23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

C EP ECEV R E K T A Y E K i N C I CEVRE ÜZERİNDEKİ12 EYLÜL GÖLGESİ Şehircilik bilimine ve imar planlarındaki kamu yararı ilkelerine aykırı "ayrıcalıklı imar izinleri" için olanak sağlayan Turizmi Teşvik Yasası (1982), Koalisyon Hükumeti'nce de benimsenmiş durumda... on yıllarda kentlcrde, kıyılarda ve özellıklc Istanbul'da olup bitenleri "şaşkınlıkla" izleyenler, birbirlerine sürekli şunlan soru voriar yorlar: "Nasıl olur? bu gü/clim ornıan kcsilerek böylcsi bir otel nasıl yapılır? Var olan altyapı bıle yeteılı dcğılken, şu koskocaman gökdelenc kent içındc nasıl ı/in verilir? Barbaros'un lcventlcri için yapılmi!) yü/Icrce yıllık evleri yıkıp yerine otcl yapınaya kalkışmak, nasıl bir "turistık" davranış? Antik kcntin ozerine tatil köyü kurduklan sonra, ttılup aynı tesistc "çevıe ödülleri" dağıtılmasına ncdcn kimse dur demiyor? Dolmabahçe Sarayı'nın tarihscl bahçesini ışgal cden yabancı otclc, ülkcnın ıleri gclcnlerinin bu "sevgisi" niye?.. Bu sorulan çoğaltıp, son on yıldaki aynı türden gclişmcleri tek tek sıraladığımı/da, karsımı/a salt bir çevrc sorunları dosyası çıkmıyor. Aynı anda 12 EyIül hukukunun ve bu hukuku besleyen ekonomik kalkınma anlayışınm ülkcnin /enginlıklerıni turizm adına nasıl çar çur cttığmı gösteren, bilim vc insanlık dışı politikalarla yoğrulmuş 12 yıllık bir yağma sürecinin İcara tablosu da sergilenmiş oluyor... Kimilerine göre, bu akıl almaz çevre cLpayetleri, aslında duyarsızlığın değil, "nı/.lı kalkınmanın" ve "modernlesmenin" sonucudur. örneğin, gökdelenler "çağdaşlaşmanm" simgcleridir; orrnanları yok edcn, kıyılan betonlaştıran, tarım alanlarını kurutan tesisler "gelişmeııin" ürünüdür; yitirilen tünı değerler, şu son on yıllık "çağ atlamanın" bedelidir!.. Nitekim, Çevre Bakanı Doğancan ÖzddantarihgaM Başbakan.antlkPslllsktntluhrlp •'*''' * ' ; , ' * ""•""" çıkmayıda "ukalalık'olarak nitelodi ,1' Dolmabahçe'nln tarlhl bahçaain* bu otoll dlkebilmek İçin, önca "turizm merkazl" llan •ttirlp, ardından projayl "bakanlıktan" onaylatmak yettl... Tabil, "12 EylUI'ün yasası" sayeslnde (on üstto)... Antlk SİT'leri de kapsayan turizm morkozlori için "ünlü savunmalardan" blrial böyleydl (21 Temmuz 89). Bu sözlerle hlzmete açılan otal, daha •onra "çevrecilere" ödüller dağıtmaya basladı (üstte)... Akyürek de geçenlerde bir çevreciye ödül verirken, şunlan söyleme gereğini duymuştur: "Fanatik çevrecilik yapılarak, kalkınma önlenmemeüdir..." (Cumhuriyet 26.8.1992) Oysa, yukardakı örncklcr, fstanbul'u ezen bir Park Otel, Dolmabahçeyi yutan bir Swiss Otel, Psilis Antik Kenti'ni tahrin eden bir Iber Otel, doğal ve tarihsel SlT alanlarında "ayrıcalıklı izinlerle" kurulan çok yıldızlı oteller, "bakanlık onaylı planlarla" turizme açılan ormanlar.. ve daha yüzlerce kente, çevreye ve insana duyarsız yatırımlar... Bütün bunlar, gerçekten "kalkınmanın" mı ürünüdür; yoksa şu veya bu güçlenyle yerel ya da merkezi yönetimler üzerinde etkili olan kesimleri "kalkındırma çabalannın" mı ürünüdür? özcllikle, 12 Eylül'den bu yana geçen 12 yıllık süreçte yaratılan bu tür örnek lere bakıldığında, ortaya çıkan genel sonuç şudur: Bu yağmanın kökeninde, temeli 24 Ocak 1980'de atılan ve çatısı da 12 Eylül hukuku ile çatılan, "ö/el sektöriin devlet desteğiyle güçlendirilmesi ve buna yönelik olarak ülkenin tüın değcrlerinin sermaye kesimlerinin kullanımına sunulması" anlayışı yatmaktadır. Bu değerler nelerdi? » Elbette, öncelikle cn yücesi olan "emek"ti. 24 Ocak 1980'de yürürlüğe konulan "istikrar" paketi, ekonomik açmaza düşen kimi yatırımcıları Cumhunyet tarihinin en "devlctçi" girişimlcriyle kurtarmak, buna koşut olarak bir yandan fiyatlar arttınlırken, öbür yandan ücretler kısılarak "ka/anç oranının hızla yükselmesini" amaçlamıştı. O aylarda, enflasyon rekor düzeyde yükseldi; ama, ya ücretler? Emeğin hak şanlann tepkisi nasıl engellenecekti?.. 12 Eylöi, işte bu "sıkıntıyı" gidermek üzere, aynı yıl imdada yetişti. 27 eylül günü Milli Güvenlik Konscyi'ne sunulan Ulusu Hükümctfnin programı, sermaye çevrelerine, karşı bu görevini "gi/lcmeyc" bile gerek görmemişti: "Bu tedbirlenn (24 Ocak Paketi) /amanlaması için, çalışma hayatını düzenleyen mevzuat yenilikleri kanunlaşamamıştır." (Cumhunyet 28 Eylül 1980) Daha önce, güçlü scndıkalar vc demokratik muhalcfel nedcniylc "kanunlaşamayan" bu mevzuat için, artık ortam çok uygundu. Parlamento ve demokrasi "birliktc" rala kaldırıldıktan sonra, çalışanlann haklarını savunan toplumsal örgütlenmeler de dağıtılınca, 24 Ocakçıların beklediği "iş yaşamını düzenleyen" mevzuat yenilikleri hızla yürürlüğe konuldu; ekonomide özlenen "istikrar" askeri yönetim gücüyle sağlanmış oldu... 12 Eylül'ü destckleyen kesimlerin beklentileri, acaba salt "ucuz emek" ve tek taraflı baskıya dayalı "iş huzuru" muydu? Elbette değildi. 24 Ocak zenginleri için ülkenin diğer tüm değcrlcrini de ele geçirmek, diledikleri yere "özgürce" yatınm yapmak, serbest arsa spekülasyonundan Hazine ve orman arazilerini D E R O İ 1 3 E Y L U L 1 9 9 2 S A Y I 3 3 8 Kisıiıiı.\iKt 11,111.11111L'.ı karşi çall C U M H U R İ Y E T
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle