24 Aralık 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

1927'de Hikmet Onat Atölyesi'nde resim öğrencisi Muhtar Aykın çalışırken... manHaayi^BeySalonu'ndagerçeldeştirildi. Bir multivrzyon gösterisiyle ile de defterlerıntamamınınkayıtlarıgösterildi. Peki, Akademi Kayıt Defteri CD'sini hazırlamaya ne zaman karar verdiniz ? A. O. Gezgin: Unrversıtemizden mezun eski bir oğrencımiz olan Ahmet Çağıldak, sergiden çoketkilenmişti... Kendine ait bir reklam ajansı da bulunan Ahmet Çağıldak sohbetsırasında: "Budeftcrlerın tıpkıbasımlarınıyapalım,bufevkâladebiranınesnesi olur" dedığinde; projenin ikınci halkasışekillenmeyebaşjamıştıbile. "Akademi Kayıt Defteri" sergisi, hem geçmişe hem de bugüne dönük içeriğiyle CD ve devamında iiçüncü ve son halka olan " Akademi'yeTanıklık"bellekprojelerininbaşlatılması konusunda bir başlangıç noktasıdır. "Akademi Kayıt Defteri" sergisinden kısa bir süre sonra projenin ikincihalkasının ana fikrini ve yöntemini belirlemek üzere Prof.Önder Küçükerman, Prof .Şükrii Aysan, Prof.Oktay Anılanmert, Prof. Adnan Çoker, Öğr. Gör. Sadık Karamustafa ve Ahmet Çağıldak'tan oluşan Danışma Kurulu, tüm akademi mezunlarının yer aldığı kayıt defterlerinin, tıpkıbasım yerine bir CD'de toplanmasının daha yararlı olacağı görüşünde birleşti. Ve iki yıl sürecek serüven böylece başladı. tkinci halkanın oluşum sürecindeöncebir "anı nesnesi" olarak düşünülmüş olan CD, bugün için "Akademi Tarihi "ni de bütünlemiş olmasından dolayı önemli tarihsel bi r bellek niteliğinde. Söyleşi yaptığınız hocaların kişisel ve kurumsal tarihlerine ilişkin soruları hazırlamak ve en önemlisi sanatları ile konuşan bu insanları konuşturma sürecini biraz anlatabilir misiniz ? Canan Suner: Sorular, Akademi ile nasıl tanıştıklarından başlıyordu ve daha özelleşerek kendi alanlarına yönelik sorularla devam ediyordu. Her bölümden hocalarla söyleştik. Yaşanan sosyal çalkantıları ve bunların Akademi yaşamındaki yansımalarını, üstelik karşılaştırmalı bir biçimde okur olduk ve çok etkilenmeye başladık... Şuanki "Güzel Sanatlar" kapsamındakalan hocaların hayata bakış açıları çok farklıydı. Akademi çatısı altında farklı kimlikleri ve tanıklıları vardı... Akademi tarihine tanıklık edenleri bugüne ve de geleceğe aktarmaya aracılık ettiniz. Üniversitenizdeki öğrencilerinprojeyle ilişkilerini nasıl gözlemlediniz ? A. O. Gezgin: Doğrusunu söylemek gerekirse öğrencilerimizin bu konuda oldukça bilinçli olduklarını gözlemledim. Her öğrenci belli bir zaman sonra mezun oluyor. Ama onlann kurumageri dönüşlerini bir şekilde sağlamaklazım. Buprojelerin bu açıdan bakıldığında doğru amaca hizmet edeceğini söyleyebilirim. C. Suner: Bu soyleşilerin çekimlerini okulumuzun "SinemaTelevizyon" bölümüyle gerçekleştirdik. Ben şöyle bir şey gözledim. Bu söyleşilerbazen çok uzayabiliyordu. Çekim için bazen araştırma görevlisi arkadaşlarımız geliyorlardı. Bazen de öğrenciler.. Onların bu söyleşilerle ve hocalarımızın anlattıklarıyla çok ilgilendiklerini, çok etkilendiklerini ve aslında bu kurumun geçmişiyleonur duyduklarınıgördüm • Seçim çok önemli MÜŞERREF HEKİMOĞLU uvarda iki tablo var, biri dağlardan, öteki denizlerden. Yeşil bir ağacın dallarında ormanları kucaklıyorum. Kuşlar uçuyor, yeşil şarkılar söylüyor bana. Yeşil tabloyu Yalçın Gökçebağ astı duvarıma, kuşlar uçuyor tepesinde. Bir yanında da "Müş Ağacı" yazıyor. Gökçebağ, "Bu senin portren", diyor. Ben de yaşamımdan kesitler görüyorum dallarında. Kimi açık, kimi koyu yeşil. Yeşiün de yeşili var, diye seyrediyorum. Kuşların kanatlarına takıüp yeni ufuklara uçuyorum. "Müş Ağacı'nın yanında Daver Darende'nin fırçası selamlıyor beni, denize açılan tekneler parlıyor dalgalarında. Önce bir vapur, Kadıköy'den Köprü'ye gidiyor belki de, ya da Adalar'a. Kıyılararası bir yolculukla selamlar yolluyor insanlara. Mavi içinde maviler dinlediğim bir olay var. Birden anımsadım ama sık sık düşündüğüm bir olay bu. Aydemir Paris'te mimarlık öğrenimi yapıyor. Danimarka'da bir hafta sonu tatilinde evini boyarken kapısı çalıyor, komşusu soruyor: Duvarın boyası için izin aJdınız mı? Aydemir Balkan biraz şaşırıyor. Bu evde ben oturacağım, istediğim renge boyayabilirim değil mi? Danimarkalı komşu gülümsüyor: Ev sizin, duvar sizin ama göz bizim. Rastgele renklerle boyanan duvar gözümüzü rahatsız edebilir. Aydemir Balkan saygıyla karşılıyor bu tepkiyi. Deniz kıyısındaki eve çevreyle uyumlu bir boya sürüyor, komşusuna da teşekkür ediyor. Yülar geçti aradan, çirkin yapılar evimizi, bahçemizi, dağlarımızı, kiyılarımızı çirkinleştirme çabaları göklere tırmanırken gözlerimden özür dilerim kimi zaman. Kentlerde sever'e Cumhuriyet'in kültür yaşamını simgeleyen adları ve bir kurumun zengin tarihini yeniden anımsayacaktık. Kurumda birçok insan küsmüş küstürülmüş... Birçok insan emekli olmıış ve bir daha da okula dönmemiş. Bir başka amacımız da, yaşanan bu kopukluklan bir şekilde aşmak ve barışçıl birortam sağlamaktı. Aynı zamanda değerbilirliğin altını çizelim istedik. Sonra... Sergi... A. Ö. Gezgin:" Akademi Kayıt Defteri" başlığınıtaşıyan.biryandankurumsalsürekliliğin altını çizen, bir yandan da kendi belleğini sanat ortamıyla buluşturan sergi üniversitenin 117. kuruluşyıldönümüdolayisıyla 06 Mart 2000 tarihinde MSÜ Os ;leneküzerine'4sanatbalosu'Türkiye'de ;yerinibulmuştur. AmaTürkiye'debubalarıdahaziyadeMimarlarOdasıdüzenler. Istanbul'un aşağr yukarı o senelerde 3 eşhurbalosuvardı:TıpBalosu, HukukBasıı.Giizel Sanatlar AkademisiBalosu.Gü1 Sanatlar Akademisi Balosu'nu Mimarlar dasıdüzenlerdi.OseneAkademi'denmeın olacaklara da davetiye gönderirlerdi. ;n ilk Akademi Balosu'na o suretle gittim, imarlarOdası'nın davetlisi olarak. Bu araı Akademi kantininde çaylar diızenlenirdi, ıns edilirdi, müzik dinlenirdi ve daha evvel rap da satılırmış. " • tanıyorum, dalgalar, kıyılar fırçamn gizemini yansıtıyor düşünceme, yeni renkler katıyorum, yeni maviler. llginç bir olay değil mi? Yaza doğru firçalar da denize yöneliyor, tramvaylar geride, tekneler önde. *** Alibey Kudar telefon etti biraz önce. Tahtakuşlar'dan bir merhaba. Teknelerden dağlara uzandım yeniden. Biliyorsunuz, dünyada ilk köy müzesi Tahtakuşlar'da kuruldu, Ben de kutladım bu olayı. Son durum nedir bilmiyorum, yeni çizgiler oluşurken eski çizgilerin silinmesi iyi sonuç vermiyor her zaman. Kaz Dağları'nın koynunda çirkinlikler bannamıyor ama güzelliği koruması gerekenler aldırmazlığı, sevgisizliği yansıtıyor 1dmi zaman. Keşke koruyucu eller olabilseydi. Vaktiyle Aydemir Balkan'dan çok ilginç çirkinlikler yan yana geliyor. Biz de yan gelip oturuyoruz değil mi? Oysa biraz saygı, biraz özen ile çirkinlikler silinir, güzellikler öne çıkabilir. Yaşamın her kesiminde geçerli bir davranış bu. Orhan Peker'i anımsıyorum, resim dalında ünlü bir usta. Bahçelerde, sokaklarda gezerken çiçekleri gösterir uyarırdı beni. Bu mavi o pembeyi seçmiş, başka renk oturamaz yanına, diye renklerin gizemini açıklardı. Kimi zaman uyumlu, kimi zaman uyumsuz ama yan yana geiince güzel bir resim oluşuyor. Yazımı gülümseyerek sona erdiriyorum. Her gün, her saat neler yaşanıyor çevremizde, dünyamızda. Kimi renkler rastgele yan yana geliyor, kimi renkler arayarak, bularak. Seçim çok önemli.•
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle