05 Aralık 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

C SPOR FUTBOL EKİM SALI BAKINCA RENGİ SARILACİVERT, AMBLEMİ KARTAL Devşirme Sorunu SERDAR KIZIK Futbolda milli takımımızın daha çok yönetsel yanlışlıklardan kaynaklanan sorunları can sıkıyor. Başka bir can sıkıcı sorun da yüzmede yaşanıyor. Bakanlar Kurulu kararıyla Türk vatandaşlığına geçirilen 4 Ukraynalı sporcunun yol açtığı sorun, çeşitli tartışmaların dışında Fenerbahçe ve Galatasaray kulüplerini de karşı karşıya getirdi. Fenerbahçe’nin Türk vatandaşlığına geçirerek renklerine kattığı Ukraynalı sporcular, kulübü 100. yılında şampiyonluğa taşıdı. Şampiyonada iki kulübün sporcuları arasında kavgaya uzanan tartışmaların ardından sürtüşme, 50. Yıl Federasyon Kupası Yarışları’nda da sürdü. Sporun her dalında devşirme sporculara milli forma giydirilmesine karşıyım. Bir ülke uluslararası yarışmalara kendi yetiştirdiği sporcularla çıkamıyorsa en başından kaybetmiş demektir. Bu açıdan milli yüzücü Murat Özüak’ın geçen ay gönderdiği, ancak gündemin yoğunluğu nedeniyle düne dek ele alamadığım elektronik posta iletisini önemsedim. En baştan devşirme sistemine karşı çıktığımdan Ukraynalı sporcuların yaşlarının 37, 32, 27 ve 20 olduğunu, biri dışında emeklilik düzeyine gelmiş yüzücülerin derecelerinin uluslararası alanda da madalya almaya yetmeyeceğini anımsatıp konuyu sürdürelim. Özüak’ın saptamaları ve bazı sorularına bakar mısınız? “Şimdiye kadar hiçbir kulübe Bakanlar Kurulu kararıyla 4 kişilik Türk vatandaşlığı imtiyazı verilmemiştir. Bu sporcuların geçmişte ve bugüne dek Türkiye’de almış oldukları dereceler ortadadır ve internet ortamında herkese açıktır. Ukraynalılar nasıl bu kadar kolay ve özel bir statüde dünya veya olimpiyat şampiyonları gibi vatandaşlığa geçmişlerdir? Eğer Türk vatandaşı olmak bu kadar kolaysa bundan böyle tüm kulüpler vasat sporcular bulup vatandaşlık için Bakanlar Kurulu’na başvurmalı, şampiyon olmak için Türkiye’ye yabancı sporcu transfer etmeli midir? Kimsenin Türk vatandaşı olmasına karşı değiliz ama ülkenin kısıtlı imkânları içinde bir yerlere gelmiş sporcularımızın hakları çiğnenmiştir. Bu durum Türk sporcuların hem kendi takımlarında hem de milli takımda önlerinin kesilmesi anlamına gelir. Bu durumda Türk yüzücülerinin ne yapması beklenir? Görüldüğü gibi Ukraynalı sporcuların hiçbirinin madalya şansı yoktur. Olsa bile Türk yüzmesine hiçbir faydaları yoktur. Bu konuda Yunanistan ve İsrail örnekleri ortadadır. Zamanında milli takım düzeyinde devşirdikleri sporcularla sadece madalya kazandılar ama yüzme sporları bir yere gitmedi. Yüzmenin esas sorunu olan eğitim sistemi düzelmedikçe hiçbir gelişme sağlamak mümkün değildir; ancak bireysel başarılar elde edilir…” Özüak üst düzeyde uluslararası başarı sağlayacak sporcuların devşirilmesine karşı çıkmıyor.. bizim gibi ancak sorunun bir boyutunu göstermesinden ötürü sorularının ilgili makamlarca yanıtlanmasını bekliyorum. GALATASARAY G tanığı Ruşen Eşref Ünaydın, ilk kez 1952 alatasaray’ın sarıkırmızı renkleri ? yılında yayımlanan ‘’Galatasaray ve Futbol kabulünden önce sarılacivert Hatıralar’’ adlı kitabında, 1906 yılında formalarla maçlara çıktığını, 1906 ? kullanılan forma renklerinin sarı ile siyaha İstanbul Ligi’nde sarılacivert renklerle kaçan koyulukta bir lacivert olduğunu mücadele ettiğini ve ilk logosunun ‘kartal’ yazar. Gerek Ali Sami Yen’in, gerek Ruşen olduğunu bilir misiniz? Ben, birçok Eşref’in anılarından, sarılacivert renkli TUĞRUL YENİDOĞAN Galatasaraylı’nın bilmediğine inanıyorum. formaların 1906 yılı içinde, yani Fenerbahçe Neden mi? Kartal logosu farklı anlamlar kurulmadan önce kullanıldığı net olarak biçilerek anlatılıyor olsa da, bir şekilde anlaşılmaktadır. 26 Aralık 1906 tarihinde oynanan ve Galatasaray tarihçelerinde yer alıyor. Ancak sarı lacivert Galatasaray’ın 50 mağlup olduğu Baltalimanı maçının renklerin varlığının nedense üzeri örtülüvermiş. Bir şekilde ardından, uğur getirmediğine inanılarak bu formalar evrime uğratılarak zaman içinde sarısiyah renklere değiştirilir. Galatasaraylı futbolcular vişneye çalan, koyuca, dönüştürülüvermiş. Şimdi, bu evrimin nasıl gerçekleştiğine tatlı bir kırmızı ve içinde turuncudan iz taşıyan tok bir sarıdan bakalım. Galatasaray Kulübü’nün bir numaralı kurucusu Ali oluşan maç gömleklerini ilk kez 1907 yılı içerisinde Sami (Yen) Bey 1929 yılında yayımladığı anılarında, kurdukları kullanmaya başlar. Ruşen Eşref anılarında forma rengini “sarı takım için kırmızıbeyaz renkleri seçtiklerini, ancak Türk ile siyaha kaçan koyulukta bir lacivert” olarak tanımladı, olduklarının anlaşılmasından çekinerek bu renklerden günümüz tarihçileri için aranan evrim yolu açılıvermiştir. vazgeçtiklerini ve maçlara sarılacivert formalarla çıktıklarını Siyaha kaçan koyuluktaki lacivert, görülen lüzum üzerine anlatır. Ali Sami Bey’in bu anılarını Galatasaray’ın ilk kulüp siyaha dönüşüvermiştir. Galatasaray Kulübü tarihçesi olarak da kabul edebiliriz: resmi internet sitesinde yer alan tarihçede son “Galatasaray ismi kendimize mal etmekten çok durum şöyledir: “Galatasaray Spor Kulübü’nün ilk ürktük. Çünkü içinde ‘saray’ gibi dikenli bir renkleri kırmızıbeyaz’dır. Bayrağımızın kelime vardı. Fakat ne yaparsak yapalım, renklerinden esinlenerek seçilen bu renkler, gerçek ismimiz benliğimize yapışıp kaldı. Bu dönemin baskıcı ve paranoyak yönetimi tarafından isimden tek çekinen biz değildik. İngilizce kuşkuyla karşılanmış ve futbolcular sıkı bir takibe olarak yayınlanan ve futbol maçlarının alınmışlardır. Bu nedenle, sarısiyah renkler sonuçlarını tek yazan gazete olan Levant gündeme gelmiş ama bunlar da kalıcı olmamış Herald’da da Galatasaray adı geçeceği zaman ve Galatasaray bugünkü renklerine “another team” (diğer takım) yazıyordu. Benzer kavuşmuştur.’’ Üç büyüklerin tarihçeleri bir sorun da renklerimizde yaşandı. Takım için incelendiğinde, en az tahrif edilen, uydurma seçtiğimiz renkler, bayrağımızın renkleri olan efsanelerin en az kullanıldığı; bir başka kırmızı ve beyazdı. Bu ilk formaları Asım anlatımla en iyi korunmuş tarihçe olan Tevfik’in annesiyle kardeşim dikmişlerdi. Galatasaray tarihçesinde, sarı ve siyaha kaçan Ancak, kırmızıbeyaz gömlekleri giydikten koyu lacivert renklerin, sarısiyah olarak sonra milliyetimizi apaçık ilan etmesinden aktarılmış olduğunu görmek üzücü. Bir eğitim korktuk. Kuşdili’nin meşhur al fesli, palabıyık, kurumundan doğmuş olmanın avantajı ve ciddiyetiyle, tıknaz hafiyesi etrafımızda çizdiği çarkları daraltmaya ve fena başka kulüplerde olduğu gibi ‘’tarih yücelticisi’’ gözle bakmaya başlamıştı. Çok genç olmamızı, bu yazarlara prim vermediklerini düşündüğüm hareketlerimizin anlayışla karşılanması için kalkan olarak Galatasaraylı’ların, bu konuda var olan kaynakları yok kullanmakla beraber, amacımıza ulaşma yolunda, istemeye saymayarak, ilk kez katıldıkları 1906 İstanbul Ligi’nde sarı istemeye kırmızıbeyazı terk ettik.’’ Hikâyenin devamında, Ali lacivert renklerle mücadele ettiklerini, hem de altını kalın Sami (Yen) Bey ve arkadaşlarının İngiliz kökenli Economic çizgilerle çizerek not düşmelerini beklerdim. Görülen o ki, kooperatifinin mağazasına gitmeleri, burada çalışan Rum Ali Sami Yen’in anılarında, Fenerbahçe’nin kurulduğu futbol idarecilerinden Yanni Vassiliadis’den yardım günler anlatılan bölümde ortaya çıkan rekabet anlayışıyla, istedikleri, Birmingham ‘’William Schillcokc’’ mağazasının günümüzün rekabet anlayışı arasında oldukça değişim katalogundan, sarılacivert renkli parçalı formaların beğenilip yaşanmış: “En eski spor arkadaşımız olan ısmarlandığı anlatılır. ‘’Another Team’’ 1906 İstanbul Ligi’nde Fenerbahçe Kulübü’nün ilk (Football Constantinople League) sarılacivert formalarla top adımlarında da takımımızda koşturacaktır. 1914 yılında gazeteci Suat Hayri Bey bir Türk çalışmış olan Galatasaraylılar tarafından kaleme alınmış ilk futbol tarihçesini yayımlar. emek vermiştir. Bizden sonra Başlığı ‘’Futbolun Şehrimizde İnkişafı ve Tarihçesi’’ olan bu teşekkül eden bu ilk kulüpte de yazıda, bakın Galatasaray’ın 1906 ligine kabul edilmesi nasıl kendimizin bir katkısını görmek anlatılıyor: “Bu (19061907) de Türkler içün şâyânı kayd ve ondan bir şeref hissesi [kayda değer] bir vak‘a hâdis olmuşdur. Birkaç seneden beri almaktan zevk duymaktayız. mekteblerinde ve haricde yukarıda bir nebze bahs eylediğim Fenerbahçe ilk kurulduğunda gülünc ve korkunc mevani‘e [engellere] rağmen bu oyuna bizim için yabancı memlekette mahsus idmanlar ile meşgul olan ve rastlanılmış bir vatandaş (Galatasaray) tesmiye edilen gibiydi. Ona manen ve [isimlendirilen] Mektebi Sultanî maddeten ihtiyacımız takımının ilk Türk kulübü olarak vardı. Ondan dolayıdır ki (Lig)e dahil olması ve parlak bir Fenerbahçe’yi takviye suretde sahai cidâle [mücadele etmek ve bir rakip alanına] atılmasıdır. Parlak yaratmak için bizden diyorum, çünki ilk müsabakada ayrılan Hasan Fuat, zamanın serafrâzanından olan Hamit Hüsnü, (Imogen) Kulübüyle bire karşı bir Hasan Kamil, gol ile berabere kaldı.’’ Sarı Galip, İsmet, lacivert renklerin evrimi Hikmet gibi duayen gazeteci Ruşen arkadaşlarımıza Eşref Ünaydın’la gücenmedik ve başlar. Kuruluş onları sevmeye devam döneminin ettik. Hâlbuki ondan canlı sonraki bölünmeler ve ayrılmalar aynı tesiri bırakmadı” TA R I H T E N IZLER ALİ SAMİ YEN, KIZKARDEŞİ SADIYE HANIM’LA 4
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle