Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİYET DERGİ Frej Apartmanı Galata'da Bankalar Caddesi ile Büyük Hendek Caddesi'nin birleştiği köşede yer alıyor. Ilk sahibi, Beyrut'un önde gelen ailelerinden Frej'lerdi. Mimarisinin özelliği, kitlesinin büyüklüğünü dengeleyen cephe düzenlemesi ve mimari öğelerle plastik öğelerin bir arada kullanılmasıydı. Aysel Hanımın tarihi de bu apartmanda yazılmıştı. kalitesindedir. Binadaki heykeller, süslemeye zenginlik katan ana unsurlar durumundadır. Süslemeler tuğla duvar konstrüksiyon t üzerine maltataşıvernermerkaplama olarak • uygulanmış, heykeller de aynı şekilde taştan yapılmıştır. Heykeller binanın cephesinde, plastır ve sütunçe dizilerinden oluşan cephe kompozisyonunun orta bölümünde, sütunçelerin birazcık yukansındaki barok tablalar üzerine simetrik konumda yerleştirilmiş erkek çocuk fıgürleridir. Celik Gülersoy'un naklertiğine göre, cepheye yerleştirilmek üzere yaptınlanheykellerin bir kısmı çıplak vücutluymuş, fakat Abdülhamit döneminin sonlanndaki politik ve kültürel atmosfer henüz bu kadar sanat özgürlüğüne elvermediği için bunlann konulmasından vazgeçilmiş. Binanın dış yüzü Malta'dan getirilen taşlarla kaplanmış ve merdiven mermerleri de tümüyle Italya'dan ithal edilmiş. O dönem için büyük konforsayılan havagazı donanımınuı da bulunduğu binaya, elektrik ancak Meşrutiyet'le birlikte verilebilmiş, çünkü Abdülhamit o günlerde kendi sarayı dışında sadece Osmanlı Bankası ve Pera Palas'ın elektrik kullanmasına izin veriyormuş. Frej Apartmanı 600 metrekarel ik bir taban alanına sahip altı katlı bir bina; aynca iki de bodrum katı bulunuyor. Bankalar Caddesi tarafinda yapı, kot farkı nedeniyle bir kat fazla gözüküyor. Binanın tamamen kagir ve putrelli volta döşemeleri var. Zemin kat işyeri, üst katlar ikişer daireli zengin konutlar olarak düzenlenmiş. Selim Bey, Aysel Hanım... Yapı görünüm olarak cklektitist bir anlayışla inşa edilmiş ve ve aslında binada yaşayanlann kimlikleri için de aym şeyi söylemek mümkün: Frej ailesi Lübnanlı, Hıristiyan, Arap ve muhtemelen Maruni, ama ailenin büyüğü olan Selim Bey'in annesi Arap, babası Amerikalı, aynca kansı Pauline de îstanbul'un Italyan kanşuru levanten ailesi Glavanilerden. Selim Bey'in kızı Anjel'se daha sonra kökleri Arnavutluğa dayanan Dukakinzade Feridun Bey 'le evleniyor. Ne dersiniz, bina her anlamda eklektik değil mi? Selim Bey ve ailesi binanın ikinci katına yerleşmişler fakat Selim Bey bundan iki yıl sonra vefat etmiş. Ailenin Jan, Alfred ve Anjel adlarında iki oğlu, bir kızı var. Selim Bey'in ölümünde yalnızca bir oğlu kalmış olmalı ki, mirası, apartman oğluna, dairedeki antıkaeşyalarkızı Anjel'e olmaküzere sadece iki çocuğuna bölüştürülmüş. Bayan Anjel, lstiklal Savaşı kurmaylanndan Dukakinzade Feridun Bey'le evlendikten sonra Aysel ismini alıyor. Feridun Bey'in, soyundan geldiği Dukakinzadelerin Osmanlı Imparatorluğu'ndaki geçmişleri de hayli ilginç. Bu konu ile ilgili Reşat Ekrem Koçu şu hikâyeyi anlatıyor: "Bir gün Sultan Beyazıt'ın Meclisinde bir seyyah Dalmaçya'nın tabiat güzellikleri ile türlüahvalindenbahsederken:'Padişahım' der,' O diyann Frenk bey inin iki oğlu vardır ki, yeryüzünde hüsün ve cemallerinin eşi bulunmaz, cennet kaçkını iki taze civandır.' Sultan Beyazıt bunun üzerine 'Haydi' der, ' Ben dua edey im, sizler de amin deyin... Ey ulu Tannm bu güzel çocuklan küfrün karanlığı içinde bırakma!'. Istanbul 'dan bu sesin yükseldiği gün, Dalmaçya'daki iki güzel çocuk, bireryörükata binerler, baba ocağından kaçarlar, Türk sınınnı geçip: 'Bizi Istanbul'a götürün, şerefı Islam ile müşerref olup padişahımızm hizmetinde olahm' derler. tşte, Osmanlı tarihinin Dukakinoğlu Ahmet Bey'i ve Dukakinoğlu Mehmet Paşası işte buçocuklardır." Feridun Bey Ayasofya Müzesi Müdürlüğü'ne getirilince, Aysel Hanım'a miras kalan tüm antikalarla birlikte, yapıya Osmanlı döneminde eklenen Hünkar mahfel ine taşmı Bıırıık bir tebessüm YAZI VE FOTOĞRAFLAR: ŞEBflEM ŞAHİN ' aşadığımızmekânlarbizekimolduğumuzu hatırlatırlar. Sadece birkaç gün kalacağımız bir otel odasına yerleşmek için onca çabalamamız da, bildik bir düzen kurmak ya da bunu korumak istemek de bu yüzden denilebilir aslında... Uzun süre yaşadığıtnız mekânlarda bizden bir parça kalır. Tamamen terk edip gittiğimiz kira evlerinde bile, yeni kiracının yaptırdığı yağlıboyanın altında sizin zamanında kapıya attığınız çentik duruyordur ve işte o nedenle de siz hep orada olacaksınızdır... Insanlann, içinde yaşadıklan yapılarla var olduğunu söyleyebiliriz ya da yapıların içlerinde y aşayanlarla... Eğer öy leyse yapılarla insanlann kaderleri arasında da bir bağlantı kurmak mümkün. Bizim hikâyemiz de işte bu noktada başlıyor: Bir zamanlar, Şişhane'den Hrisokeras'a (Haliç) bakarak düşler kuran bir Ceneviz Kulesi'ninüstünde yer alıyor Frej Apartmanı. Bankalar Caddesi ile Büyük Hendek Caddesi'nin birleştiği köşe başında, biraz dalgın, biraz kırgın ama y ine de gururla başlıyor her yeni güne ve selefinin bıraktığı yerden sürdürüyor düşlerini, "içinde" onun kırgınlığını da taşıyarakelbette... 19.yy'ınsonçeyreğinde,yaniHaliç'inhâlâ "Altın Boynuz" olduğu dönemlerde, Galata Surları 'nın bir kısmı ve bu surlara ait hendekler henüz ayaktaydılar. Ancak Altıncı Daire'nin karan ile bu tarihten sonra surlar y ıktınlıp hendekler dolduruldu ve düzenlenip satılan bu kamu arazilerinin üzerine de genellikle apartmanlar inşa edildi. Avrupa'da 19. yy'da endüstriyel ve teknolojik gelişmeye paralel olarak ortaya çıkan apartmanlar, daha çok orta sınıfın rağbet ettiği mekânlardı. Aynı arsa üzerinde daha çok kişiye iskan imkânı veren bu yeni mimari, kısa zamanda, Batılılaşma döneminde olan Osmanlı Imparatorluğu'nda da uygulanmaya başlandı. işte bu dönemde yaptınlan Frej Apartmanı, Beyrut'un önde gelen, tanınmış ve zengin ailesi Frej 'lere mensup olan Selim Hanna Frej 'e ait. Bölgenin eski planlannda burada surlara ait eski bir kule kalıntısının bulunduğu gözüküyor. Selim Bey, Idarei Mahsusa Acentesi ve Istanbul sosyetesinden. Hayfa ve Trablusşam' ı da içermek üzere, Beyrut ve Cebeli Lübnan kıyılarının 99 yıllığına kabotaj hakkını isteyecek kadar da zengin ve öyle ki bu yıllarda artık çalışmıyor bile. Dönemin modasına uygun olarak, ailesi için yaptırdığı binanın inşası dört yıl sürmüş. Yapının miman Kyriakidis; hakkında fazla bilgi bulamamakla birlikte binaya bakarak, estetik unsurlarla yapının görkemini arttırdığını ve bunda da, bunca yıl sonra hâlâ hepimizin önünden geçerken ona bir daha bakmamızı sağlay acak denli başanlı olduğunu söyleyebiliriz. Frej Apartmanı'nın en önemli mimari özelliği, kitlesinin büyüklüğünü dengeleyen cephe düzenlemesinde ve cephenin mimari öğelerinin plastik öğelerle birlikteliğinde ulaşılmış olan gerçekten yüksek düzeydeki