Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİYF.TDERGİ Cezayir Savaşı sırasında bir milyona yakın Cezayirli öldürülmüştü. Savaş, Fransa için bir tabuydu. Geçen yıl, Lili, "Le Monde" gazetesine yaşadığı tecavüzü anlattı. Fransız komutanlar Lili'yi 195462 yılları arasında yaşanan Cczayir Savaşı'nda, bir milyona yakın Cezayirli öldürüldii. nanlarla işbirliğı yapmak". Oysa bir itiraf belgesi sayılabilecek olan kitabında General Aussaresses yaptığı ya da yaptırttığı işkenceleri, hatta verdiği ölüm kararlaruıı son derece açık bir biçimde anlatmış. Ama bunun hiçbir önemi yok. Cünkü general hakkmda "işkence yapmak ya da adam öldürmek" gibi suçlamalarla bir dava açılması mümkün değil. Fransa'nın 31 Temmuz 1968'deçıkardığıbirafyasası,Cezayir'de 19541962 yılları arasında, gerek Fransız gerekse Cezayirliler tarafından işlenen bütün suçlan kapsamına ahyor ve bu suçlardan dolayı onlar hakkında herhangi bir dava açılmasını yasaklıyor. lnsan Hakları Federasyonu ve ırkçılık karşıtı dernekler, dava gerekçesine karşı çıkıp generalin "insanlık suçu"ndan yargılanmasıiçinbaşvurudabulundu. Ancak butalepleri mahkeme heyetince "işlenen suç, insanlık suçu değil; savaş suçu" gerekçesiyle reddedildi.Dernekler"insanlıksuçuişlendiği" iddialarında ısrarlı, itirazlannı yapıp başvurularını yenilediler. Mahkeme, karannı 14 Aralık'ta açıklayacak. Dava gerekçesi memnun etmese bile, yine de çoğunluk şu günlerde Fransa 'da tarihi bir olayın yaşandığını kabul ediyor. Tarihi, çünkü 1962 yılından bu yana ilk kez üst düzey bir görevli Cezayir Savaşı sırasında yapılan işkencelerkonusunda adalet önünde hesap veriyor. Aynca 1999 yılına kadar "Cezayir Olaylan" olarak adlandırılan, ancak o yıl Fransız Millet Meclisi"nde çıkarılan yasa ile resmi olarak savaş olarak kabul edilen bu dönem hakkında ilk kez bir mahkemede "savaş suçu" gerekçesiyle dava açılıyor. 19541962 yılları arasında yaşanan, yıllarca da bir tabu haline getirilip üzerinde konuşulması yasak ve hatta cezaya tabi olan bir konu sanki artık konuşulur hale gelmeye başlıyor. Belki de artık birileri kırk yıldır kimselere anlatmaya cesaret edemedikleri, ama artık yaşlanan vücutlarma çok ağır gelen bu yükü boşaltmak ve ruhlarıru bu şeytani işkenceden kurtarmak istiyor. Sanki başka birileri de onlann kulaklanna fısıldamış: Bunun tek çözümü var, konuşun, neler yaşadıkJarınızı anlatın, paylaşın. doğruladı... Yargı önü ndeki general NERMİN SDNGUR "Eğer sorguya çekilen kişi konuşmuyorsa öldürülüyordu. ltiraf eden de aynı şekilde. önemli bir saldın ey lemine katılan birisi itiraflarında çok önemli şeyler söylemediyse onu da öldürüyorduk, aksi takdirde yargıdabirtıkanıklıkmeydanageliyordu." General Aussaresses devam ediyor. "Bir seferinde kendim iskence yapmaya kalktım. Ama adam öldü. Hem de hiçbir şey itiraf etmeden. O kişinin ölümünden dolayı vicdan azabı duymadım, ama ölmeden önce onu konuşturamadığıma üzülmedim desem yalan olur " Yıl 2001, Kasım ayının son haftası. Yer Paris, 17. Ceza Mahkemesi salonu. General Paul Aussaresses sanıkkoltuğunda. Cezayir Savaşı sırasında insanlara nasıl işkence yaptıklarını, sonra nasıl öldürdüklerini anlatıyor. Son derece sakin. Yüzünde herhangi bir duygu belirtisi yok. Çünkü o duygulu bir adam değil. Aynca söylediklerinde gayet haklı olduğuna inanıyor. "Fransa benden görev istiyordu, ben de bu görevi yerine getirdim. Kısacası birisinin bu pis işi yapması gerekiyordu. Ben yaptım. Bundan dolayı da ne üzüntü, ne de pişmanlık duyuyorum. Yapılması gerekseydi, yine yapardım." General Paul Aussaresses, mayıs ayında PerrinYayınlarf ndançıkan "ÖzelHizmetler Cezayir 195 51957" (Service Speciaux Algerie 19551957 Ed. Perrin, Mai 2001) adlı kitabından dolayı yargılanıyor. Perrin Yayınlan'mnsahibiOlivierOrbanveGenel Müdürü Xavier Bartillat de generalle birlikte sanık sandalyesindeler. Yayınevi yetkililerinin suçu "savaş suçlarını savunmak". Aussaresses 'inki ise "Savaş suçlarıru savu Uli İlkkonuşanLilioldu: "Çıplak yatınrlardı beni. Her zaman böyle çırılçıplak. Günde iki üç kere gelirlerdi. Koridorda bot seslerini duyar duymaz titremeye başlardım. Ve geçmek bilmeyen zaman. Saat gibi gelen dakikalar, gün gibi gelen saatler. Enzorkısmı ilkgünlerdi, acılara kolayalışamıyorinsan... Sonra, sanki ruh ile vücut birbirinden aynhyor, vücut kendi başına boşlukta yüzüyor. Yani öyle gibi geliyor." Ve her şey, Louisette Ighilahriz ya da kısacası o dönem kullandığı kod adıyla "Lili"nin geçen yıl haziran ayında "Le Monde" gazetesinde, savaşta yaşadığı işkenceleri anlatanröportajınınyayımlanmasıilebaşladı. Lilieskibirmilitan. Cezayir'inbağımsızhğıiçinsavaşmış. 1957yılındahenüzdaha yirmi yaşındayken yakalanıp tutuklanmış. Üç ay boyuncakendisine yapılan işkenceleri kırk üç yıl boyunca kimselere anlatmadan içinde taşımış. O dönemde tecavüze uğrayan, işkence gören birçok kadınerkek gibi. Lili 'nin hikâyesi kısa sürede yankı buldu ve iki gün sonra yine ayru gazetede işkenceci olarak adları geçen generallerin açıklamasıyayımlandı. Birisinin adı Massu idi. Cezayir'de işken General Paul Aussaresses hiçbir şeyi gizlemedi... Cezayirliler sonunda bağımsızlığa kavuştular ama hedeli çok afiır oldu...