04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

B A S K E N T M Ü Ş E R R E F G Ü N L E R İ H E K İ M O Ö L U kara'da. Anadolu illerine gitmeye hazırlanıyorlar. Yıldızların parladığı sahneler ağmurlu bir mayıs akşamında bir aynlığın hüznünü yaşadık CSO salonunda. Orkestranın çok sevilcn Ayhan Ağabcyi, kemancı Ayhan Erman son kaserini verdi. Orkestradan ayrıldı.Bilkent Müzik Fakültesi'ndeki öğretim üyeliğini sürdürecek, belki Bilkent Orkestrası'nda da çalaçak ama" CSO'da dcğil artık. O son konserin solisti piyanist Vcrda Erman, maviler içindc bizi de göklerc ııçuıdu. Verda Erman'ı dinlemek büyiik mutluluk ama ben o konscrc Suııa Kan'ın solistliğini daha çok yakıştırdım doğrusu. Ayhan Erman ile çok cskı dostluğu, müzik dalıııda giizel birlikteliği var. Onun Çorunı'un Ortaköy ilçesindeki kaymakamlığinı bırakıp Ankara'ya gclmcsindc katkısı da var sanırım. Ralınıetli Faruk Giivenç ile Çorum'un Ortaköy kazasına gidip genç kuynıakamla konuşmalarını çok tatli aıılatır Suna Kan. O genç kaymukam Ayhan Frman, Siyasal Bilgiler Fakültesi'nde okurkcn bir tıp öğrencisi olan Faruk Güvcnç ve Erfîiz Edgiier ile mü/ik çalışmaları yapıyor, konserler veriyorlar. Faruk Güvenç tıp öğrcnimini bırakıp mü/iğe dalıyor sonra. Yalnı/ mü/iklc ıığraşıyor. Güzel, saygın bir uğraij bu. Son soluğuna kadar sürdü coşkusunu, çevrcsini de gü/cl etkiledi. Ayhan Erman'ın Ortaköy kaymakaınlığını bırakıp CSO (o zaman Filarmoni'ydi sanınm) katılması da o coşkuyla oluşan saygıdeğcr bir davranış. Kaymakamlığı sürseydi bugün emckli bir vali olacaktı, oysa müziği secerek nc gii/el ürünler verdi bize. Ortaköy'deki çıplak odasında bir masaya koyduğu kemanı ne güzel sesler duyurdu. Tcşekkürler, çiçekler ve alkışlarla uğurlandı CSO'dan. Yanında çiçek gibi kızları ve eşi Mualla Erman, bir Yargıtay üyesi, konserleri ilgiyle izler her zaman. ODTÜ'lu ikl kadın profesör Bitim dahnda bir kadın, ODTÜ Sanat Tarihi Kürsüsü'nden Profesör Sevîm Btıluç da Çanakkale'ye gidiyor. Üniversitenin Edebiyat F7akültesi'ne dekan oluyor, arkeoloji bölümünü kurmaya hazırlanıyor. Başkentin en güzel kızlarından biriydi vaktiyle, şimdi de güzel ve şık kadınlanndan biri. Eski, köklü bir başkentlinin yeni bir kuruluşa katkıda bulunroak için köklü bir değişikliği göze alması güzel bir olay değil mi? Çanakkale'de yaşamak da güzel bir olay bence. Şanlı bir tarihi, gü/cl bir coğrafyası var. Eski uygarlıkların yaşadığı topraklar. Biraz ötede İda dikiliyor, Truva orada, Assos orada". Selçuk orada, tanrılar, tannçalarla Sevim Buluç'un tüm dostları orada. Çanakkale yarımadasından Kuşadası'na geçiyorum şimdi. Scvim Buluç'tan ODTÜ'lü başka bir profesörc. Bilgisayar Bölümü Başkanı Profcsör Asuman Doğac genç ve güzel bir kadın, müthiş şık, miııi etekleri, kabarık saçlarıyla bir bilinı kadını görüntüsünde değil, o da kimi zaman film yıldı/ına, şarkıcıya benzetildiğini anlatıyor kahkahalarla. Ama bilgisayar dalında ilgınç projeler uygııluyor. Avuşturya'nın Klagenfert Onivcrsitesi'nde konuk profesör olarak ders verdikten sonra ODTÜ'ye döndü. Şimdi bilgisayar dalında bir yaz okulu 'açmaya hazırlanıyor. Dalın uç adamları dünyanın her köşesinden Kuşadası'na gelecek, birkaç hafta boyunca konferanslar verecekler. Bilgisayar öğrencileri de izleyecek. Ya/ımı sona erdirirken bir arkadaşım telefon etti, balcleri yazdın mı, dansları hâlâ gözümde, dedi. Benim de gö/ümde, kulağımda, beynimde doğrusu. tnsan vücudunun ne güzel biçimlcndiğini görüyorum o danslarda, insan vücudunun müziğini dinliyorum, insan olmanın şimşeği, sevinci çakıyor beynimde. Ama asıl sevincim toplumdaki güzel birikimden kaynaklanıyor doğrusu. Yol bulunca her şey nasıl boyutlanıyor sanat dalında da bilim dalında da. Bilgisayar yeni bir bilim ama o dalda çalışanlar arasında uluslararası üne ulaşanlar var. Bilgasayar teknolojisinde sistem iiretenler. Balemizin de uzun bir geçmişi, gelcneği yok ama ne gü/el ürünler vcriyor, yeni doğan bir yıldız bir Anna Karenina olarak çıkıyor karşımıza. < I Y nanlann yakındığı gerçekler hiç değişmiyor. Oyunu seyredenler salondan taşt\, çok kişi ayakta izledi, ama Hacettepe Üniversitesi'nden kimseyi görmedim kalabalıkta. Gelselerdi Konservatuvar'ın salon sorunlanna da eğilirlerdi belki. Oyundan sonra Gaziosmanpaşa'da özcanlar'm lerasında sürdü söyleşiler. Gökte yıldı/lar, bellcğimi/de anılar parladı. O terasta bir akasya ağaeı var, adı Adnan Kahveci. Belki anımsarsınız, bu sayfada da sö/ ettım bir aralık, rahmetli Kahveci çıplak toprakları yeşertmek için projeler yaparken Macaristan'dan a sel'den duydu o akşam. Bu baleyi seyrettikten sonra Varşova Operasf ndan daha iyi bir operanız olduğunu söyleyebilirim, diyor Polonya Sefıresi. Bale boyunca coşkusıı, alkışları da doğruladı bu sözleri. Anna Karenina balesini ekranda gördüm yıllarca öncc. Bolşoy Balesi ve Maja Prinseskaya! Gözlerim kamaştı ama Anna Karenina'nın Devlet Balesi'nde sahnelenmesi de göz kamaştıran bir olay. Küçük Opera Sahnesi'nde kocamun bir lokomotif, dumanlar tütüyor, seyirci dekoru mu alkısjasın, giysileri mi, dansları mı şaşınyor. Her şey alkışlandı coşkuyla. Devlet Balesi'nde olağa Tiyatro dalında aynlığın hüznünü değil buluşmantn sevincini kutladık. Devlet Tiyatroları Genel Müdürü Yücel Erten'in girişimiyle bir tiyatro şenliği yaşadık mayıs gecelerinde. Birbirinden güzel oyunlar izledik. Sahnelerimizi parlatacak yeni yıldı/lar tanıdık. Bana aynca mutluluk verdi o oyunlar. Peter Weiss'in Marat'ını Türkçe'ye çcvirirken çok scvdim, sahnede görmeyi çok düşledim ama o düş otuz yıl sonra gerçekleşti ancak. Konservatuvar öğrencileri arasında ne güzel Marat'lar Sade'ler varmış. Lcmi Bilgin de ne güzel çalıştırmış onları. Otuz yıl önce çevrilen bir oyunun dili eskidi mi diye kuşku duyuyordum. Elbet cskimişliği var ama ihtilal sonrası sloganlar hiç eskimemiş. Düş kırıklığı, beklentiler, kurtar bızi Marat diye sızlaC U M H U R İ Y E T OEROİ 3 0M A Y I S M*rlh Çlmanlar va Prof. Asuman Doğaç, aanat va blllmd* güzal Urünler varlyorlar. kasya tohumları, fideler getirtti. O tohumlardan kimi dostlarına da verdi. ören'deki bahcenıde yeşerecek mi bilmem? Fatoş Ozcan yeşermeyi beklemeden bir akasya fidanını terasına getirmiş. Mustafa ö/can Kahveci koymuş adını. Teras söyleşilerine o da karışıyor, kimi zaman da ne espriler yapıyor kimbilir! özellikle Küçük Sahne'de sahnelenen Çehov öykülcrinden sonra espri gücü nasıl coşardı. Anna Karenlna'yı izlerken Mayıs gecelerinde Devlet Balesi'nde de Anna Karenina'nın yıldızları parladı. Gcnel Müdür Rengin Gökmen de en güzel övgüyü Polonya Sefiresi Bayan Hen nüstü bir yıl yaşanıyor doğrusu. Merih Çimenler'i kutlamak gerekir. Çaykovski'nin bu güzel yapıtını Devlet Balesi'nde ilk kez sahnelemek elbet güzel bir olay. Ama Ballanehin de ilk kez uygulanıyor, bir yılda dört proje birden gerçekleşiyor Devlet Balesi'nde, kuşkusuz yorucu bir yıl ama halkın coşkusu ve sevgisiyle o yorgunluk geride kalmış olacak. Bence yıldızlann parladığı bir dönem yaşanıyor tüm başkent sahnelerinde. Siyasal sahnelerdeki alacakaranlık nedeniyle devlet adamları izlemeye vakit bulamıyor, örneğin Inönü, Anna Karcnina'yı göremediğine çok üzülmüş, yeni bir gösteri yok mu diye soruyor. Oysa devlet sahneleri perdelerini kapıyor An 1 9 9 3 S A Y I 3 7 5
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle