Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
C E SPOR FUTBOL ARALIK SALI BEENHACKER ŞİMDİKİ DURAĞI POLONYA GÜRSU KUNT uro 2008 Elemeleri’ndeki başarılı performansıyla kendini gösteren Polonya Ulusal Takımı, İsviçre ve Avusturya’daki şampiyona için şimdiden düğmeye bastı. Finallere yarım yıla yakın zaman varken yeni oyuncuları seçebilmek için Antalya’nın yolunu tuttular. Takımın bu yükselişinde büyük role sahip olan teknik direktörler Leo Beenhacker ile söyleşi yapma fırsatı yakaladık. Dünyanın dört bir yanında takım çalıştıran Hollandalı teknik adam, kariyeri ve takımının son durumu hakkında sorulamızı yanıtladı. Hollanda Ulusal takımı, Real Madrid, Trinidad Tabago gibi farklı hedefleri olan birçok takım çalıştırdınız. Farklı ortamlarda başarıya nasıl ulaşıyorsunuz? LEO BEENHACKER: En önemlisi insanlarla geçinebilmektir. Çok farklı kültürler, düşünceler bulunsa da futbolda tek yol var. O da kazanmak. Önemli olan dünyanın her neresinde olursanız olun, o ülkenin kültürünü tanımak, ona göre davranmaktır. Saygı duymaktır. Diğer taraftan da bu insanları futbol kültürüne yaklaştırmak lazım. Sonuçta futbol kültürü dünyanın her yerinde aynı. Diğer insanlarla iyi geçinmek, benim baştan beri iyi yaptığım işti. Kısa bir süre İstanbulspor, deneyiminiz oldu... L.B.: Farklı bir konu yok. İstanbulspor diğerlerinden farklı değildi. Onlarla çalışmak güzeldi. Başarı için futbolla ilgilenmek, kültürünü yaşatmak gerekiyor. İnsan olarak Türkiye’de yaşamak ya da başka bir ülkede bulunmak farklı şeyler. Ama antrenör olmak, sonuçta orada da burada da aynı. Neden başarılı olduğunuz takımlarda istikrarla devam etmek yerine bir gezgin gibi dünyayı dolaştınız? L.B.: Benim bazı takımlarda uzun yıllar çalıştığım da oldu ama işimde sürekli ilerlemek istedim. Yukarıya doğru adımlar atmayı hedefliyorum. Bazen bir takımda 34 yıl çalıştığınız andan itibaren yenilik, değişiklik yapmanız zor oluyor. Hep bir adım ileri atma olanağını yitirebiliyorsunuz. Beni hep zorlayan, sınayan bir şeylere ihtiyacım var. Bu hep sürmeli. Zorlayacağım bir alan kalmadıysa, o yer benim için cazibesini yitiriyor. Avrupa Şampiyonası’ndaki hedefiniz nedir? L.B.: Tüm diğer takımlar gibi, Avrupa Şampiyonası’na kazanmak için gidiyoruz. Zaten böyle bir hedefle gitmiyorsanız, evde kalın daha iyi. Tabii ki şampiyonluğu iddia etmiyorum, ama kazanmayı hedeflememiz lazım. İyi oynamamız gerekir. Elbette Türk Milli Takım antrenörü de aynı hedeflerle gidiyordur. MENAJER DE ZEEUW: Portekiz maçında hakemlere dikkat Hazırlıklara en erken başlayan ülkesiniz, bu kupada iddialı olduğunuz anlamına mı geliyor. DE ZEEUW: Biz buraya Polonya lig takımlarında oynayan genç oyuncularla geldik. Milli takımda oynayan sadece 2 3 kişi var. Polonya takımları tatilde. Bu yüzden aradan faydalanıyoruz. Oyunculara bakmak için bu zamanı değerlendiriyoruz. Avrupa Kupası için de çalışıyoruz ama daha çok milli takıma kimleri alabiliriz diye bakıyoruz. Antalya’daki kamp bizim için mükemmel şartlar oluşturdu. Olağanüstü çalışmalar yapabiliyoruz. Bir kaç kez kamp yaptıktan sonra, ligde oynayan herkese bakacağız ve aralarından seçtiklerimizi milli takıma ekleyeceğiz. Ocak ayında 10 gün daha kamp yapacağız. Mart ayında da iki kez çalışma olacak. Belki bu ekipten bazı kişileri de milli takıma eklemiş olacağız. Hem Polonya’nın, hem de Türkiye’nin şansını nasıl değerlendiriyorsunuz? D.Z.: Bizim grubumuz zor. Bunu kabul ediyorum. İlk oyunumuz Almanya’ya karşı olacak. Hırvatistan çok iyi durumda. Yani bizim için her oyun zor. Oyundan oyuna değerlendirmek gerekiyor. Zaten artık futbolda zayıf ülke kalmadı. Ermenistan’a karşı oynadık. 89 dakika biz daha iyiydik. Ancak bir serbest vuruşla iş bitti. Hakemler de önemli elbette. Dünya Şampiyonası’nda, İtalya, Avusturalya ile oynadı. 89. dakikada İtalya’ya penaltı verildi. Penaltı değildi ancak İtalya kazandı. 1 dakikasını çıkarsan olmayacaktı. Türkiye için de aynısı geçerli. Türkiye, Portekiz’le de oynayacak. Ama önemli olan bir şey var. Portekizli futbolcular insanı kışkırtıyor. Kuvvetli bir hakem varsa ve sen de kışkırtmaya gelmezsen güzel oyun olur. Daha önceki Hollanda Portekiz maçında da 16 tane sarı kart vardı. Szymkowiak, Türkiye’de çok başarılıydı ancak bir takım sorunlar nedeniyle futboldan koptu. Onun eksikliğini hissediyor musunuz? D.Z.: O iyi bir oyuncu. Tekrar kazanılmalı. Benim bildiğim kadarıyla da Trabzon’da da olmaktan memnun değildi. Beenhacker, Antalya sahilinde sorularımızı yanıtladı. 2