01 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

PAZARIN PENCERESİNDEN ç u kuran" Mustafa Kemal Atatürk'e duyduğumuz sevginin yüceliğı bilinırken, bu insan cumhuriyetimizin bayrak gibi, İstiklâl Marşı gibi simgelerinden biri haline gelmişken ona hakaret nasıl kabul edilir ya da nasılhafifsenirvegeçiştirilir? Mustafa Kemal bir peygamber değildir ama bu ülkede ona birpeygambere duyduklan sevginin benzerini duyanlaraz değildir. Bu insana hakaret, dindar bir kimsenin dinine saygısızlıkyapıldığında hissedeceklerinden pekfarksız olmayan tepkilereyol açar. Hasan Mezarcı uzerine Peygambere duyıdan saygı Mustafa Kemal bir peygamber değildir ama bu ülkede ona bir peygambere duydukları saygının benzerini duyanlar az değildir. Bu insana hakaret, dindar bir kimsenin dinine, dininin ulularına saygısızlık yapıldığında hissedeceklerinden pek farksız olmayan tepkilere yol açar. Bu gerçek aslında "Atatürk Hakkında Işlenenen Suçlar Hakkında Kanun"un gerekçesidir. 5816 sayılı bu kanuna göre "Atatürk'ün hatırasına alenen hakaret eden veya söven bir kimse bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandınlır. Birinci maddede yazılı suçlar iki veya daha fazla kimseler tarafından toplu olarak veya umumi veya umuma açık mahallerde yahut basın vasıtasıyla işlenirse hükmolunacak ceza yarı nisbetinde arttınlır." 1951 *de kabul edilmiş ve Resmi Gazete'de yayımlanmış olan bu yasanın varolmasının nedeni Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının büyük bir çoğunluğunun, kendilerini esaretten, çöküntüden ve bu çöküntüye yol açan gerilikten kurtaran Atatürk'e büyük çapta saygı duymasıdır. G eçen ayın son haftasında, TBMM 'de Atatürk'ün annesi Zübeyde Hanım'ın genelev kadını olduğunu ileri s'i ren bir bildirinin dağıtılmasından sonra Refah Partisi'nin lstanbul MilIctvekillerinden Hasan Mezarcı, Atatürk'e "veledi zina" suçlamasında bulundu. Mustafa Kemal'e "Atatürk" soyadının verilmesine karşı olduğunu ileri sürerek, "Bu ne demek? Türkfin Atası demektir. Benim atam Selanikli değil, ben veledi zina değilim. Benim atalarım Batumludur" dedi. Ardından değişik partilerden on arkadaşıyla birlikte Meclis Başkanlığı'na bir önerge vererek 1926 yılında Mustafa Kemal'e suikast girişimi sonucu yargılanıp mahkum olanlar için "itibarlarının iadesini" de istedi. Bu girişimlere karşı oluşan tepkiIer ve Hasan Mezarcı'nın dokunulmazlığının kaldınlması ile ilgili eleş Salman RUftü'nün f«ytan AyoUorl... tiri ler sadece köktendinci basında değil, bu sınıfta yeralmayan bazı yazarlartarafından da sürdürülüyor. Kimse Hasan Mezarcı'nın söylediklerine katılmıyor ama söylediklerine karşı oluşan ve dokunulmazlığının kaldırılmasına kadar varan tcpkileri abartılı ve gereksiz bulanlar var. Saldırıya uğrayan 2 kitap Mezarcı'nıneylemine karşı oluşan tepki ve yasal girişimlerin değerlendirilmesi için bazı tarihi gelişmclerin anımsanması gerekir: • Salman Rüşdü'nün 1989'da lngiltere'de yayımlanan "Şeytan Ayetleri" adlı kitabında yer alan bir roman karakterinin lslam peygamberini andırmasım dinine hakaret sayan Ayetullah Humeyni, yazarın öldürülmesinin gerektığıne dair bir fetva yayımlamış ve bunu yapana 3 milyon dolarödiil verileceğini açıklamıştı. # Anayasa Hukuku hocalanmızdan Prof. Dr. Ilhan Arsel'in "Aydın ve Aydın" adlı eserinin ikinci baskısı 19 Mart 1993 tarihinde Türkiye'de bir mahkeme kararı ile toplattırılmıştı. lstanbul 4. Sulh Hukuk Ceza Mahkemesi müteferrik kararı şöyleydi: "lstanbul Cumhuriyet BaşsavcıC U M H U R İ Y E T OERGİ 1 3M A R T V* llhan ArsaCln "Aydın v* AydııTı lığı Basın Biirosu'nun 19.3.93 tarih ve 93/ 189hazırlık 1 sayılıyazılanyla... Aydın ve Aydın adlı kitabın toplattırılmasına karar verilmesi talep edilmekle evrak ve kitap incelendi. Gereği düşünüldü. lncelenen evrak ve kitap münderecatına binaen... kita bın CMUK 86. maddesi ve müteakip maddeleri gereğince toplattırılmasına, bilirkişi raporuna binaen karar verildi." Kararda geçen bilirkişi, ilahiyatçı Doç. Dr. Abdülaziz Bayındır lstanbul Cumhuriyet Başsavcılıg'na sunduğu yazılı kanaatinde şöyle diyordu: "Aydın ve Aydın adlı kitabın TCK'nın 175. maddesine aykırı olup olmadığının tesbiti maksadıyla uhdeme tevdi edilmiş olması sebebiyle mezkur kitap tarafımdan tetkik olunmuşve TCK'nın 175/3'eaykınolduğutespiti olunmuştur." Dinin kendi alanını ibadet sorunlarıyla sınırlayıp akıl ve zeka gücünü kendi özgürlüğü ile başbaşa bırakmasının gerektiğini savunan bu eser "Allaha veya dinlerden veya bu dinlerin peygamberlerinden veya kutsal kitaplarından veya mezheplerinden birine hakaret eden veya bir kimseyi dini inançlarından veya mensup olduğu dınin emirlerini yerine getirmesinden veya yasaklanndan kaçınmasından dolayı kınayan veya tezy if ve tahkir eden veya alaya alan kimseye altı aydan bir yıla kadar hapis ve ...ağır para cezası verilir" maddesi uyarınca toplattırılmıştı. lngiltere'de lslam peygamberini andıran bir karakteri olan roman yazdı diye bir yazarın lslam dinine saygısızlık yaptığı gerekçesiyle idama mahkum edilmesini eleştirmeyen, Türkiye'de Allah'a, dine, peygamberlere hakaret edenleri cezalandıran maddelerin yürürlükte bulunmasına itiraz etmeyen hatta dınin çağdaş yorumunun ne olması gerektiğı konusunda kitap yazan bilim adamlannın eserlerinin bile bu maddelerin kapsamına sokulmasını doğal karşılayanlar bir ülkede yaşayan insanların ileri derecede saygı duydukları ve sevdikleri.kutsadıklan tarihi birkişiye hakaret edilmesini nasılkabuledebilirler? Osmanlı devleti çöktüğünde, yurdumuz dört tarafından işgal edildiğinde bizi kurtaran, "Uçurumun kenarında yıkık bir ülke haline gelmişken, türlü düşmanlarla kanlı boğuşmalardan, yıllarca süren savaşlardan yüzümüzün akıyla çıkmamızı sağlayan, ondan sonra içerde ve dışarda sayılan, tanınan yeni vatanımızı, yeni devletimizi Bu hakaret hangl dbı Ha bağdaşr ? Atatürk'e hakaret eden kimse dinsel inançları önemsediğini ileri süren birpartinin üyesidir. Vatandaşlannın çoğunun büyük çapta saygı duydukları, ulusal simge bildikleri bir kimseye hakaret etmek hangi dinilebağdaşır? Aslında din birbahanedir.. Katoliklikte, Protestanlıkta, Yahudilikte, Islamda köktencilık konusunda uzmanlaşmış olan bir öğretim üyesinin, kendisiyle 7 martta yapılmış birsöyleşide, söyledikleri bu gerçeği iyice açıklamaktadır: "(köktenci akımların) liderlerinin çoğu din adamı değillerdir. Mühendistirler, hekimdirler yani çağdaş teknolojı ve bilimden yararlanmakta olan kımselerdir; ancak bu kimselere bunları öğretmiş olanlar dünyanın bazı gerçeklerini ve kendilerinin dünyadaki yeri konusunda gerekenlerı yeterince aktaramamışlardır. Bu eksiklik onları kutsal kitaplara geri götürmüş, bu kitapların şurasından, burasından alınmış sözlerle, kutsal kitaplannda yazılı olanları isteklen doğrultusunda yeniden yorumlayarak formüller oluşturmuşlardır. 1981'de EnverSedat'ıöldürenlerin de, Meclisi Aksa'yı havaya uçurmayı tasarlamış olan köktendinci Yahudiler'in de yaptıkları budur. Gerçek din adamları bu sonuçlara yol açan yorumlardan daima kaçınmışlardır." (The appeal of fundementalısm. Newsweek 7 Mart 1994) Mezarcı olayının yorumu budur ve dokunulmazlığının kaldırılmasına demokratik eksiklik ve hata olarak bakmanın da ımkanı yoktur. ^ 1 9 9 4 S A Y I 4 1 6 19.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle