Katalog

C SPOR ATLETİZM OCAK SALI GERÇEK SUÇLU KİM? C Ü N E Y T E . K O RY Ü R E K S üreyya Ayhan’ın aldığı boykot cezasının bitmesine karşın, doping olayı sona ermişe benzemiyor. Hatta daha da alevlenmiş ve alevlenecek gibi duruyor. Geçen hafta ortaya çıkan ve bayan atlet Arzu Berk’in doping aldığının saptanmasıyla, olay iki yönden gelişmiş bir duruma dönüştü. Şu anda, Süreyya Ayhan’ın boykot cezası sona erdiğinden dolayı geçen Ağustos’tan beri her istediği yerde ve her zaman yarışmalara katılabilir. Hatırlanacağı gibi, Süreyya Ayhan geçen Mayıs’ta Türk Atletizm Federasyonu’na gönderdiği bir yazıda, Helsinki’de yapılacak 2006 Avrupa Şampiyonası’na katılamayacağını bildirmiş ve 2007 sezonu için çalışmalara başladığını eklemişti. Türk Atletizm Federasyonu, Süreyya Ayhan’ın 2007 sezonuna hazırlanması için antrenman ve benzeri masraflarını karşılamak amacıyla kendisine ayda 8 bin dolar ödemektedir. Dünyanın belli başlı ülkelerinde yetişen bu gibi kabiliyetlerin tüm masrafları sponsorlar tarafından ödenmesine karşın, federasyonun aldığı bu karar yerindedir. Ama, Süreyya kendisine ödenen bu parayı az bulmakta ve hem antrenörü hem eşi Yücel Kop’un da masraflarının federasyon tarafından karşılanmasını istemektedir. Federasyon, kendi kurallarına göre aykırı hareketlerde bulunduğuna kanaat getirdiği Süreyya Ayhan’ın eşinin masraflarını karşılamayacağını bildirmiş ve tanınmış yabancı bir antrenörle çalıştığı takdirde, bu kişinin tüm masraflarını karşılayacağını açıklamış FEDERASYON VE SÜREYYA HAKLI F ederasyon tutumunda haklıdır. Zira, yasaları çiğneyen bir antrenöre, kimi çalıştırırsa çalıştırsın masraflarını ödemeye mecbur değildir. Buna ek olarak, Federasyon, Süreyya’nın tüm masraflarına ilave olarak federasyon ve Süreyya’nın anlaştığı yabancı bir antrenörün masraflarını da karşılayacağını açıklamıştır. Buna karşılık, Süreyya hocası ve kocası Yücel Kop’un masraflarını istemekle yasalara aykırı bir durum takınmıştır. Zira, federasyon ödev vermemeye karar verdiği Yücel Kop’a tek kuruş ödemek mecburiyetinde de değildir. Ama, Süreyya Ayhan, Yücel Kop’la çalışmak istediği takdirde de masraflarını kendisi ödemek koşuluyla dünyanın her yerinde idman yapabilir. Bu da onun hakkıdır. er almış bir kişi olarak, dopingle yakalanan bir kişinin “Evet aldım, suçluyum” dediğine şahit olmadım. Kimi diş macununa rakipleri tarafından doping enjekte edildiğini söyledi, kimi ise masörü tarafından bacağına doping kremi sürüldüğünü savundu. Süreyya doping aldığı için değil, doping testine girmede direndiği için boykot aldı. Arzu ise, dopingle yakalandı. Her iki atletin de Yücel Kop ve aynı doktorla çalışmasının kamu oyunca sadece “Kötü bir tesadüf” olarak kabul edilmesini zorlaştırdı. Süreyya ve Arzu, bireyler olarak aldıkları cezalarla pist kenarında oturmaya mahkum edilebilirler fakat, bu atletlerin AyYıldızlı formayı taşımaları nedeniyle, Türk ve Türkiye adı da lekelenir. Bu nedenle, Arzu için bir şey söyleyemem Ama, federasyon yaz aylarında Grand Prix ve Golden League yarışma larına katılacak ve bu yıl Osaka’daki dünya şampiyonasında Türkiye’yi temsil edecek olan Süreyya Ayhan’ın hem antrenmanlarını takip etmesi hem de, IAAF’ın kendi programı dahilinde yaptıracağı ve beklenmedik anlarda uygulayacağı doping testlerine ek olarak, Türk Atletizm Federasyonu da Arizona’da çalışmalarını sürdüren Süreyya’ya, belli belirsiz anlarda doping testi uygulamak zorundadır. bu yapılmadığı takdirde Avrupa’daki yarışmalarda veya Osaka’daki Şampiyona’da hiç hoşumuza gitmeyecek ve bizi üzecek olayların önlenmesi gerekiyor. SUÇLUYU ARAMAYALIM Diğer sporlarda olduğu gibi, atletizm’de de doping yaygındır. Dünya rekortemenleri ve şampiyonları, ortaya çıkmasını güç saydıkları bazı doping ilaçlarını kullanmakta ve bir kısmı da yakalanmaktadır. Biz de ise, çok ucuz ve ortaya çıkması çok kolay doping ilaçları atletler tarafından kullanılmakta ve federasyon, ne yazık ki kullananları bildiği halde bu konuda bir atılımda bulunamamaktadır. Türkiye’deki bir şampiyonda, doping testi yapan uzmanların geldiği duyulunca atletlerin çoğu ortadan kaybolmakta ve ancak “Temiz” olanlar teste alınmaktadır. Bu da, federasyon’un deve kuşu gibi başını kuma soktuğunu gösterir. Doping alan atlet suçludur ama bu suçu önlemek ve atletleri denetlemek de federasyon’un görevidir. Suçlu aramayalım. Atletin suçlu olarak karşımıza çıkmasını önleyelim. tır. Geçen hafta, genç gazeteci Murat Ağca, gayet dürüst bir tutumla yazdığı bir haberde, genç bayan atletlerden Arzu Berk’in doping testinde yakalandığını açıkladı. Bu haberde Murat, Arzu Berk’in birkaç yıl önceye kadar Yücel Kop’la çalıştığını ve antrenmanlarda Ayhan’la beraber koştuğunu ekledi. Yazıdaki başka bir bilgi, bu ilişkiyi biraz daha çıkmaza soktu. Zira, Murat’ın haberine göre Arzu’nun doktoru aynı zamanda Süreyya Ayhan’ın da doktoruydu. Murat’ın bu yazısına Arzu cevap verdi ve üç yıldır Yücel Kop’la çalışmadığını ve Süreyya Ayhan’la aynı doktoru paylaşmadıklarını söyledi. Diğer taraftan Arzu, daha da ileri giderek, kendisine bir komplo kurulduğunu ve birileri tarafından kendisi bilmeden yemeğine doping maddesi karıştırıldığını iddia etti. Çok uzun yıllar atletizm pistinde y 18