Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
M E T I N S 0 L M A Z "Aftor th« War" albümU tutmayınca, Moora acllen y»nl (!) blr yol denodl v* blr albUml» d * örnekledl: "Stlll Oot the Blues" Ünlü hard rock gitaristi Gary Moore, son iki albümünde yeni bir tür deniyor. Batı buna bir isim bulamadı ama biz "taverna blues" diyebiliriz. ary Moore son iki albümünde yeni bir tiirün öncülüğünü yapıyor. Batıda henüz bir isim bulamadılar bu türe ancak ben burada hemen bir şey yakıştırdım: "Taverna Blues'u". Kendi deyimiyle blues'a, bence taverna blues'una yenildiği ilk albümünde albümle aynı adı taşıyan Still Got The Blues şarkısıyla başlayan, "kendini tekrar"dan da beter yeni albümünde de Story Of The Blues Jumpin At Shadovvs ve Nothing's The Same gibi şarkılarla devam eden bu türü şöyle anlatabiliriz: Blues ritmindeki şarkılarda, hatta düpedü/. blues şarkılarında fazla çaktırma GERIDON GARY G maya çalışarak birtakım "ticari" değişiklikler yapılır. önceliklc iç gıcıklayıcı gitar tonlan bulunmalıdır. Ardından fonda İbrahim Tatlıses şarkılannda kullanılanlara benzer kemanlar, ağlatan synthsizer akortlan eklenir. tşlem tamamdır. bu değişikliklcr insanlann konserlerde daha rahat çakmak sallayabilmesi içindir. Ya da birbirlerine sarılıp dans ederken derin derin iç çekebilmeleri için. Çünkü blues şarkıları dokunulmadan söylenirse pek çakmak sallamaya uygun değildir. Hcpsinden önemlisi blues hcm de satış yapmak isterse Gary Moore'un peşinden gidip taverna blues'u yapmanız gerekir. Geri dön Moore, her şey bitmemişken tekrar rock yapmaya başla. Sana o yakışıyor. Sen stadyum müzisyenisin, blues stadyum müziği değil. Senin harcın hiç değil. "Sanınm bu yönde devam edeceğim ve kendimi evime dönmüş gibi hissediyorum" gibi laflar sarf etme, eve böyle dönülmez. Taverna müziğiyle hiçbir zaman bir Stevie Ray Vaughan ya da Johnny Winter olamazsın. Yinc kcndi deyiminle "Lezzetini blues'un verdiği tıızunu ise rock'ın oluşturduğu" müziğe çok uzaksın. Bırak bu işi Rory Gallegcr, John Cougher, Allman Brothers Band gibi yapabilen isimler yapsın. Sen gerçekten "evine dön" ve rock'a devam et! l'hin l.i/zy ve Greg Lake Band gibi gerçekten önemli "roek" gruplanyla pisip kendi adıyla kurduğu gruplarla yoluna devam eden Gary Moore gerçektcn "sıkı" bir rock gitaristi. Gerçi "sıkı" dönemlerinde de Moore'u "kendini tekrar'ia suçlayan çok oluyordu ancak bu durum hiçbir zaman Moore'un müziğini tavernalara yöneltmemişti. (îirinding Store, Dirty Fingers, VVild Fronticr gibi birçok süper yapıma imzasını attıktan sonra 1989 yılında bütün rock camiasını şaşkınlığa boğan Moore, Ozzy Osbourne ve Cozy Powell'dan aldı ğı desteğe rağmen After The War gibi rezil bir albüm yaptı. Tek bir işe yarar şarkının bulunduğu albüm Moore'un kariyerinde ani bir düşüşe yol açtı. Albümün başansız bir çalışma olduğunu kendi ağ/jyla da söylcyen Moore acil yeni bir şeylcr yapmak istemiyle harekete geçti ve gerçckten yeni! bir şey yaptı: Still Got The Blues.... Hangi şarkıların "hit" olacağına karar verilmişti. "Garanti" olsun diye standart blues şarktlarına da yer verildi. Albüm kapağında gcri plana bir Hendrix resmi güzelce yerleştirildi. Blues çcvreleri de belki kabul cder diye Albert Collins ve Albert King gibi iki blues devinin desteği de alındı. Moore her fırsatta Collins ve King'den çok şey öğrendiğini söyledi. Bi/ de diyoruz ki "eğer blues'da inatlıysan daha öğreneceğin çok şey var." Sık kullanılan pek doğru bir laf vardır, şimdi onun tam sırası: "bluesun icrası taklit edilebilir ama ruhu asla!" Sıradan şarkılarla dolu Still Got The Blues iyi satarak görevini yaptı. Gerçi eski hayranlarının çoğu küsmüştü ama olsun, artık yeni yetmelerden Gary Moore hayranları vardı. Bu başannın en büyük sorumlusu yukarıda bahsi geçen Still Got The Blues şarkısıydı. Türkiye'de bile genç kızlar sevgililerine "bu bi/im şarkımı/. olsun" dedi. Moore baktı ki bu taverna blues'u işi iyi tuttu sonraki albümünde iyice abartarak bu sçfer tamamen taverna blues'una yüklendi ve son albümü "After Hours"' olmuştu. Yine iki blues devinden; B.B. King ve önceki albümdc de olan Albert Colins'den destek alınmıştı. Ama yine onlar da kurtaramadı. 1970 yılında rock'la başi ladığı pro j fesyonel müzik yaşamında i lar onu hep dev bir hard rock gitaristi olarak tanıdı, sevdi. Kimse ona yerinde saysın demedi. Hard rock'la başlayan öyle ölür diye bir kayıt yok ama Mooi re gibi bir f natçı eğer 20 yıl sonra "döndüyse" adam / gibi dönmeliydi... < C U M H U R İ Y E T DEROİ 2 3 A Ğ U S T O S 1992 SAYI 335