Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
HAFTAMNNOTLARlDuvauAsena dasena@turk.net 11 TURKLER NASILDIR? ürriyet'te okııdum, Hollanda'da Van Dale Sözlüğü'nde Türklerle ilgili aşağılayıcı ifadeler varmış ve Türk Dil Kurumu Başkanı, bu ifadelerin sözlükten çıkartılma.sı için yayınevıne bir mektup göndermiş. Gerçekten üzücü bir durum. Sözlükte Türk sözünün açıklanmasında şu ifadeler yer alıyor: Türk gibi görünmek: Kirli görünınek. Türklerin elinde kalmak: Eziyet görmek, kandırılmak. Türk gibi davranmak: Ortalığı yaygaraya vermek, kızgın davranmak. Türklere ait sıfatlar; kaba birisi, Türk gibi araba sürmek, kaba insan... Acımasız futbol H F utbol basınını çözemiyorum. Oysa çözmek istiyorum gerçekten. Çok sevdiğim dostlarım var onların içinde, soruyorum, yine de anlayamıyorum. Kısa bir süre önce Denizli bir efsaneydi, FB efsanesini geri döndüren adanıdı. Ondan büyügü yoktu. 40 gün 40 gece şampiyonluk kutlanmıştı. Şimdi Dcnizli'den başansizı, ondan kötüsü yok. Üstelik bu yorumlar sezondan sezona da değişmiyor, hafladan haftaya, bu futbol dünyasındaki adamlar ya en kötii, en yeteneksiz oluyorlar, ya da olağanüstü başarılı birer dev. Gol kaçıran futbolcuya edilmedik küfür yok, yorumlar " Takımdan atılmalı"ya kadar gidiyor, ertesi hafta gol attığında ise, "Alın size o bir dev adam". Bu yazıyı yazarken futbol dünyasının yıldızı Daum'du. Oysa o Daum nasıl karalanıyordu birkaç ay öncesine kadar. Belki bu yazı çıktığında Daum yine kara listenin başına geçmiştir... Haııgi meslek var başka, insanlar bir hafta içinde en büyük ya da en aşağılık oluyorlar? Seyircide de yorumcuda da bir gariplik yok mu sizce? O zaman bu durumda bu dünyanın insanlan ruh sağhklannı nasıl koruyacaklar? *4 Şimdi ondan kötüsü yok! Bilimkurgu değil, gerçek A lkazar'da Kandahar filmini izlerken arkanıda bir kadın hüngür hüngür ağhyor. Ağlamayanlar ise gözyaşlarmı, öfkelcriyle, şaşkınhklanyla bırlikte içlerine akıtıyorlar eminim. Tıpkı benim gibi. Film konusuyla da görüntüleriyle de çok etkileyici bir belgesel gibi; öyle kareler var ki, her biri olağanüstü, yağlıboya tablolara benziyor. Bembeyaz kumlar üzerinde rengârenk burkalı kadınların yürüyüşü bir resim sergisi izliyormuşçasına etkili. Ne var ki o büyüleyici görüntü, birkaç fırça darbesi değil. Onlar üç beş nıetre bez parçası içine hapsedilmiş kadınlar, yani bir insan cinsi. Haiii yer yüzünün cn gelişmiş, en önemli, en akıllı, en düşünen varlığı olan insanın, kadın olan cinsi. Bu filmi izlerken, bir kez daha, "Hadi canım sen de, hangi gelişmişlik, hangi düşünme yeteneği" diye söyleniyorsunuz. "Tam aksi, insan düşündüğü içüı evrimin en tepesindeki, en özel canlıysa ve düşündüğü halde bunlan yapabiliyor ve bunlan yaşıyorsa , o zaman en geri, en gelişmemiş, en vahşi yaratık" diye iyorsunuz. 2000'li yılları yaşarken, çağları devirmişken, her şeyin en iyisine insanı yakıştınrken, böyle bir film ancak bilimkurgu filmi olmalıydı. Mayınlar nedeniyle kupnıuş bacaklarıyla, havadan paraşülle atılan takma bacakları kapabılmek için koşan o insanlann göriintiisii, gerçek değil, bilimkurgu filme yakışırdı ancak. Bir kurkunç suratlı, sakallı adanıın aıkasındaki dört burkalı kadinla, onlarca çocuktan oluşmuş aile Kandahar'm özgür kadını Nilüfer Pazira... fotoğrafı da gerçek bir yaşamöyküsiinde değil bir bilinı kurgu filminde yer alnıalıydı. . Eğer insan gerçekten en gelişmiş yaratıksa tabii. Bu filmi izleyen kimılen, derin bir nefes aldılar "Oh neyse canım Türkiye'm ne kadar farklı" diye. Oysa llakkâri'de, Şırnak'ta, doğudaki köylcrde görülen öyle manzaralar var ki, kadınların bir tek burkalan eksik... O nıağara evlerın kapılarındaki, korkunç suratlı sakallı adamların arkasındakı kadınlarla onlarca çocuk fotoğrafı burkalar dışında aynı oysa. Afganislan'ı düşıinüp onlar içın üzühnek güzel de, biraz da başunı/.ı Boğaz'ın manzarasından kaldırıp, kendi ülkemize çevirsek... ^ Bunlara üzülmemek ve tepkı göstermemek elde değil. Peki ama neden sorusunu sormamak da elde değil ve başka soruları da: Hollanda ya da Almanya'da bir Türk mahallesine girdiğinizi hemen anlarsımz, neden'? Sokakta yürürken de karşılaştığınız kişinin Türk olduğunu anlarsımz, neden? Yolda çocuklanna bağıran, itip, kakaıı hatta döven kadınlar yabancı mıdır Türk müdür? Birisiyle konuşmaya başlamadan önce, merhaba, günaydın gibi sözler söylemeyenler kimlerdır? Peki hâlâ haftada bir yıkannıa günleri olanlar? Uzarmak istemiyorum, bu sözlük ltalya'da olsaydı, bir de 'Türk gibi sigara içmek' eklenirdi çünkü orada da böyle bir benzetme yapılıyor. Evet kızıyoruz, üzülüyoru/ tamam da, bıraz da "Türkler çok naziktir, hiç bağırıp çağırmazlar, trafik kurallanna uyarlar, kımseye eziyet etmezler, şiddet ve işkence kavramlanndan çok uzak yaşarlar, çok tenıizdirler, lıcı gün duş alırlar, soğaıı sarımsak yeseler de giinde üç kez diş lirçalarlar, çocuklannı hiç dövmezler, sokaklarını temi7 tularlar" dcnmcsı içın çaba göstersek... "lin büyük Türk" naraları soııa erse, belki bu yolda çabalar da başlayacak a Mlimkurgu niyetine çekilmcnıiş ki bu Jllııı... ılın son geyik komiği ya da komik geyiği şu Mezdeke gurubunun peçe olayıydı. Koca koca adamlar oryantal kızlann peçelerinin Türkiye'yi dışanda nasıl temsil cdcccği meselesini tartıştılar. Koca koca adamlar, dansöz giysileriyle, yani oldukça açık bir kıyafetle dans eden kızlann peçe takınca Batı'nın Türkiye'deki kadınların peçe taktıklannı sanacaklarını iddia ettiler. Olacak şey değil. İnsan inanamıyor, okurken acaba bizimle dalga mı geçiyor bunlar diye düşünüyor. Mayoya yakın giysilerle dans ederken peçe takan insanlar acaba peçeyi ciddiye mi alıyorlardır yoksa peçeyle dalga mı geçiyorlardır? Bunun tartışılacak bir yani var mı? Bir de öyle bir hava vardı ki, sanki bütün dünya o gece televizyonlannın başına geçecek ve dünya stan Tarkan'ın şovunu izleyecekti... Ve şovdaki peçeli Y Bürokrasl Mezdeke'nin peçesine takılınca... kızlar hakkında uzun uzun yorumlar yapılacaktı... "N'olucak bu Türkiye'nin hali" gibi. Bütün dünya ülkelerinden görüntüler bazı TV kanallarda yer alacak, Tarkan ve Mezdeke bunlar arasında geçip gidecekti, hepsi buydu işte. Ajda, Petrol ile Eourovision'da yanşırken de bu kadar heyecanlanmıştık. Onca yıl geçmiş, "Batılı ne düşünür" kompleksimizi atamamışız. Batılı, işkenceden insanlar ölürken, düşünce suçlulan hapisteyken, on binden fazla siyasi suçluya sahipken, modern hapishaneler diye insanlar hücrelerde tecrit edilirken ne düşünüyor diye de biraz üzülsek ya. Mezdeke peçe taksa ne olur, takmasa ne olur? Dünya" umurunda olmayan bir kısım basın gündem çarpıttıkça, biz de o akıntıya kapılıp gidiyoruz işte ahmaklar gibi. ^