Katalog

Sayfa 16 Turızm Deniz turizminde sessizlik hâkiır 950 yıllarında, II. Dünya Savaşı'nın bitmesiyle yeniden yapılanma sürecini yaşayan Avrupa'nın teknolojik ve sosyal gelişmişlik yeniliklerini bugünkü kadar yakından takip eden birTürkiyeyoktu... Aradan geçen 47 yıllık zaman dilimi içerisinde bazen gelmiş ileri görüşlü, yapıcı yöneticilerinin, bazen de kişisel teşebbüs sahiplerinin başarı ve örnek zincirlerinin oluşmasıyla hem çeşitli endüstriyel, ekonomik zenginliklere kavuşmuş, ayrıca da dünya coğrafyasında saygınlık kazanmış bir Türkiye varşimdi... Ancak bu karşılaştırmanın bir de değişik ve ilginç farklılığı da bulunuyor. 1950'de Türkiye, Turizm sektöründe önemli bir yeri olan deniz taşımacılığı ülkemizde yeterince ilgi çekmiyor 1 henüz Antalya turizm rüyasının oluşmadığı o yıllarda "kruvazier", Amerikalıların da "Cruise" turizmi dedikleri, elindeki "Ankara", "Samsun", "Iskenderun" gemileriyle Akdeniz'de limanlardan limanlara ve bu arada Türkıye'ye turist taşıyordu! Böylelikle Akdeniz'de ağırlıklı Türk bandırası taşıyan bir denizcilik hamlesi içerisindeydi!.. O sıralarda Avrupa hâlâ yorgundu... Ama acı bir gerçeğe bakın ki aradan geçen 47 yıl sonra, başta turizm olmak üzere her alanda gelişmişliğin güzelliklerine soyunmuş, ülkeyi çevreleyen sahillerini beş yıldızlı oteller, moteller, tatil köyleriyle doldurmuş böyle bir turistik ülkenin şimdi denizlerdeki bandırası tüy siklet hafifliğinde!.. Demek ki Türkiye'nin gelişme tablosunda bir yanlışlık va/1 Bir denge eksikliğiyle karşı karşıyayız; denge dediğimiz şey galiba pazarcının e) terazisi gibi bir şey, bilek gücüyle doğru gibi görünüyor! 1950196O'lı yıllan yaşamış, görmüş olanlar bılir; o tarihlerde Akdeniz'de Türk yolcu gemileri efsanesi yaşanırdı. Hele bu gemiler arasındaki mutfağının zenginliği ile ünlü ve de Kaptan Şefik Göğen yönetimindeki Ankara gemisi!.. Istanbul Karaköy nhtımından dakikası dakikasına palamar çözdüğünde nhtımı dolduran uğurlayıcılann güverte kenarlanna dizilen yolculann göz yaşlanyla flulaşan vedalaşmalan... Benzeri törenleri Istanbullular her hafta karşılaşmalarda da yaşatırlar ve de yaşarlardı... Ankara gemisinin neredeyse yıllar boyunca her hafta Pire Limanı'na girerken çaldığı "selamlama" sesi de Pire'de yaşayanların "ses ayarı" olmuştu!.. Bütün bunlar Batı'da Türk turizminin, bugünlere gelmesinin temel taşlarını döşüyordu!.. Evet, Türkiye o tarihlerden bu yana çok değişti, ileıiedi pek çok alanda ve de turizmde, fakat temeldeki bir eksikle!.. Neden, Akdeniz'deki bayrak yarışında favori denizci atletlerimiz son virajda ellerindeki bayrakları bir bir Akdeniz'in mavi sulanna bırakarak yarıştan koptular? Tupızm Üç bir yanı denizlerle çevrili Türkiye gibi denizci bir ülkeye turizmin en güçlü dinamiklerinden biri olan deniz turizmindeki bu sessizlik yakışıyor mu? Hele hele neredeyse her taşın altından bir turizmcinin çıkageldiğini görmeye başladığımız bunca turizm bakanından neden bir "çıt" sesi duyulmadı? Aslında merak uyandıran da bunlar ya!.. 0ta Sanayileşmiş Avrupa'nın tam ortasında insanlan doğayla kucaklaştıracak yeşil bir cennet var Munih'in güzel "Ingiliz Bahçeleri" Strasse'de barok, Primaregarten Strasse'de modern mimari örneklerini seyrederler. Almanya'da bir ingıllz parkı Klasik ve modern karışımı bu kentte en çok ilgi çeken ise kentin tam ortasındaki 370 hektar (3.700.000 metrekare) arazi üzerine kurulu, Batı'nın bu en güzel bakımlı ve adı da "Englisher Garten Ingiliz Bahçeleri" isimli parkıdır!.. Batı'da adlarına "kentlerin yeşil ciğerleri" denilen bu lmanlar ne kadar Türk toparlana Münih'tir. Almanlar yeşil alanlar, parklar çok Münih için Almanya'nın gizli turistlerinin dikkatli bakım altındadır. Kent Almanya'ya gitmelerini başkenti deyişini kullanırlar. belediyesinde her ağacın Bu kent 1158 yılında Dük zorlaştırsalar da vize için künyesi ve sağlık fişi vardır. Henry tarafından bir çarşı ile binbir evrak isteyip avuç Alman insanı da ilk adımlarını Darphane'nin yeniden imar dolusu vize parası alsalar da bu doğal yemyeşil halı edilmesi sırasında Türk turistleri Türkiye'ye üzerinde attığından, minnacık kurulmuştur! Sonra XIII. gelen Almanları mahcup topuna ilk kez orada ayağını edercesine onlara yakınlık ve yüzyılda VVittelbach Prensi'nin dokundurduğundan beri oturduğu kasabaya dostluk gösterirler!.. Bu, zaman içerisinde çeşitli eğitim milletlerle politikacıların his ve dönüşmüş, nihayet XVI. süreçlerinde de öğretildiği yüzyılda Bavyera Prensi V. bakış açısından farklılıklarını üzere yeşili korur ve sever! Dük Albert devrinde sanat simgeleyen örnek bir Batı'da çevre kültürü hareketlerinin merkezi olmaya göstergedir!.. oluşmuştur, kanunlar da çok başlamış ve Napolyon Türklerin Almanya'da en çok sert koruma tedbirlerini devrinde de Bavyera sevdikleri kent Bavyera ıçerir... Turistler dahil sıcak Avrupablar için yaşamın stresinden kurtulmanın yolu yemyeşil doğa. krallığının merkezi olmuştur. eyaletinin başkenti Münih'tir. günlerde toplamı 75 km. olan Münih mimari açıdan XIV ve eğlencelerle oldum olası Bu da burada yaşayanların asfalt yollarda gezenlerin, XX. yüzyıl çizgilerini taşır. Bu Münlh'ln tarihi cok eski ünlenen neşeli bir kenttir. Bu kültür düzeylerini simgeler. yapay göllerde gezinenlerin kente üniversite kenti de belki de Bavyeralılann sıcak Ayrıca dört senfoni orkestrası, gazinolarında vakit diyebiliriz... Bu nedenle doğal yapısındandır... Birası, Böylece üniversiteler Almanya'nın en eski büyük geçirenlerin, konserleri sokaklarında, caddelerinde 1200 kişilik birahaneleri, kurulmuş, büyük binalar üniversitesinin bulunuşu dinleyenlerin, çimenlerde dolaşan kalabalık arasında müzeleri, resim galerileri ve yapılarak bugünkü Münih'in kültür ile iç içeligin işaretleri güneşlenirken birbirleriyle daima değişik, neşeli gençlik temel görünümü ortaya de tiyatrolanyla ünlüdür. değil midir? Turistler kenti sevişenlerin tüm uygar dikkati çeker... Ikinci Dünya çıkmıştırL Münih; "Octaber/ Münih'teki tiyatro sayısı diğer gezerlerken Ludvvig görüntüleri Münih'in bir diğer Savaşı'ndan sonra çok hızlı Alman kentlerinden fazladır!.. Strasse'de klasik, Maximillian yeşil sosyal tablosudur. £$ est", "Fashing" gibi A