05 Aralık 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

C H SPOR ALTERNATİF NİSAN SALI GÖRÜŞ Yöneticiler ve Yazılı Spor Basını * GÜVEN BÜYÜKBAYKAL Y Hentbolün Kartal’ı CUMHUR ÖNDER ARSLAN entbol Erkekler Süper Ligi’nde zirvenin ismi yine Beşiktaş... Bitime bir hafta kala en yakın takipçisi Mersin Yenişehir Belediyesi’ni yenerek şampiyonluk kupasını havaya kaldıran Siyah Beyazlılar gelecek yıl Avrupa’da mutlak başarı istiyor. Beşiktaş’ın deneyimli çalıştırıcısı Müfit Arın, bu sezon zorlu bir maraton yaşadıklarını belirterek “Şampiyonluk güzel bir duygu. Beşiktaş’la hep ilkleri başardık. Bu sezon kaliteli bir lig yaşadık. Takımlar güçlüydü, herkes birbirini yenebilecek kapasitedeydi. Sezon zor geçti. Bu bir maraton. Her türlü aksaklık oluyor. Ancak bunu hep beraber biraraya gelerek atlattık. Önümüzde bu hafta oynayacağımız bir İzmir Büyükşehir Belediye maçı var. Bu karşılaşmayı da kazanıp ligi namağlup bitirmek istiyoruz” dedi. 3 büyük olarak anılan kulüplerden Galatasaray ve Fenerbahçe’nin de bu branşa önem vermesi gerektiğine değinen Arın, Türkiye’de sporun futbol üzerine kurulu olmasından yakındı. Avrupa’da hentbolün aynı futbol gibi popüler bir spor dalı olduğunun altını çizen başarılı antrenör, “Avrupa’da hentbol popüler bir spor. Biz bu bağlamda ulaşabileceğimiz iyi noktalara dek ilerledik. Sponsor desteği sağlarsak başarılar gelir. Bu uzun vadeli bir planlama. Önemli olan sürekliliği sağlayabilmek” diye konuştu. Beşiktaş seyircisinin kendilerine her zaman için destek olduğunu da vurgulayan Arın şunları söyledi: “Önemli maçlarda taraftarımız takımımızı yalnız bırakmadı. Özellikle şampiyonluk yolunda büyük önem taşıyan ve desteğe ihtiyacımız olan Milli Piyango’yla Mersin Belediye karşılaşmalarında hem içeride hem de dışarıda taraftarımız yanımızdaydı.” 3 sezondur oyuncularla aralarında sıkı bir bağ oluştuğunu da vurgulayan Müfit Arın, “Bu sezon aramıza Ramazan ve İbrahim katıldı. Sürekli oyuncularımızla birlikte sosyal aktiviteler içindeyiz. Takımda ağabey kardeş ilişkisi var, herkes birbirine son derece saygılı. Elbette bu birliktelik oyunculara başarı olarak yansıyor” ifadesini kullandı. Siyah Beyazlı yönetimin kendilerini hep desteklediğini söyleyen Beşiktaş Antrenörü, “Yıldırım Demirören yönetimi hep bizim arkamızda oldu. Bizi sonuna dek destekledi. Biz de onlar için kupaları kazandık. Hentbol şubesi olarak camiamız için görevimizi yerine getirdik” açıklamasını yaptı. Beşiktaş Kulübü Amatör Şubelerden Sorumlu Yönetim Kurulu üyesi Bülent Deriş, ‘’Hentbolde 3 yılda 8 kupanın 7’sini kazandık. Bu mutluluğu Beşiktaş camiasına armağan ediyoruz. Önümüzdeki yıllarda Avrupa kupalarında da başarı istiyoruz. Takımımızı yeni transferlerle daha da güçlendireceğiz” diye konuştu. Takım kaptanı Cengiz Hatırnaz da 3 yılda 2 kez lig şampiyonu olduklarını hatırlatarak, “Şampiyonluk çok sevindirici, çok heyecan verici bir duygu. Benim Beşiktaş’ta üçüncü yılım ve ikinci kez şampiyonluk yaşıyorum. Bir şampiyonluk hariç, 3 sezonda bütün kupaları topladık. Artık Türkiye Kupası için mücadele edeceğiz ve onu da taraftarlarımıza armağan edeceğiz’’ dedi. HEDEFİMİZ NAMAĞLUP BİTİRMEK Beşiktaş Hentbol Takımı, sezonun son maçını 28 Nisan’da deplasmanda İzmir Büyükşehir Belediyesi’yle yapacak ve bu karşılaşmayı da yenilmeden tamamlarsa şampiyonluğuna ‘namağlup’ unvanını ekleyecek. Siyah Beyazlılar iki sezon önce de namağlup şampiyonluğa ulaşmıştı. HEP İLKLERİ BAŞARDILAR Beşiktaşlı hentbolcüler son 3 yılda 2 lig şampiyonluğu, 2 kez de GSGM Kupası kazandı. Avrupa kupalarında ismini son 16 takım arasına yazdıran Siyah Beyazlılar’da Utku, 200506 sezonunda EHF Kupası’nda 76 kezle en çok golü atan sporcu olmayı başarmıştı. azılı spor basınının özellikle futbolla ilgili yazıları okuyucularına aktarabilmek için futbol takımlarının idareci konumundaki yöneticileriyle bir ilişki içinde olması gayet doğaldır. Örneğin bir kulüp başkanının futbola yıl içinde bütçeden ayırdıkları paya, kulübün gelir gider dengelerine, yeni tesisleşme ya da şirketleşme çalışmalarına ait son gelişmelerin ne düzeyde olduğuna, futbol şube sorumlusu yöneticinin transfer çalışmalarında hangi futbolcuları kadro dışı bıraktıklarına veya hangi futbolcularla temas halinde olduklarına, yine kulüp başkanının kongre dönemi yaklaştığında kulüp taraftarlarına vereceği mesajların içeriğine yönelik açıklamalarını okuyucu kitlesi, spor basını sayfalarından öğrenmek istemektedir. Ancak başkanlar ve yöneticilerle yakın ilişki kurmak spor basınını öldüren birinci nedendir. Spor haberciliğinde taraflılığı ve kuyrukçuluğu önlemek için her şey yapılmalıdır. Burada önemli olan spor müdürleri ve istihbarat şeflerinin kulüpçülüğü değil, gazeteciliği ön planda tutan insanlar arasından seçilmesidir. Çünkü yıllardır yazılı spor basınının içinde yer alan birçok yazarın kendilerine şahsi çıkar sağladıkları, kulüplerarası ilişkileri yöneticiler adına yürüttükleri, futbolcu pazarlamasına el attıkları, spor sayfalarındaki köşelerinde kimi yöneticiler için objektiflikten yoksun, ölçüsünü aşan, övgü dolu yazılar yazdıkları, kulüp yöneticilerinin tahsis ettikleri özel uçaklarla ya da arabalarla deplasman maçlarına gittikleri, yöneticilerin yazlıklarında kaldıkları ya da otellerinde konakladıkları, yine yöneticilerle ticari ilişkilere girdikleri spor kamuoyu tarafından öne sürülmektedir. Son dönemde taraflar arasında artan söz düellosu spor dünyasını olumsuz yönde etkilemektedir. Farklı renklere gönül vermiş taraftarlar arasında da gerginlik ve tribünde şiddet doruk noktasına ulaşmıştır. Bir örnek verirsek; Futbol Federasyonu Başkanı Haluk Ulusoy hakkında Fenerbahçe Kulübü yöneticileri demeç verirken haksızlığa uğradıkları iddiasıyla söylemlerini sertleştirebilmektedir. Bu noktada ya söylenmemiş sözler basın tarafından yayımlanmakta ya da başvurulan sert demeçler tiraj arttırımı amacıyla ön plana çıkarılmaktadır. Oysa yazılı spor basını kavgayı körükleyici değil, uzlaştırmacı bir tavır içinde olmalı, taraftarları sağduyuya davet etmelidir. Bu durumdan en çok Türk futbolunun zarar göreceğini vurgulamalıdır. Yine Turkcell Süper Ligi’nde son haftalar yaklaşırken şiketeşvik konuları spor sayfalarında geniş yer bulan Beşiktaş Asbaşkanı Levent Erdoğan’ın “Teşvik primi vermek normaldir. Ben bunu Beşiktaş Asbaşkanı olarak değil, kişisel fikrini açıklayan bir insan olarak söylüyorum” sözlerinin normal bir açıklama gibi yazılı spor basınından kamuoyuna yansıtılması çok düşündürücüdür. Oysa yöneticilerin bu tip yaklaşımlarına spor basını prim vermemeli ve meslek ilkeleri çerçevesinde tavrını belirlemelidir. Nitekim teşvik verilmesi, disiplin talimatının 34. maddesinde yapılan değişikliğe göre suç sayılmaktadır. Zaten spor basınının duayenlerinden Necmi Tanyolaç’ın geçen günlerde köşesinde belirttiği gibi... “Teşvik şikeyi tetikler. Futbolda etik olarak ağır suçtur.” Spor basını konunun üzerine ısrarla gitmeli, yetkili merciler yasaları uygulamalı, yöneticilere sorumluluklarının bilincinde olmaları gerektiği hatırlatılmalıdır. Ancak bu şekilde futboldaki kirlilikşaibe son bulacaktır. Eğer spor yazarları yöneticilerle düzeyli ilişkiler içinde olursa, objektif habercilik kriterlerine dayalı, tarafsızlık ilkesinden ödün vermeyen bir yayın politikası yazılı spor basını tarafından yürütülürse, yazarlar okuyucular gözündeki saygınlıklarını, inandırıcılıklarını yitirmemiş olacak ve bundan gerçek, doğru haberleri okuma şansını yakalayacak futbol okurları kârlı çıkacaktır. * Yard. Doç. Dr. Güven BÜYÜKBAYKAL İ.Ü. İletişim Fakültesi. Gazetecilik Bölümü. 16
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle