Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Neşe ve Ruhan’ı tanır mısınız? C Ü N E Y T E . K O R Y Ü R E K C TA R I K SPOR ALTERNATİF MAYIS SALI KANSERE karşı pedal tletizmi sevenler Neşe Çetin ve Ruhan Işım’ı tanırlar. Neşe, 1953 doğumlu, 1966’da atletizme başlamış ve 3000 ile 5000 metre rekorlarının sahibi olmuş. Prof. Dr. İlker Çetin’le evlenmiş. Fen eğitimi yapmasına karşın spor konusunda da doktorasını vermiş. Bir süre hem sporcu hem de idareci olarak çalışmış, 1994’te emekli olmuş. Neşe atletizme olan sevgisini sadece yarışmacı ve yönetici olarak kısıtlamamış. Uzun zamandır amatör antrenör olarak Ankara’daki Naili Moran Atletizm Pisti’nde gençlerle iç içe çalışıyor. Bu arada aklına gelmiş, bu yıl üçüncü genç yetenekler yarışmalarını yapmaya başlamış. Bu yıl kısıtlı branşlarda 1995 ve 1996 doğumlu genç yeteneklerle haşır neşir kendi cebinden sağladığı imkanlar ve belirli sponsorların yardımıyla bugüne kadar bu amatör çalışmasını sürdürmüş. Ama şimdi işler biraz karışmış. Zira, okullarda bulduğu çocukları sahaya getiren Neşe’nin yaz aylarında bu çocukların çalışmalarının temin etmek amacıyla Beden Eğitimi öğretmenlerine ihtiyacı var. Bunlara da aylık bir ücret ödenmesi gerekir. Ama Neşe’nin böyle bir imkanı da yok. Atletzmi eğer okullara sokamıyorsak, tesis yaptıramıyorsak, yetenekli çalıştırıcı bulamıyorsak hiç olmzsa amatörce kendini sahalara adamış bu gibi atletizm severlere yardım etmek gerekir. A BU DA RUHAN’IN HİKÂYESİ Ruhan, İzmir’den yetişmiş harika bir kabiliyetti. Sırıkla atlama ve 110 engellide hâlâ Türkiye rekorları sahibi. Bundan yıllarca önce bana geldi ve Amerika’da okumak istediğini söyledi. Kendisine bir burs bulmada yardım ettik ve bazı arkadaşlar bir araya gelerek onun yol parasıyla harçlığını temin ettik. Ruhan mühendis olmak istiyordu. Aynı zamanda da atletizm rekorlarını geliştirmek amacındaydı. Bir gün beni Amerika’dan aradı ve 3000 dolara ihtiyacı olduğunu söyledi. Bir toplantıda Mustafa Koç’la karşılaştım. Kendisine durumu anlattım “Sen yardım ettinse ben de yardım ederim” dedi ve 3000 bin doları Ruhan’a gönderdi. Bu arada yine İzmir bölgesinden uzun atlayıcı Mesut Yavaş da Amerika’ya gitmek istediğini söyledi. Ona da arkadaşlarla birlikte yardım ettik ve bu ülkede bir üniversiteye girdi. Ruhan ve Mesut bir ara para için epey sıkıştılar. Beni aradılar, durumu anlattılar. Hemen ENKA’nın sahibi Şarık Tara’ya gittim. Durumu anlattım ve bu çocuklara eğitim giderlerini karşılamak üzere yılda 15’er bin dolarlık bir burs verirse bu çocukların eğitimlerini tamamlayabileceklerini ve ENKA adına da koşabileceklerini ilettim. Dostum Şarık durumu anladı, hemen harekete geçti. Çocuklara hemen para yollandı ve hikaye iyi bir sonla düğümlendi. Ama iş burada bitmemişti demek. Geçen gün Ruhan beni aradı, kendisine yaptığımız yardımı her zaman şükranla andığını söyledi ve şimdi sıranın kendisine geldiğini; Türkiye’deki yetenekli, kabiliyetli ve Amerika’da okuyabilecek derecede İngilizce öğrenebilecek atletlerin burada yüksek eğitimlerini yapmada yardım edeceğini söyledi. Ruhan’ın Amerika’ya gitmesi için yaptığmız çalışmanın temelinde onun hem derecelerini geliştirmesi hem de bir meslek edinmesi fikri yatıyordu. Ruhan şimdi bir mühendislik diploması aldı, kendi işini kurdu ve başarılı bir şekilde çalışmalarını sürdürüyor. E R Y İ Ğ İ T G eçen yıl ilki düzenlenen Mavi Bisiklet Projesi, İstanbul’dan Antalya’ya dek düzenlenen kampanyayla insanlara kanserde erken teşhisin önemini anlatmıştı. Bu yıl ise meme kanserini gündeme getiren proje kapsamında bisikletçiler, 1926 mayıs tarihleri arasında İstanbul’dan İzmir’e dek insanları bilinçlendirmek için pedal çevirecek. 2006’da düzenlenen kampanya sonucu Bilecik’e ‘Mamografi ünitesi’ kazandıran Mavi Bisikletim, bu yıl da yeni il ve ilçelere yardım etmek istiyor. Geçen yıl Türkiye Halkla İlişkiler Derneği tarafından ‘2006 Altın Pusula Ödülleri’ Kurumsal Sosyal Sorumluluk / Sağlık dalında ‘Altın Pusula’ ödülü kazanan kampanyanın medya sorumlusu Cihan Zarakol bu proje ile insanlara kanserde erken teşhisin önemini anlatmak, ayrıca unutulan bisiklet sporunun tekrar hatırlanmasını sağlamak istediklerini söyledi. Bu arada kampanyaya katılan ulusal bisikletçilerimiz Uğur Marmara ve Senem Güler sağlıkla ilgili böyle bir kampanyada yer almaktan çok mutlu olduklarını belirttiler. Bisiklet sporunun medyada hakettiği yeri bulamadığından yakınan bisikletçilerimiz, kampanyanın bisiklet sporunu insanlara hatırlatılması açısından da sevindirici olduğunu belirttiler. CAHİT ÖNEL YAPAMAMIŞTI Ruhan okula giderken çektiği sıkıntıları bana yazmış. Bir taraftan ağır dersler, diğer taraftan ağır idman ve parasal imkansızlıklar nedeniyle iyi beslenemediğini ve kendinden beklenen dereceleri de yapamadığını söylüyor. Ruhan’ın durumu bana Cahit Önel’in 1956’da Amerika’da benim üniversiteye gelmesine yardım ettiğim süredeki durumunu anımsatıyor. Cahit, 1956 yılında benim okuduğum California’daki üniversiteye gelmek istediğini söyledi ve Yıldız Teknik Üniversitesi’nde 2 yıllık mühendislik diplomasını az bulduğunu ve 2 yıl daha Amerika’da okuyarak bu diplomayı daha da geliştirmek istediğini söylemişti. Cahit’in dereceleriniyle ve başarılarını benim üniversitedeki antrenörüme anlattım. Hemen gelmesi için harekete geçtik ve Cahit geldi. Cahit’i hatırlayanlar gayet ufak tefek bir yapıya sahip olduğunu bilirler. Cahit üniversiteye gelince, biraz para kazanması için 4 saat part time işte çalışması gerekiyordu. Ondan sonra derslere giriyor ve öğleden sonra da idmana çıkıyordu. Cahit’in zayıf bünyesi bu ağır tempoyu kaldıramadı ve 3 ay içinde Türkiye’ye geri döndü. SONUÇ Neşe ve Ruhan’ın aldıklarını geri vermek için nasıl çalıştıklarını size anlattım. Türk atletizmi acaba Neşe ve Ruhan’ın kişisel çabalarıyla bir yerlere gelebilir mi? Gelemeyeceğini hepimiz biliyoruz. Okulda spor yok, tesis yok, kaliteli çalıştırıcı yok, bol yarışma yok ve bunlara ilaveten Türkiye’de rakip yok. Bütün bu yoklukların yanında birileri ortaya çıkıyor, zamanında kendilerine yapılan katkı ve yardımları ödemek için hiç tanımadıkları gençlere ellerini uzatıyorlar. Teşekkürler Neşe ve teşekkürler Ruhan... Şimdi Neşe ve Ruhan’ı tanımasanız da takdir ediyor musunuz?.. 12