt’la gelen gol, kaybettiğini kabul edip sırf saha içinde birkaç anı fotoğrafı çektirsin diye vatandaşı Abeola’yı oyuna sokan Rafa’yı bile bir an umutlandırdı. Ancak ikinci bir mucize için yeterli zaman kalmamıştı. Hakemin son düdüğüyle birlikte Milan İstanbul’un rövanşını alıp Şampiyonlar Ligi’ni 7. kez kazanırken, Liverpoollular için “asla yalnız yürümeyeceksin” demekten başka yapacak bir şey yoktu. GERRARD’A GÜVENDİLER AMA... Ancak baharla birlikte yükselişe geçen iki takım, 23 Mayıs gecesi Atina’da final oynamaya hak kazandı. İstanbul’dan bir yıl ve 363 gün sonra Milan’a rövanşı alma şansı doğmuştu. Atatürk Olimpiyat Stadı’nda CrespoShevchenko ikilisiyle gol arayan Milan’ın forvet hattında bu kez kariyerinin en iyi yılları geride kalan İnzaghi vardı. Liverpool’a İstanbul’da kupayı getiren Dudek ve Luis Garcia bu kez forma giymedi. Ancak “Kop (Liverpool taraftarlarına verilen isim)’u sallayan 100 oyuncu” belgeselinde Keegan ve Barnes gibi efsaneleri geride bırakarak 4. sırada yer alan kaptan Steven Gerrard “Kırmızılar”ın en büyük kozuydu. Milan ise Kaka’nın hücumdaki yaratıcılığına güveniyordu. Artık İtalyan ve İngiliz taraftarların Atina’ya akın etmesi kaçınılmazdı. Alitalia Havayolları’ndaki grev nedeniyle 7 bin Milan taraftarı uzun süre Roma Havaalanı’nda bekletilmiş, sonuçta çoğu karayoluyla Atina’ya ulaşırken önemli bir bölümü de maça gelememişti. Yetkilileri endişelendiren ise biletsiz taraftarın fazlalığıydı. Maç öncesi Liverpoolluların 4