05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

8 TEMMUZ 2001. SAYI 798 te dönüştüğünü ima ediyor. Amerika'ya ait izlenimlerini anlattığı kitabında şöyle diyorBaudrillard: "Reagan zengin çiftlik sahipleriyle ya da Batı'nın ureticileriyle sık sık bir araya gelirken, hiçbir zaman ne yoksullann varhğından kuşkulanmış ne de bunlara en ufak bir ilgi göstermiştir. O yalnızca ulus çapında, hatta bütün dünya çapında yaydığı zenginliğin gerçekliğini, güç sözcüğünü gereksiz yere yinelemeyi bilir. Yoksullar unutulmaya, yüzüstü bırakılmaya, açıkçası yok olmaya adanacaklardır. Bu, 'terket' mantığıdır. Yoksullarterketsin... Zenginliğin ültimatomu bu insanlan haritadan siliyor. Haklı olarak, çünkü konsensüsü bozmaktan hoşlanmıyor bu insanlar. KötüanılanÜçüncü Dünya silindi.Zenginler de vicdan rahatsızlığına neden olmaktan başka bir işe yaramadı ve onu kurtarmak için harcanan tüm çabalar boşa gitti. Bitti bu iş. Yaşasın dördiincü dünya." Sadakayamyamlığı r Neresidir bu dördüncü dünya? Gelecek birdevrim olasılığının ipuçlannın hiç olmadığı, sürekli yaşadıkları açlık, deprem, seller, katliamlar ve ekoloj ik felaketlerle Batı'ya "sadaka yamyamlığı"nı sürdürme olanağı sağlayan ülkeler kuşağı... Tüm bu yardımların karşılığını yaşamlannı devam ettirecek tek yüksek fiyatlı malı (uyuşturucu) ihraç ederek, dünyaya olan borçlarını dejenerasyon ve ölüm ihraç ederek ödemeye çalışacak olanların kuşağı... Giinümüzde artık gerçek anlamda tarihin de tükendiğini düşünen Baudrillard savaşların savaş olmaktan çıktığını, aynı Körfez Savaşı'ndaki gıbi tarıhsel olaylarıntelevizyonlardananındayayınlanarak tüketildiğini, güncel olay lara dönüştüğünü söylüyor: "Müthiş olay lar, yani ne sebepleri ne de sonuçlarıylaölçülebilen,sadece kendi ortaya çıkışı ve dramatik etkileriyle değerlendirilebilen o müthiş olaylar artık yok olmuştur."Tarihtükenmiştir. Artık bir ölü yiyicidir; onları biraz daha bitirip tüketmek amacıyla yeni kurbanlar ve olaylar peşindedir. Kimileri onun bir düzen filozofu olduğunu söylüyor, kimileri provokatörlükle, kimileri gerçek adaletsizliği görmemekle, yoksullar tarafından zenginleri eleştirmemekle, sınıf mücadelelerini küçük görmekle, gerçek sefaleti açıklayamamaklaeleştiriyor... Baudrillard, günümüzün en çok tartışılan ve görüşlerine başvurulan filozofu. Marksist ve Kantçı gelenekten gelen birçokyazar, onun görüşlerini "çöplük kuramı" olarak görüyor. Ama belki de o, gerçeğin yeniden tasarlanıp sunulduğu bu simülasyon dünyasında, yaklaşan felaketi gören ama bunu değiştirecek sihirli değneği olmayan biri gibi yazıyor. Sistem değerlendirmelerini yaparken, sayısızadaletsizliğekarşınpasifliklerini "neden" sorusunu bile sormadan mükemmellikle koruyan ve yaşadıkları acınası insanlık dramasına karşı çıkmak yerine bir futbol maçının coşkusuna koşan milyonlann soramadıklan "neden" sorusunun cevabını bulmayaçalışıyorbelki... Belki de kullandığı yeryerabartılı ve ironik söylemiyle toplumları bu kayıtsızlığından sarsıp uyandırmayaçalışıyor... Kim bilir? Baudrillard, Türkçede Aynntı Yayınlan'ndan yayımlanan "Baştan Çıkarma Üstüne" adlı kitabında, yeryüzünün en eski aşk ve beden dili olan "baştan çıkancılık" için "tek gerçektir" diyor. Ona göre bu gerçeğe tek yakın olan ise kadınlar. Kadınlann doğal baştan çıkancılar olduğunu düşünen Baudrillard, feministlerin öfkeli bakışlannı üzerine çekmek pahasına şunlan söylüyor: "Karşıt hareketler oluştururken kadınlar fallokratikyapınınkarşısınanekoyuyorlar? Belli bir özerkliği, bir farklılığı, arzudaki ve hazdaki özgüllüğü, bedenlerine dair başka bir kullanım biçimini, bir sözü, bir yazıyı ama, asla baştan çıkarmayı değil. Sanki baştan çıkarma kendi bedenlerininyapmacıkhbirüsluplasahneye konmasıymış gibi; vasatlığın ve fuhuşun yazgısıymış gibi, ondan utanıyorlar. Şunu anlamıyorlar: Baştan çıkarma simgeler evrenine hükmetmeyi temsil eder; oysa iktidar, gerçek evrene hükmetmeyi temsil etmekten ibarettir. Baştan çıkarmanın sağladığı egemenlık, siyasal ya dacinseliktidarınsağladığıegemenlikle bir tutulamaz. Kadının diğer bütün güçlerden üstün olan ve basit bir görünümler stratejisi oyunuyla tüm hepsini alaşağı edebilecek olan bu gücünü inkâr etmesı inanılmazbirkörleşimdir." Erkeklerin fantazması olarak gördüğü travestilik ise, dişiliğin imgelendiği, parodileştirildiği,karikatürizeedildiği,dahası simülasyonu olan eril model. Yine Baudrillard'a göre, yapay uygulamaların ironisiyle kadın cinsel nesne olma durumuna gelirken, doğal baştan çıkarıcılığını da kaybediyor. Oysa dişil normalinde sadece baştan çıkarmadan ibaret değil: "O, aynı zamanda, erilin cinselliği temsil etmesine,cinselliğinvehazzıntekelini elinde tutmasına meydan okur; aynı zamanda o, erilin kendi egemenlik alanmı sonuna dek kullanmasına meydan okur."' Bizi Gözetliyor" tarzı programlarla kendimizden geçip, bir de puanlar verme hallerimizde, her şeyin yeniden tüketime sunulduğu bu coşkusuz simülasyon çağında "baştan çıkarma"nın kendisi nerede? "Baştan çıkarma bir kaderdir" diyor Baudrillard, "Herşey baştan çıkarmaya yöneliyor; ancak arzu ideolojisi tarafından gözden geçirilmiş gevşek baştan çıkarmaya değil de meydan okumanın, mücadelenin ve uzlaşmazhğın bulunduğu baştan çıkarmaya yöneliyor. Herşey, gizlideolsa en güçlü koza yöneliyor, oyunlara dayanan stratejiye değil. Herşey efsanevi baştan çıkarmaya yöneliyor, soğuk, minimal, psikolojik ve işlemsel baştan çıkarmaya değil." Baudri llard' ın, meydan okuma, mücadele ve uzlaşmazlık diye nitelediği gerçek baştan çıkarma, tüm var olanın tek tipleşmeye doğru gittiği dünyamızda, simülasyona uğrayan herkimliğin ve nesnenin bir gün karikatürize edilmiş gerçekliğini paçalayıp, fırlatıp atacak olan öteki'nden başka ne olabilir ki? "Ben senin aynan olmayacağım!" Devrimler çağının bittiğine inanan Baudrillard'ın sözünü ettiği, 'baştan çıkarma' devrim deği İse n e d i r ? ^ [email protected] Kaynak... • J . Baudrillard, "Baştan Çıkarma Üstüne", çeviren: Ayşegül Sönmezay, Ayrıntı Y. • J. Baudrillard, "Amerika", çeviren: Yaşar Avunç, Ayrıntı Y. • "Baudrillard ve Milenyum", ChristopherHorrocks, çeviren: Kaan H. Ökten, Everest Y. Görünümlerde kargaşa yaratmak Günümüzde baştan çıkaımanın karanlığa itilip, onun içi boşaltılmış, çarpıklaştırılmış biçimlerinin sunulduğunu belirten Baudrillard, cinselliğin de pornografide hiçbir cazibesi olmayan bir müstehcenliğe dönüştüğünü söyler... Kadın ve cinsellik pornoda kullanımlarıyla simüle edilmişler, içleri boş metalar olarak sunulmuşlardır.. Baştan çıkaran kadının en önemli özelliğini, "görünümlerde kargaşa yaratmak" olarak niteleyen Baudrillard'ın, baştan çıkaran erkeği kim? Şöyle anlatıyor: "...Kendini tuzağa dönüştüren, baştan çıkarma oyununu hesaplanmış stratejilerleoynayan insan..." Peki, bizler yani toplumlar nasıl baştan çıkanlıyoruz? Soğuk ve oyuncul bir biçimde: "Uyuyoruz ama farkında değiliz." Artık üretim çağından, dijital oyuncaklanmız, terminallerimiz, hiç durmaksızın yayın yapan TV programlarımız sayesinde, baştan çıkarma/çıkanlma çağına geçmişdurumdayız... Yeni birdünyakurmak uğruna ölen Ernesto Che Guevara gibi bir devrim kahramanmın reklam malzemesi olarak sunulması karşısında, çalınan haklarımıza, işsizliğe ya da ay sonunu getirecekparamızınolmayışmadairhiçbirşey yapmamamızla tezatlık oluşturan "Biri
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle