Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
C SPOR FUTBOL KASIM SALI FİNAL MAÇLARINDA TÜRKİYE SAVUNMA SIKINTISI T 22.12.1979 AlmanyaTürkiye(02): 1980 Avrupa Şampiyonası’na katılmak için iddiasını son maça kadar taşıyan ulusal takım, bir puan gerisinde olduğu Almanya’nın karşısına Berlin Olimpiyat Stadı’na galibiyet için çıktı. O zamanlar Avrupa’nın zayıf ülkeleri arasında gösterilen Türkiye, rakibi karşısında iyi bir oyun oynamasına karşın sahadan 20 mağlup ayrıldı. Bu maç futbol literatürümüze, şerefli yenilgi deyimini kazandırmıştır. 15.10.1989 SSCBTürkiye(20): Tanju ve Rıdvan gibi oyuncular tarafından sürüklenen ulusal takım son maçlara kadar çok başarılı olsa da İzlanda karşısında kaybettiği puanlarla İtalya 90 şansını zora sokmuştu. Dünya Kupası’na katılmak için Simperefol’de SSCB’yi yenmesi gereken AyYıldızlı onbir, etkisiz bir oyunla rakibine 20 mağlup oldu. 15.11.1995 İsveçTürkiye(22): Fatih Terim yönetiminde Euro 96’ya katılmak için büyük bir avantaja sahip olan ulusal takım, İzlanda beraberliğiyle sıkıntıya girmişti. Yine de 94 Dünya Kupası 3.’sü İsveç karşısında alınacak beraberlik finallere katılmamız için yeterli olacaktı. İki kez geri düştüğü maçta Hakan Şükür ve Ogün’ün golleriyle beraberliği yakalayan Türkiye uzun yıllar sonra ilk defa bir büyük turnuvaya katılma hakkı kazanıyordu. 9.10.1999 AlmanyaTürkiye(00): Moldova’yla berabere kalarak liderliği Almanya’ya bırakan Türkiye, Münih Olimpiyat Stadı’na çıkarken galibiyetten başka şansı yoktu. Golsüz biten maçtan sonra ulusallar playoff’ta İrlanda’yı geçerek Euro 2000’e katılma hakkı kazandı. 5.9.2001 Türkiyeİsveç(12): 2002 Dünya Kupası’na katılmak için galibiyete ihtiyacı olan Türkiye, Ali Sami Yen Stadı’nda İsveç karşısında 89. dakikaya 10 önde giriyordu. Ancak savunmanın hatasıyla gelen beraberlik golünden sonra morali bozulan takımımız, uzatma dakikalarındaki golle sahadan 21 yenik ayrılıyordu. Neyse ki playoff’ta Avusturya’yı rahat geçip Uzakdoğu vizesi almayı başarmıştık. 11.10.2003 Türkiyeİngiltere(00): Tarihimizde gol atamadığımız İngilizler karşısında Kadıköy’de alınacak bir galibiyet Euro 2004’e direk gitmemizi sağlayacaktı. Ancak etkisiz oyanayan ulusallar, rakibine yine gol atamadı. Playoff’ta Letonya karşısında işimiz kolay görünüyordu. Ancak sonuç hiç de beklediğimiz gibi olmayacaktı. Ulusallar Letonya’yı geçemedi. 7.9.2005 UkraynaTürkiye(01): Ersun Yanal’ın yerine gelen Terim, en azından 2. sırayı alarak Türkiye’yi 2006 Dünya Kupası’na taşımak istiyordu. Ancak liderliği garantileyen Ukrayna karşısında AyYıldızlı onbire şans verenlerin sayısı azdı. Bu tür maçları seven Tümer’in golüyle kazanan Türkiye, playoff’ta eşleştiği İsviçre’ye elenerek son Dünya Kupası’na katılma şansını kaçırdı. ürkiye’nin karşısına Cumartesi günü ne Yunanistan gibi tarihsel gerginlikler olan bir rakip, ne de Moldova gibi savunmasını altıpasın içinde kuran bir takım çıkacak. Artık herhangi bir mazeretimiz yok. Yunanistan maçı öncesinde doruk noktasına ulaşan Fatih Terim ve basın arasındaki gerginliğin her iki tarafın da eteklerindeki taşları dökmesiyle artık sona erdiğini varsayarsak futbolcuları maça kadar rahatsız edecek bir şey olmayacaktır. Bu şartlarda deplasmanda oynuyor olmak bir avantaj bile sayılabilir. Saha içinde ise ulusalları bir takım problemler bekliyor. Gökhan Zan’ın sakatlığıyla zaten güven vermeyen savunmamız büyük bir sıkıntı yaşayacak. Özellikle kanatlardan yüksek ve bel hizasına çok iyi ortalar yapan Norveç kanat adamlarını çizgiye inmeden önce durdurmaktan başka çaremiz yok. Kalede son zamanlarda iyi maçlar çıkaran Volkan’a yan toplarda büyük iş düşecek. Orta sahada sakatlık ve cezalarla büyük zaaf yaşamaya başladık ama artık yeni alternatifler üretmenin zamanı geldi. Fatih Hoca’nın elinde formda bir Yıldıray ve Aurelio olacak. Emre ise Newcastle’de yedek kulübesinde oturuyor. Ada’nın en kötü transferi seçilen Tuncay da fizik gücünün yetersizliğiyle kanat savunmasında sıkıntılara neden olabilir. Ağır Norveç savunmasını geçmek için şu an çok formda olan Nihat Kahveci’nin hızlı driplingleri gol bulmamızın en iyi yollarından bir tanesi... SPOR POLİTİKASI Beşiktaş Nereye? HİKMET ÇETİNKAYA Liverpool karşısındaki 80’lık bozgunun ardından, Sıvasspor’a 21 yenilen Beşiktaş nereye koşuyor? Beşiktaş’ın Teknik Direktörü Ertuğrul Sağlam daha ne kadar görevde kalacak, Beşiktaş yönetimi şimdi ne yapacak? İnönü Stadyumu’nda taraftar Sinan Engin’i istifaya çağırırken “Adam gibi adam Ertuğrul Sağlam” diye slogan atıyordu... Bu arada sıra Başkan Yıldırım Demirören’e geldi. “Yeter Yıldırım Demirören!” Futbol bir gösteri sanatı... Sanayi temelinde bir gösteri oyunu... İspanya’da, İtalya’da, Fransa’da, Almanya’da böyle... Bizde Fenerbahçe, Beşiktaş, Galatasaray, Trabzonspor üst üste iki yenilgi, iki beraberlik alsın seyirci ayaklanıyor: “Yönetim istifa!” Ben istifa eden yönetim hiç görmedim. Olan teknik direktöre oluyor. Manisaspor’da aynı şey yaşandı, geçen yıl Trabzon’da da...Bu arada Sıvasspor’u kutluyorum. Ligin zirvesine oturdu Sıvasspor. Beşiktaş’a gelince... Beşiktaş yönetimi 80’lık Liverpool yenilgisinden sonra oturup düşünmeliydi: “Biz nerede hata yaptık?” Bu konuyu hiç tartışmadılar sanırım. Peki Sıvasspor maçında ne oldu? Başta Menajer Sinan Engin ve öteki yöneticiler şöyle diyor: “Taraftar takımı motive etmiyor!” Pes doğrusu!.. Beşiktaş’ın taraftarı Fenerbahçe’de bile yok!.. Beşiktaş’ın Liverpool karşısında aldığı 80’lık sonuç futbolcuların olduğu kadar Ertuğrul Sağlam’ın da moralini bozmuş. Bir tarikat şeyhi Ertuğrul’u okuyup üflemeli Hakan Şükür gibi, belki işe yarar. ??? Cumhuriyet’te Hilmi Türkay’ın yazısını okuyorum bir pazar sabahı... Hilmi Türkay deneyimli bir spor yazarıdır ve üstelik Fenerbahçelidir... Hilmi, Fenerbahçe’yi de eleştirir acımasız. Diyor ki: “Liverpool karşısında yaşanan 80’lık bir bozgun... Şu ana kadar birilerine kesilmiş fatura yok. Ertuğrul hoca basın toplantısı düzenliyor ve herkes ağzından çıkacak sözleri merakla bekliyor. Yüzü soluk, istafa mı edecek yoksa... Konuşmaya başlıyor.. “Falanca takım 7 gol yedi, biz de 8. Bu bir iş kazası...” Sonra devam ediyor yine: “Cenaze evini düğüne çevirenler var”... Cenaze evine çeviren kimler? Evet sayın hocam bu takımı bu duruma sizler getirmediniz mi?... Alınan başarısızlıklarda başkanın, sizin hiç mi suçunuz yok?.. Daha önce de bir maç yazımda ifade etmiştim. Ve demiştim ki, “Ben İnönü Stadı’na bu takımın futbolunu izlemeye değil, sadece o muhteşem seyircisini görmek için gidiyorum.” Beşiktaş seyircisi hem yürekli, hem de çok sabırlıdır. Zaten sabırlı olmasalardı daha önceden olduğu gibi gidenler listesine hem başkanın hem de Ertuğrul hocanın ismini yazarlardı. Onları üzmeye hiç kimsenin hakkı yok; olamaz da... 80 hezimeti büyük bir ayıptır. Yok efendim, Arzuman o faulü verseydi, şöyle olsaydı... Yok efendim takım moralsiz gitmiş de; falan filan... Kimseyi kandırmayın. Bu takım düne kadar zaten futbol oynamıyordu. Rakip dişli çıkınca Beşiktaş’ın ‘içler acısı’ halini herkes gördü. Sinan Engin çok eski dostumdur. Aylar öncesinden tehlikeyi sezinlemiş olacak ki sürekli aynı şeyleri mırıldanıp duruyordu: “Çok futbolcunun gitmesi gerekiyor.” Evet doğru söylüyordu Engin. Bu takımdan çok futbolcunun gitmesi gerekiyor. Bugün, yarın üst üste maç ya da maçları kazanabilirsiniz.. ama siyahbeyaz formayı taşıyan öyle futbolcular var ki, o asil renkler içinde olmak doğrusu hiç yakışmıyor kendilerine...” ??? Beşiktaş böyle giderse toparlanamaz. Başta söyledim, futbol bir oyun. Yeneceksin de yenileceksin de... Artık futbol 10 yıl öncesi gibi değil. Eğitim birinci koşul!.. Tarikatçıların ve çetelerin iç içe geçtiği günümüzde futbolcu ne yapsın!.. Çok şey var yazılacak ama.. neyse!.. C Takımlar Yunanistan Norveç TÜRKİYE B.Hersek Macaristan Moldova Malta O 10 10 10 11 10 11 10 GRUBU G 8 6 5 4 4 2 1 B 1 2 3 1 3 2 M 1 2 2 6 6 6 7 A 18 22 22 16 10 9 9 Y 9 8 10 21 17 19 22 P 25 20 18 13 12 9 5 Avj. +9 +14 +12 5 7 10 13 VİKİNGLER FORMDA N orveç, İskandinav futbolunun temel özelliklerini uygulamaya çalışan bir takım. Frankfurt’ta 22 berabere kaldığımız takımdan farklı olarak büyük ihtimalle kalede Myhre’yi değil Opdal’ı izleyeceğiz. Teknik direktör Age Hareide, zaman zaman tek forvetli düzende pas trafiğini arttırmaya çalışıyor. Sağ kanatta Storbæk ve solda Riise’nin sürüklediği akınlar, Vikinglerin en önemli gol silahı. Liverpool forması giyen Riise serbest vuruşlarda hem kaleye direk şutları hem de yüksek ortalarıyla çok önemli bir tehdit. Duran toplarda ileri çıkıp gol arayan stoperler Hangeland ve Hagen’e de çok dikkat etmek lazım. Beşitaş’tan hatırladığımız ve Viking tarihinin en iyi golcülerinden Carew’i de anlatmaya gerek yok. 5