01 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

25 AGUSTOS 1996. SAYI 544 biriçgüdü. Ne var ki, daha önceki kuşaklar, istcr ana ya da babanın erken ölümü olsun, ister hava saldırıları.boşaltmalarve daha çok ölümler olsun, yaşanan felaketlerin en az bir bölümünü yaşamın kaçınılmaz bir gerçeği saydılar. Savaştan sonra doğan bizler bile savaşın kendi çocukluğumuza düşürdüğü gölgcyi unutamayız. Kimi ailelcrdc çocuk, soykırım gerçeğini öğrenmekiçinhiçbirzaman genç sayılmaz; bu nedenlcinsanyürcktekio karaltıyı kaçınılmaz sayarak büyürki, bu da çocukluğa özgü saflığa vurulanilkdarbedir. Yinc dc, güncenin bir kopyasını 11 yaşındaki bir çocuğa verip vermeme konusunda bir karara varmayaçalışırken,insanın içindeki bir ses onun süreklibirlikteyaşamaya çal ıştığı bu bi lgileri çocuğun da paylaşmasını engellemek için güncenin ondan uzak tutulması gerektiğini fısıldar. "Anne Frank'ın Güncesi" son kerte incelikli ve karmaşık bir yapıttır. 11 yaşın dakibirçocuk için güncenin içcriğindenöteyegitmek doğru olınayabilir. Nitekim,erişkinlerinbile tam olarak kavramakta güçlük çektikleri toplamakamplarını birçocuğa nasılaçıklayabilirizki? Gençliğimizde okuyup da derinden etkilendiğimiz soykırım kitaplarını elimizde olmadan çocuklarımızdan uzak tutmaya çalışırız. Ingiltere'dekiÇocuk HaklarınıGeliştirme Birimi'nden Gerison Lansdovvne da bircyin çocukluğunu yaşama hakkı ilc yakından ilgileniyor ve"Çocuklarne kendilerine verilen bilginin özüne nasıl bir lepki göstereceklerini.nedeonudeğiştirmekiçin ncyapmaları gercktiğini bilemezlcrken,onlara dünyanın acı gerçekleri aktarılırken ne denli ileri gidilmeli," sorusunu soruyor. Lansdovvne çok sayıda çocuğun dünya sorunları altındaezilmesinden kaygı duyuyor. Çocukların yaşama olumluyaklaşmalarında birduruluk, bir açıklık olduğunu ancak büyüdükçe bu duruluğun ycrini giderek bulanıklığabıraktığınıdilegetiren Lansdovvne, buduruluğasaygıgöstermeninçokönemli olduğuna parmak basıyor. Bergen Belsen toplama kampında ölmeseydi bugün 67 yaşında bir kadın olacaktı Anne Frank. Pekiyi ya güncesi? Soykırım anılan ve dehşet, günümüz çocukları için okunması gerekli bir kitap mı? Ne var ki, çocuklar daha şimdiden karşılaştıklarıolaylardanbellibirsaflıkvedencyimleetkilcniyor. Geçtiğimiz yıl yayımlanan çocuklara yönelik bir kitap, okul çağındaki Ingiliz çocukların Anne Frank'ayazdıkları mektupları içeriyor. Bumektuplarfarklıanlayışlararasındaki boşluğu açıkçagözlerönünescriyor. Çocuklann çoğu Naziler'in Frank'ın bisikletini almaları karşısında duyduklarıöfkeyidilegetiriyor. Sussex'li 7 yaşındaki bir çocuk, "Sinemayı seviyorum, bisikletimi seviyorum. Keşkc o içlcr acısı yerde değil de burada olsaydın," derken duygularını içtcnlikle aktarıyor. Öte yandan, Yahudi çocuklar öyküye kendi özel yaşamlarının birtarihçesiymişçesine yaklaşıyorve soykırım ileilgili müzelere gittiklerinden, toplama kamplarında öldürülen yakınları olduğundansözediyorlar. Zenci ve Asyalı çocuklar ise ırkçılığı ilk elden yaşıyorlar. 10 yaşındaki Asyalı kızçocuğu, "Kıyımınne olduğunu bildiğimi sanıyorum. Zira kızlardan birkaçı ırkçı görüşlerini yüzüme haykırdı. Gizlenmek zorunda kaldım ve evime gittiktcn sonra da bir hafta kasabayainmedim,"diyeyazıyor. Glasgovv Oniversitesi'nde gerçekleştirilenbiraraştırmadauzmanların,babalannın cezaevinde yattıkları, ya da annelerinin fahişe olduğu türünde bilgileri çocuklara vermekten sürekli olarak kaçındıklarını ortaya koyuyor. Oysa ki çocuklar uzmanlardan, birtakım gerçeklerin saklı tutulması yerine, kendilcrinegerçeğinanlatılmasınıistiyorlar. Bu da çocukların şiddetleyüzyüzc gelmektençokdakorkunçbirboyuttaetkilenmediğinigösteriyor. Uzmanlar yaşamın gerçeklerinden çocuklann mutsuzolmalarınındoğal olduğunu veçocuklan, dünyanın öyle sanıldığı gibi çığırından çıkmış olmadığı konusunda rahatlatmaya çalıştıklannı belirtiyorlar. Onlaragöre çocuklar içindeyaşadığımız dünyanın birparçası iselerolan biteni kavramakzorundalar. Bu.erişkinliğeadımatmanın bir koşulu sayılıyor. ^ Guardian 'dan çeviren: RİTA URGAN BAŞKENT GUNLERİ Yaşı yok, başı, yüreği var MÜŞERREF HEKİMOĞLU ! ir güzel insan daha aynldı dünyamızdan. ,Sevmeyi güzel bilen, sevilmeyi güzel hisseden, değerlendiren, dostluğuna güvenilen Ulviye Bengisu. Uzun süredir hasta ama güzel direniyor, savaşı yitireceğini düşünmedim hiç. Güzel insanların öleceğine inanılmıyor galiba. Son kez onun için gittim Istanbul'a. Emin Bengisu kucağında taşıdı sofraya, gülerek, konuşarak, Ankara'ya dönük sorulanna yanıtlar arayarak birkaç saat geçirdik. Sıcak kucaklaşmamız hâlâ ısıtıyor yüreğimi. Nerdeyse elli yıldır güzelliğini koruyan bir dostluğumuz var, kimi yıllar çok yoğun, Istanbul'da, Suadiye'de Çamlı Köşk'te hızlı danslar, şarkılar, sonra hastalıklar, ölümler, yitik sevgılilerin boşluğuna karşın yaşama sevincini soldurmadan uzayan yıllar. Istanbul ile bütünleşen bir kadın Ulviye Bengisu, her kuşaktan, her çevreden tüm Istanbullular'ın ortak sevgilisi, anası, bacısı, arkadaşı, sevgili Ulviş'i. Yaşı yok, başı, yüreği var. Kökü çok derinlerde, dalları göklerde. Kimi zaman ağlama duvarı, dert ortağı, yaralan onaran bir sevgi kaynağı. Yediveren türü üretkenliği, tükenmezliği var. Eli, yüreği herkese ulaşır, herkesi kucaklar. Görmeseniz de bilirsiniz, nerede olursa olsun sesinize yanıt verir çok içten, dostluğuna güvenle yaslanabilirsiniz. Kaç gündür evlere, denizlere sığamıyorum, telefon çalıyor durmadan, ortak dostlar, yılları, mutlu ve mutsuz olayları birlikte yaşadığımız dostlar bana