Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMI1URİYHTDKRGİ llk korku filmimi seyrettiğimde4 yaşındaydım, tabii ki korkrum. Zaten filmi başından sonuna kadar seyretmedim. Elhamra Sinemasf na girdim, babam müdürüydüfilmin sonuydu, ünlü bir fılm, Dr. Moreau'nun Adası'mn ilk siyahbeyaz çevirimlerindcn biriydi. Son bölümde canavarlar doktoru parçahyorlar. Perdeye bir göz attım, çığlık attım ve çıktım. O ilk ve son korkum oldu sinemada. Gençliğimde bile korku filmi seyrettiğimde ki çok izliyordum, piyasada olan bütün korku filmlerinı dolaşıyordum hiçbir zaman korkmak diye bir olay olmadı. Ancak belki ben ortamın içinden geldiğün için, genç yaşımda bile filmlere eleştirel bir gözle bakıyordum. O adamın makyaj ı nasıl oldu, orada nasıl bir ışık kullandılar, nasıl bir efekt kullandılar, benim ilgımibunlarçekiyordu. Böyle olunca filme tabii kiduygulannızlabakmıyorsunuz, daha çok mantığınızla seyrediyorsunuz. Kitaplardaöyle. Korku, en korktuğumuz duygumuz mu? Korku, insanın en doğal duygulanndan biridir. Sevgi gibi doğaldır. Zaten insan doğduğu andan itibaren birkorkunun içinde yaşar, o da ölüm korkusudur. Diğer korkular, gerçek ya da gerçeküstü korkular daima o korkııyu destekler ama tabii insan korknıamaya dikkat eder Ölüm korkusunu çok gerilere iter. Korkmak normaldır, ama korkak olmak hoş bir şey değil tabii. lkisini ayırmak gerekiyor. Vampirlcrlc ilgili bir kitabınız var... Evet, Italya'da çıktı Drakula'yla ilgili bir kitap. Sinemada Drakula.edebiyatta Dracula, çizgi romanda Drakula, tarihte Kazıklı Voyvoda'nınöyküsü. Büyük bir merak içinde, 6O'lı, 70'li yıllarda, vampirlere kafayı laktım.îtalya'daDrakula'danbaşkabirkitabım daha yayımlandı. Istanbul Gizemlen'nin yeni yazımıydı "I Misteri Di Istanbul". Küçük bir yayıneviydi,dağıtımı pek sağlamdeğildi Italya'daga/etelerdebirkaç yazı çıklı fakat satışı pek parlak olmadı. Vampirlerle ilgili bir de kitaplığınız var. Bunca kitabı nereden cdindiniz'.' Bir kısmını dışarıdan sıparış ederek elde ettim. Bir kısmım Los Angeles 'taki bü* arkadaşım, bir kısmını Londra'dakibirarkadaşım gönderdi, bir kısmını da buradaki kitabevlerinden buldum. Romanlar, öyküler, vampir mitolojisi ve vampir folkloruyla, Kazıklı Voyvoda'yla ilgili kitaplar var. Yani hem kurmaca hem de nonfiction var. Korku edebiyatına olan ilgi nasıl, korku kitapları okunuyor mu 7 Amerika' ya bakarsak, korku edebiyatı artık bir endüstri haline geldi. Son dönem Hollywood sinemasına baktığunızda da aynı şeyi görüyoruz. Bu filmlerin seyirciyi ne kadar etki lediği de bir sonışturma konusıı. Korku edebiyatı, en parlak dönemını 18 ve 19. yüzyıllarda, gotik edebiyat döneminde yaşadı. Türkiye'de klasikler geç çevrildi. Dünya çapmda baktığunızda, Drakula sürekli bir bestseller'dır. Frankenstein da geç çevrildi. Halen çevrılmeyen klasikler var, tabii yayıncılann tutumunu da anlamak gerekiyor. Satar mı satmaz mı diye duşünmek zorundalar. Mesela Frankenstein pek satmadı. Drakula iyi gitti. Korku meraklısı genç kuşak dalıa çok bestseller'lara ilgi gösteriyor. Stephen King tabii ilk örnek. Türkçede korku romanı yazanlar... Türkiye'ye bazı kurmaca türleri geç gel Glovannl Scognamülo, kltaplarıyla Beyoğlu'nun bir parçası. "Beyoğlu, Ben" kltabına da poz verenlerdan... Korku ya da sevgi GAYE GÜZELAY B eyoğlu, onlarca duyguyu aynı anda yaşatır ıçinden akip gıdenlere; tnutluluk, scvgi, pişmanlık, hüzün, nefret, aşk... Peki ya korku? O ne kadar yaşanır Beyoğlu'nda? Giovanni Scognamillo'nunsonkitabı" Beyoğlu Kâbusları ve Dığer Öyküler", okuyanların Be yaşar, o da ölüm korkusudur" diyor Giovanni Scognamillo. Korku edebiyatınındününü bugününü, korku sinemasının en parlak dönemlerini,nedenbiraravampirlere"kafayı taktığını" ve daha birçok şeyi anlatıyor. Kitaptaki öyküler nasıl ortaya çıktı, esinlendiğinizolaylaroldumu? Beyoğlu oyküleri, az çok Beyoğlu'nda edindiğiın kiıııi faııtastik izlenimlerden çık duğumbirşey. Benkendiyazdıklanmı pek kolay açıklamıyorum. Yazıyoram sadece. Korku merakının sinemayla başladığını söyleyebilir ınisiniz? Evet. Ben sinema izleyicisi olmaya, babam sinemacı olduğu için, çok erken yaşta, dört yaşında başladım. Bizim evde bir âdet vardı, bu film çocuğa uygun, bu f ilm uygun değil diye bir olay yoktu.Küçük yaştayken Giovanni Scognamillo, Beyoğlu'na dair tüm duygulardan haberdar, ama edebiyata taşıdığı en temel duygu, korku. 4 yaşında Elhamra Sineması'nda izlediği korku filmiyle bu duygunun peşine düşen Scognamillo'nun evinde canavar, vampir oyuncaklan var. Hâlâ 193040'ların filmlerine vurgun, yakın tarihten filmi ise Rosemary'nin Bebeği... yoğlu'na daha farklı, belkı bıraz ürkerek bakmalarını sağlıyor. Danışman Pasaİfndangeçerkenoyuncakçıdakicanlıkuklalar, cadılar ve cüıler, Balıkpazan'nda yüriirken " Yeşıl Şeyler", Tarlabaşı derunce f arelervesıçanlarcanlanıyorakıllarda... "Korku, insanın en doğal duygulanndan biridir, sevgi gibi doğaldır. Zaten insan doğduğu günden itibaren bir korkunun içinde tı "Yeşıl Şeyler", Bahkpazarı'nın pıslığı, kirliliği, bir de belki benim sebzelere karşı olanalerjim, çünkü sebze yemekten hoşlanmıyorum.Tarlabaşrndageçenöykü, Tarlabaşı yıkımlan zamanında yıkıntılar arasında çok dolaşmamdan kaynaklandı. llham diye bir şeye pek inanmıyorunı. Her şey bir disiplin, bir çalışnıadır. Çıkış noktası bir görüntü, bazen bir ses olabilir. Bazen de okubiledilediğim filmi seyrederdim. 30'ların, 40'ların korku filmleriyle başladı. Ondan sonra 13 ya da 14 yaşlarındayken, Edgar AllanPoe'ylakarşılaştım. Veoilkyazınsalşok oldu Poebenıçoketkiledi. lleriki yıllarda, biraz geç de olsa Lovecraft'ıkeşfettim. Odabenietkiledi. Korku filmleri«izi, ne zamana kadar korkutabildi?