06 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

3 ŞUBA'I 2002. SAY1 828 yanist bir oğul. Biz tuhafbir aileyiz"diyorMazlumÇimen. Evinortasındakonservatuaröğrencisi Saki' nin piyanosu duruyor, üstünde notalar... O da babası gıbi klasik bir eğitinı almasına karşın özüm, dediği halk müziğini katıyorpiyanosuna;birorkestrası varvebirayiçinde ilk konserlerini verecekler. Saki'nin dediğine göre, konserde üç kuşak Çımen'i birden görecekmişiz. Mazlum Çimen, Sivas olaylanndakaybettiği babası NcsimiÇimen' den öğrendiklerine ve bu altyapının, aldığı klasik batı eğitimiyle nasıl buluşruğuna değiniyor: "Okulda Pagannini çalar.eve gelir Pir Sultan Abdal dinlerdiın. Normalde bir sentez yaratmak peşinde olan kişi, klasik eğitimden sonra halk müziğini incelemeye başlar ve ortayaçıkan şey ise, fazlasıyla akadenıik olur. Ben isc, farkında bile dcğildimikisininbirbirinekarıştığının. Sonradan, hepsinin müziğimc büyiik bir yoğunluk akmaya başladığını gördüm. üabamın ve annemin çocıığu olmak büyiik bir şanstı benim için. llerkes şelpeyi algılamayaçalışırkenbenşelpeyle büyümüştüm ya da herkes klasik müziği algılamaya çalışırken ben keman çalıyordum. Görsel boyuta bakarsak, klasik sanatın en tepe ıoktası baleyi yaptım anıa bir taraf:ansemahdönüyordum. Sonradan Ja müziğime ne koyduysam bildi*im için değil, öyle gördüğüm için coydum." "lş, kalbini dinlemekte, bılgide leğıl" diyor Çimen. Belki de bu /üzdendir melodi lerde ilk yakalalığı duygııya dönüp dolaşıp geri lönınesi;çünküonagöre,ilkanen afolandır. Mazlum Çimen, 1993 'de Sivas'ı »irebir yaşamıştı; hem babasını ıcm tanıdığı 25 kişiyi yitirnıişti. Vnıa acısına dair birağıt yakılacaka bunun başkaları tarafından yaıilması gerektiğini düşünüyor: "93 e 94 arasında Unkapanf nın Sias'ı kullanacagını biliyordum, niikim yüzlerce yapım çıktı piyasaa. Ben o grubun içınde yer almak »temedim. Benim yapacağım da oknamusluveçoksessizolmahyı. Böylece 95'deÇimenTürküle'ne 'kalanların ardında' yı koyum anıa Sivas'ın ve yitirdikleriıinadını yazmadım altına " Acısının ve ağıdının herkesce ay laşılması gerektiğine inanan Çiıen, "Sivas'ınardından birmisyon ükleneceksek, bu sadece Nesiıi'ninoğlunaaitolmamalıdır"di3r ve ekliyor: "Benim tek derdim 'esimi'yi unutturmamak; çünkü ıketim toplumu, her şeyi çok çauk unutuyor. Bunun için, Çimen ürküleri' ne babamın bir derlemeni koymuştum ve her albümde de esimi adı geçecektir. Eğer Nesimi imeıı bir misyon ise, bu misyona ıhip çıkacak olan bütün toplumur. Ben bir misyon yüklenecek;m, tüm toplumun yüklenmesi ge;ktiği gibi Nesimi'yi anlamak lisyonunu yüklenmeliyim yalnız İstiklal Caddesi, Karaköy ve Kadıköy'dc ayrı ayn müdavimleri olan pastanenin orijinal adı Loryan'dı. 1934 yılında çıkartılan isimleri Türkçeleştirme yasasına göre Baylan adını aldı. Şimdi tek şubesi ile Kadıköy'de... Baylan ve Kup Griye çan lambalar... f ler şey, bundan 40 yıl öncesinden izler taşır. Baylan'da, uzun zamandır görüşnıeyen iki arkadaşın eski güntstiklal Caddesi'nde,Galatasa leri yad ettiklerine, iki sevgilinin ray'dan Taksim'e yüriirken sol Baylan'ın meşhur tatlısı; "Kup kolda birpastane vardı, şimdi yok. Griye"yi yiyerek özel günlerini Istanbul'u tstanbul yapan şeyler kutladıklannatanıkolabilirsiniz. den biri pastaneler ise," Baylan " o Ya da yaşlı bir kadının bir yandan pastanelerin ağababasıydı. Yık latlısını yiyip bir yandan da küçük masak bile yok ettiğimiz,tedavül tonınuna anılarını anlattığına... denkaldırdığımızo "Baylan",her Böylece siz de Baylan'ın hâlâ bir şeye rağmen kendi öz gcleneğini buluşma yeri, hâlâ güzel anların Kadıköy'deki tek şubesinde sür yaşandığı,özel birmekânolduğudürmeye devam ediyor. nu kinıse söylemeden anlarsınız. Balıkçısı, manavı, fırını, turşuSalonun sonunda, dışarıya açıcusu, aktarcısı, cana yakın esnafı lan iki kanatlı kapının ardında ise vekalabalığı ile çarşı, bir nevi eski Baylan' ın küçük anıa meşhur arka bayram yerleri gibidir. I'aze ek bahçesi vardır. Kışın kapalı olan mek, balık, baharat ve turşu koku bahçe gündüzleri sarmaşıkların larının birbiriyle kanştığı Kadı arasından süzülen güneşle, geceköy çarşısında yorulup da dinlen leri küçük tahta f enerlerle aydınlatılır. Bu küçük arka bahçe hayatlannda aynntılara önem vereııler için lıoş bir mekândır. 70 yıldır Istanbulluların yakından tanıdığı Baylan, farklı tatları ve sıcak atmosfcriyle 1950'li yıllarda özellikle edebiyat çevresinden insanların uğrak yeri idi. /amanlaedebiyatçılara sinemacılarlatiyatrocularda katıldı. HalıtRefiğ, bir yazısında aydınların yıllar önce Baylan'da bir araya gelip, Baylan 'ın iinlü tatltsı Kup Ciriye. " Sinema sanat mıdır, değil midir" diyetartıştıklarını anlatıyor. Attilâ mek ıstediğinizde gidilecek en llhan, birçokkitabında Baylan 'dan söz ediyor. doğru yer Baylan pastanesidir. 194O'lı 5()'li Beyoğlu yıllarında Baylan'ın dışa açılan yüz, rengarenk çikolata paketleriyle süs Baylan'ın müdavimleri arasında lenmiş, ışıltılı anıa bir o kadar da kimler yoktu ki: Orhan Kemal, Sasade, ikitaraflı birvıtrindir. Kala lahBirsel, Orhan Arıburnu, Behbalıktan sıyrılıp vitrinlerin arastn çet Necatigil, Sait Faik, Haldun daki ahşap kapıdan ıçeri girdiği Taner, Peyami Safa... 6O'lı yılların nizde, yüzünüzde çikolata kokusu müdavimleri ise Attilâ tlhan, Detasıyan ılıkbirhavaçarpar. Çünkü mirözlü, Hilmi Yavuz, Ergin Ergirişin sol yanında, içi çeşit çeşit tem, Onat Kutlar'dı. pasta, çikolata ve şekerlemelerle Baylan'aolanilgininhâlâeskisi dolubirservisvitriniyeralır. I)u gibi olmasının sebebi ise Tiirkivarlardakı dolaplarda da ayrı ayn ye'de ilklere ımza atmasının verçikolata sepetleri... diğı ün ve tatlanndaki kalıte. ÖrKüçük, basık anıa sevimli salo neğin, artık kapalı olan Karaköy nunun dekoru, kuruldugundan be Baylan'ın enüncmliözelliğiTürri neredeyse hiç değiştirilmemiş. kiye'nin ilk gündüz ban (Tages Koridorun her iki yanına yerleşti Bar) olarak da hizmet vermesiydi. rilmiş, çoğu ikişer kişilik olan ahYine Istanbullulara, esspressoşap, küçük kare masalar, kısa ara yu, cappucinoyu, likörü, limonlu lıklarladuvara asılmış sarı ışık sa ve krokanlı çıkolataları, milkshaYAZI: FİLİZ KARAATA FOTOCRAFLAR: ŞAHİNDE AKKAYA GAYE GÜZELAY Kadıköy'ii Kadıköy yapan bir pastane Baylan... keleri, Italyan dondurmasını, kanepeyi ilk tanıtan da Baylan'dı. 1954'te işleri devralan Harry Lenas, pastacılık konusunda yıırtdışında aldığı eğitinı veyarattığı ilklerle Baylan' ın ününe ün, lezzetine lezzet katar. 'Kup Griye', 'Fondue Sokola', adisababa, rokoko ve küçük çikolata çeşitleri) Baylan'ın vazgeçilmeztatlarından... Bizi ilklerle tanıştıran Baylan'ın asıl kurucusu I larry Lenas'ın babası PhilippeLenas'dır. 1920'lerde Balkan Harbi'nin patlak vermesiyle 16 yaşında Arnavutluk'tanTürkiye'yegelir. Buhadise hayalindeki mesleği yapmak için büyük bir fırsat haline gelir. tlkpastanesini L'Orient sözcüğünün okunuşu olan Loryan adıyla Beyoğlu'ndaaçar. Ancak Loryan ismi 1934yılındaçıkan,'yabancı isimlerin Türkçeleştirilmesini öngören' biryasailedeğıştirilir. Yeni adı Çağatay Lehçesi'nde 'konusunda tamlık, bütiinlük ve kusursuzluk' anlamına gelen 'Baylan' olur. Bu öneri de, bir 'baylancı' olan Sanat Tarihi Profesörii Burhan Toprak'tan gelir. Lezzetli pasta, turta ve çikolatalanyla, kakao ve kremaya dayalı Batı kökenli tatlılany la Baylan, kısa zamanda ünlenir veyeni şubeleri açılır. Ancak günümüze bunlardan sadece biri ulaşır. Baylan, bugün varisı olmayan birkrallıkgibi. Harry Lenas'ıdüşündüren bu konu henüz çözüme ulaşmış değil. Baylan eski lstanbul anılarından birine dönüşnıeden siz de orada küçük biranı yaratın kendinize ve sevdiklerinize... ^ Baylan Pastanesi 'nin suhihi Harry Lenas...
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle