06 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

CUMHURİYET DERGİ Ressam Su Yücel Dokuz Eylül Üniversitesi öğrencileriyle birlikte mekânın hakikatini aradı. Mimarlık haftası etkinlikleri içinde düzenlenen toplantıda Yücel, Birgi evlerine özel bir vurgu yaptı: "Birgi'ye gittim, Çakırağa Konağı'nı seçtim. Kaynaklar aradım. Konağın planlannı buldum. Bu ölçümlerden yola çıkarak mimarinin insani boyutunu yakaladım". Mekân: Ozne ve nesne EMEL GOKSU * başlaıiığım eğitimimi 6yılda tamamladım. Eğıtim bıçımi "BAUHAUS "ekolüüzerinetemeUenen akademinin binası, 19, yüzyıldan lsteryaşananyaşanmış gerçeklik olsun, iskalma "ARTDECO " tarzında yapılmış bir ter virtüel dünyaya ilişkin gerçeklikler, gerbinavdı. Ileröğrencigibi, Akademi 'yibitirçekliğin algı biçimini ve aktarımını kendine mek için bir proje sıınmcık gerekiyordıı. Bu uğraş edinen bir meslek alanı olarak resim savapıvı ve bu yapının içinde dolasırken beni natı, bireysel olarak deneyimlcneni farklı biçok elkileyen muhtesem "Vitnıy "ı, okuhın biçimlerde ifade etme yollarından biri olmuş... tirme projesi için seçtim. Binanın girişinde Içthde yaşanılan fiziksel gerçekliğemekâna yerakm ve üç kal boyuncayükselen renkrenk ilişkin deneyimlerin aktarılması da başka ifaışıknyunları gözümü kamaştırıyordu. Karar de biçimlerinin yanı sıra sıklıkla resmin öznevermiştim. Ben bu temayı diploma kosi konumuna taşınmış... Ressam Su nusıı olarakseçecektim..." Yücerin resim sanatı iv'indeki öyküsü, bu serüvenı aktarnıası açısından olliğitimini tamamlama aşamasında dukça öğretici bir deneyiın... Resim, sunması gereken bitirme projesinde bireyin özsel arayışlarını, izleyiciyle "vitray"ı seçmesi, mekânın algısını pay laşıma sunması anlamında bir araç güçlendiren elemanlan, farklı toplumolsa da, aynı zamanda ressamın gözüylar ve inançlar temelinde karşılaştırle izleyiciııin gözünii üst üste düşüremasına yöneltmiş... Toplumların ortak rek.biranlamdabirbakışdilininoluşdeğerleri olarak benimsenen inançlaturulması çabasını da içeriyor. rın, fiziksel gerçekliğin oluşmasında ifade bulduğunu bu yolla yakalamış: Ressam S u Y ücel, bugiine kadar aç"lşe, vitray hakhnda bilgi toplatığı 20'nin üzerindeki sergide, çalışmaklahaşladım... Strushourgyahnlamalarını izleyiciyle paylaştı. Sanatçırında "Chagal "ın vitraylarınıyaptığı nın Dokuz Eylül Üniversitesi Mimarşapeli, Strasbourg 'daki Katedral 'deki lık Fakültesi tarafından düzenlenen vitraylan gözlemledim. Kilisede ve Mimarlık 1 laftası etkinlikleri içinde 9 cami mekânlarmda kullamlan vitrayMayıs 2002 günü, minıar ve şehir lann benzerlikleri vefarklıhklarım inplancısı öğrencilere aktardığı sanat seceledim." rüveninde "mekân" ve "resim yolııyFarklı inançlann kolektif mekânlala mekânın aktarılması" temel vurgu rında kullamlan fiziksel clcmanların noktasıydı. SanatyaşanıındafarkJıte Su Yücerin Antikalar'ı, eşyaların öyküsünü anlaüyor... malar üzerine yoğunlaşarak bu güne getirdiği resim deneyiminde, ortak bir dıle sahip olan ve "mekân algısmıodağaçeken" iiççalışma ve çalışma sensi, sanatçı gözüy le mekân algısındaki arayışları ortaya sermesi anlamında öneçıkıyor... Yaşanan fiziksel gerçekliğiniçindeykenalgılanan.ancakgöziin gördüğü ve fotoğrafın aktardığıy la yctinilemey en " mekânın hakikatı" ni arayışın bir öyküsübuserüven... "1979 yılında Strasbourg Beaux Arts 'ta form, renk, büyüklük gibi niteliklerinin farklılığı kuşkusuz salt yerel sosyal tercihlerle, beğeniyle ve teknolojik yeterliliklerle açıklanamaz... Aydınlanmadüşüncesi ile yaygın kabul görenbütünlük ve homojenlik imgesinin Batı'daki yerel izdüşümleri, yaşanılan çevrenin algısında da ifadesini buluyordu. Mekân, bütüncül ve kolektif bir inancın asal elemanı olarak toplumu kucaklıyor ve güıılük yaşamın içindeki yerini alıyordu. Malzeme ve estetik yerelleşirken, vizyon evrenselleşiyordu... Dinsel söylemler, mekânsal elemanlarda salt form ve renkle ifade bulmuyor,benzerbiçimde"zaman"davurgusunda da kendisini gösteriyordu. Işık, "mekânda zaman"ı ya da"an"ı vurgulayan en önemli unsurolarak kullanılıyordu: "Isıgı en iyi kullanan ressamlan araştırdım. Rembrandtbunlardan biriydi... Işığın doğayı vemekânı nasıldeğişlirdiğini Empresyonistlerin resintlerinde keşj'ettim... Resme başlarken, birKaos 'taydım. Bu Kaos 'u çözümlemem lazımdı: Işığın hareketiniyansıtmak, ışığın mekân diline bağlı olarak nasıl değiştiğini, hareketli kıldığını vurgulamuk istiyurdum..." "An" içinde durağan bir biçimde yaş,anan mekânın, gerçekte zamanın bir parçası oldu ğunu algılatmak için kullamlan ışık oyunlan, vitray üzerinde renkle ve parçaların büyüklüğü ile hayat buluyordu... Zamana bağlı olarak değişen renk ve mekân içinde ışık olarak ifade bulan yansımalar, "an" içinde yeralanbireye "zaman"ıanımsatıyordu... Bu anımsatma, inanç mekânına mistik bir anlam yüklerken, bireye yaşam içindeki pozisyonun "geçiciliği "ni de vurguluyordu... Kilise vıtrayı, kubbeden döşemeye inerek göksel olanla yersel olanı bütünleştirirken, cami kubbesinin etrafına yerleştinlen vitraylar, sonsuzdan gelen ışığı mekâna indiriyor vebireyi sonsuzataşıyordu... Uatı'dadünyevileşen ve günlük pratiklere giren inanç, "yersel ve "göksel" olanı tek bırdünyayaindirgerken, kendi coğrafyamızda tersine iki farklı dünyayı temsil ediyordu: "19H8yılı "nda Istanbuldaki Antikacılar üzerine bır serı hazırladım. Nedenantıkacılardı?Bütün budolaplar, aynalar, koltuklur hepsı o kadar hıkâye ve yasanmıslık taşıyorhmiı ki... Beni çeken geçmişten gelen hereşyanın, içinde taşıdıgı kendi öyküsiiydü... Kendilerine ait küj, najialin, rutubetkokan, tozhırı ile bende bıraknus oldukları izleri resmetmekti amacım. Bütün bu seriyi herhangt bir mekânda sergilemek istemedim. Onları Tarlahaşı nda 19. yüzyıldan kalma birîtalyanyapısı olan hoş bir binada sergiledim. Resmettığim bu ubjeleri onlargibiyaşanmış bir mekâna, yani ait oldukları kendi mekânlarına götürmek istedim. Bu 'Antikacılar"sergisisüresincehepşunu düsündüm. Şimdi neyapabilirim?.. Bu kez "IçMekân", 19.yüzyılveBatıorıjinali mekânlardeğil, hizeait, bize özgü mekânlar beni daha çok çekmeye başladı. Işte bu mekânları resmetmek istedim. Prof. Doğan Kuban 'lagörüştüm. Türksivil mimarisinin en güzel örneklerinden ÖdemisBirgi Çakırağa Konağı üzerine araştırmayapmamı önerdi..." 1989 yılındaaçüan "Birgi Evleri" sergisinin tanıtım yazısında Doğan Kuban, şunları yazıyordu: "Su Yücel bir gün çıkıp geldi. Kendisini heyecanlandıran bir konu bulmuştu. Eski Türk evlerinin enteryörleri ve iç dünya ile dış, dünyayı birlikte yaşayan büyük, yan açık sofalan, yani hayatları, bütün bir bahçe cephesini oluşturan merdivenler, çıkrnalar, tahtlar, köşkler, trabzanlar, kemerler, ey
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle