Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
9HAZİRAN IW6. SAYI533 laşmıştı. Insuıılarunuürkütücübuluyorlardı. golf sahasııuiageçtı. Bıryandantoplara vuBunıın ııedeni, Edvvard'a göre, gereksiz gerurkcn bir yandandakoınışuyorlardı. Samuvezeliklcrepabuçbırakmamasıydı. Aptalca el onun flütten vazgeçemeyecegini anlayınsöylenensözlcrisöyleyeninağzınatıkıyordu. caşöylebiruzlaşmazeminiönerdi: Edvvard Ama Edvvardonunlave onun arkadaşlarıyla Trinity'debiryıl kalabilir, biryılınsonuııda dışarı çıktığı zaman çok iyi vakıt geçiriyor, hâlâflütçalmakistiyorsa amcası onu Paris'e müthiş bir mizah duygusuna sahip oldugunu götürüp Paris Konservatuvarı'na kaydını farkediyordu. yaptırırdı. Samuel Aınca, Edvvard'ı sık sık Gaiete'deOyılınsonunda, Trinity'deki Edvvard her ki ünlü Aux lles Marquicses balık lokantazamankindendahakararlıydı.Dublin'demüsında ukşam yemeğine götürürdü. Suzanne zikderslerinedevanıetmişti veartıkkonserHalaise,s,arabınkokusundanbilenefretettivatuvarsınavlarmahazıroldugunudüşünüği içinonlarlagitmezdi. Samuel Anıca içerdi yordu.1%0 Agustos'unun son günlerinde Edvvard Beckett, Lc Bourget 'e uçtu. Amcası amakeııdinidagıtmazdı hiç. Yeğeninigcçvakitlere kadar dışarda bırakmamaya da özen onu bckliyordu. Birlikte arabaya binıp yola gösterirdi. "Seni çalışmalarından uzak tutkoyuldular. mak istemenı,"derdi vceveerkendönerlerdi. Edvvard amcastnınaraba süriişündendehSamuel Anıcadaiına iyi birarkadasoldu. şetedüşmüştü.Zalen Irlanda'dadaikiarabaEdvvard,ondan hepbırazçekindi. Bunun ııeyıhurtlayaçevirmiş kcndisiniyaralamasına da ramak kalmıştı. Neyse. sonunda tek parça deni yalnızca ünlü biredebiyatçı olması değil, giiçlii kişiliğiydi de. Delikanlıonunyahalindc Suzanne Hala'nın onları bekledigi nındaaptalgörünmcmckiçinkcndinısıktyor lokantaya vasıl oldular.Öğle yeıneğınden sonra, Samuel Aınca Edvvard'ı Montparnas dasıkıyordu. Edvvard, amcasmın Pııris'tcki evde uzun saatler geçirdiğiııı se Bulvaıı'ndaki BeauSolefarketınişti. Uyum saglamış il oteline yerleştirdi. Odası. görünüyordu. Irlanda'da ise amcasmın gözde barlarınhastagibiydi. danCloseriedes Lilas'abakıyordu. Samuel Anıca. yegeninın kaldığı pansiyonuycterli bulErtesi gece. amcasmın armamış olnıalı ki, onu Jean kadaşlarından Mösyö Jean Martin' in aıınesınin Portede Martin inona Paris'idolaşVcrsailles'teki evine yerleştırması kararlaştırıldı. Martirdi. BuradaEdvvard'ınkontin kusursuz lııgilİ7ce konuservatuvariçin çalışmagünşuyordu ve Godot'yu BekIcriba.>ladıbaşarısi7olıırsalerken'in ilk sahnclenmenızkapı dışarı edilirdiniz. sinde Lucky'yi oynamış bir aktördü. O sıralarda dinienBu günler içersinde, Edıneye çekilmişti. Manuel vvard, amcasından yalnızca l'aııdo adında bir Ispanyol birkezazarişitti. Ikiaydıranressamıylabirstüdyoyupaynesine mektup yazınay ı savlaşıyordu ve bu stüdyo Edsaklamıştı. Kadıncagız mcvvard'ın oteline yakındı. rak içinde kayınbiraderiııe yazdı. Samuel mektubu. karKahve içtiler, dondurma şı sayfasınayalnızcatek tüınyediler ve Montparrıasse'ta ceekleyerek Edvvard'a gönsinemaya gittiler. Işıklar derdi: tu exagâres (f'azla yoyandığmda Edvvard ayakla Edn'ard'm unnesi Suzanne. ruluyorsun). Edvvard mahrının dibinde 5000 fratıklık çup edilmişti. Samuel Aınca o sıralarda kır (yaklaşık5 £)birbanknotbuldu. Dürüst bir cvindePlay(Oyun)adlıoyununuyazmakla Oublinlı dclikanlı olarak buııu sinema yöneticisine vermek istcdi ama Martin karşı çıktı. meşguldü.Paris'teyken iicü birlikte sık sık sinemaya giderlerdi. Konserlerde ugrakyerleParis'tcböyleyapılmazdı.Onunyerinc.dışariydi;müzikseverbiraileydilerveSamuel de rıçıkıpkendilcrineziyafetçektiler. Bir süre sonra, Samuel yegeninin bir otcl iyipiyanoçalardı. de kalmaktansa pansiyonda daha rahat edeMadaııı Martin'in yanında geçen biryılı ceğinekaıarveriponu Martin'instiidyosuna aşkın zamandan sonra Samuel Anıca bu kez yakın, yaşlı hanımların kaldığı bir pansiyona deyegenininöğrencilcrinoldugubirortamtaşıdı. Edvvard artık kendineaitbirmekâna dayaşamasını uygunbuldu veonııbırüniversahipti ve Paris Konscrvatuvarı sınavlarına siteyurdunagötürdü.Sıksıkrahatınınyerınhazırlanmayabaşladı. deolupolmadıgınıkontroletmeyegeliyordu. Ne varki, Beckett'leronungörünümüylc Ertesi yılın haziranında, Edvvard konservade ilgiliydiler. Hepsi bu kadar da değildi. tuvardan birödiil kazandı ve ardmdan NiSaçlarmındauygunbirtarzdakesilmesigece'c, bir yazokulunagitti. Sonra da.biraz ülrekiyordu; çok Irlandavariydi.Böylece önce keyidolaştıktan sonrayeniden Paris'edöııiy i bir berbere, sonra dalıalası Suzanne tara dü. Bu sıradaamcası, Amerika'da Film adlı fındanlnnoFranceınağazalaıına, iyibirkonbirfilnıyapmaklameşguldü. Edvvard Paris'e ser kostümii almaya götürüldü. Türn ödeıne gelir gelmez ailesinin onu bulmayaçalışan leri yapaıı Samuel Aınca idi.Sınav giinü yc mesajlarıyla kaışılaştı: Annesi hastaydı ve ğeninin yanındaydı. bu. siniryıpratıcı birde onundaaccleDublin'egitmcsigerekiyordu. neyimdi. Amcası onu dışarda bckliyordu. Hemen Dublin'e uçtu ve annesini kanscrc " Daha sonra birlikte evcçay içmeycgittiler. yakalanmışbuldu. Kadıncagızbirsonrakiyıl öldü. lulvvard bundan sonra düzenli biryaşantıyageçti. Hercuma amcası vehalasıylaçay içSamuel Aıncacenazetömeye gidıyordu. Saat tam 7'de Beckettrenine geldi ve Paris'e ler'innıütevazıapartnıanlarınagiriyordönmeden önce Eddu. Bu ev Sante hapishanesine bakıvvard' ın vc kızkardeşiyordu. Küçücüktü, içinde ancak adım nin işlerinı yoluna koatılabilecek kadar yervardı. yuncaya kadar yanlurındanayrılmadı. Samuel Amca keııdi çocugu olmaEdvvard Londra dığmdanbiraileatmosferindenhoşSenfoni Orkestralanmıyordu.Çaylarınıdaonunçalışsı' nda ve ceşi 1 i oda or1 maodasmdadegil Suzanne Hala'nın kestralarındaçalan baoturma odasında içi.şarılı bir flütçü oldu. yorlardı. Konuşmayı Şimdılerde Guildhall yönetcnoolurdu. OdaSchoolofMusic'teprofesı basit, işlevsel bir sör. Suzanne Beckett odaydı. Edvvard onun Temmuz 1^8^'da öldü: ikıııci elden satın al ıpdüzeltSamucl Beckett da ontigi giysilergiydiğini keşdan bırkaç ay sonra fetti. O. gerçekten iyi bir aralıkta.^ terziydi. Edvvard, Suzaııııe'la daThe Guanliun 'ılun ha önce yalnızca bir kez çeviren: Dublin'iziyarctinde karşıNESRİNARMAIS BAŞKENTGUNLERİ Saklıkent'te Son Tannça MÜŞERREF HEKİMOĞLL kşama doğru Seynan Levent ile söyleşı öncesı beklıyorum, stüdyodan biri çıktı, !"' »%Tuncel Kurtiz. Stockholm'deki buluşmadan sonra ilk kez karşılaşıyoruz. Sakalında aklar var ama hiç degişmemiş, gözleri pırıl pırıl, konuşurken dönüyor, dansediyor. Kazdağı'ndan söz ediyor bana, Tahtakuşlar'dan, Çamhbel'den, Ida çiftliğinden, Kazdağı'nda arkadaşlarıyla birlikte aradığı Kibele'den. Soluğu Saklıkent'te aldım ertesi akşam. Fatoş ve Mustafa Özcan ıle Son Tanrıça'yı izlemeye gıttık. Başkentin geriliminde, kımi zaman çok ekşiyen havasında bir Saklıkent oluşması hoş bir hava degil mı? Taş döşeli sokağı, eski evleri, kahvelerı, barları, meyhaneleriyle çok renkli ve çok seslı bir kent. Ünlü caz grupları konserler veriyor. O konserlerle cazın gizemini yaşıyor başkentliler. Mayıs'ın son gecelerınde de Kıbele'nin gizemini yaşadı. Tuncel Kurtiz'in yedi kişilik tiyatrosundan Son Tanrıça'yı izledi. Yandaki masada da Hasan Öztürk oturuyor, gazetemizin Yunus Nadi oyun ödülünü kazanan yazar, Selçuk'a yerleşmiş, tanrıçalarla dostluk ediyor yıllardır. Oyun başlamadan açıkladı Tuncel Kurtiz. O güzel dansları ve şarkıları uç yılda oluşturmuşlar, uzun bir uğraş ama sonuç çarpıcı. Şaşırtıcı demiyorum, daha önce izlediğimiz Tuncel Kurtiz filminin uzantısı bence. Bir dünya turunun sonu. Aradığımız folklor değil, onun altındaki ayin, diyor Tuncel Kurtiz. Günümüz â güzelliği, sıcak esintisiyle göze çarpıyor, güzel bir babakız tablosu oluşturuyor kalabalıkta. Yaşını kaç kez katlarım ama sıcak bir diyalog var aramızda. Altyapısı, Gökçer çifti kuşkusuz. Bir gece de Amicos'da Sevim ve Ferit Apaydın'ın yemeğinde buluştuk, annesiyle babasının nikâh tanıklığını anlatmamı istedi. Başkent tarihinden bir yaprak çevirdik kahkahalarla. Cüneyt Gökçer Gürcistan izlenimlerini anlattı bana, bir de Bilkent Tiyatro Bölümü'nü bitirenlerin Küheylan oyununu. Vaktiyle Mehmet Ali Erbili ilk kez izlediğimiz oyun. Tiyatro bölumü uluslararası bir festival düzenliyor önumuzdeki günlerde. Degişik ülkelerdeki üniversitelerin tiyatro öğrencileri katılacak. Güzel oyunlar görmek umuduyla bekliyorum. Sıyasal sahnenın çırkin oyunlarından bıktık ve yorulduk doğrusu. Istanbul Habitat'ı yaşarken başkent de Istanbul'u yaşıyor son günlerde. Diplomat ressam Daver Darende Çiftlık yolunda Sanat Yapım Galerisi'nde açtığı sergiyle Istanbul'da gezdirdı başkentlileri. Kırmızı tramvayları, kalabalığı, ışıklarıyla Istiklal Caddesi'ne, Boğaz kıyılarına, Adalar'a, dahası geçmişe bir yolculuk. Kaybolan Istanbul'u yakaladık tablolarda, anılarla, çağrışımlarla neşelendik. Büyük ozanımız Nâzım'ın dızeleriyle seslenir gibi kimi tablolar. Bu şarkı nihaventtır,/ Ve beyaz tenteli sandallar/ Güneşli karpuz kabuklarıyla/ bir denız kıyısındadır şehir. Daver Darende o şehrin geçmiş güzelliğini yansıtıyor sergısinde. Kalamış'a uzandım bir tabloda. Yalnız nihavent şarkıları değil, tüm şarkıları güzel söyleyen Münir Nurettin Yıllarca önce Stockholm 'de Tuncel Kurtiz ile bir söyleşide. Konu kufkusuz tiyatro. için bir ayin hazırlamaktan söz ediyor. Kadın ve erkeğin birlikte devinmesinden. Fatoş özcan ilginç yorumlar yaptı oyundan sonra, kadın ve erkek ılişkısının çelişkisini belirten sahnelerden haylı etkilendi sanırım. özcanlar'ın terası da güzel söyleşilere, ilginç tartışmalara sahne oluyor son günlerde. Bir Mayıs akşamı, Babil Kulesi türü bir akşam yaşandı o terasta. Fatoş özcan'ın tepebahçesinde yalnız ağaç değil, domates dahası çiçek tarlası da var. Pembe pembe gülüyorlar. Babil kulesine benzeyen partinin erkekleri değişik meslek dallarından. Meclis Başkanı Mustafa Kalemli, değerlı mimar Erkut Şahinbaş, UğurMumcu Vakfı'nın yöneticisı Ercüment Ulay, Millıyet yazarı Metin Toker, yenı Lizbon Büyükelçimiz Ahmet Banguoğlu, Büyukelçı Inal Batu, Zagrep Büyükelçimiz Daryal Batubay, Iş Bankası Genel Müdürü Ünal Korukçu, tanınmış işadamları renkli bir mozayık oluşturuyor. Kadınlar da güzellik ve şıklık tablosu. O tablonun en güzel kadınlarından bıri de Güldal Mumcu. Yaşama gücünü simgeleyen bir heykele benzıyor. Güzelliğin, şıklığın, zarifliğın ötesinde esintisi var. Fatoş Ozcan konuklarını çok güzel ağırlar her zaman. Güzel sofralarla, mutfağının özellikleriyle. Ama teras partilerinin başka geleneğı var. Güneşin son ışıklarını kadehlerinde seyrediyor konuklar, ay yükseliyor, döner ve dondurma kuyruğu oluşuyor sonra. Meclis başkanları, eski bakanlar, başbakan yardımcıları, ünlü işadamları da sıcak tartışmaları külahlı dondurmayla aşıyor. Ayten Gökçer Istanbulda'ydı o günlerde, Cüneyt Gökçer'e kızı Aslı eşlik ediyor. Beyazlar içinde gençliği, Selçuk'u da anımsadım. Kadıköy'de Süreyya Sineması'nda frakla sahnede gördüm ilk kez. Türk musikisini ayağa kaldıran adam, sözü çınlıyor kulağımda. Ayşe Kulin'in "Bir Tatlı Huzur" adlı kitabı başucumda. Münir Nurettin'in yaşam öyküsü, kuşkusuz uzun bir emek ürünü. Sahnelerde, ekranlarda yer alan kimı şarkıcılara güzel bir tepki bence. Türk müziğinde böyle sanatçılar da var, diyor galiba! Okurken neler anımsıyorum, kızı Meral Selçuk ile geçen yazları, Çiftehavuzlar'da Dormenlerin bahçesindeki hafta sonlarını, Meral Selçuk'un babasıyla ilgili anıları. Derken bir aşk öyküsüne dalıyorum. Şehime Erton'dan sonra yeni bir boyut kazanıyor yaşamı. Ayşe Kulin'in kalemiyle tüm ilişkiler güzel yansıyor okurlara. Saygılı, duyarlı bir yaklaşım. Içten kutluyorum, bu kitaptan, ayrıca öykü yarışmasındaki başarısından ötürü. Birbirımizi çok severız, ama az görüşürüz. Başkentin tarihine yerleşen bir güzel Ayşe Kulin, Sitare ve Muhittin Kulin'in kızı, güzel bir gelin oldu, Sarper soyadını aldı, güzel bir anne oldu, evliliği sona erdi sonra, güzel bir dul oldu, yeniden evlenmesi içın kuyruk oldu erkekler. Soyadı Kemahlı oldu sonra, yine çocuklar ve ayrılık. Yine çok güzel, konuşurken hava elektrikleniyor her zaman, çıçekler açıyor, sıcak rüzgârlar esiyor. Ancak güzel olmak umurunda değil. güzellikler üretmek istiyor, yaratıcı gücünü yeşertmeyi özlüyor. Özlemi gerçekleşiyor. Yaşam biçimini güzel bir birlikteliğin "bir tatlı huzur"u ıle öyküler yazmak oluşturuyor artık. Yazın dalındaki tırmanışıyla, kalemiyle, emeğiyle kazandığı başarılarla mutlanıyor güzel yazar.^