02 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

F.KİM 1<W9. SAYI710 13 lan Truva'da, yaklaşık 3.500 yıl önce, depremlerin şokunu emmek için taş duvarlarda yatak niyetine temel olarak bildiğımiz toprakkullanılmıştı. VeTruva'dan Romaöncesine, Roma'dan, Bizans'a, Selçuklu, Osmanlı ve son yüzyılm ortalanna dck kırsal kesimlerde yapılan binalarda depreme dayansın diye yapılara konan ek malzemeler hep görülegeldi. Bu eski yapıların hâlâ ayakta kalması gösterilen çabalann ne denli başanlı olduğunu kanıthyor. Ziyaret ettiğim tüm Bizans öncesi ve Bizans dönemi yapılarında gördüğüm taş vc tuğla "hatıl"larbunlara örnekoluşturuyor. Grek ve Roma dönemi sütun parçalannın birbirlerine tam orta yerlerinden etraflan kurşunladoldurulmuşdemirpimlerletutturulmasının nedenlerinden biri, deprem anındabu kurşunlupımlerin şok emici olarak görev yaparak yapıya bir esneklik kazandırmaları. Aynı yöntem o devirlerde duvarlardaki kurşun ve demir kenetlerde de uygulanmış. Bcnzer uygulama hem sağlamlığı hem de esneklığı sürdürmesi açısından Osmanlı döneminde minare gibi uzun yapıların korunmasındakullanılmış."Istavroz"ve"kanca"adı verilenbuparçalar 1603yılındaAntalya'da yapılmış Tekeli Mehmet Paşa Camii 'nin minare kaidesinde büyük taş bloklan birbirine bağlayan kenet örneğinde kolayca görülebilir. Bukenetler kurşun doldurulmuşboşluklar halinde blok taşın içine yerleştiriliyor. Esefle gözlendiği gibi Marmara depreminde yıkılan minarelcrde böy le bir yöntem uygulanmamıştı. Osmanlı döncminde ağaç sütunlar, depremlerin neden olduğu yanal kaymalar nedeniy le sadece taş kaideler üzerine oturtulmuştu. Bu ağaç sütunların taşıdığı kiremitli ağır çatı, taş blokların üzerinde durur; böylece, bir deprem anında tüm yapı hareket serbcstliği kazanmış olurdu. Bugün Antalya Kaleıçi 'ndc rcstorasyon işlerini y ürüten mimarların çoğu bu yöntemin nasıl uygulandığım düşünmediklerınden ağaç ycrıne beton sütun kullanıp bunları da kaidelere sıkıca bağlıyorlar Bu durumda da tüm yapı esneme yeteneğini yitireceğinden çok daha tehlikeli bir hale geliyor. Aynı düşünce "hatıl'Mar için de geçerli. Duvan bölümlere ayırmak için fonksiyonel bir yapımalzemesi olarak kullanılmadıkları için duvann dış cephesinde sadece bir "süs" elemanı olarak gözlere hitap ediyorlar. Üzülerek belirtmek gerekirse "hatıP'lar günümüz Türk mimarları tarafından ihmal ediliyor. Son iki yüzyıldır "hatıl"ın ne olduğunu anlamadan ülkeyi gezen yabancılar, onu "Doğu Akdeniz usulü yapı süsü" olarak adlandırıyorlar. Oysa Osmanlı binalan "hatıl"konusundasayısızörnek içeriyor. örneğin, lstanbul'da Ali Paşa, Çuhacı, Hasan Paşa, Kilit, Kumrulu, Sımkes, Yağcı, Yıldız ve Büyük Yeni hanlar; Galata Bedesteni, Mısır Çarşısı; bugün Ankara'da Anadolu Medeniyetleri Müzesi olarak kullanılan Mahmut Paşa Bedesteni; EdirncveTokatbedestenleri; Bursa'daki Findan 1 lan ve bugün çok iyi bir şekilde restoreedılmiş olan, 1743 depremine, 19. yy'da Düzlerçamı yarığına neden olan çok büyük depreme ve 1911 'dc 6.1 büyüklüğündeki depreme karşı hâlâ ayakta kalmayı başarabilmiş Antalya'daki İki Kapılı Han... Bu, Anadolu depremlerine karşı geliştirilmiş özel bir yöntem ve birilerinin çıkıp bu "sağlıkh" uygulamayı yeniden yaşama geçirme zamanınm geldiğını söylemesi gerekiyor. Marmara depreminin yol âçtığı bunca ölü, yaralı ve tnaddi hasar, Türkiye'deki yapılaşma yöntcmlerinin yeniden gözden geçırilmesi gcrekriği konusundaçok önemli biruyarıdır.^ j T.M.P. DUGGAIV(TurkishDailyNews) il^\ Çeviren: HİKMETUĞURLV anlcmck için duvarlann içine bir tür "kayan düzlem"(slipplane) olarak yerleştirilir.Bu da yanal yer hareketlen nedeniy le duvarlaria oluşan gerilinıi vebasıncı azaltarak hasarlanenazaindirir. # Gerilerek oluşan güce dayanmak için yapının tüm çevresinde aynı yükseklikte ve yatay durumda bir bağlantı malzemesi olarakkullanılır. # Yanal bir kayma oluşsa bile yapı duvarlannın plan bütünlüğünü sürdürmek için ya;ay durumda sağlam bir"kiriş" (girder) par;ası olarakyapıdayerinı alır. Deprem bölgesi için ölçütler # Türkiye geniş birülke ve birile üç katlı sinalar inşa edilmeye uygun. Ne hazindir ki sirdevletpolitikası olarak insanlartopraklaındanuzaklaştınlıyorvc2010yılındanüfuiun sadece yüzde 10'unun kırsal kesimde yaşaması amaçlanyor, bunun sonucunda da iepremriskiyüksek olan kesimlerde olması şerekenden çok daha fazla nüfus ikâmete :eşvik ediliyor. Bu durum, yıkicı depremlerJe, dar alanlara yapılmış çok katlı yapıların jökmesi ya da devrilmesi sonucu çok sayıda ınsanın ölümüne nedcn oluyor. Birüç kattan iaha yüksek yapılar müteahhit ve arazi sahiplerininkârlarınıkatkatarttınyor. Bundan [>nce bir ailenin oturduğu evin yerine 18 katlı ve 36 ya da 72 daireli binaların yapılması sıradan bir durum haline geliyor, daireler ırazi sahipleri ile müteahhitler tarafından laylaşılıpsatışasunuluyor. Sonuç olarak kâ• azamiye çıkarma arzusu kontrol edilemiı yor. # Azkatlıbinalardatemellerinçokderin )lması gerekmiyor. Antalya'daki tki Kapılı I lan örneğinde olduğu gibi birçok büyük Osrnanlı yapısında hcm "hatıl" kulianılmış lem de temeller pek derine inşa edılmemiş [11.5 metre). Depremin şok dalgalan yerin jsttabakasıboyuncahareketcltiğinden.bu fürden bir yapı tam şok dalgalannın etkisini ızaltma bakımından önemli. Temel derin, linalar çok katlı yapıldıkça,yapınınkendisi • e esnemeyeccğinden depremin oluştura>k :ağı yeraltı dalgalanna daha çok direnç gösterecek. Bu nedenle yer üstünde yükselcn yapıdaki hasar daha da çok olacak. Oysa geleneksel çözümle, derinliği az temeller inşa îderek, binanın deprem dalgalan üzerinde birkayık gibi yüzecek şekilde yapılması ve ılip dalgalanna getireceği direncin azaltılması gerekiyor. Derin temeller, çok katlı binalann (16 ve daha fazla) yaklaşık yedinci katında ani kopmalara neden oluyor. # Az katlı yapılar deprem sırasında insanlaradışançıkmaşansısağladığındanölü ve yaralı sayısını da büyük ölçüde azaltıyor. Asansörün çalışmadığı birortamda 18 katlı birbinadan panik içinde dışarı kaçmayı bir deneyin isterscniz! # Toplumumuzda eğitimınin tazelenmesine gerek duy ulan binlerce mimar var. Bunlar, depremleri hiç dikkate almayan bilgisayarprogramlarını kullanan, deprem risklerinden habcri olmayan kişilerce eğitimden geçiriliyorlar. 5 Ekim 1997'dc AntalyaTalya Oteli'ndeyapılan"DepremKonfcransı"nda Antalya'nın 19%yılındanberiikinciderece deprem kuşağı olduğu söylendiğindebölgede iş yapan müteahhit ve mimarlar arasında görülen şaşktnlık kayda değerdi. Modern Antalya'nın büyük birkısmı, 4. bölge,yani deprem riskinin hemen hemen olmadığı anlayışıylainşaedilmişti.Tarihtekidepremler gözöniinealındığında, Antalya'nınniçin4. bölge olarak derecelcndırıldığıni kim bıliyor? Günümüzdcki mimarlar "ıskclct tarzı yapılar" adıverilen, deprem bölgelerindekı geleneksel yapı tarzına uygun olmayan, bugünkü modern beton binalarınyapımı içjn kullamlandchşctcngizbirlcknikyünlümlfe. HatdJa ahşap, tuğla, balçtk levhaya da taş kullanüıyor... Ağaçtan yapılan hatıllar esnekliğinden dolayı darbe emici olarak kullanılıyor.. cğitiliyorlar. • Depremlerin neden olduğu yıkımlarve ölümleri azaltmak için kullanılan geleneksel yapı teknikleri; Tayland'ın Nan bölgesinde; dcprcme dayanıklı kerpiçlerin yerleştirme yöntemini Güney Kaliforniya'ya veren Ekvador ve Peru'da; Sicilya'da Palermo vc Katanya'da ve depremlerin tehditlerine karşı OrtaçağveKraliçeElizabethdcvrineait yapı tarzı olan ağaçiskeletlievlerinbulunduğu Ingiltere'de görülüyor. 6 Nisan 1580'dc Londra'yıvuranbirdcpremi.Shakespeare, Romeo ve Jul ict adlı yapıtında şöyle seslendiriyor: "Şimdi deprem üzerindcn tam 11 yıl geçti." llkçağlardaÇanakkaleyakınlanndakum llatüların depreme duyanıkkkğı Mnanmış. Sistem, antik dönemden huj, »• ', '••• ı .!.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle