Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİYET DERGİ mıyor, senin gibi düşunmüyorsa, 'bu çok yanlış' demiyor muydun sevgiyle ya da parmağmı gözüne soka soka... Aslında terk edilişini sen hazniadın, buna zorladın, işte belki bunun için bilincinin altında bir yerlerden derin bir oh çek iyorsun... Ve şimdi o gittiyse, bu, sen yanlışsın anlamınagelmiyorki... Yo, hayır... Beni artık sevmiyorsa, bu benim sevilmeyecek bir insan olduğum demek değil... Hatta bir an, 'n'olur gitme' demiş de olabilirsin ve o yine de gitmiş olabilir... Evet... Bu benim hatalı, kötü, yanlış olmam demek değil... Onun hatalı, kötü, yanlış olması demek de değil... Böyle işte... Gidebilirler... Üstelik sinyallerini vere vere giderler... Giderken de asla mertçe söylemezler neden gittiklerini... Oysa ben mertlik ısterim, kem küm değil... Olsun. Gitsinler. Bunun benimle ne ilgisi var? Onunla ilgili... Helegururumla... Hiç... Kovulmakda Mrterk «fHlftlr lşten de kovulabilirsiniz ansızın... Hem de 'gözlerin ah gözlerin' diye diye kovulabilirsiniz... Ben de kovuldum, hem de kaç kere. Ah! hiç gururum kınlmadı elbette... Bir oh çekerek, üstelik bir sızı bile duymadan... Eskidenmiş o işten kovulunca kınlan gururlar... Acaba nerede hata yaptım, tembel miydim, çalışmıyormuydum, yalan mı söyledim, birilerine zarar mı verdim? Artık zaten bunlar gerekmiyor kovulmak için... Şimdi işler tersine döndü». Kovulanlar gururia dolaşıyor, 'biliyor musunuz ben kovuldum' diye diye... Böyle yani... Bu senin sorunun değil, artık onlann sonınu... Seni şunun şunun için kovuyorum diyemiyorlar artık. Diyemezler. Şöylehafîften, yan çarpık gülümserler yalnızca etrafakarşı. Hani, 'birsöylesemnelervarbu gülümsemenin altında' dergibi de, ııh söyleyemezler. Size, 'seni kovuyorum' bile diyemezler. Sağdan soldan duyarsınya da kartlann iptal edilebilir... Vahşice... Yine de gururun kınlmaz... Acırsın sadece. Onlara uymuyorsundur sen, bu kadar basit... Ama bunu söyleyemezler. Herkes, herkesi istememekte haklıdır aslında... Istememek özgürlüğümüz yok mu? Var tabii...Ama mertlik istiyor insan, mertlik... Kem küm değil. İşte bunun için gururum kınlmaz benim, kendimi severim çünkü beğenirim de üstelik... Sizindekınlmasın... Hatta kovulmak sırası onlara geldiğinde, onlann da gururu kınlmasın... Ben, şöyle müstehzi müstehzigülmem zaten! Siz hiç eski Türk fılmlerini izliyormusunuzarasıra? Şöyle bir sözü başka nerede bulabilir, nerede duyabilirsiniz? Soruyorum size. ' Durum kötüleştiğine göre her şey düzelecckdcmektir.' Bunu size tavsiyeediyorum, tüm terk edilenlere ve kovulanlara tavsiye ediyorum, gerçek bu, böyle oluyor... Ben bu sözü kırk yıl düşünsem bulamazdim, şimdi hayatımın anlamı oldu. Bu sözü tüm ülkeye armağan ediyorum. Ecevit'e, Derviş'e, Kutan'a, Yılmaz'a... Durum kötüleştiğine göre her şey düzelecek demektir...' Inanın bana böyle Aynalara bakmadın mı hiç? Aynalara bakmadın mı hiç, saçına, gözüne, kaşına... "Ah!... Öyle çok terk edildim ki ben, E hani beni beğeniyordu, ne beğenmesi, hem de hiç gururum k ırı Imadan ve her se bayılıyordu, ah o gözlerin gözlerin diye ıç çekiyordu. Peki ama neden neden... Çirkin ferinde derin biroh çekerek..." Aman yarabbim, bu cümle benim mi? miy ım ben, yanhşım nerede, o kadın benEvet senin... Peki o zaman neden tırnak içi den daha mı güzel? Sanki hiç mi düşünmedin bundan sonra ne aldın? Aldım işte, belki de, 'bu yaşa gelinceye kadar aklınneredeydi'dedimken onun gibisini bulamayacağını ve itiraf et, hiçmıağlamadın? dime de işte onun için kendi yazdığımı Şimdi biliyorsun evet, onun gibisi yok yadsıdığım dürüstlük uğruna! Doğru ol dedim kendime; hiç mi gururun kınlmadı, elbette, o tek, çünkü herkes tek, ama ah hiç mi için cızlamadı ve bundan sonra ne gözlerin diyeceklerini tekrar, iyi biliyorsun ve bu kez onunla çok mutlu olacağını. yapanm ben demedin? Demedin mi? Peki o zaman neden sakla Her bitiş önceden kendini gösterir, her terk dın herkesten de, 'bitti işte biteceği var edilişgeliyorumder... 'Hazır mısın geliyorum... Farkındasın mış'larlageçiştirmeyeçalıştın? DUYGU ASENA aslında... Görmezdengelme... Bak, bunu senistedin...' "Ben biraz kendi kendime kalmak tstiyorum... Korkuyorum, bağlanmaktan korkuyorum. Aslında sorun sende değil, bende... Sen o kadar harikasın ki, seninle başedemiyorum... Biraz soluk alayım n'olur, bir ara verelim, sonra yeniden başlanz..." Bunlan hiç mi duymadın? Bunlann birisini bile duyduğunda çekip gitmeyi becerebildinmi?Beceremedin...'Nerde bende o yürek, yârdan cayacak' demeyi bile beceremedin... O, tam istediğin gibi olsun istemedin mi? önemli ve degerli olan sadece senin ölçülerin değil miydi? Senin gibi davran