sesleniyor, ben başkalarına. Ulviş'ın çevresinde yine eleie, gönül gönüleyiz. Sanınm kulaklan çok çınlıyor. Paris'ten tatile gelen Nevin Menemencioğlu, kızı Ayşegül Sirmen ıle Assos'a giden yolda Idatur'da tatil yapan Jale Eralp, Lale ve Haluk Kura, Mehmet Ali Dikerdem ve aılesıyle geçmışe uzayan yolculuklar yaparak Ulviye Bengisu'yu kucaklıyoruz durmadan. Mehmet Ali Dikerdem, Mahmut Dikerdem'in oğlu, annesi Jale Eralp, eşi ve oğullanyla özlem dindiriyor mavi Körfez'de. Babası Mahmut Dikerdem hepimizin dostu. Suadiye'dekı Çamlı Köşk'te, Ankara'da bizim evde söylediği şarkılar, uzun söyleşiler kulağımda çınlıyor hâlâ. Sonra Mehmet Ali Aybar geliyor hayalimize, Methi Bengisu'nun yakın arkadaşı. Nadir Bey de aynı sınıfta Galatasaray'da. Okul sonrası dostluk sürüyor. Yollar, düşünceler aynlsa da gönül biriiği, sevgi ve saygı var. Beni en çok düşündüren, üzen de bu doğrusu, sevgiyi güzel hissedenler, dostluğu güzel yaşayanlar azalıyor giderek, boşlukları kolay dolmuyor, yalnızlık giderek derinleşiyor. Biraz önce Esin Talu Çelikkan aradı Şarköy'den. Uzun konuşmadık ama kısa bir söyleşı de ne güzel anılara, çağrışımlara yol açıyor. Ulviye Bengisu ne çok şey vermiş hepimize. Parfc Ulviye Bengisu. apartmandakı yıllar canlanıyor birden, Ankara'dan gelmişim, konuşmaya dalmışız, 27 Gülümsemeden yaşanamaz bence. Mayıs'tan sonraki dönemi anlatıyorum Ulviş'e, Arkent'teki eski dostlanm Büyükelçi Hamit soluk almadan dinliyor, sorulanna yanıt istiyor Batu ve Emel Batu ile otuz üç yılın anılarına arada bir, bir aralık pencereye gittim, mehtap gülümsedik ağustos ortasında bir akşam. ne güzel, diye perdeyi açtım, kahkahayı bastı, Eskidikçe güzelleşen birlikteliğe tanık olmanın ay değil güneş, dedi. Güneşi konuşarak mutluluğunu duydum yeniden. önce Ankara, selamladığımız günleri yeniden yaşıyorum sonra Kabil, Helsinki, yine Ankara, Paris, şimdi. Söyleşiler sona eremezdi. Güç koşullara Roma, Istanbul, Ege, dağlar, denizler, antik karşın tükenmeyen yaşamak gücünü, kentlerde güzel geziler, söyleşilerle ne zengin solmayan sevincini saygıyla anımsanm her anı birikimi var! llginç bir rastlantı, otuzyıl önce zaman. Hasta bir dostun yanında mutlu bir bir gün Istanbul'da, Maçka'da Aybar olayı paylaşmaya koşup siyahbeyaz bir tablo apartmanında Ulviye Bengisu'nun yanındayım. çizmenin ustalığını kanıtlardı durmadan. Telefon çaldı, seni anyorlar, dedi. Emel anyor. Herkesi birden kucaklamanın zenginliğini... Beni çağırıyor acele. Çünkü evleniyor, aramış Ağaçlanyla ün yapan ressam dostlanmdan, sonunda ulaşmış bana. Sevinçle tırladım. Yalçın Gökçebag ya da Gencay Kasapçı'dan Aşağıda Necmi Rıza'nın çiçekliği var, önce özel bir isteğim var. Bir Ulviş ağacı yapsınlar. ona gittim, kucağımda çiçeklerle bir solukta Çınar gibi yüce bir ağaç, kökü çok derinlerde, Taşlık'taki eve koştum, nikâh törenine yetiştim Istanbul'da, Iskenderiye'de, vatan özlemiyle son anda. Ulviş Emel'i de tanımıyor, Hamit'i seyredilen gemilerde, Cumhuriyetimizin de. Ama o evliliği çok içten kutladı benimle. kurulduğu yıllarda, Ankara'da, Zonguldak'ta, Otuz yıl sonra bir Ağustos akşamı Maçka'da Istanbul'un yaşamına renk ve ışık katan tüm değil mavi Körfez'deyiz, yine beraberiz, güzel olaylarda. Kaç kuşağı birden kucaklıyor. Çınar bir olayı kutlamanın sevinciyle gülümsüyoruz türü yüce bir ağaç ama çınar değil. Çınann birbirimize. Şimdi de Ulviye Bengisu bu gölgesinde başka ağaç, fidan üremez değil yazıma da nasıl gülümsüyor kimbilir. ^ B mi? Oysa Ulviş ağacının üretkenliği de var. Çiçek açar, ışık saçar. Biraz da okula benzer Ulviş, üretir ve eğitir. Hepimiz çok şey öğrendik ondan, sevmeyi, hoş görmeyi, el vermeyi, ses vermeyi. Orman türü yanyana yaşamayı, yeşermeyi, yeşertmeyi. Böyle bir ağaç yok olabilir mi? Orman yeşermeyi sürdürecek bence. Acılara karşın sevinci de yaşayacağız. Mutlu olayları da paylaşacağız. Hüzne gömülmek değil, aşmak görevimiz. Yitik sevgililerin özlemini de dindirmeli, yarım kalan şarkılan, onların soluğunu da katarak sürdürmeliyiz. Küçük Dikerdemler'i severken dedeleri Mahmut Dikerdem'i düşündüm geçen sabah. Barış umudu kolay yeşermiyor ama barış içinde yaşamalannı diliyorum. Tahtakuşlar Etnografya Galerisi'nden çok hoşlanmışlar. llginç bir rastlantı Assos Çiçekleri başlıklı bir yazım var bu saytada. Banş Derneği başkanına bir mektup ama sahibine ulaşamadı. Zeynep Atikkan telefonda ölümünü bildirdi bana. Şimdi güzel torunlar yüzüyor Assos kıyılannda. Mehmet Ali Dikerdem de umutla gülümsüyor. BAŞIMDA KAVAK YELLERI, AYAKLARIM YERE BASSIN ! 30 Ağustos Tatlll (yürüyüş ve deniz) İnkumAmasraGüzelcâhisarBozköyaltıŞili 7.500.000,TL. (TP) G 30A4İEy« 29A4İE* gezginlerin ortak adresi z / e> Zafer Bayramı Gezileri 0 G D E M YAYLASİ TP s.ooo ooo YayUGeznl YayU «vi konafclima, kafif... Eylül Yürüyüşlerl 8 Eylül Pazar Sarındere yürüyüşü 15 Eylül Pazar KurfalhAğvaKilimli (1.S00.000.TL) 78 Eylul Delmece Yaylası Çadır Kampı (TP.4.500.000,TL.) (Aynntı ve kayıt için hemen arayın.) IrfflALAY NAZIM SK. 36/3 (Uc Donakfs çaprazı) KAOKÖYİ9T. TElFAKS: 0216.414 44 74 O21&330H43 FAKS MODEM: 0216*47 « 07 KAZDAGLAM ...YP7.soo.ooo. YOrOyO* ve Denlz Altmokık. Asım. Kadırga Koyu... 29AftİEyl , Rafting /Trakking / BkJ«... Köprtlçay. J*lg*. kovada GAM bunbul Blu« Kumpanyası'mn katılımıyU KOPftÜLÜ KANYON TP8 000000 LÛBen, aytın bOkenlıriı LEYLEICI edmmek tçin arayın istiklal C, 95/2 (Mc Donakte yanı), Beyofikılst. FOTOĞRAF KULÜBÜ g) (212r245 50 86 244 26 66
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle