Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
10 YAŞAM elikanlı, kapıyı soluk soluğa açtı. Annesi yerde yatıyor, üvey babası elindc bir makas ayakta öylece duruyordu. Korkusuzca kcndini yerde yatan annesinin üzerine atan ve onu böylece korumaya çahşan genç, "Ona bir daha asla acı vercmeyeceksin, ne ona ne de kardeşime, haydi öldiir beni" diyc haykırdı. Bill Clinton, o gün 15 yaşındaydı... Öldürülmedi ve Amerika Başkanı oldu. Rill Clinton doğru ycrdc, doğru adamdı. Çünkü onun ülkesinde, milyonlarca kadın ve çocuk aile içi şiddetle karşı karşıyaydı. Şiddet her zaman Amerika'run gündemiudeki birinci maddcydi. Yeni ve dehşete düşürücü olan ise normal vatandaşın ve özellikle kadtn vatandaşın gccenin bir vakti yalnızkcn ya da arka sokaklarda dolaşırken deg.il, en güvenli olması gereken yerdc, 'evinde' şiddetin soluğunu teninde hissetmesiydi. T i m e ' dcrgisi bu olguyu şu sözcüklcrlc formüle ediyordu: "Bir kadın için evi, istatistiksel olarak bakıldığında, onun için ölümcül tchlikenin en yoğun olduğu ortam. Onun en azılı düşmanları yabancılar değil. Kocası, sevgilisi, erkek arkadaşı ya da bir zamanlar ona kendisini sevdiğini söyleyenbiri..." Portland State Universitesi şiddet uzmanlarından Profesör Annette Jolin'e göre aslında tüm bir ulusun geleceği tehlikede. Jolin bunun nedenini şiddet içinde yetişen çocukların yüzde 40'lık bir bölümünüıı mutlaka şiddete başvuran yetişkinler olacaklarına bağlıyor. Diğer yüzde 60'ın da şiddet eğilimli olmasını kaçınılmaz olarak görüyor. Amerika'da şiddet olgusunun bir karabasan gibi tekrar gündeme oturması, tcmmuz ortalarında O.J Simpson olayıyla başladı. Birden diğer şiddet eylemleri konuşulmaya ve yazılmaya başlandı. Psikologlar, psikiyatrlar yazılı basında ve ekranlarda konuyu irdcleyip sorguladılar. Evinde şiddete maruzkalan birçok insan birbiriyle iletişim kurdu, yardım kuruluşlarını aradı. Telcfon yardım hatları açıldı. Ve birçok crkek, şiddetten arınma programlarına başvurdu... Sosyolog ve şiddet uzmanı F.dward W. Gondolf "Dayak, kadına yöneltilen şiddetin sadece bir parçası. Tccavüz, ensest ilişkiye zorlanma, cinscl taciz de var. Bunlar evdeki dayakla birleşince kadın her yerde ve sürekli, kendine yönelik bir tcrör ortamında yaşamını sürdürüyor. Bunun sonucunda özsaygısını ve kişiliğini yitiriyor" yorumunu yapıyor. Amerika'da kadın grupları ve yardım kurumlarının gencllikle yanlış rakam ve yaklaşımlarla olaya eğilmeleri de kadının bu mercilcrebaşvurumunuengelliyor. Ame CUMHURİYET DERGl D O.J. Simpsdn olüyı aile içi dayak ve şiddet kavramını tekrar Amerika'nın gündemine soktu. Kavram aslında çok eskiydi. Başkan Bill Clinton da aile içi şiddetten payını almıştı. Evin içindeki şiddet rikan hükümeti yardım hatları, kadın sığınma cvleri ve terapiler için 1.6 milyar dolar ayırmış durumda. Polis ise sadece şikayet olduğunda, o da geçici olarak şiddet uygulayanları nezaret allına alabiliyor. Önlemler ve fonlar yeterli olmuyor. Şiddet alabildiğinc artıyor. Kadın şiddete alabildiğinc maruz bırakılıyor... Bu araştırmanın sonuçlarına göre yılda 6.3 milyon Amerikalı kadın (bu rakam bir erkekle herhangi bir düzeyde beraber yaşayanların yüzde 11 6'sını teşkil ediyor) partnerinin dolaylı şiddetine (tokat, itme, sarsma, hafif darp) maruz kalıyor. Bunun dışındaki 1.8 milyon kadın ise aynı istatistiksel yorumla birinci dereceden şiddetle karşı karşıya ve halk diliyle 'ölesiye' dayak yiyor. Ve can güvenliği yok... Bu ailelcrde ya da birlikteliklerde varsa çocukların da aynı derecede şiddetle iç içe olduğu, araştırmadan ortaya çıkan bir başka sonuç. Urkek, kadına yönelttiği şiddet eylemini çocuğa da yöneltiyor. Aynı yapılarda ne yazık ki kadınların bir bölümü de, çocuklara şiddet uyguluyor. Amerika'daki durum bu. Ancak sadece bu ülke de değil, Avrupa'nın da birçok ülkesinde kadın ve çocuklara yönelik şiddet eylemleri tahmin edilenin üzerinde boyutlarda yaşanıyor. Almanya'da bu konuda yapılan geniş çaplı bir araştırma aynı sorunun, aynı yoğunlukta gündemdc olmamasına rağmen toplumsal açıdan ne kadar büyük bir yara olduğunu ortaya çıkardı. Almanya'da yapılan araştırmaların ortaya koyduğu bir başka sonuç ise, ozellikle çocuklara yönelik şiddet uygulamalarının, ancak ölümle sonuçlanan olaylardan sonra kamuoyuna yansıdığı, üzerinden belirli bir zaman geçtikten sonra ise unutulup medya tarafından üzerine eğılinmediği ile ilgili. Çocukların çok büyük bir bölümünün hafif de olsa sürekli şiddete maruz kaldığını ortaya koyan araştırma da, uzun sürelı her üç ilişkinin birinde de, kadının şiddete uğradığını gösteriliyor Almanya'da ve Avrupa'nın diğer ülkelcrinde kadın bakanlarıyla aile bakanlannın bir araya gelerek çözmeye çalıştıklan bu toplumsal sorun, bakanlıklar eliyle çözüme kavuşturulmayacak kadar yaşamla iç içe. Almanya'da KOCUS dergisinin konuyla ilgili araştırması sonucunda ortaya çıkan yanıtlardaki sapma payını düşürmek için kullanılan yöntemler ve ortaya çıkan sonuçlar ise şunlar: • Batı Alman dencklerin yüzde yirmisi evlerinde tokat gibi hafif şiddet uygulamalarının bulunduğunu, yüzde beşi ise daha şiddctli eylemlerle karşı karşıya bulunduklarını söylediler. Bu sonuçla birlikte Almanya'tla aile içi şiddetin kötümser talıminlerin de ötesinde bir oranda var olduğu anlaşıldı. Dergi bu sonuçlan, kcndini çağdaş bir medeniyet olarak niteleyen Almanya adına bir utanç olarak değerlendirdi. Bu araştırma sırasında şaşırtıcı bir sonuç olarak Doğu Almanya kökenli Almanların evlerinde çok daha az şiddet uygulandığı ortaya çıktı. • Deneklcre anonim birer soru kâğıdı verilerek, doldurulduktan sonra da kapalı bir zarfta geri alındı. Araştırmaya katılanlar sonradan isimlcrinm açıklanacağı korkusu yaşamadılar. Birkaç kişinin gerçekleri yansıtmadığı göz önüne ahndıysa da daha dcğişik bir yöntemle çalışma olasılığı yoktu. • Güvenilir rakam ve verilere ulaşabilmek için yanıtlardaki utanç faktörü göz önünde bulunduruldu. Aile içi şiddelle ilgili sorularda, anket yapılanlann aşağılanma duyumsamaları çok yüksek olduğundan şiddetin kimin tarafından uygulandığı sorulanna bazı deneklerce yanıt verilmedi. Yanıtlardan çıkan en ilginç verilerden biri, dayak yeme anının, dayak yediğini itiraf et Aile içi şiddet üzerine yapılan ve uzun yıllar süren araştırmalardan biri Murray A. Strauss'a ait. Araştırma sonucunda ortaya çıkan rakamlar ise, kadına yönelik 'savaşın' ne kadar acımasız vc vahşi olduğunu açıkca gösteriyor. Clinton 15 yaşında anesinin (sağda) şiddetiyle yüzyüze katmiftı. Simpson, kanstnı çok sık dövdüğü için cinayet kuşkulart üstünde toplandu