Katalog

20EYLÜL 1998. SAYI 652 19 çi aileler gibi mangalları yok. "Bizöylemangaldaetpişiremeyİ7. Annelerimiz bize kah valtı 1 ık bir şcy ler hazırlıyor. Soframızı onlarlakuruyoruz." Rüzgârın etkisiyle ellerindcki iskambil kâğıtları uçuşuyor. "Ulan bir kâğıda sahip olamadınız." Pikniğintadınıcnçokçocuklarçıkarıyor. Ağaçların altında koşturup duruyorlar. Top oynayanlar, ip atlayanlar, denize girenler... Iki üç çocuk bisıkletlerine atlayıp bütün sahiliturluyor. Balık tutanlar da var, ne var ki balık yok. Yıne de mcmnunlar. (iülümseyen yüzleri, başlarında şapkalarıylabalıklann oltalarına takılmasmıbeklıyorlar. Balıkçılarınsağısolu balık yemi olarak hazırladıkları midye içleriyle, solucanlarla dolu. Mutluaileside Yenikapısahilindcpikniktc.Tevfik Mutlu,küçükkı/ı,e!}i vemisafirleriylebirliktetemizhavaalmayagelmişler. "Buraya gelmemizin en büyük nedeni yeşil alanınolmaması. Apartmanlarıniçinetıkılıpkalmışi7.(,'ocuklarhıçbiryereçıkamıyorlar. Bütün amacımız biraz yemek yiyip, strcsatmak. Ama denize girmiyoruz. Deniz çok pıs, hastalık dolu. Akşam olduğundayine apartmanların içine dönüyoni7." Hatun Mutlu, Tevf ik Mutlu'nun eşi. Güler yüzüy le hayatından memnun görünüyor. "Burada bey ler yemek lereyardımediyor. Mangal onlaraait, salatalarbize.Piknikyaparken hem yoruluyoruz, hem dinleniyoruz. Burada yemek yapmak daha 7cvkli. livdckinehiçbcnzemiyor. A\ıkhavada çocuklar da dahaiştahh" Mangalcılann yanında rakı kadchleri eksik degil. lrfaıı Tandaş eliııdeki rakı kadehiyle mangal ı gösterıp "Ancak bununla gider" diyor. ikiağabeyi,yengesı veycğenıylegelmiş pikniğe. Darbukaları, tcflcri de yanlannda. Kcndıleri çalıp söylüyorlar. Irfan biraz Denizden çıkmayı cunı hiç mi hiç istemiyor... çakırkeyifgaliba. rininyanınayemeğegeliyorlar. Kimisi ise, mayolarının kurumusını beklemeden panto"Hepbirlikteoturureğleniriz. Sevdiklerıgazeteleıe sarılıp kayaların üzerinde kalıyor. mizle birlikte oluruz. Deniz.e girmek, manlonlarını gıyınce, ıslaklık popolanna vuruyor. Öglesaatlerindeheryeri mangaldaki etlegal yapmak en büyük keyif. Denizpisamane rın, kızaran biberlerin kokusu ve dumanları yapalım." Denizegirenlerinhepsierkek. Kayaların üzeri değişik ya^lardaki erkeklerle dolu. Sa sanyor. Mangallann üzerindebalıklar.etler, I rfan konuşurken ağabey i I afa karı şıyor. tavuklarpışedursun, kadınlar sözleijmişcedccesahilinensığyerinde birkaç ufakkızsu"Refik Koç bilcbizimgibi eğlenemiyor." sine ağaçların altında salata yapıyorlar. larlaoynuyor. Hepsidekülotlu. Kardeşi uyarıyor. Herköşebaşını satıcılartutmuş. SimitçiSait Faik'in dediği gibi "Mayolan yok ama "Refik değil Rahmi Koç." ler,sandviçciler,kasetçiler. Bıçaksatanlarda donlan var."Ozamanlarayakbileklerineka"O kadar parayı bak götüremedi." var. darbağlanmışAmerıkandonlanndangiyenIrfan y ine uyanyor. ler de olurmuş. Şimdilerde o yok. tiençlcr K ısa sortlarıyla bir grup delikanlı. Deniz"ölen Vehbi Koç'tu, Vehbi Koç." mayosektöründekigelişmelereparalelrenden yeni çıkmıs,, iskambileoturmuşlar. KiYemekten sonra illa çay içilecek. Ufak garenk mayolar, şortlar içindeler. Kayaların mısısırtındanhavlusunuhâlâatmamış.Hcr demliklerde keyif çaylarıdemlenmeyebaşaraları isc pet ijişeler, plastik bardaklar vc sihafta geliyorlannış. En büyük zevkleri arkaladı bile. Keyif çaylarının ardından rehavet garapakctleriyledolu. daşlarıyla yemek yiyip, denize girmekmiş. çöküyor. Şimdi şekerleme zanıanı. Çocuklar Hafta içi hepsi çalı^ıyormuş. "Hafta sonları Denizden çıkanların kımısi havlusuna saiçin ağaçlara hamaklar kurulmuş. Yemekten burada dinleniyoruz"diyorlar. Diğerpıknikrılıp otomobillerin arasından geçerek, aılelcsonra bulaşık derdi. Bulaşığa elini sokan erkekyok... Akşama doğru saat beş altı civan. Eve dönüşhazırlıklarıbaşladı. Kalan aileler de ikinci yemek hazırlığında. Mangallarınıodunparçalarıylatckrarbcsliyorlar. Artık denize kimse girmiyor. Balık tutanlaroltalarınıçoktantoplamış. Mangallardaki etlerin ardından son karpuz dilimleri ycniyor, son kez çaylaryudumlanıyor. Bütün eşyayıhanımlartopluyor. Tabaklarbirpoşete, su bidonları bir köşeye, çöpler bir başka poşete... Herşeyarabalannbagajlarınayerleştirildı. larklıyerleregidecekolanlarbirbirleriyle vedalaşıyorlar. Son kez bir şcy unutuldu mu diye etraf kolaçan ediliyor. Piknıkçilerağaçların altını boşaltırlarken akşamcılar bankların üzerinde şarap.şı>jelerine sarılıp uyuklamayahazırlanıyorlar. (iecekonaklayanlarsadeceakşamcılardadeğil. Ağaçların altında dolaşarak,piknikçilerden kalan birkaç lokmayiyeceğıarayanköpckler vekediler...^ Kumkapı sahillerinde man^alsız delikanlı muhabbvli... bir buçuk ikiyi bulduğunda, bütün yeşil alan silmcinsanlakaplanıyor. Heıağacm.hcrfidanın altını mesken tutan bir aile var. Çimenlerinüzerialacalıbulacalıkilimlerlekaplı. Her ailenin ayrılmaz parçası ise mangal. Mangallardan dumanlaryükselmekte. Ellerdekartonlar.ateşkörüklenıyor. Mangallann başında genclde ailenin reisi bıyıklı, göbeklıcrkeklcr. Antepli Ali Kocalar, yediçocuğunudaalmış gelnıiş. övünerek yedisi de burada diyor. Üç aile birlikte gelmişler. On beş çocuk, anne babalanyla birlikte yirmi kişi. Iki ağacın altını çepeçevre sarmışlar. "Atladık halk otobüsüne geldik. Zenginler tatilyerlerinegidiyor, Bodrum'agidiyor. Biz de tatilimizi böyle değerlendiriyorıız. Yemek yiyoru7, sohbet ediyoruz." Ali Kocalar Antepli, tatil denılince aslında akl ına memleket ine gitmek gel iyor ama... "Yedi taneçocuk var, dokuzkişiyiz. Memlekete gidıp kalmak için en az 200250 milyon gerek. O da bizde yok B17 ışçi adamız halimizbelli." Çocuklar yemekten önce karpuza girişmişler. Mangaldapişenkırmmbiberlitavuğunkokusuçevreyeyayılıyor. Mangalın başında Ali Kocalar. Gömleğinindüğınelerini göbeğine kadar açmış clinde maşası tavuk butlarınıçeviriyor. "Biz Antepli olduğumuz için et türü şeyleriseveriz. Şiş.ızgara, tavuk...Tavuk diğcrlcrindcn daha ucuz.Yemeği biz erkekleryapari7. Çayı kadınlar. Yemekten sonra kcy if çayıiçeriz." AliKocalarkonuşurkenküçükoğluHalil, babasınınomuzunadayanmışdinliyor. Babasılafınıbitırırbitirme7başlıyorkonuşmaya. 13 yaşında. "Hafta içi çalışıyorum" diyor. Neredeçalıştıgını söylemesedeeller.indeki siyah boyalardan anlaşılıyor nc iş yaptı"Hafta sonlarıburaya piknikyapmaya geIiyorıi7. Bisikletebıniyoru/,topoynuyoru7." Babaları denİ7e girmelerıne İ7İn vcrmıyormuş."Heryeı pislikdolu.Çevrediyebir şeybılmıyorbi7immilletimiz. Heryerikirlettiğimizgibiburayıdakırlettik." YineSaitFaik Abasıyanık'ınröportajına dönelimmi? "Istanbul'un heryokuşu denize iner. Bir yazşehriolanlstanbul.kıştankurtulurkurtulmazdenizkenarlarıinsanla, sandalladolar" Ve şöy le sürdürür usta röportajcı: "Şehiren sıcak günlerinden birini yaşıyor bugün. Sİ7İnle okuyucular "siz yerinizden kalkmadan,sizinyerinizebenkalkayımbüyük.marufplajlaragitmeyelimdeşöylebeleşten denıze gırılebilcn bir sahile inelim. Bildım bileli, çocukluğumdan beri burası Süleymaniye, Sultanahmet, Karagümrük, Çarşıkapı, Soğanağa Mahallesi, Şehzadebaşıçolukçocuğunplajıdır: Kumkapı, Yenikapısahillcri. Belediyeyasakeder. Birkaçgün kimselergÖ7Ükmcz." Marmara Denizi şimdilerde daha bir kirli. Amatakanyok.Terleyenkendinimilyonlarcakolibasilıninzıp7ipettıği Marmara Denizi'neatıyor. Kimiailelerçocuklarınındenize girmesine izin vermiyor ya babalarıyla birlikte denize girenlerenedemeli! Hcrhaldebizebirşeyolmazdıyedüşünüyorlar. Cienç yaşlı herkes irili ufaklı kayaların üzerındegüneşlenıyor. Herkayanınüzerine biri yerleşmiş. Sadece denize girmek, güneşlenmek için gelen gençlerin bütün eşyası kayaların üstünde. Kayaların üzerinde soyunuyorlar. Birkaç saat denize girdikten sonra yine kayaların üstünde giyinipgidiyorlar. Giyınmışbirgençarkadaşınıçağırıyor. "Haydidostumgidelimartık." Kimisi pck sabırlı değil. Islak şortlarının,