Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
25EYLÜL1994.SAYI444 de sizc "Akşam çckiliştcn sonra" demişti. Kafanız iyiec karışıyor. Saatler geçmek bilmiyor. Kolay iş değil; sokak ortasında başınıza devlet kuşu konuyor, "öylesine, durup dururkcn" sizi Amerika'ya ya da Kanarya Adaları'na tatile göndermekten söz ediyorlar. Tek "şarTları da "tanıtım" programına katılmak. Bu "tanıtım" lafı pek hoş değil ama bakalım altından ne çıkacak? Ajtık mcraktan yerinizde duramıyorsunuz. Zaten hanıma da söylememiş, onun sürekli, "Bu cehennemde niye oturuyoruz? Hadi dışarıya çıkalım" sözlcrine bir bahane uydurmuşsunuz. Aklınız sıra sürpriz yapacaksınız. Heyecan dorukta. Belirlenenden yanm saat önce telefon çalıyor. Karşınızda bir bayanın tatlı sesi, "Beyefendi! Dört hediyemizden birini kazandınız. Lütfen yann belirtiğiniz saatte eşinizle birlikte bize gelir misiniz? Pasaportunuzu ve kredi kartınızı getirmeyi unutmayın"diyor. Ses, "Pasaport" diyor, "Pasaport." Tabii, tabii ya Amerika çıktı ya da Kanaryalar. Yoksa neden pasaport istensin? Taş atıp da kolunuz yorulmadan size sokak ortasında tatil "hediye" eden şirketle randevu gününüz pazar. Hava sıcak mı sıcak. Adeta kavruluyor ortalık. Allah'tan Şişli'deki modern binayı kolaylıkla buluyorsunuz. Tatil dağıtan işyeri üçüncü katta: Silver Beach HoHdays Ltd. Şti. Binanın girişinde oturan bir koruma görevlisi sizi şöyle bir süzdükten sonra önündeki monitörden de binaya girişinizi gözlemeden edemiyor. Dikkat gizli kameralarla gözleniyorsunuz! Üçüncü kata bir çiftle çıkıyorsunuz ve ilk dikkatinizi çeken şey de bu çiftler oluyor. Akınakıngeliyorlar. "Şans numaranız"ı görevlilere verip sıra sıra dizili çiftlerin arasına oturuyorsunuz. Gayet modern döşenmiş Silver Beach'in büro katında hafıf bir müzik etrafa yayılıyor. Duvarlarda boy boy tatil afişleri: Yunuslar, plaj, deniz ve "The Worlds of RCIThe Exchange System that VVorks." Sokak ortasında size hediye dağıtan gencin hikmeti kendini belli ediyor. Uluslararası bir devre mülk sistemi ile karşı karşıyasınız. Anlaşıldı. Hediyenizi alabilmeniz için uluslararası devre mülk şirketi RCI'yı Türkiye'de pazarlayan Silver Beach şirketinin "90 dakikalık" tanıtım programına katılacaksınız. Biraz sonra da bir görevli isminizi seslenerek salona giriyor ve sizi bir alt kata buyur ediyor. Alt kata değil de bir "cehennenTe iniyorsunuz sanki. Bir yanda bangır bangır bir müzik bir yanda onlarca masaya dağıtılmış çiftler, "menicır"lar lngilizce anonslar ve sıcak sıcak sıcak. Görevliler, "Dört ikramiyemizden birini kazandınız" vaadiyle getirilen çiftlere, önlerindeki kataloglan sayfa sayfa çevirerek RCI devre mülkleri "tanıtıyor". Görevli bir buçuk saatlik "tanıtım" süresince bir yandan sayfalan çevinp bir yandan bütün dünyaya yayılmış turistik tesisleri tanıtırken biz yerimizde duramıyoruz. Gazeteciliğimizden olsa gerek kafamızda yığınla soru, dolanıp duruyor: "Acaba dört hediyeden hangisini kazandık? Salonda bulunanlann hcpsi dc hediye kazandı mı? Hangi hediyelcrı kazanmış olabilirler? Şimdiye kadar kaç hediye verdiler? Amerika'ya giden oldu mu? Kaç kişi?" Eşimiz "tanıtımı dinleme zorunluluğu"nu yerine getırirken bi? de sorulanmıza yanıt verecek yönetici aramaya koyuluyoruz. Görevlilere gazeteci olduğumuzu, orada "raslantısal" bulunuşumuzu anlatıp, "Lütfen yöneticiye görüşmek istediğimizi bıldirir misiniz?" diyoruz. Görevli önce anlamıyor bizi ya da anlamak istemiyor. "Yöneticiye ne gerek var?" der gibi yüzümüze bakıyor. Isranmızkarşısında bir yerlere telefon edip lngilizce konuşmaya başlıyor. Bize dönüp tekrar ne istediğimizi soruyor. Sonra yine lngilizce olarak bir şeyler anlatıyor karşısındakine ve bize dönüp şunları söylüyor: "Yöneticimiz çok meşgul, yann gelsin diyor." Hem pazar günü hem öğlen sıcağı hem iki saatlik yolculuktan olsa gerek birden "sinirleniyoruz." Bizim tepkimize, "Hediye kazandınız gelip alın" denilerek oraya getirilen bir diğer grup da eklenince ortalık birden kanşıyor. Silver Beach şirketinde görevli lngiliz mülk şirketi. 70 ülkede 2700 tatil beldesinde örgütlü. IngilizTürk ortaklığı ile yürüttüğümüz çalışmadan da mcmnunuz. Ülkcnizden günde 12 aile bize katılıyor. Buraya kendiliklcrinden gelenlere indiritn yapmıyoruz. Ancak bizim davet ettiğimiz kişiler indirimden yararlanıyor." tngiliz yönetici çalışmalanyla ilgili anlatımını sürdürüyor oysa bizim merak ettiğimiz başka şeyler, özellikle de insanlara nasıl "hediyeler" dagıtıldıgı. TURİZM 3 ralıyor: "Dört kişilik dairede bir hafta 9 bin pound. Hemen şimdi alırsanız bjn 800 pound indiriyoruz. Alıyormusunuz?" Biz binlcrce pound lafını duyunca koltuğumuza çöküyoruz. En iyisi "hediye"mizi alıp buradangitmek. Danışmada tanıtım programımızı tamamladığımızı belirtiyoruz. Görevli hemen bir "Global rezarvasyon foımu" çıkararak, üzerine tspanya yazıyor sonra da adımızı soyadımızı ekleyerek bize uzatıyor. Sonunda kazandığımız "hediye"ye kavuşuyoruz: lspanya! Ole Ispanya! Kanarya Adaları kalmamış her halde ki IspanyaMarbella'da bir hafta konaklama veriyorlarbize. Rezarvasyon formundan yavaş yavaş küçük aynntılan da öğreniyoruz. Yiyecek, uçak ve diğer yol masraflannın tümü bu tatil hakkından faydalanacak kişiye ait. Ayrıca "ycr bulabilme durumu kontenjana bağlı" Eğer keseniz elveriyorsa ve kontenjanlar dolu değilse bir ay içinde şirkete 40 poundluk depozito ile başvuruyorsunuz. Şirket seyahat biletlerini de çok uygun koşullar ile kendilerinin anlaşmalı olduğu A grubu seyahat accn Vldeo gösterisi de var Çevirmenliğimizi yapan Türk görevli sorulanmızı aktanyor yöneticiye. Gelen yanıtlar yanıt gibi değil. Daha çok, bir Ingiliz'in bir "Üçüncü Dünyalı"ya bakışı: "Bir sürü insan hediye kazanıyor. Adres verilmez. Onlann özel hayatına kanşamayız." Tekrar tanıtım programına dönüyoruz. Kalabalık durmadan artıyor çünkü "hediye" kazanan çiftler akın akın gelmeye devam ediyorlar. RCI devre mülk tanıtım programında bir de video gösterisi var. Oraya da katılmak Uluslararası devre mülk Silver Beach şirketinin görkemli mekânı. Bekleme salonu tanıtım için gelecek armağan sahibi (!) gezisevdalılarını bekliyor. "menicır"lardan biri hemen akıl veriyor: "Polis!" tngiliz haklı çünkü kendileriyle tartışma cesareti bulmuşuz bu da polislik bir eylem, biz haksızız ne diye her şeyi merak ediyoruz, sorular soruyoruz, pazar günümüz berbat olmuşdan'olmuş? Neyse ki sorun Türk görevlilerin araya girmesiyle "tatlıya" bağlanıyor ve yönetici bizi kabul etmeyi lütfediyor. Yalnızkabul edilişimiz yine de öyle isteyerek değil. "Yönetici menicır" sürekli olarak, pazar gününün kendileri için çok önemli olduğunu, bugünü çok yoğun yaşadıklarını söylüyor. Biz de kendi pazarımızın çok değerli olduğunu o gün tatil yaptığımızı, niyeti belirtilmeden sadece "Hediye kazandınız"denilerek insanlann evlerinden çıkanlıp devre mülk tanıtımına getirilmesinin aldatmaca olduğunu anlatmaya çalışıyoruz. Anlaşamıyoruz. O haldc zararsız sorulara gcçcbiliriz. "RCI nedir? Neleryapıyorsunuz?" "RCI dünya çapında bir uluslararası devre zorundasınız. Katılıyoruz. Onon beş dakika kadar dünyanın çeşitli ülkelerinden tatil beldclerini izliyoruz. Deniz, yelkenliler, sörf, havuzbaşı partileri ülkeler bitmek bilmiyor. Buram buram terlerken rahatladığımızı hissediyoruz birden. Hatta o kadar etkileniyoruz ki "Acaba biz de alsak mı?" türünden kesemizle hiç de uyuşmayan birdüşünceye kapılıyoruz. Video odasından yanına koştuğumuz eşimiz bu parlak önerimizi dinledikten sonra tuhaftuhaf yüzümüze bakıyor. Susmakla yetiniyor. Bize devre mülk tanıtımını yapan genç de önerimiz karşısında önce bir afallıyor(çünkü biz onun ikinci müşterisiyiz ve sattığı devre için prim alacak) sonra toparlanarak "Türk menicır"ı çağınyor. Tanıtım görevlileri fıyat konusuna kanşmıyor. Nihayet görevli geliyor. Elindc bir de hesap makinesi var. Bizi pek öyle alıcı gibi görmcdiğindcn ya da meramımız kulağına kadar gittiğinden gönülsüz gönülsüz fıyatlannı sıtelerinden temin etmenız için size "aracılık" ediyor. Ne öyle Amerika tatili ne TVvideo ne de discman var görünürde. "Çekiliş, şans" sözcükleri Silver Beach şirketi tarafından sokaktaki vatandaşa söylenmiş "küçük masum vaatler" olsa gerek. Zaten bunu da bizden başka kimse umursamıyor. Silver Beach ve onun tarzında çalışanlar (birkaç tane var) geliştirdikleri çeşitli yöntemlerle "tanıtım" yaptıklan her çifte bir Kanarya Adalan tatili armağan ediyor. Kimi şirketler evliliği şart koşarken kimisi için beraberolmakyeterli. Artık hesabınızı yapın. Konaklama devre mülkçülerden. Gitmesi sizden. Cebinizden çıkacak para ise iki kişi için bin 200 dolar uçak parası, yüzer dolar da Konut Fonu etti bin 400 dolar. Aşağı yukarı 50 milyon Türk Lirası. Artık lspanya'da ne yer ne içersinız orasına karışmayız. Kimbilir belkı günün birinde şans size de sokak ortasında gülebilir! ^