Katalog

CUMHURİYH DRRGİ IIAFTAMNNOTLARİDuyauAseno dcısena@turk net 8 MART ÇOCUKLAR GUNU Nâzım Hikmet'in mirası gerekıyor. Öbür ıkısını yok sayacağız Sız "Bu Olayı Kımse Bılmez" Son günlerde Nâzım'ın mirası tartışmaları sürerken, Inci ne derseniz öyle yapmak istiyorum." Büyük sonımluluk... Rusça yazılmış uç Asena şunu oku dedı bana Azız Nesınvasiycti çevirttim. Mantık gereğı son Alı Nesın Mektuplaşmaları adlı kılaplaıı tanhli vasıyetı geçerli saymak gerekıyor. bır böliinı Nısan'da Adanı Yayınları Ama son vasiyetinde oğlu Memet'e tarafından yayınılanacak... Ilk basımı isc 1995'te Düşün Yayıncılık'ta vasiyetini bırakmamış Sanınm, yapılmış Çok ılgınç "Yann Münevver'e kızdığı sıralar yazmış vasiyetımi yazmaya başlayacağım. olacak. Şöyle düşündüm Nasıl (,'ok geç bıle kaldım Bır bakıma olsa yaşadığı ev ve eşyalar kansı gccıkmcm iyı oldu. Nâzım, üç kez Vera'nın olacak. Vera'nın hıçbir kendını öldiirmeye gınştı ve her geçım sıkıntısı da yok Bu girışimındcn oncc bir vasıyet durumda, Vera'nın telif yazdı Her üç vasıyetı o ankı ruh Ogul Memet... h a k l a n n d a n yararlanması halinc gore değışık. Bu uç vasıyetın yazılmamış olan vasiyetın geçerli hangısı yürürlüğe gırecek? Konstantin olmasının daha adil olacağını düşündüm Sımonov, o zamankı Nâzım Hıkmet Bu vasiyetinde Nâzım kahtını, yani telif kunılunun başkanıydı, ben de haklarını oğlu Memet'e ve Türkıye Moskova'daydım. Bır gün benı çağırdı. Komunıst Partısı'ne bırakıyordu. Işte bu Şöyle dedi. "Elimizde üç vasiyet var. vasiyet geçerli sayıldı. Öbür iki vasiyeti Hangısmin geçerli olacağını belirlemek sanınm Sımonov ortadan kaldırdı. Bu S Olayın yukın tatıığı Aziz Nesin, Mâzım 'ın mirası meselesine açıklık getiriyor. olayı kımse bılmez, çunkü yazmadım. Yazsam yine kıyanıetler kopar. Ama sağ kalırsam nasıl olsa yazacağım Şımdı Nâzım'ın telif haklarını Memet alıyor, hem de babasını hıç sevmeyen Memet. TKP'nin ıniras almıs olduğunu hiç sarunıyorum."^ yerını almakla" yetinmeyen bir kadın. I lerkesle dost, elele vermış koşturup duruyor. Onurı meslek hanesinde "ev kaclını" yazıyor ama en az meslek sahibi kadınlar kadar çalışıyor ve yararlı oluyor. Bu arada resim yapıyor ve en önemlısı üç tanc erkek çocuk büyütüyor... Sekız Mart'ı da o hazırlaınış... Orta yaşını geçmiş Afife Koç, kendı yazdığı yazıyı okuyor, yavaş ve dikkatli... "Biz ana bacı hepimiz eşitiz. larlada ışçı, evde hızmetçıyız. Okumanın oncmini bir kez daha anlıyorum, kendimle gurur duyııyorum" dıyor (,'ankırı Rehabilıtasyon Merkezi'nden Sevim Biliz de Ö7Ürlü olanın zorluklarını anlatıyor. "Bedensel engelli bir kadın olarak beklentılerim var Bize acıyarak değil sevgıylc yaklaşılmalı" diyor. Büyük depreınde beli kırılarak felç olan Necla Kaya'da "kadın olmak zaten zor, bir de buna özüılii olmak eklediğinde... Sokaklarda özürlülerin işini kolaylaştıracak hiçbir şey yok, insan eve kapanıyor, başkalanna bağımlı oluyor. Bir toplum öVüılülerıne sağladığı ımkânlarla çağdaştır" diyor. Çankırılı öğrenciler, bizi adeta bir zaman tünelinden geçiriyor. 18 genç kı/., ılk kadın Aysel Ulusoy. milletvekillerini canlandınyor. Ulusoy'larbir evi restore ederek, eski Çankırı evini yaşatmışlar. Akşam burada bir kına gecesi düzenleniyor. Çankırılı kadınlarla birlikte kına gecesınde eğlenıyoruz. Ayak hareketleri çok zarif, farklı bir halay çekıyoruz. Vali Halıl Ulusoy gıbı, genç, çalışkan, yaratıcı, uygar, lıalka yakın, içten yöneticılerimi7in artmasını dilıyorum ıçimden... Idareci eşlerinin de Aysel Ulusoy gibi, yaşadığı yeri benimseyip koşturmalannı dilıyorum içimden... ^ ÇANKIRI NIN ILGAZ I erede yaşıyorlarsa, orası "onların" oluyor... Bulundukları yeri orada doğmuş büyümüşçesine benimsiyor, iyi bir şeyler yapmak için canla başla çalışıyorlar. Onlarla ılk tanıştığımda Şırnak onlarındı, son gördiiğümde ise Çankırı onların. Karı koca bulundukları yere sevgiyi, çalışmayı, üretiıni, yaratıcılığı, dostluğu götürüyorlar... Eski Şırnak, bugünku Çankırı Valisı llalil Ulusoy ve eşı Aysel Ulusoy'dan söz ediyorum. Vali Halil N öğreniyor. Vali Ulusoy, Çankırı'nın tanınması için de çırpınıyor. Ilgaz yolu üzerindeki kaya mezarlarına yol yapmış ve ışıklandırmış... Ilgaz Dağları ise Çankırı ile Kastamonu arasında tatlı bır rekabet koınısu... Çankırı'nm Ilgaz'ında, Doruk Otel'in önünden telesiyeje bınıyor, kendinizi Kastamonu'nun Ilgaz'ında buluyorsunuz... BBU Yarışmasının Ilgaz Mountain Resort'da çekilmesi Kastamonu tarafını daha fazla tanıtmış .. Devre mülk tatil evleriyle, kapalı yüzme havuzuyla yaz Aydın Demiröz'ün hazırladığı kitaptan... 4O'lıyıllardu Çankırılı kadınlar piknikte... Ulusoy, durmadan proje üretiyor... örneğin köylüye verdiklen koyunlardan para istemiyor, kuzu istiyor... Aldıkları kuzııları bu kez başka ihtıyacı olan köylülere veriyor... Onlardan da kuzu istiyor. Bu zincir sürüyor, böylece hem üretim artıyor, hem de köylüler zorlanmıyor. Şırnak'ta başlattıklan bu uygulama pek çok yere ya^yılmış durumda. Ulusoy'un en çok ünem verdiği şey eğitiın... Şırnak gibı Çankırı'da da eğitım faaliyetlerı devam ediyor, onlarca kadın kurslara katılıyor, okuma yazma kış gıdılebılecek biryer... Ben Doruk Otel'dcyim... Buraya yalnızca spor yapmaya gelıyorlar.. Ilgaz Dağlan'nda yürüyebilir, koşabilir, bisiklete binebilir, trekking yapabilir, karda ve çimde kayabilir, tazelenerek gürültülü kentinızc dönebilirsiniz... Romantizm ise had safhada... Doruk Otel'de, dağın tcpesindc, gece yarısı gök yüzüne bakmayı unutmayın. Bu kadar parlak ve sıze yakın yıldızları başka hiçbir yerde göremezsiniz. Aysel Ulusoy ise "Vali eşı olup, protokolde on yıllarda 8 Mart'ların anlamı ve önemi değişmeye, çarpıtılmaya başlandı. Mesela, "özel gunler"ı hepımızden çok iyı takıp eden sokak çıçekçılerı, o gun mımozalar hazırlamaya başladı. Mağazalar, vıtrınlerıne afışler astılar, "kadınlar gununuz kutlu olsun, kozmetık urunlerımızde % 20 ındırım vardır" şeklınde. Reklamlar türedı, o gün kadınlara hedıye alınması ıçın... Sankı kutlanacak bır şey varmış gibı, sorunlar unutuldu, o gün, kadınların hatırlanacağı, jest olsun dıye evde erkeklerın eşlerine çay kahve ıkram ettikleri bir gün oldu... Kadınlar gunu bir çeşit 'sevgililer gunü'ne dönüştürülmek istenirken, onlara bır çocuk muamelesi yapılacağı ise aklıma bıle gelmezdı Bu da oldu Mıllıyet Gazetesı Yonetimı, o gunu kadınlara bıraktı ve 8 Mart'ta gazeteyı kadınlar çıkardı!... Genel Yayın Yonetmenı Mehmet Yılmaz bunu gururla koşesınde duyurdu; "bugun elınızde tuttuğunuz Mıllıyet'ı gazetemızın kadın çalışanları hazırladı. Ilk bakışta bu bır fantezı gıbı görulebılir, bır tür 23 Nısan kutlaması gıbı..." dıye yazdı. "Bu her şeyiyle gerçek bır uygulama ve gazetemızın hanım mensupları da bayram çocuğu değıller... yaptığımız tek değişiklik biz erkeklerın bır günlüğüne kenara çekilmesıdır" dedı Yılmaz'a göre, 'elimizde tuttuğumuz gazete kadınların da genel yayın yönetmenliği yapabileceğinı, yazı işlerinin tüm sorumluluklarını taşıyabileceklerini, gazetelerin servislerıni yönetebıleceklerını gosteren somut bir kanıt'mış!. Ve Mıllıyet'ın erkekleri bundan onur duymuşlar. Mehmet Yılmaz'ı mutlu eden husus da şu olmuş, meğerse gazetecılıkte kadınerkek ayrımı çoktan bıtmış. Bu gazete de ılk ornek olması bakımından bır koleksıyon parçası değerını taşıyormuş... Gazete ise aynı erkeklerın hazırladığı gazete, hanı bır gun egemenlık egemenlıktır dıye kadınlara istedikleri gıbı kadın sorunlarına yönelık bir gazete hazırlatsalardı barı... Işte bakın nasıl acınılası ve gülünesi bır durum, kadınlara ılkokul çocuğu gıbı bir günlüğüne gazeteyi teslım edıyorlar ve onların gazete yazı ışlerinde nasıl da başarılı olduklarından onur duyduklarını ve ayrımcılığın bittığini yazıyorlar. Yıl ise 2002. Bir gun için gazete kadınlara bırakılıyor1 Onlar da bunu başarınca başta erkek Genel Yayın Yonetmenı ve diğer erkek yazı işleri sorumluları kadınlarla onur duyup, basında kadın erkek eşıt artık dıye düşünuyorlar. Sonra da masa başındakı yerlerını alıyorlar arka sayfa guzelını seçmek için... Emınim, günün sonunda o kadınların saçlarını okşayıp, yanaklarından makas da almışlardır, "afferin benim kızıma, nasıl de becerdi" diye... ^