09 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

S 0 K T A A Y N A T E K I N C I Akademi salonlannda anlamlı bir sanat dersi: Mimarlık da "sergilenebilir" olmalı... Meslekte 40. yılını dolduran Prof. Utarit Izgi, kendi çalışmalarını derlediği sergisiyle mimarlığın bir kültür ve sanat eylemi olduğunu gö'zler önüne seriyor. "tnşaatların sahiplerinc önce şunu kabul etririyorum: Binalar salt onu kullananları değil, o kenti vc dolavısıyla o binayla birliktc yasayacak insanları da gözetcrek tasarlanmak zorunda. Yani binanın içi kullanıcısına huzur vcrirkcn dışı da kcnt halkına mutluluk getirmeli. Ne var ki bunu artık salt müşterilere anlatmak yctmiyor. Kente karşı hiçbir duyarlılığı olmayan şu garip imar koşullarını getirenlcrin de ınimarlığa saygılı olmaları gerekiyor..." Utarit Izgi'nin Mimarlık Çalışmalan Sergisi, Kültür Bakanlığı'nca ilan edilen "I993 tstanbul Yılı'* etkinlikleri içerisinde de önemlı bir tartışmanın başlamasına yol açtı. Mimarlığın, bir "bayındırlık" olayı değil kökenı vc amaçlarıyta bir kültür olayı olduğu gcrçeğini, uzun yıllar sonra artık Kültür Bakanlığı da kabul ediyor. Böylece, bir sanat eyleminin yü/ yıl önceki ürünün "kültür mirası" sayıldığı, bugünkü başanlı örneklerinin ıse farkında bile olunulmadığı bir anlayış, ülkemizin en yetkili kurumunda artık terkediliyor... Prof. Utarit Izgi, işte bu "tarihsel dersi" ile salt bir mimar ya da sanatçı olmasının ötesindc, mesleğinin ve sanatının toplumsal yükümlülüklerini yerinc getiren bir bilimadamı, "aydın bir hoca" olduğunu da kanıtlamış oluyor... Sergi, İstanbul'dan sonra, Ankara, İzmir, Edirnc vc Adana'da yinelenerek bu önemli işlevinı tüm yurda yaymış olacak < dir.' Ve şu hükümlerle devam ediyor: "Mimari yaratıcılık, inşaatların niteliği, binaların onları çevreleyen ortama uyumlu katılımı, doğal, yapay vc tarihi çevre ile ilişkileri, kamu yararını oluşturur.M Gcçmişi, insanoğlunun barınmaya başladığı çağlara dck u/anan bu köklü sanatın güniimüzdeki evrensel yükümlülükleri. Türkiye mimurlığına acaba yetcrincc yansıyabiliyor mu? Daha doğrusu, bir /amanlar bu yükümlülüğünü en zengiıı örneklerle yerine getirmiş mimarlığımı/. yaşadığımı/ topraklarda yaratılan "güçlü bir kültürün ifadcsi" olduguıuı bııgiin yeterincc kamtlayabıliyor mu? Yaralıcılık yerine taklitcilığin daha çok para ettiği, tarihsel degerlere saygı yerinc onu yok etmenin "modernleşme" sanıldığı; doğal cevreye uyutnlu katılımın isc "libcral özgürlüğiin" öniindc engel sayıldığı; bir imar vc inşaat düzeni içerisinde, "mimarca" davranabilmek ve uygarlığın mimarlıktan beklediklerini karşılayabilmek, gün geçtikçe daha zorlaşıyor; hatta kimilerince "ütopya" bile sayılabıliyor. Cîeçenlerde, Mimar Sınan Üniversitesi'nin Osmun Hamdi Salonu'nda, tüm bu olıımsu/ koşullara karşın Türkiye'de dc "bir kültür vc sanat eylcmi olarak" mınıarlığın var olduğunu kanıtlayan, anlamlı bir scrgı dü/cnlendi. Akademi'nııı yctiştirdiği sanatçılarımı/dan Utarit Izgi, 40 yıllık meslek yaşamında ürettiği yapıtlarını bir "rönesans ressamı" titi/liğiylc dcrleyerek fo14 F ransa'daki Mimarlık Mcslek Yasası'nın 1. muddesi şu saptamayla başlıyor: "Mimarlık, kültürün bir ifadesi toğraflarıyla gözler önüne serdi. "Gözler önüne" diyorum, çünkü bu escrlcrin büyük çoğunluğu, Istanbul'duki duyarsı/ yapılaşmanın "kuşatması" altında kalmış, "gözden ırak" güzeller gıbiydiler. Bu sergi sayesinde hiç değilse "gönülden de ırak" kalmaktan kurtulmuş; mimarların ve mimarlığın bu ülkedc dc yaşamakta olduğunu göstenni1) oldular. Tuzla'davllla1970 Sanat için "dlrenebilmek" Hemen tüm sanat dallannda olduğu gibi. ınımarlıkta da "miiştcrilcrin bcğeni kültürü" sanki daha bir etkinlik ka/anıyor, bclirlcyici oluyor. Bırkaç yıl öncc Istanbura gelen Dünya Mimarlar Birliği Genel Başkanı Rod Mackncy, bu "kara yazgıyı" ^öyle ö/etlcmıjtı. "lyi mimarlık için, artık iyi müştcri gcrekiyor." Aynı anda bir Ingılı/ lordu olan Rod Hackney, sözlerini şu gözlemiyle sür dürmüştü: "Istanbııl'u göriince de anladım ki bu kcntteki mimarlar, hiç de iyi müşterilere sahip değiller..." Sanatçının evrensel görevi, salt müşterisinin beğenisine göre davranmak değil elbette. Topluma iyiyi, güzeli ve doğruyu göstermek, şu acımasız "piyasa" koşullannda giderek daha bir önem kazanıyor; uygarlık adına daha ağır yükümlülükler getiriyor. Mimarlıkta ise bu yükümlülük, çoğu kez yüreklice bir direnişi hatta "kavgayı" bile göze alabilmeyi gerektiriyor. Utarit tzgi, sergisiyle birliktc gerçekleştirdiği söyleşisinde, iştc bu "zorlu" savaşımın önceiıkli kuralını şöyle özetliyor: Mimarlde plastik sanat düzsyi. Utarit Izgi'nin, M. Oemirkan ve A. Muslubas'la birlikta gerçekleştirdiğl tasarımlardan (sağda)... Içl kullananları, dısı ise herkesl mutlu kılan, geleneksele saygılı bir modarn tasarım: Istanbul, Ulus'da (solda) CUMHUfilYET OEROİ 2 M A Y I S 1 9 9 3 S A Y I 3 7 1
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle