Katalog

29 EKİM 2000. SAY1 762 Tennessee'li saygın bir senatörün oğlu olan Al Gore, konuşmalanyla babasının halkı nasıl büyülediğine tanık oldu. Harvard Üniversitesi bitirme tezinin konusu ise televizyomın Başkanlık seçimleri üzerindeki etkisi. Ama televizyon konuşmalannda Bush'a karşı bir üstünlük elde edebilmiş değil... Zeki, ukala ve palavracı S eçim kampanyalan nedeniyle aylardır peşine takılmaktan bitkin düşen gazeteci ordusunu yine uzunbirgünbekliyordu. AlGore, Minnesota 'da bir orta okulunun avlusunda, o bildik tekdüzc ses tonuy la öğrencilere petrol fiyatlan, sendikalar ve Mars'ta su olasılığı gibi konulardan söz ediyordu. Kabul etmeli ki, Gore bir "standup" güldürü ustası değil, ama öylesine zorlu bir dinleyici kitlesini yine de güldürmeyi başardı. Dostları ve yakınlan 52 yaşındaki Gore'un alabildiğine sevmli, çckici ve esprili biri olduğunu söyleseler de, Amerikan halkının büyük bir bölümü onun bu özclliklerinden habersiz. Tam tersine, çok kişinin gözünde Gore zeki, ukala ve kimi zaman konuşmalanyla insanı sıkanpalavracınınteki. Başkanlığa kollan sıvamış olmasaydı, Gore'un sıkıcı olup olmaması hic kımseyi ilgilendirmeyecekti. Gelgelelim, Al Gore başkanlık koltuğu için Cumhuriyetçi rakibi George W. Bush' a karşı kıran kırana bir savaş veriyor. Geçmişine bakıldığmda, insan Gore'un halkla kaynaşma sanatmı çoktan öğrendiği duygusuna kapıhyor. Yoksulluk içinde yetişcn ve binbir güçlüğe meydan okuyarak sivrilen Tennessee'li sayguı bir senatörün oğlu olan Al Gore çocukluğunda babasının konuşmalarıyla halkı nasıl büyülediğine tanık oldu. Kitle iletişim araçlan ve imaj ın politika açısından önemini dc genç yaşta kavramış olmalı ki, televizyon başkanlık seçimleri üzerindeki etkisi Gore'un Harvard Üniversitesi bitirme tezinin konusu oldu. Oldum olası kamu hizmetlerine gönül veren Gore, kesinlikle duygu yüklü bir insan. 30 yıllık eşine duyduğu sevgi bir nebze azalmadığı gibi, dörtcocuğunada(Karenna,27; Kristin,23; Sarah, 21; Albert 111,17) tutkuy la bağlı. Hukukmezunu kızı ve şimdi bir yaşında olan ilk torunu NVyatt'ın annesi Karenna, "Babam gerçekten iyi yürekli biri, ama aynı zamanda da biraz garip, gülünç ve ilginç bir adam. Ailesi ve dostlarına karşı son derece ilgili" diyor. Gore bu özelliğini 1989 yılında, oğlu Albert IH'ün altı yaşındayken bir araba kazası geçirmesinden sonra tüm açıklığıy la ortaya koydu. Iki yıllık zorlu bir tedavi süreci sonunda çocuk yeniden sağlığına kavuştu. Ancak Gore o anın dehşetini asla belleğinden silemcdi. O günden sonra yaşamını ailesineadadı. Ancak bu durum onun görevlerini aksattığı anlamına gelmiyor. Gore çocuklanngüvenliği açısından silahlara kilit takılması, kürtaj ın devlet tarafindan desteklenmesi, çevre kirliliğine karşı savaş açılması, yeni teknolojilerin geliştirilmesi ve nükleer savaşa son verilmesi gibi konulann savunucusu oldu. Yakın bir dostu onun uzgörülü biri olduğunu, başkalannın göremediği şey lcri görüp bir konuda ınsanlan yönlendirdiğini dilegetiriyor. Seçimlerde kazanması durumunda Gore, Amerikan tarihinde başkan yardımcıhğından başkanlık koltuğuna oturan altıncı kişi olacak. Gore'un geçmişi Clinton'dan çok Bush'unkini andınyor. "Politik açıdan kararlı bir aile Al Gore ve kansı Tipper, 7 Kasım 'daki başkanlık seçimleri için birlikte geziyorlar... HillaryBill Clinton, AlTipper Gore... Al Gore'un kızlaru.. ortamında yetiştiğine dikkat çeken Gore, başkalannın düşüncclerine aşın duyarlı olmayı çok küçük yaşlarda öğrendiğini belirtiyor. Üç dönem senatörlük yapan Albert Gore ile şimdi 87 yaşında olan Pauline'in bugün yaşamda kalan tck çocuğu Al'in gençliği Tennessee'deki çiftlik ile Washington Fairfax Oteli 'ndeki dairesi arasında mckik dokuyarak geçti. Ana babasının yokluğunda onunla yakından ilgilenen, kendisinden 10 yaş büyük ablası Nancy, 1985'te 46 yaşındayken akciğer kanserinden yaşammı yitirinceGore'unkolukanadı kınldı veyıllarca toparlanamadı. 1965 yılında Harvard'akaydolan Al Gore ayağının tozuyla sınıfbaşkanhğına soyundu. Daha sonra oda arkadaşı, bugün de cn yakın dostu olan John Tyson olayı anımsadığında şöyle diyor: "Kapıyı açtığımda karşımda gözleri ışıldayanbiri, 'Adım Al Gore ve sınıf başkanlığınaadaylığımı koyuyorum. Oyunuzubanaverirmisiniz' dedi.Oysabendaha çarşaflanmı bulamamıştım." Gore Harvard'da iken Vietnam Savaşı'na karşı olmakla birlikte, yatıhlara sürekli tavuk verilmesini protesto eden bir ey leme önderlik etmenin dışında, gösterilere katılmaktan kaçındı. Dahaönceleri Harvard'da profesör olan, şimdi The New Republic gazetesi Yazıişleri Müdürü Marty Peretz onun öğrencilerle sürekli bir dayanışma içindeolduğuna dikkat çekiyor ve "Ancak Gore öğrencilerin görüşlerinde aşınya kaçtıklanna inanıyor, davranışlannın mantığa ay kın ve üretken olmadığını düşünüyordu" diyor. Boston Üniversitesi'ne girdikten sonra Tipper ile tanışan Gore genç kızın peşini bıraktı. 1970 yılında evlenen cift Gore'un as kerliği nedeniyle Alabama'yayerleşti. Gore savaşa karşı olmasına karşın, "Ben gitmesem, bir başkası benim yerime gitmek zonında kalacak" düşüncesinden yola çıkarak orduya kaydolmuştu. Yedi ay sonra Vietnam'a gönderilen Gore beş ay boyunca gazeteci olarak askerliğini yaptı. Babasının yenilgiye uğraması Gore'da düş kınklığı yarattı. Politikaya olan tutkusunu tümden yitirince Gore, hem hukuk, hem de ilahiyat eğitimi aldı ve ardından"Tennessean" gazetesinde çahşmaya başladı. Gazetede yerel politika haberleri yazan Gore "seçimlerin önemini veiyilerinkazanabileceklcrini"öğrendi.Bu bilinçle, 1976 'da bir gece ansızın meclis üyeliğine soyunmaya karar verdi. Böylece Gore'un politika süreci yeniden başlamış oldu. 1984'te senatör olan Gore kısa sürede kendisinikanıtladı. Ancak 1988'dekı ilk başkan adaylığı girişimi başarısızhkla sonuçlandı. O gün Al ve Tipper ile aynı arabadaydı. Gore uzanıpTipper'in elini tuttuve 'Durbakahm. Her türlü şeyle yüzleşmeye hazınz' dedi. Al Gore şimdi meslek yaşamının cn zorlu savaşını veriyor. Netür güçlüklerlekarşılaşacağının kesinlikle bilincinde olduğu su götürmez bir gerçek. Ty son birkaç y ıl önce Gore ile scnatodaki ofısinde sohbet ederken duvarda bir karikatürün gözüne çarptığmı ve ona bunun ne anlama geldiğini soruyor. Gore, birköpeğin onu çılgınca alkışlayan birkalabalığın karşısında üç tekerlekli bir bisikletin pedallannı çevirdiği karikatürü inceliyor ve ardından, "Olay insanlann seni sevmesi ve sana güven duymasından ibaret. Benim eksiğim de bu; insanlarla bütünleşmek zorundayım" yanıtını veriyor.^